CHP İzmir'de aklıselim galip gelmeli
CHP’de yeni il başkanının belirlenmesi öncesinde hava parçalı bulutlu…
Yönetimi elinde tutmak isteyen Aziz Kocaoğlu ve Alaattin Yüksel ekibiyle yaklaşan genel seçimler için avantaj sağlamaya çalışan Erdal Aksünger, Güldal Mumcu, Rahmi Aşkın Türeli ve Tuncay Özkan’dan oluşan yeni grup arasında müthiş bir yarış ve çekişme var…
Ve birde mevcut yönetim içinden dışarıya sızmayan, sızdırılmayan Barış Erel, Osman Peri, Orhan Karaoğlu ve Abdullah Aydemir arasında bir koltuk kavgası var.
Anlayacağınız CHP İzmir’de işler çok karışık.
Gruplar arasındaki bu söz sahibi olma mücadelesi birkaç gündür göğüs göğüse sürüp gidiyor.
Kendilerine ‘değişimciler’ adını veren Erdal Aksünger, Güldal Mumcu, Rahmi Aşkın Türeli ve Tuncay Özkan’dan oluşan ekip Utku Gümrükçü’yü desteklerken, Kocaoğlu-Yüksel kanadı da Salih Özçiftçi ve Uğur Büke isimlerinde ısrarla bastırıyor.
Durum böyle iken mevcut il yönetimi de bir deklarasyon yayınlayarak, “Bu süreçte biz de varız. Bizim düşüncemizi yok sayamazsınız” mesajını veriyor.
Bir de CHP’ye yıllarca karşılıksız gönül verenler “Partimin iktidarı için bağrımızdan birisini aday yapmalıyız. İş dünyasına, yerel yönetimlere, bürokrasiye halka uzak olmayan, parti tabanına dokunan birini aday yapmalıyız. Bu kişi de Bedri Serter’dir” diyerek duruşlarını net olarak ortaya koyuyor.
Görünen o ki, yeni il başkanı eğer bir ekibe yakın biri olursa CHP İzmir’deki iç çekişme daha da hızlanacak…
Yani önümüzdeki günlerde kazan daha da kaynayacak.
Düne kadar birbirini yerden yere vuranların bir araya gelmesi de CHP içindeki iç hesaplaşmanın ne kadar büyük olacağının göstergesi olarak gösteriliyor.
Evet, şu anda herkes işi gücü bırakmış, il başkanı kim olacak sorusunun cevabına odaklanmış durumda…
CHP’yi sürekli tartışan, sorun üreten bir parti konumuna sokmak isteyenlere de gün doğmuş gibi gözüküyor.
Onlar da partiyi yıpratmak ve milletvekili aday adayı olacakları ifade edilen bazı kişileri hırpalamak amacıyla çeşitli spekülasyonlar üretmekteler...
Oysa böyle olmamalıydı.
Ali Engin’in istifa edeceği, günler öncesinden belliydi.
CHP Genel Merkezi tedbirini çoktan almalıydı.
Partiyi kötülemek, kamuoyu önünde zor duruma düşürmek isteyenlerin oyunları başlamadan bozmalıydı.
Ali Engin istifa etmeden yerine geçecek isim belirlenmiş olmalıydı.
Gerçekten de CHP Genel Merkezi’nde öyle bir rahatlık var ki anlaşılır gibi değil.
CHP’nin en önemli sorunu olan ayrışma hastalığı İzmir’de büyürken CHP Genel Merkezi inanılmaz bir hata yaparak enerjisini boşa harcıyor…
Ben, ismi geçen hiçbir adaya yandaş değilim, karşıt da…
Siyaset halkına, partisine hizmet etme sanatıdır.
Herkesin bir yerlere talip olmaya da, bu yolda kulis yapmaya da hakkı vardır.
Ancak, kimsenin, siyaset yapmak için yola çıkan kişilerin önüne, sırf onunla aynı düşünmüyor diye set koymaya, onun moral motivasyonunu bozmaya hakkı yoktur.
Evet, CHP çok kırılgan ve bir o kadar da sancılı bir süreçten geçiyor.
Bence bu süreçte herkes aklını başına almalı, birlik olmalı, kişisel hırslardan arınmalıdır.
Yoksa iş işten geçmiş olabilir.
Herkes bir daha düşünmeli ve öyle hareket etmelidir.
Ya siyasi ikbal peşinde koşan kişilerin ekmeğine yağ sürülmeli ya da siyaset baronlarına ve onların kalemşorlarına dur denilmelidir.
Dilerim ortam daha fazla gerilmez, CHP İzmir’de aklıselim galip gelir…
Ve de milletvekili aday adaylığı süreci öncesi birilerinin kurduğu rant ve çıkar hevesleri de kursaklarında kalır.
Not: 2014 yılını bitirdiğimiz şu günlerde dileğimiz odur ki, 2015 herkese huzur, barış ve mutluluk getirsin. Siyasi dostlarımıza ilkeli duruş dileyelim...
