Dolar 32,4375
%-0.15
Euro 34,7411
%-0.66
Altın 2.441,870
%0.23
Bist-100 9.916,00
%2.05

Pzt

-8°

Sal

-12°

Çar

-3°
Nalbantoğlu’ndan Aslanoğlu’na tavsiye: İzmir kolay görünüyor ama…

Nalbantoğlu’ndan Aslanoğlu’na tavsiye: İzmir kolay görünüyor ama…

CHP PM Üyesi Rıfat Nalbantoğlu, geçtiğimiz hafta CHP İzmir İl Başkanı olarak atanan Şenol Aslanoğlu ve dün onaylanan yönetimine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Aslanoğlu ve yönetiminin işinin zor olduğunu belirten Nalbantoğlu, “Yükümüz çok. İzmir, CHP’nin kolay politika yapacağı bir yer gibi görünse bile oy oranımız yüksek olduğu için rekabet çok olur. O oranın yüzde 2’yken yüzde 5 yapmak kolaydır. Ama yüzde 50’ken yüzde 60 yapmak zordur. Ben, yönetimdeki arkadaşlarımız benim zamanımda ortaya koyduğumuz başarıdan bir milim bile az başarılı olamayacağına çok daha başarılı olacağına inanıyorum” dedi.

  • Ege Postası
  • 17.01.2023 - 16:21

EGEPOSTASI- CHP PM Üyesi Rıfat Nalbantoğlu, TR35 ekranlarında yayınlanan 10. Köy programında Birol Soylu’nun gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.

Genel siyaset ve kent gündemine ilişkin değerlendirmelerde bulunan Nalbantoğlu, ekonomik kriz çerçevesinde 2023 seçimlerini yorumladı.

Dün CHP MYK’sı tarafından onaylanan CHP İzmir’in yeni A Takımı hakkında da değerlendirmelerde bulunan Nalbantoğlu, milletvekili adayı olup olmayacağı konusunda da açıklama yaptı.

“KISA VADEDE ÇÖZÜMÜ MÜMKÜN GÖRÜNMÜYOR”

Mevcut ekonomik krize değinen Nalbantoğlu, krizden çıkışta krizi yaratan unsurların değişmesi gerektiğini belirtti ve “Şu anda yaşadığımız kriz diğerlerine göre biraz daha kalıcı gibi görünüyor. Bunun sebebi de… Gerçekten ne zaman biteceği belli değil. Bunun ne zaman hallolacağı konusunu tahlil ederken krizin temel sebeplerine bakmak lazım. Makro ekonominin çok fazla girdisi ve yapılacak ataklar ayrı teknik sorunlar: bunlar çözülebilir. Fakat Türkiye’de ekonomik krizin kalıcı hale gelmiş olmasının ve ne zaman gideceğinin belirsiz bir tarihe ertelenmiş olmasından temel neden ekonomik sebeplerden değil ülkeyi yönetme biçiminden kaynaklı bir problem olmasından geliyor. Ülkede hukuk, adalet ya da günlük yaşamı etkileyen her şeyde sorun varsa, üstüne üstlük ekonomik önlemler alınamıyorsa bu krizin en kadar kalacağı ciddi sorun yaratıyor. Türkiye’nin yaşadığı ekonomik sorunlar çok büyük. Ama ülkemiz benzer sorunları çözecek ve gerekli kaynakları yaratacak güçte. Ama bu sahip olduğu potansiyeller harekete geçirmenin en önemli yollarından birisi, ülkedeki tarif edilemez boyuta gelmiş kamplaşma ve bunun sebep olduğu gerginliğin ortadan kalkması. Eğer adalet ve halkın adalete inancı iklimi hakim olunca birçok sorun seri halde çözülecektir. Ama güven ortamı hasıl olmayınca en ufak bir sorun bile insanların başına geldiğinde bir güven tesis edilemiyorsa ekonomik kriz o zaman kalıcı hale gelir. Maalesef kısa vadede seçimden önce bunun çözüleceği mümkün görünmüyor. Eğer seçimler zamanında yapılsa bile 2023 yılı bu konuda alınacak önlemler noktasında kaybedilen bir yıl olacak. Eğer siz asgari ücreti açıkladığınızda 1 ay sonra bu ücret buhar oluyorsa burada sorun büyüktür. Bu seçim, iktidar ve ona yakın kesim ile bu iktidarın artık ülkeyi yönetmemesi gerektiğini düşünenler arasında geçecek” dedi.

“BÖYLE DEVLET YÖNETİLİR Mİ?”

