Dolar 42,4356
%-0.15
Euro 49,3779
%0.08
Altın 5.778,950
%0.27
Bist-100 11.116,00
%2

Pzt

-8°

Sal

-12°

Çar

-3°

Kurul’tay!

CHP’nin “Şimdi İktidar Zamanı” sloganıyla düzenlediği 39. Olağan Kurultayı tamamlandı.

3 gün süren kurultayda Genel Başkan Özgür Özel rekor oyla yani geçerli oyların tamamını alarak 4. kez genel başkan seçildi.

Kurultayda parti programı güncellenirken, tüzükte değişiklik yapıldı.

Parti Meclisi (PM), Yüksek Disiplin Kurulu (YDK) ve Bilim Kültür ve Sanat Platformu (BKSP) üyeleri belirlendi.

Kurultayın son günü ise Özgür Özel’in Anahtar Listesi firesiz seçildi.

Kurultay’a ilişkin dikkat çekici olan konulardan biri Genel Başkan Özgür Özel’in eski Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’na yönelik isim vermeden ancak doğrudan onu ve çevresini hedef alan açıklamaları oldu.

Malumunuz, 38. Olağan Kurultay yenilgisini hala hazmedememiş olan Kılıçdaroğlu sabah- akşam iktidar medyasına demeç veriyor. Partisine getirdiği eleştiriler yenilir yutulur değil.

Ona oy veren milyonlar ‘neden’ diye sorgularken, Cumhurbaşkanı adayı olduğunda birer nefer gibi çalışan partililer ise haklarını ‘helal’ etmiyor.

Gelelim esas meselenin özüne!

Kemal Bey öyle bir Kurul’muş ki partiyi yıpratmak için çevresiyle birlikte TGRT Haber ve Sabah Gazetesinin kapısını arşınlıyor.

Öyle bir Kurul’muş ki hıncını tutuklu belediye başkanlarından çıkarıyor. “Atın bunları partiden” diyerek henüz dava süreci devam eden yargılamalarla ilgili kesin yargıya varabiliyor.

Öyle bir Kurul’muş ki 13 yıl genel başkanlık yaptığını unutup partiyi arındırmaya çalışırken, ikiye bölmeye çabalıyor..

Öyle bir Kurul’muş ki gözü koltuktan başka bir şey görmüyor!

Peki Kemal Bey’in tüm bu yaptıklarına karşın hep sessiz kalan, orta yoldan giden ‘incitmeyelim, kırmayalım, dökmeyelim’ diye alttan alan ve bu istikamette açıklamalar yapan Genel Başkan Özgür Özel bu kez ne yaptı?

Kurultay’da açtı ağzını yumdu gözünü!

“Dönüşü olmayan bu yolda korkanlara da yer yoktur. Müesses nizamla işbirlikçi olanlara, kara düzenin sesi olanlara, örgütlerin vermediği görevleri başka kapıda  arayanlara yer yoktur. Cumhuriyet Halk Partisi arınacaksa işte bu anlayıştan aranacaktır. Bizi yüzde 25’e hapsetmek isteyenlerden sokaklardan ve meydanlardan koparmak isteyenlerden arınacaktır.”

Böylece yakın zamanda bir temizlik başlatacağının sinyalini verdi.

Gelelim partide iki başlılık yaratmaya çalışan Kılıçdaroğlu’na!

Bir eski genel başkan neden Kurultaya gelmez veya daha doğru soralım soruyu; Neden gelemez?

Bir karın ağrısı mı var? Yoksa çiğ mi yedi? Ondan mı gelmedi.

Acaba korktu mu?

Neden korkmuş olabilir ya da çekincesi ne?

Cumhuriyet Halk Partisi, 13 yıl genel başkanlık yaptığı partisi değil mi? Neden korksun ki…

Yoksa iktidar medyasına peş peşe yaptığı açıklamalar olabilir mi?

Büyük bir kesimin ‘evet’ dediğini duyar gibiyim.

Nasıl olsa dışardan konuşmak kolay değil mi?

Zor olan ne biliyor musunuz?

Gidip, Kurultay salonunda konuşmak.

Oraya gelen her bir üyenin gözünün içine bakıp bu partiyi “arındırmak” gerekiyor diyebilmek ya da kurultay salonunda partiye istikamet çizebilmektir marifet!

Ama bunlar cesaret ister. Cesareti olanlar o salona gidebilir.

Ama biliyorlar ki kurultaya gitseler oraya gelen her bir partili tarafından protesto edilecek, ıslıklanacak, hatta belki de yüzüne karşı iş birlikçi diye haykıracaklar.

Kenara çekilip partinin bir büyüğü olarak anılmak varken, Murat Karayalçın gibi, Hikmet Çetin gibi olmak varken, Kurul’a Kurul’a oyuncağa döndü beyefendi!