Dolar 32,5437
%0.18
Euro 34,9387
%-0.09
Altın 2.436,010
%-0.01
Bist-100 9.717,00
%-0.05

Pzt

-8°

Sal

-12°

Çar

-3°
CHP'li Özel'den 'Külliye' çıkışı: Orası bilimin, gençlerin, yarınların sarayı olacak

CHP'li Özel'den 'Külliye' çıkışı: Orası bilimin, gençlerin, yarınların sarayı olacak

CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, TBMM'de basın toplantısı düzenleyerek gündeme ilişkin açıklamalar yaptı. Özel, “Biz Cumhurbaşkanlığı’nı layık olduğu yere, Çankaya Köşkü’ne taşıyacağız. Külliyeyi bilimin, üniversitelerin, TÜBİTAK’ın, kamunun emrine sunacağız diyoruz. Bin 400 odalı o devasa yer kapısına kilit vurulur mu? Ama Cumhurbaşkanı bir sarayda olmayacak, orası bilimin, gençlerin, yarınların sarayı olacak." dedi.

  • Ege Postası
  • 02.02.2023 - 16:11
  • Güncelleme: 02.02.2023 - 17:34

CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, “Biz Cumhurbaşkanlığı’nı layık olduğu yere, Çankaya Köşkü’ne taşıyacağız. Külliyeyi bilimin, üniversitelerin, TÜBİTAK’ın, kamunun emrine sunacağız diyoruz. Bin 400 odalı o devasa yer kapısına kilit vurulur mu? Ama Cumhurbaşkanı bir sarayda olmayacak, orası bilimin, gençlerin, yarınların sarayı olacak. Yoksa külliyeyi niye kapatalım. O kadar para… Ne yaptınız onu. Emine Hanım’ın bileziklerini bozdurup yaptırmadın ki sen orayı. Hepimizin parası ile yaptırdın. Ama Cumhurbaşkanı öyle bir israf sarayında durmayacak, Çankaya Köşkü’nde çalışacak" dedi. Cumhurbaşkanlığı'na ait yazlık ve kışlık külliyelere ilişkin ise Özel, "Yazlık saray… Ee çocuk esirgeme kurumundaki çocuklar, tatil yapacak orada, Cumhurbaşkanı değil. Kışlık saray… Çocuk esirgeme kurumundaki çocuklar kış tatili yapacak, kayak öğrenecek. Yoksul çocuklar gidecek oraya. Senin zengin misafirlerin değil" diye konuştu.

CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, TBMM'de basın toplantısı düzenleyerek gündeme ilişkin açıklamalar yaptı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın dün AK Parti Grup Toplantısı'nda Genel Kurul'a ve yasama faaliyetlerine katılmayan vekillere, "Ben hakkımı helal etmiyorum" dediğini hatırlatan Özel, "Adamın fırça attıkları alkışlıyorlar ya. Size söylüyor size. ‘Hakkımı helal etmiyorum’ diyor, alkışlıyorlar. Ya böyle bir matematik, ruh hali, davranış olmaz. Sonra Recep Tayyip Erdoğan, sizin kalbinize, beyninize, vicdanınıza değil parmaklarınıza ihtiyaç duyuyor, parmak vekil deyince de kızıyorsunuz... Güçlü lider Recep Tayyip Erdoğan, grubu tutamıyor. Fırça atıyor, alkışlıyorlar girin içeri diyor, yine girmiyorlar" dedi. 

Özel’in konuşmasından öne çıkan başlıklar şöyle:

“BÜYÜK MUTABAKATIN KENDİSİNİ SON DERECE RAHATSIZ ETTİĞİNİ HEPİMİZ GÖZLEMLEDİK: Dün AKP’nin Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan hem grup toplantısında hem de TRT yayınında konuştu. Altı siyasi partinin hazırladığı 244 sayfalık ‘Ortak Politikalar Metnine’ ciddi şekilde bu metnin Erdoğan’ın kimyasını bozduğunu, kendisini rahatsız ettiğini ve böylesine büyük mutabakatın Türkiye siyasi tarihinde şimdiye kadar altı partinin bir araya gelerek vardıkları böyle büyük mutabakatın kendisini son derece rahatsız ettiğini hepimiz gözlemledik. Bütün Türkiye gözlemledi.

