Dolar 32,4375
%-0.15
Euro 34,7411
%-0.66
Altın 2.441,870
%0.23
Bist-100 9.916,00
%2.05

Pzt

-8°

Sal

-12°

Çar

-3°

Konak'ta 'faşist' tartışması!

CHP’nin neredeyse her kademesinde tartışmaların yaşandığı ve kimisine göre demokrasinin fazla işlediği kimisine göre de demokrasinin tam işlemediği partide genel seçimden hemen sonra başlayan  tartışma nerdeyse partinin tamamına bulaşmış durumda…
 
Bir tarafta CHP’nin Belediye Başkanları diğer tarafta ise, CHP’nin siyasi örgütü…
 
Defalarca örgüt ve belediye başkanları arasında problemler yaşandı.
Daha önce Kemal Karataş’ın İl Başkanı olduğu dönemde İl Başkanı, Büyükşehir Belediye Başkanı ve ilçe belediye başkanlarıı ile ilçe başkanları arasında “iktidar kavgası” yaşandığına şahit olduk.
 
Bayraklı, Foça, Menemen, Narlıdere, Balçova, Gaziemir ve Güzelbahçe gibi adını sayamadığımız birkaç ilçe dışında kalanlarda ciddi tartışmalar yaşanıyor.
 
Bu tartışmaların içinde son günlerde en fazla hissedilen ilçe belediye başkanlığını Sema Pekdaş’ın yaptığı Konak Belediyesi geliyor…
 
Aslında belediye başkanları ile meclis üyeleri arasında yaşanan tartışmaların en temel nedeniyse meclis üyeleri ile belediye başkanları arasında yaşanan yetki karmaşası olduğunu düşünüyorum.
 
Meclis üyesi seçilen isimlerin beklentileri ile ters düşen belediye başkanları arasında yaşanan tartışmalarda takip edilen yol ise, belediye meclislerinin yapıldığı grup toplantıları.
CHP’li belediyelerde yaşanan tartışmalara ve biçimine baktığınızda şekli ve tarzı aynı…
 
Neredeyse hepsi kapalı oturumlarda belediye başkanına “racon keser”  tarzda oluyor. Sanki o belediye meclisinin patronları o meclis üyeleri…
Oysa belediye mevzuatında meclis üyesi ve belediye başkanının yetki ve sorumlulukları bellidir.
 
Ancak; bu yaşanan tartışmalarda meclis üyeleri mevzuata bakmadan ahkâm keserler…
Belki de bu mevzuat ile ilgili çok fazla bilgileri yoktur. Zaten bilmek de gerekmiyor. Çünkü niyet hâsıl olunca her yol “mübah” oluyor.   
Oysa şunu herkesten iyi biliyorlar, bir belediye başkanı yasaların kendisine verdiği yetkiyi en iyi şekilde ve dibine kadar kullanmak ister. Bu da meclis üyelerinin işine gelmez.
 
Durum böyle olunca grup toplantılarında ayda bir defa elinden geleni ardına koymaz ve belediye başkanına olabildiğince yüklenir.
 
Çünkü; o belediye başkanı ile arasında ipler zaten kopmuştur. Bu nedenle bir daha ki dönem için belediye başkanını ne kadar yıpratırsak o kadar kardır mantığıyla bakar olaylara….
                                    
Ancak; bu konuda geçtiğimiz dönem iki örnek var…
1.   Örnek Buca’da eski başkan Ercan Tatı ile meclis grubu arasında yaşanan sorunlar… Başkan Tatı grupta yaşadığı tartışmalardan sonra grup içinde dengeleri değiştirmek için farklı farklı meclis üyeleri ile birlikte bir araya geldi. Ve bir dönem sonra birlikte olacak meclis üyesi bulamadı ve belediye başkanlığı bittiğinde onunda örgüt içinde işinin kalmadığını gördük. Ve bu zaaf Tatı’nın belediye başkanlığına mal oldu.
2.   Diğer örnek ise, Bayraklı Belediye Başkanı Hasan Karabağ ile bazı meclis üyeleri arasında yaşanan tartışmalardan sonra bir defa dahi taviz vermeyerek belediye başkanlığının son gününe kadar inandığı ve yapmak istediklerini yaparak Belediye Başkanlığı süresini tamamladı. Karabağ sorun yaşadığı, kalın çizgiler çektiği ve hiçbir zaman bir araya gelmediği meclis üyeleriyle bir daha CHP’de siyaset yapmadı. Yerel seçim sürecinde o meclis üyeleri soluğu DSP’nin adayı Hüseyin Aslan’ın yanında aldı. Ne mi old? Seçimden sonra siyasi hayatları sona erdi.
 
