Dolar 32,3844
%-0.11
Euro 34,7765
%-0.08
Altın 2.433,730
%-0.05
Bist-100 10.083,00
%1.69

Pzt

-8°

Sal

-12°

Çar

-3°

Seçim bitti CHP'de kavga bitmedi!

Kısa bir tatil molasından sonra yeniden klavye başına geçmek çok keyifli bir duygu.
 Neyse gelelim şimdi uzun süre uzak kaldığımız siyaseti yorumlamaya…

Ülkemiz sıcak gelişmeler yaşıyor. Genel seçim sonuçları, koalisyon hesapları, erken seçim provaları derken, gündem bir hayli yoğun…

Bütün bu olanlarla ilgili bir yoğunluk söz konusuyken, bir de İzmir siyasetinde özellikle CHP'de yaşanan çatışmalara dikkatinizi çekmek istiyorum…

Evet; Yerel seçimler, cumhurbaşkanlığı ve genel seçimler derken siyasi partilerin çalışma tempolarını düşünürsek Türk siyasi tarihinde trafik belki de hiç bu kadar yoğun olmamıştı.
Neredeyse bütün parti ve liderlerinin kaderini belirleyecek olan 2015 Genel seçimlerinin sonuçlarından sonra çıkan tabloya baktığımızda neredeyse parti liderlerinin tamamı zafer kazanmış  komutan edasıyla kameraların önüne çıkarak açıklamalarda bulundu.

Ve hiçbir partinin liderinin koltuktan inmek gibi bir niyeti olmadığını hep birlikte gördük.
Koalisyon tartışmalarının ve pazarlıklarının yapıldığı dönemde bütün parti yöneticileri ve üyeleri nasıl bir tablo çizileceğini büyük bir dikkatle takip ederken CHP iç çekişmeler ve intikam naraları atılmaya devam ediyor.

CHP’nin yıllardan beri devam eden kangrene dönüşmüş “parti içi çekişme” geleneği maalesef 7 Haziran'dan sonra da artarak devam ediyor. Oysa CHP beklenen oyu alamamış hatta oyunu arttıramadığı gibi 1 puan da geriye düşmüş durumda... Parti olarak şapkalarını önlerine koyup bunun gerekçelerini birlik ve bütünlük içerisinde ortaya koyarak, yeni bir rota çizmek yerine bazı partililer nelerle uğraşıyor...

Partinin bugün yapması gereken en önemli şeylerden biri olası bir erken seçime hazırlık yapması olmalıdır. Ayrıca olası erken seçimde ise oyunu arttırması gerekmez mi'

2014 yerel seçimlerinde dönemin İl Başkanı Ali Engin’in süreci yanlış götürdüğü, partiyi böldüğü ve neredeyse kaybedilen 8 ilçenin sorumlusu olarak ilan edilmişti. Ve yaşanan başarısızlıktan sonra eleştiri okları üzerine yönelen Ali Engin ön seçimde gereken tepkiyi partililer tarafından demokratik bir şekilde görmüş ve cezalandırılmıştı.
 
Ve Engin milletvekili seçilemedi.

Engin’in milletvekili olmaması birçok kesim tarafından sevinç ile karşılanırken, bazı kesimler tarafından ise, büyük bir üzüntü ile karşılandı…

Şimdi buraya kadar yaşananlar siyasetin doğasında olan gelişmeler.
Peki; bundan sonra yaşanan gelişmeler nasıl izah edilebilir.

Dedik ya parti içinde bir barış imzalanması gerekiyor. İktidar hedefi olan bir partinin yapması gereken bu olmalı...

Bırakın iç barışı, CHP’de yeni hesaplaşmaların yaşanacağı bir döneme giriliyor… Evet; bunun fitilini yakan gelişme ise; İzmir İl Disiplin Kurulu'nun 30 yıldır CHP rozetini takan ve yıllarca partiye hizmet etmiş çok değil bundan 5 ay önce partinin en üst düzeyinde görev almış İl eski Başkanı Ali Engin ve kardeşi Abdullah Engin’in disiplin kuruluna çağırarak 2 Temmuz'da ifade vermeleri talebidir.

