Dolar 39,8077
%-0.23
Euro 46,9474
%0.11
Altın 4.233,560
%0.79
Bist-100 9.949,00
%5.78

Pzt

-8°

Sal

-12°

Çar

-3°

Mahkemeden tokat gibi karar: CHP kurultay davasında oyun bozuldu

CHP’nin 38. Kurultayı’nın iptali istemiyle açılan dava, bugün Ankara 42. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görüldü.

Ne dava ama!

Tıpkı uzun ve bitmeyen dizi senaryolarına benzeyen türden. Davacı Lütfü Savaş yok, müdahil olmak isteyen CHP Parti Meclisi üyelerine ise "durun" denildi. Ama asıl kahraman, yani Kemal Kılıçdaroğlu, işte o yine sahnede…

Şimdi, bir düşünün…

 Parti aylardır, "İktidar olacağız" diye kendini parçalıyor. Halk perişan, ekonomi çökmüş, adalet yerlerde…

Ama CHP ne yapıyor?

 Kurultay tartışıyor!

Birileri çıkıp "Maksat tüm yaz CHP tartışılsın" dedi ya, işte tam isabet. Ben bu işe "katıksız bir Kılıçdaroğlu projesi" derim. CHP tartışılacak, tartıştıkça kendisi orada olacak.

Niyet belli, maksat belli…

Mahkemede savunmalar, adeta Kemal Kılıçdaroğlu’nun koltuğa oturması için özel senaryo gibi. Hedefte kim var dersiniz?

Tabii ki cezaevindeki Ekrem İmamoğlu!

Duruşmada ilk konuşan Lütfü Savaş’ın avukatı Onur Yusuf Üregen, İmamoğlu’nu divan başkanı olarak taraf tutmakla suçlayarak, "Mutlak butlanla batıl" dedi kurultaya. Anlayacağınız, siyasi dizideki kötü adam belli: Ekrem İmamoğlu. Kılıçdaroğlu’nu tekrar sahneye çıkarabilmek için her yol mubah görülüyor.

"Bu bir hukuk davası değil, içeriden bir siyasi suikasttır."

Neden mi?

Çünkü Lütfü Savaş’ın avukatı, CHP Kurultayı’nın iptali için öyle bir dilekçe sundu ki… Vallahi AK Parti’nin en ateşli hukukçusu bile mahkemede bu kadarını savunamazdı!

Düşünsenize...

Kurultayda suç işlendiğini iddia ediyorlar.

Delegelere rüşvet verildiğini, iş vaat edildiğini söylüyorlar.

Kemal Kılıçdaroğlu’na baskı yapıldığını, Ekrem İmamoğlu’nun taraflı davrandığını anlatıyorlar.

Ve yetmiyor: “Özgür Özel görevden alınsın, Kılıçdaroğlu geri gelsin” diyorlar.

Dikkat!

 Bu taleplerin altında AK Parti’nin değil, yıllardır CHP rozeti takan bir belediye başkanının Lütfü Savaş’ın  imzası var!

Daha da ironik olan ne biliyor musunuz?

Lütfü Savaş, yıllar önce AK Parti tarafından aday gösterilmeyince soluğu CHP’de almış bir isim. O gün “şartlar bunu gerektirdi” diyerek belediye başkanı seçildi, bugün ise aynı mantıkla “şartlar CHP’yi bitirmeyi gerektiriyor” noktasına gelmiş görünüyor.

Şimdi soruyorum: Bu davanın diliyle, bu dilekçenin niyetiyle, bu savunmanın hedefiyle; hangi iktidar mensubu farklı bir metin yazardı?

Hatta daha ileri gideyim: İktidar bile bu kadarını yapmazdı. Çünkü bu savunmanın tonu, CHP’yi değil, doğrudan demokrasiyi hedef alıyor.

"Özgür Özel seçilmedi, seçtirmedik" demeye getiriyorlar.

"Kurultayda suç işlendi, ama kanıt sunmayız" diyorlar.

"Yargı eliyle CHP yönetimini değiştirelim" teklifinde bulunuyorlar.

E hani sandık?

E hani irade?

E hani CHP’nin 1 milyon üyeyle ön seçim, delegeyle kurultay gibi köklü gelenekleri?

Hepsine bay bay…

Bakın, mesele sadece Özgür Özel değil.

Mesele CHP değil.

Mesele şu: Birileri, "siyasetle yapamadığını yargıyla yapma" yoluna giriyor.

Bundan 10 yıl önce AK Parti’ye “yargıyı siyasallaştırıyorsunuz” diye veryansın edenler, bugün mahkemeye dilekçe gönderip partiyi dizayn etmeye çalışıyorlar.

İroninin böylesi…

İçeriden bir sabotaj, dışarıdan bir sevinç dalgası…

O yüzden tekrar söylüyorum: Bu bir hukuk mücadelesi değil. Bu, siyasi ahlakın iflas ilanıdır.

Bu senaryo değil, olsa olsa "siyasi gerilim" romanı olur. Üstelik bunu mahkemede resmen dillendirip, kurultayı "mutlak butlanla" iptal ettirmek için bastırıyorlar.

Ve tabii ki Kılıçdaroğlu’nu yeniden sahneye çıkarmak için!

Ancak mahkeme bugün "tokat gibi" bir karar verdi. Tüm bu baskıya rağmen "mutlak butlan" isteyenlerin hayalleri biraz daha ertelendi.

Adliye kapısında eski CHP Genel Başkanı Hikmet Çetin’in sözleri ise çarpıcıydı: "Parti içi birlik şart, genel başkan etrafında toplanalım." Çetin belli ki bu diziden sıkılmış, artık "gerçek sorunlara dönelim" diyor.

Bakalım CHP bu yaz da tartışmalarla mı geçirecek, yoksa gerçekten halkın sorunlarına dönecek mi? Bence senaryo belli: Kılıçdaroğlu varsa tartışma bitmez.