Dolar 32,5232
%0.11
Euro 34,9419
%-0.09
Altın 2.439,550
%0.14
Bist-100 9.717,00
%-0.05

Pzt

-8°

Sal

-12°

Çar

-3°

Delican'dan çok tartışılacak karar

Başbakan Ahmet Davutoğlu koalisyon görüşmelerinden sonuç alamamasından sonra gözler yapılacak erken seçime döndü. Başbakan Davutoğlu’nun İl Başkanlarını arayarak “Seçime hazır olun” talimatı vermesinin ardından AK Parti İzmir’de ise yaşanan tartışmalar ve iç çekişmeler bitmek bilmiyor.

Özellikle ilçe başkanlıklarında yaşanan tartışmalar ve yaşanan huzursuzluklar gün yüzüne çıkmaya başladı.

İl eski Başkanı Ömer Cihat Akay döneminde rutin il ve ilçe danışma kurulları yapılır ve teşkilatın yaşadığı sıkıntılar ele alınır gerekirse neşter vurulurdu. Sorunlar yerinde büyümeden çözülürdü.  En kötü ihtimalle teşkilat üyeleri il başkanını ve il başkan yardımcılarını  ayda bir görme şansı olurdu.

Akay'ın 3,5 yıllık il başkanlığı döneminde yönetimde neredeyse hiç rotasyon olmadı diyebiliriz. 

Ve Delican döneminde il yönetiminde bulunan birçok kişi görev değişikliği yaşarken, öte yandan ise içeride yaşanan sorunlardan dolayı birçoğu toplantılara katılmak dahi istemiyor. Bu açıdan bakarsak  katılmak istememeleri yaşanan huzursuzluğu ortaya koyuyor.

Bu yaşananlar ilçelere de sıçramış durumda; Çiğli İlçe Başkanı Özgür Kaner’in hastalığını gerekçe göstererek istifa etmesini “bana hiç kimse anlatamaz.” Bunun yanında bir de kadın kollarında yaşanan istifaları sanki rotasyon yapılıyormuş gibi kamuoyuna yansıtıyorlar... İl Başkanı Bülent Delican’ın yürütmede yapmayı düşündüğü fakat bir türlü yapamadığı rotasyon AK Parti’de işlerin iyi gitmediğini net bir şekilde ortaya koyuyor.

13 yıldır iktidarda olan bir partide insanlar yönetimlerden uzaklaşmak için farklı bahaneler üretiyorsa, burada işler iyi gitmiyor demenin Türkçesidir.  

Oysa bir zamanlar insanlar AK Parti İzmir teşkilatlarının yönetimlerine girmek için ne fedakarlıklar yapıyordu…
 
Geçtiğimiz genel seçimde yapılan plansızlık ve acemilikler bu seçim döneminde de yaşanabilir ve AK Parti İzmir’de yine dibe vurabilir. Bunun için acil önlem alınması gerekiyor diye düşünüyorum.  Burada görev partinin, Başbakan Davutoğlu'ndan sonra en yetkili ismi olan AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Nüket Hotar’a düşmekte…

Bence Hotar’ın yakınında olan bu gelişmelerden partinin daha fazla etkilenmemesi adına artık “masaya yumruk” vurması gerekiyor. Aksi takdirde üç ay sonra yapılması gündemde olan ve AK Parti için hayati önem arz eden erken seçimden parti büyük bir yara alır ve partililer yine hayal kırıklığı yaşayabilir. Ve bu sefer yaşanan başarısızlığın faturası herkese çıkacaktır. Ayrıca bu görüşlerimi AK Parti’de üst düzey bir yöneticiye anlattığımı da ifade etmek istiyorum… 
 
Bu yaşanan olumsuzlukların tek nedeni olarak ise İl Başkanı Bülent Delican’ın partiyi “tek adam” mantığı ile yönetmek istemesinden kaynaklandığını düşünüyorum.. Bunun aşılması için yetki paylaşımının olması gerekiyor…