EYT ve 3600 ek gösterge gibi iktidarın attığı adımların seçimlere etkisi olup olmayacağını da değerlendiren Nalbantoğlu, “Seçim sonuçlarına etkisi olması ayrı birşey. Eğer ki sen vatandaşın lehine bir şey yapıyorsan bu kötü bir şey değildir. Ama aşağı yukarı örgütlü bir biçimde 3-4 yıldır örgütlü mücadele yürüten EYT’liler konusunda söz vermişsen bunun bir planı programı olur. EYT’lilerin ilk maaşlarını ne zaman alacağını Sayın cumhurbaşkanı dışında bilen yok. Bakan bile bilmiyor. Böyle devlet yönetilir mi? Seçimi etkilemek üzere bazı kaynakları veriyorsanız… Bu güven duyurucu bir unsur mu? Sen EYT’lilere sorunlarını çözeceklerini söylüyorsan çözeceksin. Bir haberde gördüm. Bazı vatandaşlarımızın sigorta kayıtları yokmuş belli dönemlere ilişkin. Sigorta söylüyor bunu, kayıp olduğunu. Senin adamının bir hatası varsa nasıl çözülecek bu sorun? Biz EYT’liler sonuç aldı dedik ama ortada sonuç yok” diye konuştu.

“İZMİR’DE REKABET ÇOK OLUR”

CHP İl Başkanı olarak Şenol Aslanoğlu’nun atanmasının ardından dün gerçekleştirilen CHP MYK’sında onaylanan yeni yönetimin çok başarılı olacağına inandığını söyleyen Nalbantoğlu, “Türkiye’de sınırları en net belirlenmiş olan kurumlar siyasi partilerdir. Deniz kardeşimiz istifa etti milletvekili aday adayı olmak için istifa etti yolu açık olsun. Bundan sonra izlenecek yol da çok net Genel merkez’de. Öncelikle MYK tarafından Şenol Aslanoğlu atandı. Ben kendisini partimiz için yaptığı çalışmalar ve Ticaret Odası’ndaki çalışmalarından tanırım. İl başkanının atanmasının ardından yönetim belirlenmesine geldi sıra. Genel Merkez bu görevi de kendisine verdi ve kendisi de istişarelere başladı. İstişarelerle bir yönetim oluşturdu. Ben başta Şenol Aslanoğlu kardeşim başta olmak üzere yönetim kurulundaki arkadaşlarımıza başarılar diyorum. İşimiz çok ağır çünkü. Yükümüz çok. İzmir, CHP’nin kolay politika yapacağı bir yer gibi görünse bile oy oranımız yüksek olduğu için rekabet çok olur. O oranın yüzde 2’yken yüzde 5 yapmak kolaydır. Ama yüzde 50’ken yüzde 60 yapmak zordur. Ben, yönetimdeki arkadaşlarımız benim zamanımda ortaya koyduğumuz başarıdan bir milim bile az başarılı olamayacağına çok daha başarılı olacağına inanıyorum” ifadelerini kullandı.

“DİYALOGLA O KADAR KOLAY ÇÖZÜLECEK BİR KONU…”

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun İzmir programında Çiğli Belediyesi işçilerinin eylemi program sonundaki arbedeyi de değerlendiren Nalbantoğlu, hak aramanın doğru yolu olmadığını belirtti ve şunları söyledi; “Bu konuyla ilgili… sınıf ve emek mücadelesi benim çok değer verdiğim işlerden biridir. Sadece teorik olarak değil bu. Maden-İş Sendikasında çalışmışlığım var. Hak nasıl aranır, emek mücadelesi nasıl verilir biliriz. Ve yöntem bu değil, böyle olmaz. Umarım Genel Başkanımızın programlarını başlayacak şekilde organizasyonlar yapılmaz. Ben İzmir'deki doğru bulmadım ve başka illerde olduğunda da doğru bulmam. Ücret artışı diyalog ve istişareyle o kadar kolay çözülecek bir sorun ki… Öncelikle yaşanan ekonomik sorunun temel kaynağı muhatap olunan belediye değil. Sorunu temel olarak çözecek olan de belediyeler değil. Sorunun temel çözüm noktası iktidarın alacağı önlemler. Diyalogla çözülebilecek şeylerin bu raddeye gelmesi çok can sıkıcı. Ha yandaş medya kullanıyormuş… E kullansınlar, işleri bu. O medyanın var olma sebebi bu. Ama bu iş Genel Başkanımızı zerre etkilemez. Ama bu durumun hak arayan arkadaşlarımızın hak arama mücadelesini sekteye uğratacağını da düşünüyorum.”

