İzmir CHP’de Güç Var Ama Güven Yok!
CHP İzmir İl Başkanlığı’nda yeni dönem resmen başladı.
Başladı başlamasına ama…
İlk toplantıdan çıkan tablo, “gençlik aşısı” görüntüsünden çok, “tecrübe katliamı” izlenimi veriyor.
Çağatay Güç göreve gelir gelmez 40 kişilik yönetim kurulu ile tanışma toplantıları yaptı.
Heyecan vardı, umut vardı, bir “yenilik” havası esti İzmir sokaklarında.
Ama bugün açıklanan görev dağılımı…
Ne yazık ki o rüzgarı, tam ortasından ikiye böldü.
15 kişi “başkan yardımcısı” olmuş.
Diğerleri komisyonlara dağılmış.
İsim listesine baktığınızda tek bir şey görüyorsunuz:
Sadakat var, liyakat yok!
Tugay etkisi: Hisseden hissedene!
Görevlendirmelere şöyle bir bakınca, kimsenin dikkatinden kaçmıyor:“Bu kadro CHP İl Başkanlığı’ndan çok, Cemil Tugay’ın protokol ofisine benziyor.”
Çünkü listede öne çıkan isimler, Tugay’a yakın çevrelerden geliyor.
Aliağa’da seçim kaybeden Ali Serçe, “Bakırçay Örgütlenme Sorumlusu” olarak sahaya sürülmüş.
Karşıyaka’da Cemil Tugay’a yakın Emre İpek, “Karşıyaka Sorumlusu İl Başkan Yardımcısı.”
Yani İzmir İl Başkanlığı’nda yeni bir denge değil, tek merkezli bir ağırlık kurulmuş durumda.
Bornova istediğini aldı!
Bir başka dikkat çeken cephe ise Bornova. Belediye Başkanı Ömer Eşki’nin gölgesi, il binasının duvarına kadar düşmüş.
Eşki’nin listesinden yönetime giren Mustafa Arslan, Örgütlenmeden Sorumlu İl Başkan Yardımcısı.Pınar Ataş, Yerel Yönetimlerden Sorumlu Başkan Yardımcısı.
Kısacası Bornova cephesi, bu görev dağılımında tam saha pres yapmış, istediğini koparmış.
Deneyim?
Yok hükmünde!
Gelelim en can alıcı meseleye: Yeni yönetimde deneyim, adeta sürgüne gönderilmiş.
Uzun zamanda beri CHP örgütlerinden başarılı olmuş av Murat Aydın başkan vekili olmuş listede birkaç olumlu işten biri olsa gerek… Aydın listeye emniyet sibopu gibi yazılmış..
Aslı Gülden Değirmenci eğitim sekreteri, Arda Işık sayman…
Bu üç isim dışında “örgüt deneyimi” diye bir kavram bulmak zor.
Yıllarını partiye vermiş, her seçimde gece gündüz çalışan isimler ise dışarıda bırakılmış. Bu da örgütte büyük bir kırılmaya yol açmış durumda.
Partililerin dilinde tek bir cümle dolaşıyor: “Bu liste, örgütü kucaklamadı, dışladı.”
Şenol Aslanoğlu dönemi tamamen silindi!
Bir de işin sembolik tarafı var.
Şenol Aslanoğlu’nun tutuklanmasından sonra partiyi ayakta tutan Barış Özemir, Adnan Alabay, Orhan Polat, Haydar Göktepe gibi isimlere görev verilmemiş.
Yani Çağatay Güç, “devamlılık” çizgisini değil, “temizlik operasyonu” çizgisini seçmiş.
CHP kulislerinde yorumlar net: Bu, Aslanoğlu ekibini tamamen devre dışı bırakma operasyonu. Ve bu operasyonun arkasında da “Büyükşehir desteğiyle kurulan yeni denge” var.
Sonuç: Güç’ün kadrosu güçlü değil…
Çağatay Güç’ün ismi güzel, soyadı da iddialı…
Ama bu kadro ne ismen güçlü, ne deneyim olarak…
Kadroda “parti içi demokrasi” değil, “belediye dengeleri” ağır basmış.
Siyasi tecrübelerle yoğrulmuş bir örgüt yerine, belediye başkanlarının referansıyla gelmiş bir “gençler kulübü” görüntüsü var.
Eğer bu tabloyla İzmir’de CHP birliği sağlanacaksa…
O zaman siyaset defterini yeniden yazmak gerekir.
Yoksa bu il yönetimi, daha ilk haftasında “birlik değil, ayrışma” hikayesine dönüşür.