'Değirmen'
Bir önceki yazımda, günlerdir İzmir’de yaşanan çöp sorununun gerçek nedenlerini halkın bilmemesini fırsat bilenlerin, CHP’li Büyükşehir ve ilçe belediye başkanlarının, bu sorunu çözmek için gecesini gündüzüne katarak yaptığı mücadeleyi görmezlikten gelmenin büyük bir haksızlık olduğunu vurgulamak istemiştim.
Yeri gelmişken söz etmek gerekir, su değirmeninde arpa buğday, el değirmeninde kahve baharat, CHP değirmeninde ise siyasi yaşamında özü sözü bir, partisinin altı okundaki ilkelerinden taviz vermeyen, CHP’yi geleceğe taşıyabilecek kariyerine sahip nice aydınlık yüzlü siyaset insanı, yıllar yılı CHP değirmeninde öğütüle geldi ne yazık ki.
Partinin İzmir’deki kimi belediye başkanlarını sevmeyebilirsiniz. Fakat halkoyuyla göreve gelen bu insanlara, en azından partili olmanın sorumluluğu ile saygı gösterilmelidir. Düşünceleriniz uyuşmuyor diye onları un ufak etmek isteyenlerin değirmenine su taşımamalısınız!
Kentinizdeki Belediye Başkanının, kendine özgü vizyonunu ve oluşturduğu ekibinin misyonunu, beğenmek ya da beğenmemek başka bir şey. Fakat hoşgörünün sınırları içindeki masumiyet ölçüsüne aykırı beklentilerinizin gerçekleşmemesi nedeniyle onu körü körüne eleştirmek ve yıpratmaya kalkışmak başka bir şeydir ve dürüstçe bir davranış değildir.
İzmir’deki çöp sorunu göreve gelir gelmez kucağında bulan CHP’li belediye başkanlarının yalnız bırakılmışlığı hayra alamet değildir. CHP’de, bu önemli sorunun salt belediye başkanlarının sorunuymuş gibi algı yaratılmak istenmesi, CHP’nin geleceği için büyük tehlikedir. Bu konuda öncelikli görev, yerelden genel merkeze kadar bütünüyle CHP örgütüne düşmektedir.
Sözün özü:
Kişisel hırslarının ve hayallerinin tutsağı olmuş sosyal demokrat maskeli kimi siyasilerin, partisinin Belediye Başkanlarını un ufak etmek için pusuda bekleyen değirmencilerle güç birliği yapmasına fırsat verilmemesi gerekir.