Bu yaşananlar partiyi kamuoyu önünde tartışmaya açmak ve bu zor süreçte daha büyük sıkıntıya sokmaktır.  Ben yaşananlarla ilgili verilen kararın disiplin kurulu tarafından Genel Merkez'in baskısı ile alındığına inanıyorum. Ancak; disiplin kurulu içinde Ali Engin’den intikam almak isteyen bazı disiplin kurulu üyeleri tarafından şahit dinlenmesi ve olayın büyümesi için hamle yapılmasıdır. 

Peki, disiplin kurulu üyelerinin elinde bu itirazların Ali Engin tarafından yapıldığına dair somut delil var mı'

HAYIR

Disiplin kurulunun elinde olan delil ise, “üç kişinin verdiği ifade…” Bu kadar gayri ihtiyari ve keyfi olduğuna inandığım bir karar nasıl alınır. Atila Sertel’in milletvekilliği adaylığını düşürülmesinden duyduğum rahatsızlığı hem katıldığım programlar da hem de yazdığım köşe yazılarında defalarca dile getirdim.

Ve delegenin 13 bin oyunu almış bir kişinin adaylığını düşürülmesine bir kez daha kesinlikle karşı olduğumu ifade etmek istiyorum.

Ancak; bu konuda itiraz ederek, yasanın kendilerine verdiği yetkiyi kullanarak şikayet edenleri de “kendisini sosyal demokrat” olarak lanse eden bir partinin yapılanı parti suçu olarak görmesini de anti demokratik bir uygulama olarak görüyorum.
Bunu okuyucularımızın takdirine bırakıyorum…

Bir diğer tartışma ise, Çiğli’de uzun zamandan beri konuşulan ve artık ayyuka çıkmış bir tartışma…
 
Çiğli İlçe Başkanı Utku Gümrükçü ile İlçe yöneticisi Doğan Beyazgül arasında birbirlerinin üzerine yürümeye kadar varan tartışma…
Tartışmanın nedeni ise, çiçeği burnunda İzmir milletvekili Tuncay Özkan’ın “Bu partiyi Aleviler'den temizlemeliyiz ”sözü…

Tuncay Özkan ile İzmir Ege Palas Otel'de bir araya gelen İlçe Başkanı Utku Gümrükçü ve bazı ilçe yöneticileri sohbet ederken, Özkan’ın  ““İlhan Cihaner Alevi kimliğini kullanarak ilk sıralara girdi. Diğer taraflar ise, Alevi kimliğini kullanarak üst sıralarda yer aldılar bu partinin kurtuluşu için bu partiyi Aleviler’den temizlemeliyiz ” sözü grup arasında kısa bir gerilim yaratmış ve gruptan bazı ilçe yöneticileri Özkan’a tepki göstererek otelden ayrılmış. Konu İlçe Yönetim Kurulu toplantısında gündeme gelmiş ve büyük tartışma yaşanmış.
 
İlçe yöneticisi Doğan Beyazgül Özkan’ın sözlerini ilçe yönetim kurulu toplantısında gündeme getirir ve İlçe Başkanı Gümrükçü; “ Tuncay bey şaka yaptı” diyerek geçiştirmek ister bunun üzerine İlçe yöneticisi Beyazgül ile İlçe Başkanı Gümrükçü arasında sert tartışma yaşanır ve ikili birbirinin üzerine yürür ancak araya giren yöneticiler olayın büyümesini engeller.

Ve ikili arasında söz düellosu yaşanır.

Beyazgül “ seninle bir daha asla aynı yönetimde olmam” derken; Gümrükçü ise ”O zaman şimdi istifa et” diyerek yanıt verdiği yaşanan tartışma daha fazla büyümeden araya giren yöneticiler tarafından sonlandırıldığı belirtildi.      

Şimdi İzmir’de birçok ilçede böyle iç çekişmelerin ve hesaplaşmaların yaşandığını düşünürsek, CHP’nin nasıl iktidar olacağını çok merak ediyorum. Bu yaşanan siyasi çekişmelerin önümüzdeki dönem CHP’ye birşey kazandırmayacağı, ama çok şey kaybettireceği kesin…