Dolar 40,9880
%0.12
Euro 48,0856
%0.95
Altın 4.462,950
%0.94
Bist-100 11.372,00
%0.52

Pzt

-8°

Sal

-12°

Çar

-3°

Karşıyaka’da demokrasi değil, 'pres' konuşuyor!

CHP kongre sürecinde… Mahallelerde delege savaşları… İlçelerde müthiş bir hareketlilik…

Ama hepsinden çok konuşulan bir yer var:

Karşıyaka.

Niye mi?

Çünkü burası İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay’ın memleketi... Çünkü herkes “Acaba Cemil Bey, kendi ilçesinde ne yapacak?” diye merak ediyor.

Ve çünkü Cemil Tugay çıktı, herkesin önünde, kameraların karşısında dedi ki: “Ben delege seçimlerine karışmıyorum.”

Helal!

Dedik ki: İşte demokrat bir başkan!

Sandığa saygılı…

Örgütün iradesine saygılı…

Özgür seçim, özgür delege…

Ama sonra ne oldu biliyor musunuz?

Arka kapıdan 'pres' girdi!

Sahaya bir çıktık, Cemil Tugay’ın Karşıyaka’daki preslerinden  meclis üyesi Özenç Kalkan, İzmir Büyükşehir personeli Gürkan Albaz tam saha pres yapıyor.

İddialara göre Gürkan Albaz, tek tek üyeleri arayarak  “Bizim listeye oy vermezseniz büyükşehirdeki işinizi unutun!” mesajları yağdırıyor.

Bizzat belediye personeli eliyle tehdit...

“Demokrasi” mi bu?

Yoksa “beyaz yakalı baskı rejimi” mi?

Bu nasıl bir kafadır?

Burası parti içi seçim mi, şirket içi performans değerlendirmesi mi?

 Başkan Tugay bu filmi daha önce izlemiş olmalı…

Bir hatırlatma: Tunç Soyer döneminde, Karşıyaka’daki her gerilim Cemil Tugay’a yaramıştı. “Tunç Soyer her şeye müdahale ediyor” denilmişti, Tugay da demokrat rolüyle alkış almıştı.

Şimdi ne değişti?

Cemil Tugay “karışmıyorum” diyor ama adamları sahada “karıştırıyor.”

Hadi Özenç Kalkan’ı anladık, meclis üyesi…

Ama Gürkan Albaz?

Bir belediye çalışanı , nasıl olur da örgüt üzerinde baskı kurar?

Bu düpedüz suistimal.

Bu, halkın cebinden maaş alıp örgüte sopa sallamaktır.

Ve bu filmin sonu, hiç de iyi bitmez.

“Karışmıyorum” demek yetmez, engelle!

Sayın Tugay, eğer gerçekten sandığa karışmıyorsan, bu iddialara çık bir açıklama yap.

Çünkü bu iddialar öyle “duydum, inandım” tarzı değil… Bayağı kulaktan kulağa, mahalle mahalle, üye üye anlatılıyor.

İzmir'de herkesin dilinde bu var.

Demokrasiyi gerçekten önemsiyorsan, bu “presçileri” görevden al.

Sandığı kirleten gölgeleri temizle.

Yoksa bugünün presi, yarının krizidir.

Son söz:

“Demokrasiye karışmam” diyorsan,

Presçilere de izin verme başkan!

Çünkü bu işin sonu, sandıkta değil, vicdanlarda kaybedilir…