ERDOĞAN BİR ŞEYE GÜVENİYOR; BENİ BÜTÜN TELEVİZYONLAR CANLI VERİYOR, BEN BU YALANI SÖYLERİM VE AKSİNİ İSPATLASALAR DA BİRÇOK KİŞİ İNANMAZ: Yaptığı grup toplantısının neredeyse tamamını bu metne ayırdı. Kendisi en iyi bildikleri şeyi yapmaya çalıştı. Dezenformasyon yaptı. Yanıltmaya çalıştı ve bu metne karşı, yılların birikiminin, ayların emeğiyle baskıya dönüşmüş, Cumhuriyet’in ikinci yüzyılına dokuz ana başlık, 75 alt balık ve 2 bin 300 somut vaadi orta koyduğumuz bu metne karşı son çareye ama en iyi bildikleri şeye, yalana sarıldı. Yaptığı iş, bu metni okuyan herkesin bu kadar da olmaz artık dediği bir şey. Ama Recep Tayyip Erdoğan bir şeye güveniyor; beni bütün televizyonlar canlı veriyor. Ben bu yalanı söylerim ve aksini ispatlasalar da birçok kişi inanmaz. İnanlar yanıma kar kalır. Beni dinleyip başkasını duymayanlar yanıma kar kalır.

ŞEHİR HASTANELERİ YAŞASIN DİYE KAPATILAN HASTANELERİ AÇACAĞIZ DİYORUZ: Bir ülkenin 21 yıldır yönetiminde söz sahibi olduğu birisinin umudu attığı yalanın, söylediği gerçek dışı bilgilerin, yaptığı dezenformasyonun kendisi dışında birilerini dinleme imkânı olmayan seçmende yarattığı etkiye kaldırsa vah onun haline, vah partisinin haline, vah bu memleketin haline. Diyor ki şehir hastanelerini kapatacaklarmış. Hepiniz okudunuz, oradaydınız. Şehir hastanelerini kapatacağız diyor muyuz? Hayır. Aksine şunu söylüyoruz. Şehir hastaneleri yaşasın diye kapatılan hastaneleri açacağız diyoruz. Şehir hastaneleri devam edecek. Adı şehir hastanesi olan şehrin dışında yeni bir hastane yapmayacağız diyoruz. Yeni hastaneleri ihtiyaca uygun olarak hastaya en yakın yerde en uygun şekilde yapacağız diyoruz. Sen Bursa’ya şehir hastanesi yapıyorsun, Bursa’nın merkezinden şehir hastanesine gidip taksi ile 150 TL. Gecenin bir yarısında kapattığın çocuk hastanesine, doğum evine gidemediği için oraya mecbur olan insanların ızdırabını dindireceğiz diyoruz.

EMİNE HANIM’IN BİLEZİKLERİNİ BOZDURUP YAPTIRMADIN Kİ SEN ORAYI: Külliyenin kapısına kilit vuracaklarmış diyor. Biz öyle bir şey demiyoruz. Biz Cumhurbaşkanlığı’nı layık olduğu yere, Çankaya Köşkü’ne taşıyacağız, külliyeyi bilimin, üniversitelerin, TÜBİTAK’ın, kamunun emrine sunacağız diyoruz. Bin 400 odalı o devasa yer kapısına kilit vurulur mu? Ama Cumhurbaşkanı bir sarayda olmayacak, orası bilimin, gençlerin, yarınların sarayı olacak. Yoksa külliyeyi niye kapatalım. O kadar para… Ne yaptınız onu. Emine Hanım’ın bileziklerini bozdurup yaptırmadın ki sen orayı. Hepimizin parası ile yaptırdın. Ama Cumhurbaşkanı öyle bir israf sarayında durmayacak Çankaya Köşkü’nde çalışacak. Orayı kamu, en doğru şekilde kullanacak.

