Dolar 40,0639
%0.05
Euro 46,9909
%0.03
Altın 4.282,540
%0.37
Bist-100 10.331,00
%1.61

Pzt

-8°

Sal

-12°

Çar

-3°

İzmir’de toplu ulaşım savaşları!

CHP belediyelerine yapılan operasyonlar sonrası pek çok kentte olduğu gibi İzmir’de de adeta yaz ortasında kış yaşanıyor… Burada İzmir ile ilgili yaşananlara girmeyeceğim… Zaten Ege Postası yine bilinmeyenleri yazmaya devam ediyor. Gelelim İzmir’imizin haline… Ölümden döndüğüm motosiklet kazası sonrası toplu ulaşıma döndüm. Dönmez olaydım… İşine gücüne gitmek için herhangi bir toplu ulaşım durağına gittiğinde 10 dakikadan az bekleyen var mı? İstanbul’da tutuklu bulunan eski İzmir Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Buğra Gökçe’nin İzmir’e en büyük ‘armağanı’ aktarma sistemiyle birlikte, uç uca ekleyerek ulaşma çabamız yıllardır sürüyor. 

Ben bu çabanın bir süre uzağında kalmışım ve durumun vehametini unutmuşum. İzmir’de toplu ulaşım tam bir hayatta kalma savaşına dönmüş durumda. İZBAN ayrı telden çalıyor, ESHOT’tur İZULAŞ’tır ve dolmuşlardan dönüştürülen 'Gittiğin Kadar Öde' sistemi, Tramvay, Metro derken, işe gidiş-geliş vakitleri dışında Körfez turu şeklinde çalışan vapur seferleri artık İzmirli’yi iyice çileden çıkarmış durumda. Bunu nasıl rahat söylüyorum değil mi? Çünkü ben de çileden çıkıyorum… Ankara asfaltının girişinde bulunan bir AVM’deki spor salonuna gitme uğraşım sonrası dün adeta çileden çıktım. İşten çıktıktan sonra Çankaya Metro İstasyonu’na gittim… 40 derece sıcakta oraya yürürken insan erimeye başlıyor… Tramvay engelini aşmak ve canavar sürücülere ezilmeden Şair Eşref Bulvarı’nı geçmek beceri istiyor. Beceremezsen çarparlar!.. Haydi bu engeli geçtik diyelim ‘Süper Mario’ tadında ilerlemeye devam ederek ulaşıyoruz metromuza… Genelde ben aşağıya inerken tren benim aleyhime şekilde istasyondan kalkıyor… İniyorum aşağıya, hızıyla övündüğümüz metromuzun 'yeni tren 6 dakika sonra gelecek' ibaresiyle yüzleşiyoruz. Bu arada yüzlerce insan da benim gibi engelleri aşa aşa istasyona giriş yapıyor… Tasarruf tedbirleri nedeniyle istasyonda bulunan havalandırmalar metronun açıldığı 2000 yılından bu yana hiç çalışmadı… Hala bu istikrar devam ediyor ve yerin 15 metre altında bize cehennem efekti veriyor. Neyse tren geliyor tıngır mıngır… Gelen tren seti 2000 yılından beri bu raylarda… İhtiyar set yenilerden daha formda ki hala hizmete devam ediyor… ‘Maşallah’ diyorum içimden. Biraz serinleyerek yolculuğumuza başlıyoruz, aslında uzun değil yolculuğumuz 4 durakçık… Halkapınar’a ulaşmak hedefimiz… Suratsız yüzü gülmeyen kafasını telefondan kaldırmayan balık istifi şeklinde yolculuk etmek zorunda olan insan topluluğunda kendimi sağlama alacak bir yer buluyorum. Kapıya yakın olmalıyım yoksa inmek sorun oluyor… Evet ve Halkapınar… Curcunanın içinden çıktım  diye sevinirken… Kendimi ‘Uzun yolu kısası mı acaba?’ya yani İZBAN’a atıyorum… Üst geçitte yasak olmasına rağmen sigara içen insanların arasından sıyrılıp merdivenlerden inerken yaklaşık bin kişiyle yeni bir trene binme savaşına girdiğimin farkına varıyorum. ‘Ben bu savaşı kazanırım’ diyerek… Yerimi alıyorum ama o da ne? Tren 18 dakika sonra gelecek? Halkapınar İstasyonu’nda da yanıyor İzmirliler… Ayrıca kışın da donuyor!.. Bu böyle olmaz derken beklenmeyen bir tren geliyor… İZBAN'da dakikalar uzay zamandan bağımsız hareket edebiliyor... Fakat o da ne 6 vagon yani ‘Kısa tren geldi’… Bin kişi zaten dolu gelen bu kısa trene hücum ediyor… Ben pes ediyorum… Toplu ulaşım savaşçıları benden daha deneyimli…Kimse kimseye acımıyor…İtişleri kakışları ‘pardon’ ‘affedersiniz’ sahteliğine yedirebilenler salumara İZBAN yolculuğuna hak kazanıyor. Ben pes ediyorum… biliyorum demiştim ama yine söyleyeyim dedim… Hop çıkıp Karşıyaka tarafına giden otobüs durağına geçiyorum. Burası nispeten iyi, bir otobüs buluyorum… İnmeyi planladığım İZBAN durağına ESHOT yardımıyla ulaşıyorum. 18:00’da çıktığım işimden spora gitmek için tam 55 dakika harcadıktan sonra AVM'deki malum kafeye sığınıyorum… Arkadaşıma ‘ben spor yaptım zaten gel bir şeyler içelim’ diyerek günlük toplu ulaşım savaşımı tamamlıyorum…

Not: Tabi ki güzel olan şeyleri de söylemek lazım… Eğer Vapur kullanıyorsanız durum böyle değil… Karşıyakalar 15 dakika… Eski vapurları özlüyorum ben… bu yeni kompozit katamaranlarda samimiyet yok… Açık havası yok… Ama İZDENİZ’in hakkını yemeyelim hayatımıza hız ve huzur katıyor…