Cezaevi siyaseti: CHP’nin kongresi Aslanoğlu’na, planı Kaya’ya yazılmış
CHP İzmir’de demokrasi mi?
Var ama biraz “talimatlısından”…
İl kongresi yaklaşırken “irade” yerel örgütte değil, doğrudan Ankara hattında şekillendi.
Nasıl mı?
Hadi gelin anlatayım…
Önce CHP Genel Başkan Yardımcısı Ensar Aytekin arıyor ilçe başkanlarını: “Toplantıya gerek yok, Şenol Aslanoğlu’yla devam edeceğiz.”
Toplantı ne oluyor?
Dağıl!
Sonra ortaya çıkıyor ki, bu karar Ensar Aytekin’in değilmiş… Bizzat Özgür Özel’inmiş. Yani Genel Merkez düğmeye basmış, İzmir'de kimsenin kıpırdamasına gerek kalmamış.
Çünkü bu bir “talimat.” Öyle yazıyor mesajda.
CHP İzmir Başkanvekili Barış Özdemir'in mesajı net: “Genel merkezimizin talimatıdır: 17 Ekim Cuma günü yapacağımız İzmir İl Kongresi’ne İl Başkan adayı olarak Şenol Aslanoğlu ile tek aday olarak gidilecektir…”
Üzerine bir de demokrasi sosu: “AKP'nin partimize ve örgütümüze uyguladığı yargı darbesine birlikte karşı duracağız.”
İzmir örgütüne denmiş ki: “İç çatışmayı bırakın, bizim dediğimizi yapın.”
Yani özetle: “Aslanoğlu ile devam, gerisi teferruat.”
Tugay Cephesi: Kaybetmenin Sessizliği
Peki, bu kararın perde arkası?
Cemil Tugay’la bazı ilçe belediye başkanları arasında, başkan seçildiği günden bu yana bir “sürtüşme hattı” oluşmuştu.
Tugay ne diyordu?
“Ben kongrelere karışmıyorum.”
Ama sahada ne oluyordu?
Tugay ekibi varını yoğunu koymuştu ortaya, ama seçimi kaybetmişti.
Hem de ağır bir yenilgiyle.
Bornova Belediye Başkanı Ömer Eşki, Çiğli, Buca, Karşıyaka, Karabağlar, Konak gibi kilit ilçelerden çıkan tablo netti: Tugay yalnız!
Ve örgüt açıkça başka bir istikamete yönelmişti. Özgür Özel'in “Acil Durum Freni”
İşte tam bu noktada devreye Özgür Özel girdi.
Ne yaptı?
Aslında Şenol Aslanoğlu'nu pek istemiyordu… Ama ortadaki kaosu gördü, kavganın büyümesini istemedi.
Ve dedi ki: “Ne olursa olsun bu kavga İzmir’de büyümesin, Aslanoğlu’yla yola devam!
Bu, bir tercihten çok bir “kriz yönetimi” hamlesiydi.
Çünkü ortada kıran kırana geçecek bir kongre vardı.
Ve bu kongre, genel merkezin eliyle erkenden paketlenmiş oldu.
Demokrasi?
Onu da bir dahaki sefere tartışırız.
Peki, Şimdi Ne Olacak?
Şimdi herkes sus pus…
Ama bu geçici bir sessizlik…
Çünkü bu kadar bastırılan irade, bir yerden yine patlak verecek.
CHP İzmir’de kazanan şimdilik Aslanoğlu gibi görünüyor ama asıl kazanan: Kriz olmadan kongre atlatmak isteyen Genel Merkez.
Tugay mı?
O biraz daha yalnız, biraz daha etkisiz.
İzmir örgütü mü?
Talimatla yürüyen bir demokrasiye daha alışmaya çalışıyor…
Asıl Şifre: Çağdaş Kaya’nın Satır Aralarında…
Tam da herkes “tamam bu iş bitti” derken…
O açıklama geldi: CHP Buca İlçe Başkanı Çağdaş Kaya konuştu.
Ama öyle sıradan bir konuşma değil bu.
Açıklamanın satır aralarına iyi bakın…
Çünkü asıl şifre orada gizli.
Ne diyor Kaya?
“İl Başkanımız Sayın Şenol Aslanoğlu tutukluyken ve aday olma arzusu varken benim karşısına aday olarak çıkmam mümkün değildir.”
Bir dakika.
Burası çok önemli…
Adam diyor ki: “Aslanoğlu aday olmasaydı ben adaydım!”
Ama işte malum… Aslanoğlu içerideydi.
Şimdi tahliye oldu, aday da oldu.
Yani?
Kaya, şimdilik kenarda.
Ama bombayı sona saklamış: “İl başkan adaylığı ile ilgili süreci ise mahkemede alacağımız tahliye haberine göre, Genel Başkanımız Sayın Özgür Özel ve örgütümüzle görüştükten sonra yeniden değerlendireceğim.”
Yani diyor ki:
“Aslanoğlu tahliye olmazsa, ben varım!”
“Aslanoğlu tahliye olur ama aday olmazsa, yine ben varım!”
“Aslanoğlu aday olur ama Özgür Özel ‘sen çık’ derse, gene ben varım!”
Yani Bu Ne Demek?
Bu demek oluyor ki; İzmir’de kongre tek adayla gitmiyor aslında.
Yani dışarıdan bakınca “tek liste, tam mutabakat” gibi dursa da,
perde arkasında bir yedek plan, bir B planı çoktan yazılmış bile.
Ve en ironik olan ne biliyor musunuz?
CHP’nin “yargı darbesine karşı birlik olalım” diyerek aldığı bu kararın arka planında, bir ismin “Cezaevindeki biriyle yarışmam” demesi, siyasetin geldiği yeri özetliyor.
CHP tarih yazıyor.
Cezaeviyle siyaset arasına çizgi çekemediği gibi,cezaeviyle adaylık arasında plan yapar hale geliyor.
Final Cümlesi Gibi Bir Final Cümlesi:
Özgür Özel “kavga çıkmasın” diye düğmeye bastı, ama gördük ki her açıklama, yeni bir kavgayı daha doğuruyor.
Ve bu yazının şifresi şu: CHP İzmir’de kongre değil, “kontrollü kriz yönetimi” yapılıyor.