Aslında Konak’ta bu aralar meclis üyeleri ile ciddi sorunlar yaşayan Sema Pekdaş ile Bayraklı Belediye Başkanı Hasan Karabağ arasında ortak özellikler var. Her ikisi de Siyasi Başkan Yardımcısı’na sıcak bakmıyor. Her ikisi de yaşadıklarından sonra geri adım atmıyor.
Hasan Karabağ ile ilgili bir şey söylememe gerek yok. Başkan Karabağ’ın siyasi tarzını ve kalın çizgilerini bütün İzmir biliyor.
 
Konak Belediye Başkanı Sema Pekdaş’a gelince…
Sema Başkanla dün telefonda konuşma fırsatı buldum. Telefonda bana grup toplantısında yaşananları anlattı ve kendisine sarf edilen “Faşist” kelimesinin gereğinin yapılması için olayı sonuna kadar takip edeceğini ifade etti.
 
Şimdi burada Belediye Başkanı Sema Pekdaş’ın yaşadığı polemiğin en büyük nedeninin başında Başkan Pekdaş’ın sıra dışı bir belediye başkanlığı yapması ve CHP örgütüne mesafeli durmasından kaynaklanan bir sıkıntı olduğunu düşünüyorum. Zaten İlçe Başkanı Şakir Başak ile yaşadığı sorununda temelinde bu vardı.  
 
Oysa Belediye Başkanı Sema Pekdaş’ı “Faşistlikle” suçlayan meclis üyeleri acaba Başkan Bekdaş’ın nasıl bir mücadeleden geldiğini biliyorlar mı'
Hayatlarında sistemin yarattığı sorunlarla yüzleşmeyen ve hatta hayatında bir defa yürüyüşe katılmayan, karakolun önünden dahi geçmeyen bu isimlerin “Faşist” kelimesinin ne anlama dahi geldiğini bildiklerinden şüpheliyim.  
 
Şimdi bilmeyenler içinse Başkan Bekdaş’ın geçmişte nasıl bir hareketin içinden geldiğinibir de benden dinleyin.. Başkan Bekdaş: ODTÜ-Öğrenci Temsilcisi Konseyi (ÖTK) gibi demokratik öğrenci örgütlenmelerinde aktif rol almış.
 ÖTK temsilciliği, çeşitli kadın kuruluşlarının kurucusu ve temsilciliğini yapmış.  Avukatlık mesleğinin yanı sıra, yurttaşların hukuki ve demokratik hakları için 1990-92 yıllarında İnsan Hakları Derneği İzmir Şubesi Yönetimin Kurulu Üyeliği.
  Çağdaş Hukukçular Derneği, Ege Kadın Dayanışma Vakfı,  Sosyal Demokrasi Derneği İzmir Şubesi gibi sivil toplum kuruluşlarının kurucusu ve yöneticiliği.
 1995 yılında Türkiye’nin Manisalı Gençler olarak bildiği,  gençlere yönelik kötü muamele ve işkence davasında savunma avukatı olarak görev almış,  bu dava, Başkan Bekdaş’ın yaptığı savunma Türkiye’de işkence suçlularının cezalandırılması ve gözaltı süresinin düşmesi gibi çeşitli kazanımlar sağlayan örnek yargılamalardan biri sayılmıştı. 2010 yılında büyük oy farkıyla 102 yıllık İzmir Barosu’nun ilk kadın başkanı olarak seçildi ve bir sonraki  (2012) seçimini de kazandı.
 
Yönetimde bulunduğu süre boyunca, işçi hakları, kadın hakları, cezaevi koşullarının iyileştirilmesi, yargı sistemindeki hukuksuzlukların giderilmesi gibi alanlarda İzmir Barosu, Türkiye gündemini etkileyen çalışmalar yürüttü. Bu demokratik ve insan hakları savunuculuğunu en tepede yapan bir kişiye “FAŞİST” demek biraz ağır değil mi'
Bu ülkede kendisini yurtsever, vatansever ve solcu olarak görenlerin bu duruma nasıl sesiz kaldığına inanamıyorum. Belediye Başkanı Sema Pekdaş’ın  iyi ya da kötü belediye başkanlığını tartışmam ama demokrasiye inanan ve bunun savunuculuğunu yapan biri olarak sonuna kadar kefilim.