İsmail Yetişkin kurultay listesinde neden yok? Cevap: Vefasızlık!
CHP İzmir İl Kongresi günler önce yapıldı ama etkisi hala midede bir taş gibi duruyor. Herkes sonucu konuştu, kazananı yazdı, kaybedeni yazdı… Ama asıl konuşulması gereken bir konu var ki; kimse o cümleyi kuramadı.
Cesaret edemedi ya da işine gelmedi.
CHP İzmir İl Kongresi yapıldı bitti. Ama bıraktığı iz?
Öyle kolay silinmeyecek türden.
Kimse dillendirmedi. Herkes sesini kıstı. Ama ben burada öyle “sus pus” duracak değilim.
Bakın açık yazıyorum:
Cuma günü yapılan şey bir kongre değil, siyasi bir infaz töreniydi.
Mezarlık sessizliğinde, nabızsız bir salonda, örgüt iradesi yok sayılarak, tepeden dayatılan bir listeyle CHP İzmir’e operasyon çekildi.
Üzgünüm ama bunun adı kongre değil, oldu-bittiyle sahnelenen bir “parti tiyatrosudur.”
Peki gelelim asıl rezalete…
CHP Genel Başkanı Özgür Özel ne diyordu?
“Arkada hiçbir arkadaşımızı bırakmayacağız.”
Yapma be Özgür Başkan…
Madem öyleydi, o zaman neden seni en zor günde açık açık destekleyen adamlardan biri olan İsmail Yetişkin, o kurultay listesine yazılmadı?
Neden o isim yok sayıldı?
Niye ödüllendirilmesi gereken bir yoldaşa, kapı gösterildi
Hatırlatalım…
Özgür Özel, Kemal Kılıçdaroğlu’nun karşısında genel başkanlığa aday olduğunda, İzmir’den sadece iki belediye başkanı açık açık destek verdi:
Cemil Tugay ve İsmail Yetişkin.
Tugay, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı oldu.
Yetişkin, Seferihisar Belediye Başkanı olarak yola devam etti.
Yani?
Karşılıksız bir destek değil bu. Hem yürek, hem risk, hem de bedel ödeyerek yapılan bir siyasi hamleydi.
Ama sonra?
CHP İzmir İl Kongresi geldi çattı.
Ve ne oldu biliyor musunuz?
İsmail Yetişkin kurultay delegesi bile yapılmadı!
Yanlış duymadınız…
Destek verirken iyi, yoldaşlık ederken baş tacı… Ama iş kurultay listesine gelince “görmezden gelinen adam” pozisyonuna düştü.
Buna “siyasi vefa” değil, düpedüz siyasi ayıp denir.
Ve o ayıp sadece Cemil Tugay’a yazmaz…
Murat Bakan’a da yazar…
Deniz Yücel’e de yazar…
CHP’nin “birlik, beraberlik” diye attığı nutuklara da yazar.
Cuma günü yapılan kongre mi?
Kongre falan değil, adeta bir “cenaze töreni” idi.
Demokrasiye, örgüte, adaylığa dair hiçbir şeyin konuşulmadığı; itiraz edenin susturulduğu, sorgulayanın dışlandığı bir atmosferdi.
Yangından mal kaçırır gibi yapılan kongreyle değil, vicdandan kaçırılan gerçeklerle karşı karşıyayız.
Ve işin en acı tarafı?
Dün kol kola yürüyenlerin, bugün koltuk sevdası yüzünden yumruk yumruğa kavga edecek hale gelmesi.
CHP’nin düştüğü durumu tek cümleyle özetliyor bu tablo.
Yoldaşlık mı?
Artık sadece eski sol filmlerde kaldı.
Ve evet…
İsmail Yetişkin’i kurultay delegesi yapmayan akıl, sadece onu değil, CHP’nin vicdanını da listeden sildi.
Ve bu utanç, örgütün hafızasından asla silinmeyecek.