Dolar 32,4375
%-0.15
Euro 34,7411
%-0.66
Altın 2.441,870
%0.23
Bist-100 9.916,00
%2.05

Pzt

-8°

Sal

-12°

Çar

-3°

Ölülerin yatacak yeri yok!

Yoksulun yaşaması gibi ölmesi de büyük bir sorun...

Birçok büyük şehir için ölülerin nereye gömüleceği meselesi ciddi bir ‘kent sorunu’ haline gelmeye başladı.

İzmir de mezarlık sorunun kriz haline geldiği şehirlerden biri.

Nüfus artışıyla birlikte şehirler genişlerken mezarlık alanları ise her geçen gün biraz daha daralıyor.

Ünlü yazar Canetti’nin ifade ettiği gibi en büyük kitle “ölüler kitlesi”dir.

Her geçen gün bünyesine daha fazla üye katan ‘ölüler kitlesi’nin mekan arayışı ise kentlerde mezarlık bulma sorununu ortaya çıkarıyor.

Ölülerin nereye defnedilecekleri sorusu, şehir planlamacıları, çevre uzmanları, yerel yönetimler ve toplumun diğer paydaşları arasında iş birliği gerektiren oldukça karmaşık bir problem…

***

Müslüman geleneklerine göre ölü beden, toprağa gömülmelidir.

Kentleşmenin yaşandığı mega kentlerde defnedilecek toprak bulmak ise neredeyse imkansız artık.

Öyle ki barınma krizi yalnızca yaşayanları değil ölüleri de vuruyor.

Günümüzde ölüm karşısında kayıp yakınları, adeta “müşteriye” dönüştü.

Ölmek hiç de ucuz bir şey değil artık.

Türkiye’deki mezarlıklar maddi güce ve sınıfsal farklılıklara göre biçimleniyor.

Deniz manzaralı bir yerde gömülmek ile ücra bir yerde gömülmek aynı “değerde” değildir örneğin…

Mezar enflasyonu denilen bir kavram var artık...

Birçok insan, henüz hayattayken gömülmek istediği yeri satın alabiliyorken, yoksullar içinse durum farklıdır.

Üzerine atılacak bir kürek dolusu toprak bile kentte yaşayan bir yoksul için neredeyse lükstür.

İzmir’deki mezarlıkları ziyaret ettiğinizde mezarlık alanlarının dolup taştığını hemen görürsünüz.

Belli bir nizama göre sıralanmış mezarların yanı sıra, kuytu köşelerde inşa edilen ‘şanslı’ mezarlar tam anlamıyla yürek burkucudur.

Hayatta yer edinememiş insanlar ölürken de bir yere sığdırılamıyor ne yazık ki...

Öldükten sonra da huzura kavuşamamış,

Kentte sıkışmış ölü bedenler…

Böylesi ölümler geriye acı bırakıyor...

Öte yandan bu durum ritüellerin değiştirilmesini de kaçınılmaz kılıyor.

Mezar kültürü değişiyor örneğin…

Kent yaşamı, mezarlık alanlarının daha verimli kullanılmasını zorunlu kılıyor.

Gelecek nesiller için yaşanabilir ve sürdürülebilir bir kent ortamı oluşturmak için mezarlık alanlarının revize edilmesi, alternatif mezarlık modellerinin oluşturulması, mezarlık tasarımlarının çeşitlendirilmesi, gömme ritüellerin güncellenmesi gerekiyor.

Oldukça derin, komplike olan bu sorun tüm diriliğiyle çözülmeyi bekliyor.

****

Yakınını kaybetmiş, 'kentin çeperinde yaşayan' bir kadın şöyle özetliyor yaşadığını: 

Nereye gittiysek bize yer yok!..