Aslanoğlu Sert değil net konuştu: CHP’yi partizanlıktan ayıran çizgiyi çekti
CHP İzmir İl Başkanı Şenol Aslanoğlu, işten çıkarmalar üzerinden başlayan tartışmada öyle bir açıklama yaptı ki… Basın üzerinden siyaset yapanlara nezaket tokadı attı. “Parti edebini” hatırlattı. “Emanet” kavramını yeniden siyasetin gündemine soktu.
İşte CHP İzmir İl Başkanı Şenol Aslanoğlu tam da böyle bir zamanlama ustalığıyla, tam da "siyaset sahnesinde roller dağıtılıyor" denen bir anda çıktı, konuştu.
Ve birilerini hop oturttu, hop kaldırdı.
Basına demeç vererek birbirini tokatlayanların arasında, “Parti edebi, gelenek, temsil ahlakı” deyip durdu.
"Yüz yüze konuşacaksak konuşalım, basın üzerinden didişmek CHP geleneği değildir" diyerek, deyim yerindeyse hem diplomatik bir ayar verdi hem de nezaket tokadı attı.
İzmir’de 1000 kişi işten çıkarılmış.
Aslanoğlu ne diyor?
“Bu sadece 1000 kişi değildir. Bu 4 bin kişilik çekirdek aile, 20 bin kişilik bir sosyal etki demektir.”
Siyasetin toplumsal etkisini bilen bir il başkanı böyle konuşur.
Ama mesele sadece sayı değil.
Mesele ahlaki duruş.
“Biz partizanlık yapmayız, işten çıkarmalarda da alımlarda da adalet deriz” diyerek, kimseye yağ çekmeden, kimseye dokundurmadan net bir duruş sergiliyor.
Ve bir parantez…
CHP Buca’nın efsane ilçe başkanı merhum Bektaş Gül'ün oğlu işten çıkarılıyor.
Ortalık karışıyor haliyle.
Peki Aslanoğlu ne diyor?
“Ben neden işten çıkarıldığını bilmiyorum ama vefat etmiş yol arkadaşlarımızın çocukları bizim emanetimizdir.”
Ne diyelim…
Vefanın siyasette pek hatırlanmadığı şu günlerde, birilerinin hâlâ “emanet” diyebilmesi umut verici değil mi?
Birileri Aslanoğlu’na kızıyor olabilir.
Neden?
Çünkü ne telefonlarını açmayanlara sessiz kalıyor…
Ne "ilçe başkanlarını hizaya çekelim" diyenlere sessiz kalıyor…
Ne de “başkan konuştu, herkes sussun” anlayışına boyun eğiyor.
Aslanoğlu diyor ki: “Ben belediyeyle işçi pazarlığı yapmam. Bugüne kadar da yapmadım. İlçe başkanlarımız da kamuoyunun önünde eleştirilemez.”
Açık, net, dürüst bir siyaset dersi…
Velhasıl…
Bu açıklamalar sadece bir il başkanının çıkışı değil.
CHP’nin içindeki ahlaki pusulanın hâlâ çalıştığını gösteren güçlü bir işaret...
Bugünlerde herkes bir şey söylüyor.
Ama bazı açıklamalar vardır ki…
Sadece konuşulmaz…
Altı çizilir, ezberlenir, rafa değil, vicdana konur.
CHP’nin, özellikle İzmir’in böyle sakin, kararlı, ahlaklı seslere çok ihtiyacı var.
Peki diğer cephe ne diyor?
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay, işten çıkarmalarla ilgili olarak topu bir kez daha “idari ve mali zorunluluklara” atıyor.
“Yaklaşık 2 ay önce mecburen bazı çalışanlarla yollarımızı ayırdık” diyor.
Sonra da ekliyor: “Sendikalarla hâlâ pazarlık yapıyoruz. Partililik nedeniyle değil, bütçe nedeniyle çıkardık.”
Buraya kadar tamam diyelim…
Ama asıl mesele şu sözlerle beliriyor: “Bu konuyla ilgili olarak edep, ahlak üzerine konuşmamızı gerektiren bir durum kesinlikle yok.”
İşte burada, ipin ucu kaçıyor.
Çünkü bu cümleyle Şenol Aslanoğlu’nun “parti edebi”ne yaptığı vurgu küçümseniyor.
Ve asıl sorun da burada yatıyor.
İzmir’in CHP tabanı “edep” diyor, “vefa” diyor, “adalet” diyor.
Ama Büyükşehir’in cevabı teknik detaylar, yuvarlak cümleler, kaçamak yorumlar…
Açık konuşalım: Cemil Tugay bu açıklamasıyla topu taca atıyor.
Ne kamuoyunu ikna edebiliyor, ne de örgütü yanına alabiliyor.
“Ben buradayım, çalışıyorum, herkes bana sahip çıksın” diyerek kriz yönetilmez.
Hele hele…
“Genel merkeze bildireceğiz demek başka bir şey” gibi cümlelerle eleştirileri dolaylı yoldan sitemle geçiştirmek…
Kusura bakmayın ama, bu üslup da artık İzmir’de kimseyi inandıramıyor.