İzmir, siyaset ve karikatür arasında…
Çok uzun zamandır muhalefetin karikatürlerle, esprilerle, benzetmelerle iktidarı hedef aldığına tanık oluyoruz.
Ama bu kez... Kontra geldi.
Hem de ne kontra!
Tabiri caizse taşı gediğine koyan cinsten…
Karikatürle, ama öyle alelade değil…
Ustalıkla, zekice, yerli yerinde bir siyasal iletişimle...
AK Parti Genel Sekreteri ve İzmir Milletvekili Eyyüp Kadir İnan’ın açıklamaları, uzun zamandır duyduğumuz en net, en doğrudan eleştiriydi.
Öyle lafı dolandırmadan, ortalarda gezinmeden değil...
İzmirlilerin anlayacağı dilden, doğrudan meseleye girerek yapılmış bir çıkış.
Öyle ki, CHP’nin İzmir’deki "kooperatif düzeni"ne dair eleştiriler ilk kez bu kadar net çizgilerle tarif edildi.
Daltonlar benzetmesi mi abartı?
Ama hakkını yemeyelim…
Kısa boylusu uzun boylusuna, beceriksizi daha da beceriksizine karışmış.
Her biri kendi çapında “kahraman”, ama hepsi toplamda bir trajedi!
Şimdi gelelim meselenin bam teline…
Eyyüp Kadir İnan, lafı dolandırmamış.
Özgür Özel'in Tunç Soyer ziyaretine yüklenmiş.
İzmir’deki kooperatif skandallarını açmış. “Rant kapısı”, “rüşvetçilikle halkçılığın takası”, “parti içi kaprislerin kurbanı olan İzmir” gibi kelimelerle, CHP’nin kimyasına kimyasal dökmüş.
Ve bir de net cümle: “İzmir’in hakkını CHP’nin beceriksizliklerine yedirmeyiz!”
Şimdi burada duralım.
Çünkü bu cümle, bir siyasetçinin öylesine sözü değil.
Bu cümle, AK Parti’nin yerel stratejisinin, İzmir’de CHP’yi yavaş yavaş köşeye sıkıştırma taktiğinin yeni halkası.
Bakmayın siz CHP’lilerin “ne olmuş canım, kooperatifler halk içindir” türü savunmalarına…
İzmir’de artık kokunun üstü gazete kağıdıyla örtülemiyor.
Hani şu meşhur “kooperatifçilik” vardı ya…
Halktan yana, dayanışmacı, şeffaf, adil…
Evet, işte o sistemin bazı CHP’li belediyelerde, “akraba kolonyası”na döndüğü konuşuluyor.
Üstelik belgeli, ifadeli, isimli…
Eyyüp Kadir İnan tam da bunu söylüyor: “Kooperatif halkın değil, partinin cebine çalışıyor!”
Şimdi CHP düşünsün…
Yani düşünebiliyorsa…
Çünkü Özgür Özel, İzmir’e her geldiğinde "slogan kalabalığı", "parti içi barış" ve "gençlere güven" gibi açıklamalar yapıyor ama!
Karşısına çıkan ilk soru “Kooperatif yolsuzlukları ne olacak Sayın Başkan?”
Cevap?
Bir miktar gülümseme, bir miktar suskunluk, bol miktarda konuyu geçiştirme…
Yani işte tam da Eyyüp Kadir İnan’ın bahsettiği o meşhur “siyasi cambazlık”.
Ama bu kez işler farklı.
İzmir halkı artık “bize ne AK Parti’den, biz CHP’liyiz” duvarına saklanmıyor.
Vatandaş soruyor: “Bu kadar rant iddiası, bu kadar şaibe, bu kadar iç hesaplaşma neden?”
Ve yanıt alamadıkça, öfke birikiyor.
İşte tam da bu noktada AK Parti sahneye çıkıyor.
Eyyüp Kadir İnan, CHP’nin İzmir’de yıllardır sakladığı kırılgan yapıyı “Dalton karikatürüyle” görünür hale getiriyor.
Ne diyelim…
Bazen bir karikatür, sayfalarca rapordan daha çok şey anlatır.
Ama CHP’liler hala dalga geçiyor.
Hala "AK Parti zaten konuşmasın" diyor.
Peki, o zaman bir öneri: Karikatürle cevap verin siz de!
“Şirinler, Red Kit, Taş Devri” falan…
Ama ne yaparsanız yapın, o çizgi roman havası İzmir’e daha çok yakışıyor artık…
Çünkü gerçek siyasetin yerini çoktan karikatürler aldı!