Dolar 32,4665
%-0.06
Euro 34,7382
%-0.67
Altın 2.440,150
%0.16
Bist-100 9.935,00
%2.24

Pzt

-8°

Sal

-12°

Çar

-3°

'İzmir Körfezi'nde hüzün'

Belki otuz yıl belki daha fazla yıl önceydi. İkinci Beyler Sokağında kırtasiye dükkânı bulunan şair bir dostumu ziyaret ettikten sonra konak’tan vapurla Karşıyaka’ya dönüyordum. Bir kaç gündür ardı arkası kesilmeyen şiddetli kış rüzgârları esiyordu. Çocukluğumdan beri belki yüzlerce kez yolculuk yaptığım Alaybey vapuru Karşıyaka’ya gitmek üzere konak İskelesinden körfeze açılır açılmaz azgın dalgalarla boğuşmaya başlamıştı. Yarı yarıya boş olan üst kattaki yolcu salonunda yolcular söz birliği etmişçesine suskundu. Herkes vapurun bordosuna vuran şiddetli dalgaların sesine ve etrafında uçuşan martların çığlıklarına kulak kesilmişti.

Karşımda orta yaşlı, saçları ve bıyıkları beyazlaşmaya yüz tutmuş, kılığı kıyafeti düzgün elindeki gazeteyi etrafa nefis bir koku saçan piposunu keyifli keyifli içerek okuyan bir yolcu vardı. Yanı başındaki Bond çantasına bakılacak olursa ya bir avukat ya da bir doktor olduğu anlaşılıyordu. Her haliyle işi düzeni yerinde Karşıyakalı bir beyefendiye benziyordu. Gıpta edilecek, imrenilecek bir görünüşü vardı. Ona baktıkça, işi düzeni yerinde olmak, dertleri, sıkıntıları kaygıları olmamak acaba nasıl bir şeydi diye düşün-düm hep. Dertsiz, kaygısız, sıkıntısız, gelecekten endişe duymadan yaşamak herhalde güzel bir yaşam biçimiydi. Yoksa mutluluk denilen şey bu muyd? Onca yaşamım boyunca yakamı bırakmayan şansızlıklar, aksilikler olmasayd? Karşımda oturan beyefendininki gibi bir mutluluğu yakalayabilir miydi? Bilmiyordum. Kadere hiç inanmadım. İnsanların yaşamındaki farklılıklar bir tesadüfler zinciri olduğuna inanıyor-dum.

Alaybey vapuru, Karşıyaka iskelesine körfezdeki azgın dalgalar yüzünden güç bela yanaşabilmişti. Vapur yanaşır yanaşmaz şiddetli bir sağanak başlamıştı. Vapurdan inince sırsıklam ıslamamak için kendimi iskelenin karşısındaki gençliğimizin unutulmaz anılarıyla dolu atlas sinemasının girişindeki santral kahvesine atmıştım. Çayımı keyifle yudumlarken, yağmur altında Karşıyaka İskelesinde yolcularını bekleyen Alaybey va-purunun o büyülü silueti yıllar yılı belleğimden hiç silinmemişti. 

Günümüze gelince, uzun yıllar körfezinin iki yakasına martıların eşliğinde yolcu taşıyan, 9 Eylül ve Alaybey vapurlarının, İzmirlilerin unutulmaz anılarıyla birlikte İzmir körfezin derin sularına batırılarak balıklara terk edilmesinin kararı veren, Ege’nin incisi güzel İzmir’imizin nostaljik değerlerinin bilincinden yoksun kent yöneticilerini tarih affetme-yecektir.