Adliye koridorlarında kuruyan gözyaşları
İzmir Adliyesi’nde bugün yaşanan tabloyu tarif edecek tek kelime var: Trajedi.
Tutuklananlar sadece siyasetçiler değildi…
O koridorda ailesini kaybeden anneler gibi ağlayan eşler vardı.
Gözü yaşlı çocuklar, birbirine sarılıp susan partililer, boş boş yere bakan belediye çalışanları…
Ve o tabloya bir de eşlik eden uğultu: “Bizi Cemil Tugay yaktı.”
Şimdi söyleyin…
Cemil Tugay kendini şöyle savunabilir:“Ben usulsüzlüğü gördüm, yargıya bildirdim. Dürüst davrandım.”
Evet, belki de öyledir.
Ama bir şey daha var:
Bu iş sadece adli bir vaka değil, aynı zamanda ahlaki bir travmadır.
Bugüne kadar onlarca dava izledim.
Sayısız tutuklama gördüm.
İktidarın yargı sopasıyla muhalefeti nasıl şekillendirdiğine de şahit oldum.
Ama böylesine bir kırılmayı…
Böylesine bir isyanı…
İlk kez yaşadım.
Yıllarını CHP’ye, belediyeye, halka hizmete adamış isimler…
Bugün kelepçeyle çıkarıldılar mahkeme salonundan.
Ama en çok ne vurdu derseniz…
Mahkeme salonundan çıkan karar değil.
O koridorlarda dökülen gözyaşlarıydı insanın yüreğini ezen.
Mahkeme salonunun hemen dışında, bir kadın yere yığıldı: “Kocam CHP’ye sadakati yüzünden tutuklandı!”
Yanındaki yaşlı adam, gözyaşlarını silerken homurdandı: “Evladım dürüsttü… Cemil Bey’e güveniyordu.”
Bir başka belediye çalışanı:“Dost bildiğimiz biri sırtımızdan hançerledi…”
Ve sonra, birbirine sarılan insanlar…
Birbirlerine haykırıyorlardı: “Bu adalet değil! Bu bir ihanet!”
Ama en çarpıcısı şu: Cemil Tugay öyle bir noktaya geldi ki artık onunla ilgili her gün yeni bir iddia ortaya atılıyor.
Ve o da her gün bu iddialara cevap yetiştiriyor.
En son ne dedi mesela?
“Biz suç duyurusunda bulunmadık. Bu bir iftiradır.”
Peki sonra ne oldu?
Bizzat kendi imzasını taşıyan, belediye tarafından yapılmış bir suç duyurusu mahkeme dosyasına girdi!
Eğer “CHP’den istifa edecek” iddiasına verdiği cevaplar da bu kadar güvenilirse, vay halimize…
Çünkü artık sadece adalet değil, inandırıcılık da yara aldı.
Bundan sonra İzmir’de hiçbir şey eskisi gibi olmayacak.
CHP İl Başkanı Şenol Aslanoğlu'nun da, Eski Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, eski İZBETON Genel Müdürü Heval Savaş Kaya’nın da tutuklandığı bu dosya…
İzmir’in vicdanına ağır geldi.
İnsanlar artık belediyelere yapılan operasyonlara “AK Parti’nin sopası” diye bakmıyor.
Bugün o koridorlarda dillenen duygu şu:“İçimizden biri bizi sattı diyorlar.”
Ve bu yük…
Bu vebal…
Bu neyin bedeli…
Artık sadece mahkeme dosyalarında değil…
İzmir halkının hafızasında da kayıtlı…
Cemil Tugay’ın siyasi yolculuğu bugün başka bir evreye geçti.
Artık o sadece bir belediye başkanı değil.
O, bir travmanın adı.
Ne yaparsa yapsın…
Ne kadar açıklama yaparsa yapsın…
O adliye koridorlarında edilen beddualar, onun peşini kolay kolay bırakmayacak.
Ve unutmayın: Hukuk aklar…
Ama vicdan öyle kolay unutmuyor!