“ÖN SEÇİM HER ZAMAN DOĞRU SONUÇ VERMEYEBİLİR”

Uzun süre İzmir’de tartışılan ön seçim konusunda da açıklamalarda bulunan Nalbantoğlu, ‘aday olmam’ diyenlere rest çekti ve “Kağıt üzerindeki bir şeyi konuşurken yöntem ve sonuç açısından efektif olacağı düşünülen önseçim meselesi her zaman istediğiniz sonuçları vermeyebilir. Sizing istediğiniz sonuçları vermeyebilir her zaman. Bu sizin irade ve isteğiniz dışında da gelişebilir. Bu her zaman öyle olur demiyorum. Ben önseçimde yanayım. Ama önseçimi bir seçim yöntemi olarak mutlaklaştırmayı doğru bulmam. Kimi arkadaşlarım ‘Ön seçim olmazsa ben öyle yapmam, aday olamm’ diyor. Yapma. Aday olmuyorsan o senin bileceğin şey. Eğer ki sen demokrasiyi bir yaşam biçimi olarak içselleştirmediysen ön seçim olduğunda bazı etnik yapılar oluyorsa elde etmeyi umduğunuz faydadan uzaklaşıyorsunuz. Sayın Kılıçdaroğlu ‘cumhuriyeti demokrasiyle taçlandıracağız’ diyor. Yani demokrasi yaşam biçimi olacak diyor. Eğer ki demokrasi senin yaşam tarzın haline gelmediyse ister önseçim ister arka seçim yap. Sen umduğun faydayı göremezsin. Evet ön seçimin faydaları vardır ama mutlak doğrudur denilemez. Önümüzde bir seçim var. Olabilecek işleri tartışmamız lazım. İttifaklar var. 41 ilde ittifaklar konuşuluyor. 40-41 ilde ortak adaylı projeksiyon varsa önseçim çok da olabilecek gibi değildir” dedi.

“’BİR SANDALYE KAY’ DİYEREK OLMAZ”

Kamuoyunda 6’lı masa ittifakının genişlemesi konusundaki yorumlara da değinen Nalbantoğlu, “İttifakın genişlemesini illa 6’lı masa 7’li 8’li olsun demek değildir. 6’lı masada 6 genel başkanın yakaladığı uyumu biz kendi partimizde kaç kere yakaladık? Bu perspektifi ortaya koyanlar çok iyi biliyorlar ki nihai hedefi elde edebilmemizin en iyi yolu tüm demokrasi güçlerinin bir arada olabileceği bir organizasyonun kurulmasıyla mümkündür. Ama bu ‘Sen bir sandalye kay’ diyerek olacak diye bir şey yok illa ki. Başka başka yöntemlerle bu ittifak genişlemezse işimiz sahiden zor” diye konuştu.

“BEN DE OLSAM ÖYLE YAPARDIM”

Belirli dönemlerde gerek ulusal gerekse yerel medyada Tunç Soyer’in iktidar mensuplarının hedefi haline gelmesine de değinen Nalbantoğlu, başarı yorumu yaptı ve “Belki de iktidarın takındığı tavırlar arasında en iyi anladığım konu bu olabilir. YET ya da asgari ücrette bu zulmü niye yaptıklarını anlamıyorum ama tunç Syer’e bu zulmü neden yaptıklarını anlıyorum. Çünkü farklı bir yardımın, yönetimin, farklı sosyal yardımın her şeyin farklı bir şekilde yapılabileceğini gösteriyor çünkü. Evet herkes anlatır. Anlayan olur anlamayan olmaz. Ama gösterdiğinizde başka bir şey olur. Anlamayan olmaz. Bugün ülkeyi yönetme iddiasında olan arkadaşlar için tehlikeli bir durum bu. Ben de olsam böyle yaparım” ifadelerini kullandı.

“VEKİLLİK DÜŞÜNCESİ HOŞ GELMİYOR DEĞİL”

Nalbantoğlu son olarak milletvekili adayı olup olmayacağı konusunda ise şunları söyledi; “Henüz karar vermedim. Ben milletvekilliği istedim. Aday adayı da oldum, listed de oldum ama bu seçimde henüz böyle bir karar vermedim. Beni düşünmeye iten en önemli sebep CHP iktidarında… Çünkü bu çok yakın ve olası.  CHP iktidara o kadar yakın ki… Bu atmosferde parlamentoda iktidarın milletvekili olma düşüncesi hoş gelmiyor değil.”
 

Yorum Yazın

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz

Yorum yazma kurallarını okudum ve kabul ediyorum.

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yorumlar
Yeniden eskiye
Eskiden yeniye
Öne çıkanlar

Bu habere hiç yorum yapılmamış... İlk yorum yapan sen ol.