ÇOCUK ESİRGEME KURUMUNDAKİ ÇOCUKLAR, TATİL YAPACAK ORADA, CUMHURBAŞKANI DEĞİL: Yazlık saray… Ee çocuk esirgeme kurumundaki çocuklar, tatil yapacak orada, Cumhurbaşkanı değil. Kışlık saray… Çocuk Esirgeme Kurumu’ndaki çocuklar kış tatili yapacak, kayak öğrenecek. Yoksul çocuklar gidecek oraya. Senin zengin misafirlerin değil. Efendim OHAL kararnamelerini iptal edeceğimizi söylemişiz. Öyle bir şey söylemedik. OHAL kararnamelerinin yarattığı mağduriyetleri ortadan kaldıracağız dedik. Nedir o? OHAL kararnamesi ile atmışsın, takipsizlik almış. Yargılanmış, beraat etmiş ama uygulamıyorsun. Bu mağduriyetler ortadan kalkacak. Adil yargılanma hakkı ihlal edildiyse yeniden yargılama talebi bağımsız yargı tarafından değerlendirilecek. Öyle OHAL kararnameleri iptal edilecek… Öyle bir şey yok.

KATAR EMİRİ’NE BİLGİ VERİLECEK. BİR EMANET VARDI O UÇAN SARAY, BİZ BUNA TENEZZÜL ETMEYİZ SARAYINIZ SİZİNDİR, TANK PALET MİLLETİNDİR: Arifiye’yi, tank palet fabrikasını diyor, orayı satacaklarmış diyor. Ya tövbe estağfurullah. Ne satması, kamulaştıracağız. Senin verdiğin kişilerin elinden alıp, Katarlıların elinden alıp bunu ordumuza geri vereceğiz diyoruz. Satacaklar diyor. Böyle bir yalan olmaz. İlk iş onu yapacağız. Katar emirini telefona bağlatacağız, diyeceğiz ki ‘bizde bir emanetiniz var, uçan saray var ya hibe ettikleri, bizimkilerin de tenezzül ettikleri, uçan sarayın içine Ankara Esenboğa’dan kalkacak o uçan saray, Sabiha Gökçen’e konacak. İçine ne kadar Katarlı asker, komutan, memur varsa nezaketle bindirilecek, uçak havadayken Katar emirine bilgi verilecek. Bir emanet vardı o uçan saray, biz buna tenezzül etmeyiz. Sarayınız sizindir, tank palet milletindir. Bizim vaadimiz bu kardeşim. Ne kapatması ne satması.

KENDİ PARTİSİNİN ÜZERİNDE AMBLEMİNİN DE OLDUĞU PARTİ PROGRAMINDA BU YAZIYOR. SEN DAHA NE KONUŞUYORSUN: Diyor ki ‘bunlar belediyelere, yerel yönetimlere özerklik vereceklermiş.’ Bakın, elimde AKP’nin kurucu genel başkanısınız siz, benim elimde de parti programınız var. Bu parti programının 54’üncü sayfasında yerel yönetim başlığı var. Diyorsunuz ki ‘Avrupa yerel yönetimler özerklik şartına uygun olarak anayasal sistemimize yerel yönetim hakkının dahil edilmesi sağlanacaktır.’ Bakın bizi suçladığını, kendi partisinin üzerinde ambleminin de olduğu parti programında bu yazıyor. Sen daha ne konuşuyorsun.

ADAMIN FIRÇA ATTIKLARI ALKIŞLIYORLAR YA. SİZE SÖYLÜYOR SİZE: Tayyip Erdoğan, ayrıca grup toplantısında, Genel Kurul’a gelmeyen, gelmediği için Meclis’i çalıştıramayan ve Meclis’in bu sene o oturuma kadar 15 oturum olmuştu, 4’ünün kapanmasına sebebiyet veren 160 milletvekilini bulamıyor AKP. O yüzden Meclis’i çalıştıramıyor. Bunu denetlemek muhalefetin görevi. Bu sayıyı sağlamak kendilerinin görevi. İki milletvekilinden biri neredeyse kayıp. Çünkü içeride 30, 40 MHP milletvekili var. 200’ü toplayamayıp kapanıyor. Dedi ki ‘Vatandaşın vergisi size helal olmaz.’ Doğru söylüyor. ‘Ben hakkımı helal etmiyorum’ dedi. Kendini ortaya koydu. İki tane çok önemli gelişme yaşandı. Adamın fırça attıkları alkışlıyorlar ya. Size söylüyor size. ‘Hakkımı helal etmiyorum’ diyor, alkışlıyorlar. Ya böyle bir matematik, ruh hali, davranış olmaz. Sonra Recep Tayyip Erdoğan, sizin kalbinize, beyninize, vicdanınıza değil parmaklarınıza ihtiyaç duyuyor, parmak vekil deyince de kızıyorsunuz.