Yönetimi elinde tutmak isteyen Aziz Kocaoğlu ve Alaattin Yüksel ekibiyle yaklaşan genel seçimler için avantaj sağlamaya çalışan Erdal Aksünger, Güldal Mumcu, Rahmi Aşkın Türeli ve Tuncay Özkan’dan oluşan yeni grup arasında müthiş bir yarış ve çekişme var…
Ve birde mevcut yönetim içinden dışarıya sızmayan, sızdırılmayan Barış Erel, Osman Peri, Orhan Karaoğlu ve Abdullah Aydemir arasında bir koltuk kavgası var.
Anlayacağınız CHP İzmir’de işler çok karışık.
Gruplar arasındaki bu söz sahibi olma mücadelesi birkaç gündür göğüs göğüse sürüp gidiyor.
Kendilerine ‘değişimciler’ adını veren Erdal Aksünger, Güldal Mumcu, Rahmi Aşkın Türeli ve Tuncay Özkan’dan oluşan ekip Utku Gümrükçü’yü desteklerken, Kocaoğlu-Yüksel kanadı da Salih Özçiftçi ve Uğur Büke isimlerinde ısrarla bastırıyor.
Durum böyle iken mevcut il yönetimi de bir deklarasyon yayınlayarak, “Bu süreçte biz de varız. Bizim düşüncemizi yok sayamazsınız” mesajını veriyor.
Bir de CHP’ye yıllarca karşılıksız gönül verenler “Partimin iktidarı için bağrımızdan birisini aday yapmalıyız. İş dünyasına, yerel yönetimlere, bürokrasiye halka uzak olmayan, parti tabanına dokunan birini aday yapmalıyız. Bu kişi de Bedri Serter’dir” diyerek duruşlarını net olarak ortaya koyuyor.
Görünen o ki, yeni il başkanı eğer bir ekibe yakın biri olursa CHP İzmir’deki iç çekişme daha da hızlanacak…
Yani önümüzdeki günlerde kazan daha da kaynayacak.
Düne kadar birbirini yerden yere vuranların bir araya gelmesi de CHP içindeki iç hesaplaşmanın ne kadar büyük olacağının göstergesi olarak gösteriliyor.
Evet, şu anda herkes işi gücü bırakmış, il başkanı kim olacak sorusunun cevabına odaklanmış durumda…
CHP’yi sürekli tartışan, sorun üreten bir parti konumuna sokmak isteyenlere de gün doğmuş gibi gözüküyor.
Onlar da partiyi yıpratmak ve milletvekili aday adayı olacakları ifade edilen bazı kişileri hırpalamak amacıyla çeşitli spekülasyonlar üretmekteler...
Oysa böyle olmamalıydı.
Ali Engin’in istifa edeceği, günler öncesinden belliydi.
CHP Genel Merkezi tedbirini çoktan almalıydı.
Partiyi kötülemek, kamuoyu önünde zor duruma düşürmek isteyenlerin oyunları başlamadan bozmalıydı.
Ali Engin istifa etmeden yerine geçecek isim belirlenmiş olmalıydı.
Gerçekten de CHP Genel Merkezi’nde öyle bir rahatlık var ki anlaşılır gibi değil.
CHP’nin en önemli sorunu olan ayrışma hastalığı İzmir’de büyürken CHP Genel Merkezi inanılmaz bir hata yaparak enerjisini boşa harcıyor…
Ben, ismi geçen hiçbir adaya yandaş değilim, karşıt da…
Siyaset halkına, partisine hizmet etme sanatıdır.
Herkesin bir yerlere talip olmaya da, bu yolda kulis yapmaya da hakkı vardır.
Ancak, kimsenin, siyaset yapmak için yola çıkan kişilerin önüne, sırf onunla aynı düşünmüyor diye set koymaya, onun moral motivasyonunu bozmaya hakkı yoktur.
Evet, CHP çok kırılgan ve bir o kadar da sancılı bir süreçten geçiyor.
Bence bu süreçte herkes aklını başına almalı, birlik olmalı, kişisel hırslardan arınmalıdır.
Yoksa iş işten geçmiş olabilir.
Herkes bir daha düşünmeli ve öyle hareket etmelidir.
Ya siyasi ikbal peşinde koşan kişilerin ekmeğine yağ sürülmeli ya da siyaset baronlarına ve onların kalemşorlarına dur denilmelidir.
Dilerim ortam daha fazla gerilmez, CHP İzmir’de aklıselim galip gelir…
Ve de milletvekili aday adaylığı süreci öncesi birilerinin kurduğu rant ve çıkar hevesleri de kursaklarında kalır.
Not: 2014 yılını bitirdiğimiz şu günlerde dileğimiz odur ki, 2015 herkese huzur, barış ve mutluluk getirsin. Siyasi dostlarımıza ilkeli duruş dileyelim...