Ancak; İl Başkanı yetki paylaşımını yapmak ve teşkilatın sorunlarını çözmek yerine “kim ne demiş, kim ne yapmış” gibi üzerinde fazlaca durulmaya gerek olmayan işlerle uğraşıyor. Deyim yerindeyse teşkilatlarda yapılan dedikodulara kulak kabartmış durumda ve bunlarla uğraşıyor…

Bir de bunlar yetmezmiş gibi geldiği günden bu yana “Karadenizlilere karşı duyduğu ilgi” nedeniyle partiyi küçülttüğünü düşünüyorum. Daha geniş bir yapı ile teşkilatlardan yararlanılabilirdi. Ancak bu tercih hiç İl Başkanı'nın dikkatini çekmedi bile… 

Ve İl Başkanı Bülent Delican’ın en büyük handikapı ise, İl Başkanlığı'nda yanına aldığı Köksal Çakıcı…

Köksal Çakıcı ile arasında ne olduğunu ya da ne yaşandığını bilemem ama ikili arasında güçlü bir bağın olduğunu kesin. Ve teşkilatın en çok rahatsız olduğu konuların başında geliyor…
 
İstanbul’dan 'Gezi' olayları sebebiyle gelen ve İzmir’de hiçbir referansı olmayan AK Parti karşıtı paylaşımlar yapan ve üstüne beğenen Köksal Çakıcı’nın İl Başkan Yardımcısı olması teşkilattaki rahatsızlığı tavan yaptırmış durumda...

Öte yandan küçük bir hatırlatma da yapmak istiyorum; 'Gezi' olayları sırasında Çakıcı’nın özellikle Cumhurbaşkanı Erdoğan ve AK Parti ile ilgili hakarete varan paylaşımları gazeteler tarafından haber yapıldıktan sonra ortaya çıkmasıyla İl Başkanı Delican sıkıntılı günler de yaşamıştı.

Bu yaşananlara rağmen Çakıcı’nın arkasında durdu ve durmaya da devem etti…
Ancak; yapılan İl Başkanlığı seçimlerinde Çakıcı'nın bu gerekçe ile yönetime yeniden girmesi veto edilince Çakıcı’nın İl Başkanı Delican tarafından İl Başkanlığı'nda daha fazla yetki vererek çalışması teşkilat tarafından tepki ile karşılanmıştı.

Yetki dedik ya… Sağlık sektöründe faaliyet içinde olan AK Parti İzmir İl Başkanı Bülent Delican’ın Sağlık Komisyonu'nun başına getirdiği Çakıcı’nın ilk icraatı ne oldu, Alsancak Devlet Hastanesi'ne bacanağını başhekim olarak ataması oldu…

AK Parti İl Başkanı Bülent Delican’ın Ordulu olması, ne tesadüftür ki, Köksal Çakıcı’nın Ordulu olması, yine ne tesadüftür ki, Köksal Çakıcı’nın bacanağının Ordulu olması tam anlamıyla bir tesadüf olsa gerek…

Burada bir akraba, hemşeri dayanışmasının olduğu kesin…  

Şimdi şunu söylemek istiyorum; Siyasette insanlar siyasi kimliklerini kullanarak yakınlarına bir ayrıcalık yapacaklar, sonra bunu yazan ya da ifade eden gazetecileri mahkemeye verecekler…

Şimdi bunları mahkeme kapılarında dolaşarak yazılanları durdurmak yerine açıklama yaparak konunun ne olduğunu yazdıklarımızın yanlışsa onun düzeltilmesi ve bu konuda benim gündeme taşıdığım konuları kamuoyuna açıklamak daha doğru olmaz mı'

Bu konuda yazdığım ve kaleme aldığım bütün konularla ilgili yapacağınız bütün açıklamaları bu köşeden yer verileceğini belirtmek isterim…

Ayrıca öyle mahkemeye vereyim diyerek bizim doğruları yazmayacağımızı hayal ediyorsanız, asla bu konuda geri adım atmayacağımı buradan belirtmek isterim.

AK Parti ya da diğer partilerde yaşanan siyasi erki kullanarak yakınlarına rant sağlayan kim olursa olsun yazamaya devam edeceğim…

Bu arada AK Parti İzmir İl Başkanı Bülent Delican ile Köksal Çakıcı’nın hemşeri olduğunu yazdım asıl yazmayı unuttuğum şey Köksal Çakıcı'nın yeni görevi… Bunu birçok kişinin bilemediğine eminim.

