Dolar 40,2494
%0
Euro 46,8933
%-0.05
Altın 4.322,340
%-0.23
Bist-100 10.122,00
%0

Pzt

-8°

Sal

-12°

Çar

-3°

CHP İzmir’de Adalet terazisi ters dönmüş!

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay, CHP İzmir İl Başkan Vekili Barış Özdemir ve diğer il başkanlığı yöneticileriyle önceki gün bir araya geldi. Neden geldiğini anlayamadım… Ama neden geldiğini size yazının sonunda anlatacağım…

Başkanın açıklamasına gelelim…

Cemil Tugay çıktı ve dedi ki: “Bu bir siyasi operasyondur. Hukuki süreçlerde adalet istiyoruz. Tutuklu arkadaşlarımız bir an önce serbest bırakılmalı.”

Ağzınız açık kaldı mı?

Benim kaldı.

Çünkü bu cümleleri kuran kişi, aynı zamanda o davanın fitilini ateşleyen kişi.

Yani davanın “siyasi mağduru” değil, bizzat savcısı gibi davranan kişi.

Ne ironik değil mi?

Hem iç denetim raporunu savcılığa gönderiyorsunuz, hem ‘bu dava siyasidir’ diyorsunuz.

E peki, raporu uzaya mı yollasaydınız?

Kamuoyu çok net görüyor: İZBETON dosyasında ortaya atılan ne varsa, temelinde Cemil Bey’in talimatıyla hazırlanan iç denetim raporu var.

O rapor ki, bugün açıklanan iddianamenin ana omurgası.

Ama sonra ne oluyor?

Başkan çıkıyor, partililerin gözünün içine baka baka “bu bir siyasi operasyondur” diyor.

Sahi, samimiyet bu kadar ucuz mu oldu?

İçeride bürokratlarınız var. İZBETON yöneticileri var.

Kimi suçladınız, kimi şikayet ettiniz, şimdi de çıkıp “yanlarındayım” mı diyorsunuz?

Kusura bakmayın ama CHP’liler bu çelişkiyi yemiyor.

Sosyal medyada öyle tepkiler var ki, insan “Tugay’ın siyaseti daha yeni başlıyor ama inandırıcılığı şimdiden bitmiş” diyesi geliyor.

Partililer açık açık konuşuyor ne diyorlar biliyor musunuz Sayın Başkan: “Bu dosyanın savcısı Cemil Tugay’dır.”

Öyle uzaktan gazel okumak yok.

Ya sahip çıkacaksınız bürokratınıza, ya da çıkıp dürüstçe diyeceksiniz: “Ben yargıya yardımcı oldum.”

Ama yok.

Hem şikayet edeceksin…

Hem raporu savcının elinle vereceksin…

Hem de kalkıp “bu bir siyasi operasyondur” diyeceksin…

Yok öyle yağma.

Cemil Başkan farkında mı bilinmez ama CHP tabanı bu tutarsızlığa fena halde tepkili.

CHP toplantılarında bu açıklamanın yankısı çok derin olacak gibi.

Zira CHP’liler “inandırıcılık” arıyor, “samimiyet” arıyor.

Ve şimdilik gördükleri tek şey:

Çelişki, çelişki, çelişki...

 

Ve şimdi gelelim o “sessiz sedasız” yapılan ziyarete...

Cemil Tugay, CHP İzmir İl Başkanlığı’na uğradı.

Görüntüde bir nezaket ziyareti.

Ama perde arkasında sahnelenen, tam anlamıyla siyasi bir rehabilitasyon çalışması.

CHP İzmir İl Başkan Vekili Barış Özdemir ilçe ilçe geziyor.

Ben sandım ki, “il başkanımız tutuklu, süreci anlatıyor, örgütü moralde tutuyor.”

Meğer Barış Bey’in derdi başka: “Cemil Başkan kimseyi şikâyet etmedi. Hiçbir CHP’li, başka bir CHP’liyi şikâyet etmez,” diye diye örgütü ikna turlarında.

Şaka gibi.

Hani şu iç denetim raporu?

Hani o raporu savcılığa sunan kimdi?

Hani o raporla tutuklamaların önü açılmadı mı?

E o zaman CHP’liler kimi suçlayacak?

İçerideki bürokratı mı?

Yoksa partilileri mi?

Hayır.

Görünen o ki, herkesin el birliğiyle temize çıkarmaya çalıştığı kişi Cemil Tugay.

Ve burada en trajik, en düşündürücü tablo da şu: CHP İzmir İl Başkanı Şenol Aslanoğlu cezaevinde.

Kendini savunamıyor.

Bir açıklama yapamıyor.

Yazılı, sözlü, görüntülü hiçbir savunma hakkı yok.

Ama partide herkes, tüm örgüt, özgürce gezen, tüm medya gücü elinin altında olan, bütçesi, kadrosu, PR’ı, danışman ordusuyla çalışan Cemil Tugay’ı “aklama” seferberliğinde!

Şimdi soruyorum: Neden herkesin savunması gereken kişi, tutuklu il başkanı değil de, basına demeç üstüne demeç veren, tweet’lerle şov yapan belediye başkanı oluyor?

Cevap basit: Çünkü siyasette güç, haklıyı değil, sesi çıkabileni korur.

Ve belli ki CHP İzmir’de şu anda ses en çok nereden çıkıyorsa, herkes oraya dizilmiş durumda.

Tutuklu il başkanı mı?

O içeride.

Unutan unutmuş.

Savunmasını yapamayanı kim ne yapsın?

Ama dışarıda güç kimdeyse, partinin vicdanı da oraya eğilmiş durumda.