Belediye batmasın diye çabalayan başkana savaş açanlar!
Karşıyaka Belediye Başkanı Yıldız Ünsal, koltuğa oturduğu günden bu yana enkaz devralmış bir belediyeyle uğraşıyor.
Borç gırtlakta, gelirler sınırlı, elektrik faturası, akaryakıt gideri, işçi maaşı derken tablo ortada:
Kriz büyük.
Ama o ne yapıyor?
“Pes” etmiyor. Çözüm arıyor.
Ve sonunda akıllıca bir hamleyle çıkıyor kamuoyunun karşısına: Bostanlı Pazaryeri’nde sadece Çarşamba değil, Cumartesi günleri de tezgah açılsın.
Buradan elde edilen gelir belediyenin kasasına girsin.
Belediye de bu parayla işçilerin maaşlarını ödesin.
Yani işin özü şu: Belediye başkanı kaynak yaratıyor.
Amaç gayet açık: “Ben önce çalışanıma maaşını ödeyeyim. Önce halkımın hizmeti aksamadan yürüsün.”
Fakat ne oluyor?
Birileri hemen sahneye çıkıyor.
İzmir Pazarcılar Esnafı Odası Başkanı Hamdin Erişen buyuruyor: “Belediyenin salonu var, orada satsınlar. Maaş mı buradan ödenecekmiş?”
Yani diyor ki:“Bizim pazarımıza dokunmasınlar, belediye başka yerden bulsun parasını.”
Bu sözleri okuyunca insanın aklına şu geliyor: Demek ki bazıları hala belediyenin kasasının boş olmasını tercih ediyor, yeter ki kendi düzeni bozulmasın!
Ama Sayın Erişen’e sormak lazım: Belediyede işçiler maaş alamazken, pazarın bir gün daha kurulması size ne zarar veriyor?
Açılan her tezgahta halk alışveriş yapacak, belediye kasasına birkaç kuruş girecek, işçinin sofrasına ekmek gelecek.
Buna mı karşısınız?
İşin ironisi burada.
Bir belediye başkanı çıkmış, kriz içinde çözüm üretmeye çalışıyor,
ama odalar, dernekler, bazı siyasetçiler “Bizim alanımıza girmeyin!” diyerek taş koyuyor.
Daha da ilginci, AK Partili eönceki dönem Meclis Üyesi ve İzmir Pazarcılar Derneği Başkanı Faysal Acar da devreye girmiş.
Kendisi Karabağlarlı…
Ama belli ki Karabağlar’daki yollar, kaldırımlar, temizlik işleri o kadar mükemmel hale gelmiş ki, sıra Karşıyaka’ya gelmiş!
Sahi, kendi belediyende işler güllük gülistanlıkken mi Karşıyaka’ya koşuyorsun?
Bir gerçek var: Bu hamle bir AK Partili belediye başkanından gelseydi, bugün aynı oda yöneticileri “krizden çıkış formülü” diye alkış tutardı.
Ama konu CHP’li Yıldız Ünsal olunca, herkesin vicdanı birden “pazar hassasiyeti” kesiliyor.
Bu ülkenin en büyük sorunu bu işte...
Herkes konuşuyor ama kimse taşın altına elini koymuyor.
İşçiye “sabret”, belediye başkanına “para bul”, vatandaşa “vergini öde” deniyor ama bir gün fazla pazar kurulunca herkes ayağa kalkıyor.
Oysa Yıldız Ünsal’ın yaptığı şey basit: Belediyeyi batmaktan kurtarmak, işçiye maaşını vermek, halkın hizmetini aksatmamak.
Yani görevini yapmak.
Buna karşı çıkmak, işçinin ekmeğine taş koymaktır.
Ve artık şu gerçeği herkes bilsin: Belediyenin önünde maaşını bekleyen işçi kadar kutsal bir sebep yoktur.
O maaş ödenmeden kimsenin vicdanı rahat edemez.
Başkan Yıldız Ünsal bugün Karşıyaka’nın ayakta kalması için mücadele veriyor.
Ama belli ki bazıları hala kendi tezgahının tahtasını korumanın derdinde...
Bir tarafta alın teriyle geçinen işçiler, diğer tarafta “tezgah elden gider” korkusuyla hareket edenler…
Kim halktan yana, kim ranttan yana bu hikayede herkes rolünü açıkça belli etti.