GÜÇLÜ LİDER RECEP TAYYİP ERDOĞAN, GRUBU TUTAMIYOR: Bu konuşmadan yarım saat sonra, 35 basamak merdiven yukarıda Genel Kurul salonu var. 10 metre ötede. Yine yoklama, ilk yoklamada yine kimse yok. Verilen süreden sonra koşa koşa 200 kişiyi zor tamamladılar. Bugün var gazetelerde. Böyle bir şey olur mu ya. Bu dağılmış, savrulmuşluğun işareti. Güçlü lider Recep Tayyip Erdoğan, grubu tutamıyor. Fırça atıyor, alkışlıyorlar girin içeri diyor, yine girmiyorlar.

MİLLET İTTİFAKI TARAFINDAN, MİLLETİN GÖREV VERDİĞİ MİLLETVEKİLLERİ TARAFINDAN NASIL HINCA HINÇ DOLACAK: Bomboş salon. İçeride çok önemsedikleri kanun görüşülüyor. YÖK Kanunu, bomboş sıralar. Milletimiz görüyor. 3, 3 buçuk ay sonra böyle yılmışlara değil bu görev için sabırsızlananlara, derdini durduracaklara o salon o iktidar sıraları Millet İttifakı tarafından, milletin görev verdiği milletvekilleri tarafından nasıl hınca hınç dolacak, nasıl takır takır öyle beşli çetenin, ailenin değil milletin yararına yasama yapılacak herkes görecek.

O RAPORDAN BİR NÜSHA SAYIN BAHÇELİ’YE VERİN. SİNAN ATEŞ’İN EVLATLARI İÇİN VERİN: Bugün AKP Genel Başkanı, artık milletin bunların umudu kalmadı, bizim hiçbir zaman olmadı, MHP Genel Başkanı ile görüşecek. Ne görüşürlerse görüşsünler, ittifakın iç işleyişine karışmıyoruz. Ama Tayyip Bey’den bir ricamız olabilir. Millet için bir ricamız var kendimiz için değil. Sinan Ateş’in ailesi için bir ricamız var. Size sunulan bir MİT raporu var. Orada cinayetin bütün ayrıntıları, ilişkileri, failleri ve azmettiricileri var. O rapordan bir nüsha sayın Bahçeli’ye verin. Sinan Ateş’in evlatları için verin. Biz ailenin talebine uygun olarak 40’ı çıkmadan bu konuya ilişkin bildiklerimizi, bilinenleri söylemiyoruz. 40’ına da 10 gün kaldı. Ailede 40’ı çıkmadan dedi. 40’ı çıkmadan o yaşananlarla ilgili bu ülkeyi yönetenler olarak işin nereye gittiğine bakmadan bir tutum almanız lazım. O MİT raporu sayın Bahçeli’ye göndermediyseniz bugün mutlaka götürün. Götürdünüz mü götürmediniz mi söyleyin. Bu millet, 3 buçuk ay sonra bu hesabı da soracak. Kim neyi biliyordu ve nasıl tutum takınıyordu bunu bilmeye hakkı var.

‘NETİCESİ ORTADA’ DEDİ. EVET ORTADA: Erdoğan, dün çıktı, faizi daha da düşüreceğiz dedi. Çünkü benim inancım, enflasyon sonuçtur, faiz sebeptir dedi. Faiz düşünce enflasyon çıkacak ve tekrar etti. Bu benim konum dedi. ‘Benim alanım ekonomi’ dedi. ‘Neticesi ortada’ dedi. Evet ortada. İki grafiğimiz var. Bakın, bu faiz, Erdoğan, buraya kadar karışmıyordu. Daha doğrusu enflasyon ile faiz birlikte gidiyorlardı. Bütün dünyanın ekonomistlerinin yaptığı gibi fiyat istikrarı için, enflasyonu dizginlemek için faiz silahı kullanılıyordu. Bu dedi ki bir tek ben biliyorum, düşürün faizleri. O andan itibaren enflasyonun durumu.

