Dolar 34,2790
%0.02
Euro 37,4844
%-0.03
Altın 2.921,750
%-0.22
Bist-100 8.876,00
%0

Pzt

-8°

Sal

-12°

Çar

-3°

Çiğli'nin Yeni 'Horoz'u ve yapay zekanın ilginç tercihi

Ah, sevgili okurlar, bugün sizlere Çiğli'nin renkli siyasi sahnesinden, kahkahalarla karışık bir hüzün hikayesi anlatacağım. Evet, hüzün; çünkü siyasetin dayanışma üzerine kurulu olması gereken dokusu, bireysel egoların gölgesinde solmuş durumda. Ve kahkaha; çünkü bu trajikomik durumu en iyi ironiyle anlatabiliriz.

Çiğli'nin CHP'li Genç Başkanı Onur Emrah Yıldız, meclis üyeleriyle yaptığı toplantıda "Buranın horozu benim" demiş. Bu cümle, sanki siyasi bir arena yerine, “köyün sabahını müjdeleyen bir horozun hikayesini andırıyor.” Peki, bu horozun kukuletaları arasında gizlenen gerçek ne?

Bir güvensizlik mi, yoksa siyasetin bireysel çıkar mücadelesine dönüşmesinin acı bir itirafı mı?

Peki, bu sözler ne anlama geliyor?

Siyaset arenasında bir güvensizlik mi, yoksa bireyselliğin zirve yaptığı bir çürümüşlük mü?

Onur Emrah Yıldız, siyasi kariyerine genç bir idealist olarak başladı. Ancak zamanla, siyasetin karanlık dehlizlerinde kaybolmuş bir horoza dönüştü. "Buranın horozu benim!" sözleri, belki de siyasi bir arenada tek başına mücadele etmenin, arkadaşlarına ve müttefiklerine duyduğu derin güvensizliğin bir ifadesi. Bu, siyasetin doğasında var olan bir paradoks; bir yandan dayanışma ve ortaklık arayışı, diğer yandan bireysel güç ve egemenlik savaşı.

Siyasetteki bu bireysellik, aslında bir çürümüşlüğün tezahürü…

 Siyaset, dayanışma, ortak hedefler ve toplumsal iyilik için bir araya gelinen bir platform olmalı. Ancak Çiğli'nin genç başkanının sözleri, bu platformun bireysel çıkarlar ve güç mücadeleleri tarafından nasıl esir alındığını gözler önüne seriyor.

Bir siyasetçi için en büyük tuzak, kendisini her şeyin merkezine koymak, etrafındakilere güvenmemek ve siyaseti bir 'boks maçı' gibi bireysel bir mücadele alanı olarak görmek. Bu, zihnin en derinlerine işlemiş bir çürümüşlüktür ve maalesef, siyasetimizin birçok köşesinde bu durumu görebiliyoruz.

Peki, çözüm ne? Siyasetin bu bireyselcilik tuzağından kurtulması, gerçek anlamda bir dayanışma ruhu ile yeniden inşa edilmesi gerekiyor.

Diğer taraftan ise, yapay zeka artık her alanda karar vericilerin en büyük yardımcısı. Hatta öyle ki, Çiğli Belediye Başkanı adayını belirlerken bile bu akıllı sistemlerin yardımına başvurulmuş. Ancak görünüşe göre, yapay zekanın da ironi anlayışı bir hayli gelişmiş. Özgür Özel'in açıklamalarına göre yapay zekanın seçimleri, adeta bir 'bilim kurgu' filminden fırlamış gibi.

Peki, ama bu seçim ne kadar isabetli oldu?

Yapay zekanın tercihi Onur Emrah Yıldız, daha meclis üyeleriyle ilk buluşmasında, "buranın horozu benim" diyerek, kendini ve partisini bir çiftlik tablosunun içine yerleştirdi. Bu benzetme, belki de yapay zekanın, Çiğli'nin yeni 'kümes düzeni'ne ironik bir bakış açısı getirmesi olarak yorumlanabilir. Ancak, bu 'tavuk-horoz' meselesi, Cumhuriyet Halk Partisi'nin kuruluş değerleriyle ne kadar örtüşüyor, işte orası muamma.

Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün kurduğu ve altı okun “demokrasi, laiklik, reformculuk, milliyetçilik, devletçilik, halkçılık” ilkeleriyle yola çıkan bir partiyi 'kümes' olarak nitelendirmek, acaba yapay zekanın bir programlama hatası mı, yoksa Yıldız'ın partiye bakış açısının bir yansıması mı?

Bu 'kümes' benzetmesi, Yıldız'ın, parti içindeki 'tavuk' ve 'horoz' rollerini nasıl dağıttığını da akıllara getiriyor. Parti üyelerini 'tavuk' olarak görmek, özgürlük ve demokrasi vurgusu yapan bir partinin temel ilkelerine ne kadar uygun düşüyor?

Bu durum, belki de Yıldız'ın, CHP'nin altı okunun anlamını ve Atatürk'ün Cumhuriyet değerlerini ne kadar içselleştirdiğini sorgulamamıza neden oluyor.

Sonuç olarak, Çiğli'nin yeni 'horoz'u, belki de yapay zekanın, modern politika sahnesinde ironi ile dolu bir 'kümes hikayesi' yazma çabasının bir ürünü. Ancak bu hikaye, CHP'nin kuruluş ilkeleri ve değerleriyle ne kadar uyumlu, orası tartışılır.

Yapay zeka, belki de bize, politikada 'kümes ‘ Düzeni’nin ötesine geçip, gerçek liderlik ve vizyonun önemini hatırlatmak istemiş olabilir.

Bu gaf, yapay zeka seçimlerinin yanı sıra, politikanın da ne kadar 'insani' olduğunu ve 'kümes' benzetmelerinin, aslında siyasi arena içinde nasıl bir 'horoz dövüşü'ne dönüştüğünü gözler önüne seriyor…