Dolar 32,4375
%-0.15
Euro 34,7411
%-0.66
Altın 2.441,870
%0.23
Bist-100 9.916,00
%2.05

Pzt

-8°

Sal

-12°

Çar

-3°

Müzikallerin dili

Her müzikal (tiyatro-sinema-kitap) bir hayatı, yani aslında birkaç hayatın birbiri ile olan ilişkisini anlatır. 

Sosyal hayatın içinde yaşayan sosyal varlıklarız. Biz yaşadığımız yerdeki toplum kavramını ve o toplumun yapısını-kültürünü belirliyoruz. (Ya da tam tersi o toplum bizim kişilik-kimlik ve hayata karşı duruşumuzu belirliyor…)

Tek başımıza toplum kavramını karşılamamız mümkün değil elbette ve tüm yaşantımız sadece kendimizin hayatı olur ki buna da ne kadar sosyal hayat diyebiliriz… (Sosyal hayat çoğulluk gerektirir…)

Sosyal hayatı ve beraberinde toplumu belirleyen çoğunluktur. Kalabalıkların olduğu yaşam yerlerinin kendilerine has kültürleri de zaman içerisinde oluşmaya başlar. / Yemek alışkanlıkları, davranış biçimleri, yıllar yüzyıllara döndüğünde ise tarihsel doku oluşmaya başlar. (Mozaik, birbirine karışmış kültürler-yaşamlar…)

Bu oluşumların içinde ölümsüz aşklar, ihanetler, savaşlar yazılıdır. Bazıları akılda kalır bazıları ise silinip gider. / Akılda kalanlar tarihe mal olanlar mıdır yoksa tarihe mal edilmek için kitaplaştırılanlar mıdır? Aslında sanatla ölümsüzleştirilenler midir? Diyerek sormalıydım…

Yazımızın başlığı müzikallerin dili olduğu için birkaç örnek vermeliyim sanırım daha anlamlı olması açısından. 

Peki o zaman ‘Carmen’ size neyi ifade ediyor ya da Esmeralda… İkisinin ortak özelliği ‘güzel, çekici Çingene kızları’ olmaları mı sadece!

Carmen, çok güzel bir İspanyol Çingenesi… (Aslında Esmeralda çingeneler tarafından kaçırılarak büyütülen ve gerçek adı Anges olan genç ve güzel bir kadındır. )

Büyük aşklara imza atan, aşkları uğruna iftiralara maruz kalan hatta ölümlerine sebep olan güzellikleri… Güzellik çoğu zaman bir kadın için, başa-bela bir durumdur… Elde edenler ve edemeyenler arasında yitip giderler…

Carmen, İspanya’nın Sevil şehrinde bir tütün fabrikasında çalışan güzel bir Çingene kızı. İki aşkın arasında kalır ve bu aşk onun ölümüne sebep olur. 

Çingeneler tarafından kaçırılıp büyütülen Esmeralda ise ona sonsuz bir aşk duyan Quisamado (Zangoç) ve aslında yine ona karşılıksız bir aşk duyan (rahip) Claude Frollo… Ama Esmeralda onu kurtaran yüzbaşıya âşıktır… Yine bir aşk çıkmazı ve elbette sonu kötü biten bir aşk üçgeni…

Bunun gibi akla gelebilecek onlarca hatta yüzlerce aşk hikayesi bulabiliriz, anlatabiliriz. Dediğim gibi kimileri kitaplara, sinemalara kimileri tiyatrolara-müzikallere hatta şiirlere konu olmuş ve yüzyıllar boyu süregelen (anlatıla gelen) hikayelerin başrollü olmuşlar.

Sosyal yapıyı, kültürel yapıyı, siyasi yapıyı, dönemleri anlatan müzikaller… Ve o müzikallerin dili diyerek bitirmeden son bir örnek daha verelim… Damdaki Kemancı… Sütçü bir teyzenin gelenek savaşı mıdır, Çarlık Rusyasının yıkılışımıdır, ikinci sınıf vatandaş görünen Yahudilerin hikayesi midir yoksa toplamında hepsinin çatışması mıdır… İzleyenlerin algısına göre değişebilir… 

Evet müzikaller, o harika görseller, anlatımlar… Muhteşem dev yapıtlar… İzlemek, izleyebilmek niyetiyle… Dileğiyle…