İSMET PAŞA DEDİ Kİ ‘BEN ŞEKERSİZ BIRAKTIM AMA BABASIZ BIRAKMADIM.’ DAHA BUNU ANLAYAMAMIŞ: Halen almış eline 1946 ekmek karnesi diyor. Ya ekmek karnesi, bu ülke girerse perişan olacağı bir İkinci Dünya Savaşı’na girmemesi lazım. Ama her ihtimale karşı ordunun karının tok tutmak lazım. Siz kısıtlı, kıt kanaat yetinin ama caydırıcı ordu, orada dursun, bu Anadolu işgal olmasın diye yapılmış bir iş. İsmet Paşa’ya (Türkiye Cumhuriyeti’nin İkinci Cumhurbaşkanı İsmet İnönü) sordular onu, ‘şekersiz kaldık’ dedi çocuklar. İsmet Paşa dedi ki ‘ben şekersiz bıraktım ama babasız bırakmadım.’ Daha bunu anlayamamış. Peki senin dönemin? Gece yarıları benzin kuyruğu, boşuna umut verdiğin EYT’lilerin SGK önündeki kuyruğu, İş-Kur’un önünde işsizler ordusu kuyruğu, ucuz ekmek, yağ kuyruğu… Bir ümit kuyruğu. Sonunda dön dolaş kuyruklu yalanlarla milletin kafasını karıştırarak iktidara tutunmaya çalışan bir Erdoğan ile karşı karşıyayız.

BEN BÜTÜN VATANDAŞLARIMIZIN BU YAKLAŞIMI, İNSAFLARINA TESLİM EDİYORUM: Kurt yediği ayazı unutmazmış. EYT’liler unutmaz. Bay Kemal EYT’liler için konuşurken sen karşı çıkarken onlar ne hisseti, çocukları, eşleri ne hissetti biliyor bunu EYT’liler. Bugün geldiğinde hala EYT ile dalga geçiyorlar. Nasıl? 7 ay önce makas değiştirdi. İlk kez EYT olabilir dediler. 7 aydır sallıyorlar. Ocak ayına 2023’e girmeden çözeceğiz dediler, bakın şubat ayına geldik. Bir hesapları var. Mümkün olduğu kadar geç. İki, utanmadan diyorlar ki seçime en yakın zamanda maaş alsınlar ki paranın sıcaklığı ile oy kullansınlar. 21 yıldır ayazda bıraktığı, iliğini, kemiğini dondurduklarına paranın sıcağı ile bana oy at, bu sana seçim rüşveti diyorlar. Bu noktadayız. Ben bütün vatandaşlarımızın bu yaklaşımı, insaflarına teslim ediyorum.

EMEKLİLİKTE PRİME TAKILANLAR… ALGIYI BAŞKA YARATIP KAZAĞI BAŞKA ATMAK: Şimdi emeklilikte prime takılanlar çıktı karşımıza. Sigortalı olduğu yıla göre 5 bin 975 güne kadar bir kademelendirme… Bir mağduriyet. Emekli olacak kişi 975 gün daha prim isteyecek ya da çalıştıracak onu. 3 yıla yakın. Bir hesap var. Bir uzman diyor ki 2 buçuk milyon kişi bekleniyordu, bu haliyle 500 bin kişi olabiliyor diyor. Bu etki analizlerini görmek isteriz. Yoksa üstüne ver 60, 100 bin TL… Bunu nereden bulacak insanlar. Bu sefer iş bul çalış. Yaş dolmuş, prim dolmamış. Emeklilikte prime takılanlar… Algıyı başka yaratıp kazağı başka atmak.

