CHP kurtarayım derken Kılıçdaroğlu’nun virajına girdi!
Dün köşe yazımda: "CHP'yi kayyuma bırakmakla, Kılıçdaroğlu'na teslim etmek arasında çok da fark yok." demiştim…
Bugün görüyoruz ki...
Sayın Kemal Bey hâlâ 13 yılı unutturabileceğini, hala "Ben zaten genel başkanım" diyerek geri dönebileceğini sanıyor.
Ve bir il başkanına dönüp şu soruyu soruyor: “Ne var yani benim gelmemin size ne zararı var?”
Buyurun buradan yakın!
Bakın…
Sorunun içinde bile cevap gizli.
Çünkü bu soruyu soran bir kişi, zaten zararın farkında bile değildir.
Ama madem sordunuz Sayın Kılıçdaroğlu, Madem “Ne zararım var?” dediniz…
Hadi gelin madde madde anlatalım:
1. ZARAR: 13 yıl boyunca tek bir genel seçimi kazanamamak!
CHP’yi seçimden seçime sandığa gömmek…
Her defasında “Bu sefer olacak” diye umut verip, “Yine olmadı” demek…
2. ZARAR: Ekmeleddin İhsanoğlu vakası!
CHP tabanına rağmen, halka rağmen, akla mantığa rağmen…
“Çatı aday” diyerek siyasetin en büyük fiyaskosuna imza atmak!
3. ZARAR: Kazanma ihtimali olan adaylara he zaman karşı durmak!
Ekrem İmamoğlu çıkış yaptığında geri çekmek…
Mansur Yavaş yükseldiğinde mesafe koymak…
Kazanacak aday yerine hep “ben” demek!
4. ZARAR: Kurultay sonrası kin ve küskünlükle partiyi bölmek!
Seçimi kaybettikten sonra çıkıp "Parti benimle yarıştı" deyip kenara çekilmek ama sonra da mahkeme salonlarına sığınmak…
5. ZARAR: Bugün hâlâ CHP’nin önüne çıkmak!
Parti gençleşmeye çalışıyor, halkın karşısında dik durmaya çalışıyor…
Ama siz hâlâ "Ben aslında gitmedim, hâlâ başkanım" diyorsunuz.
Sayın Kılıçdaroğlu…
Siz artık bu partinin önündeki en büyük engellerden birisiniz.
Ve en tehlikeli olanı da şudur: Siz hâlâ bunun farkında değilsiniz.
CHP Ankara İl Başkanı Ümit Erkol çıkmış, "Özel'le oturun, uzlaşın, bu krizi bitirin" demiş.
Ne cevap almış?
"Ben zaten genel başkanım. Ne zararım olacak ki?"
Vallahi bravo!
Bu ne özgüven değil mi?
Koca CHP, Kılıçdaroğlu’nun egosuna mahkûm.
Mahkeme kararına umut bağlamış.
“Mutlak butlan” çıksın da koltuğa geri döneyim diye dua ediyor.
Ve bu kişi...
İmamoğlu’nun yaptığı mitingleri bile beğenmiyor!
Evet, doğru duydunuz.
Sandığa gitmeyen halkı sokağa çağıran o cesareti…
Halkla birlikte yürüyen direnişi…
Hazmedemiyor!
Çünkü o, sokağı da sevmedi, mücadeleyi de, meydanı da…
Sayın Kılıçdaroğlu…
Madem “zararım yok” diyorsunuz…
O halde bırakın bu halk kendi yolunu çizsin.
Zaten sizin asıl zararın ne olduğunu herkes çok iyi biliyor:
Kaybederek iktidar olunmaz, mahkemeyle lider olunmaz!