Ve Delican’ın çok tartışılacak bir karar aldığını buradan söylemek istiyorum…

Eğer yazılanlardan haberi yoksa buradan bize bilgi verebilirse yayınlarız…

Ben şimdi yazınca öğrenmiş olacaksınız. Çakıcı İl Başkanı Bülent Delican’ın “Danışmanı olarak” il'de görev yapıyormuş…

Vallahi bunu ben söylemiyorum, Çakıcı’nın bana açtığı davada avukatının yazdığı şikayet dilekçesinde yazıyordu…  

Köksal Çakıcı’nın AK Parti İzmir İl Başkanı Bülent Delican’ın “DANIŞMANI” olduğu Resmi evraklara geçmiş durumda…

Sanıyorum İl Başkanı Bülent Delican bununla ilgili yönetim kurulu kararı almıştır.
 
Delican’ın bu kararının Ankara’da tepki göreceğine eminim… Ve mutlaka bunun tepkisi kendisine iletilecektir.  Ben öyle bir sinyal aldım… Benden söylemesi.
Cumhurbaşkanı, Başbakan, milletvekili ve belediye başkanının danışmanı olduğunu biliyoruz ama İl Başkanı Danışmanı olduğunu ilk defa duydum… Sayın Delican Çakıcı’ya ne danışıyor ben de çok merak ediyorum… İl binasında yapılacak  ilk basın toplantısında bunu Sayın Delican’a soracağım... Umarım soruma yanıt verir, ya da bunun doğru olmadığını mı söyler'
Bilemiyorum…

Sorunca öğreneceğim.

İl Başkanı Bülent Delican’ın bir danışmana ihtiyacı olduğu kesin ama bu Köksal Çakıcı olmamalı…

Siyasi birikimi olan bir isim olması gerekmez mi'

Bilemem belki de Köksal Çakıcı’nın bilemediğimiz farklı meziyetleri vardır. 
 
Sayın Çakıcı benim kendisine iftira attığım için dava açmış…

Şimdi burada tekrar soruyorum:
1-    AK Parti İzmir İl Başkanlığı'nda yönetime girdikten sonra, 'Gezi' olayları sırasında AK Parti'yi hedef alan paylaşımlar yaptınız mı ve bu konular yalan m? Eğer yalansa çıkan haberlerden sonra haberleri yapan muhabir ve gazeteciler hakkında “iftiradan” açılmış bir davanız var mı'

2-    Sağlık Komisyonu'nun başına getirildikten hemen sonra tadilata giren Bornova Devlet Hastanesi'nde çalışan bacanağınız olduğu iddia edilen ismi Alsancak Devlet Hastanesi'nin başına atadınız mı veya atanmasına yardımcı oldunuz mu'

3-    İl Başkanlığı'nda AR-GE odasında hangi sıfat ile görev yaptınız. Ve o koltukta hala neden oturmaya devam ediyor sunuz'

4-    AK Parti İl Yönetimine girdikten sonra lüks bir araç satın aldınız mı'  Ya da girmeden önce aldıysanız bunu kamuoyuna açıklar mısınız'

5-    Teşkilatlar da sizinle ilgili bu kadar tartışma ve rahatsızlık varken, İl Başkanı Bülent Delican’ın zor durumda bırakmak suretiyle İl Başkanlığı'na gitme isteğiniz neden'  Bu kadar AK Parti sevdalılıysanız neden alanda sizi göremiyoruz…

6-    Daha önce yazdığım gibi yönetim kurulunda 50 kişi olmasına rağmen seçim döneminde AK Parti’nin afiş, pankart, broşür, araç kiralama gibi “akçeli” işlerini neden size bağlandı… Ayrıca “AKÇE” kelimesine çok takılmış sınız “AKÇE” eski dilde para demek…  Bu yazdıklarımın yanıtını Sayın Çakıcı’dan alabilirsem köşemde yer vereceğim. Ancak; bu sorularıma yanıt alamazsam yazmaya devam edeceğim.