BU LOGOYU KULLANARAK MİLLETVEKİLİMİZE BU HAKARETİ ETTİRTİYORSUN YA YAZIKLAR OLSUN: Murat Bakan… Bir astsubay çocuğu olarak silahlı kuvvetler personelinin ve polisin ne kadar sorunu varsa dile getiren ve çözümüne katkı sağlayan bir arkadaş. Hangi partiden olursa olsun polisi durdurun sorun, sizin sorununuzu hangi partiden kim dile getiriyor diye. İlk akla gelen isimlerden biri Murat Bakan… Katar’da görev yapan arkadaşların Türk bayrağı taşımadığını söyledi. Cırt onu taktılar hemen. 30, 30, 60 günlük maaşları yatmış, 80 gün görev yapmışlar, 20 günlük maaşları yatmıyordu. Ta ki 30 Ocak günü Murat Bakan bunu eleştiren tweetler atana kadar. 31 Ocak günü yattı. Bakın hadsizliğe, aynı gün basın açıklaması. Altında Emniyet Genel Müdürlüğü Güvenlik Daire Başkanlığı… Hepimizin bir kurumu ve logosu. İfadeye bakar mısınız, ‘Siyaseti kara çalmak olarak algılayan ve neredeyse tüm işi Türk milletinin gurur kaynağı polis teşkilatımıza çamur atmak olan CHP’nin asparagastan sorumlu vekili Murat Bakan yine bir iftiranın öznesi durumunda…’ Yazıklar olsun, yazıklar. Emin Şen’in kot pantolonuna polisin ve jandarmanın Twitter hesaplarını veren zihniyet, bu logoyu kullanarak milletvekilimize bu hakareti ettirtiyorsun ya yazıklar olsun. Soylu, pabucu yarım, çık dışarıya oynayalım derler sokakta. Kimden korkuyorsun. Yapacaksan açıklamayı sen yap. Niye polisi kullanıyorsun. Emin Şen yazdıysa onun alnını karışladık, karışlayacağız.

BUNA TENEZZÜL EDENLERDEN TEKER TEKER HESAP SORACAĞIZ: Eğer vicdanınız el veriyorsa, polis teşkilatının ismi ve logosuyla bir milletin vekiline hakaret edilmesine, bu düzen sürsün diyorsanız, suç işleri bakanı görevini sürdürsün diyorsanız, vicdanınız buna el veriyorsa bunlara oy verin. Ama benim vekilime, polisim kalkan yapılarak kullanılamaz, hakaret edemez diyenler bu devri kapatmalarını bekliyoruz. Kapatacaklar. Sonra buna tenezzül edenlerden teker teker hesap soracağız.

ANAYASA MAHKEMESİ SEÇİMİNDEN ÖNCE TWEET İLE MÜDAHALE NE DEMEK YA: Hülle yoluyla önce HSK’dan Yargıtay’a, Yargıtay’da bir dosya okumadan, bir imza atmadan iki ay sonra Anayasa Mahkemesi’ne gönderilen Fidan, saray tarafından Anayasa Mahkemesi’nin başına kayyum atanmak istendi. İki yıllık Anayasa Mahkemesi üyesi, sarayın hülle ile getirdiğini herkes biliyor. Yargıtay üyeleri arasından seçilecek ya onu Yargıtay’a koyup iki ay sonra Anayasa Mahkemesi’ne seçtirdiler. Şimdi de Anayasa Mahkemesi’nin başına… Bunu görünce Zühtü Arslan ve rahatsızlık yaratınca Anayasa Mahkemesi’nde bir yıllığına da olsa aday olmayı tercih etmiş. Ve seçimi aldı. Cumhur İttifakı’nın adayı Anayasa Mahkemesi’ne kayyum olamadı. Sabahleyin Zühtü Arslan’ın adaylığına karşı MHP’li Feti Yıldız, şahsiyetine bir şey demem siyasetin Ceyar’ı adam. Nerede bir kötülük var onun ağzından duyuyoruz. Anayasa Mahkemesi seçiminden önce tweet ile müdahale ne demek ya. Olacak iş değil. Hemşeri derneğinin seçimlerinde bunlar yapılmaz.”

Yorum Yazın

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz

Yorum yazma kurallarını okudum ve kabul ediyorum.

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yorumlar
Yeniden eskiye
Eskiden yeniye
Öne çıkanlar

Bu habere hiç yorum yapılmamış... İlk yorum yapan sen ol.