Dolar 32,3631
%-0.36
Euro 34,7833
%-0.07
Altın 2.400,760
%-0.91
Bist-100 10.209,00
%1.62

Pzt

-8°

Sal

-12°

Çar

-3°
Selahattin Demirtaş'tan Rize saldırganlarına mesaj

Selahattin Demirtaş'tan Rize saldırganlarına mesaj

Cumhurbaşkanı adaylarından HDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, İzmir'in Narlıdere İlçesi'ndeki Alevi Bektaşi Kültürünü Tanıtma Derneği cemevini ziyaret etti. Rize'deki saldırıyı değerlendiren Demirtaş, "Eminim, oradaki saldırganların cebinde 5 paraları yok. Ama tetikçiliğini yaptıklarını başbakanın evinde dolarları euroları var. Hesaplarını ona göre yapsınlar. O kırılan plastik masa Çankaya'nın allı pullu masalarından değerlidir" dedi.

  • Ege Postası
  • 27.07.2014 - 11:08
İZMİR- Sabah saatlerinde Aydın'da seçim çalışmalarına katılan HDP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı adayı Selahattin Demirtaş, karayoluyla İzmir'e geçti. Demirtaş burada Narlıdere cemevinde, vatandaşlarla bir araya geldi. Yoğun sevgi gösterilere arasında toplantının yapılacağı binaya giren Selahattin Demirtaş şunları söyledi: "Biz makam sevdasıyla, koltuk rüyasıyla yola çıkmadık. Milyonlarca ezilen emekçi ötekileştirilmişi Türk Kürt alevi ve Sünni bir bütün olarak ezilenlerin sesi olmak için aday olduk. Bizi ezmeye çalışınlara karşı sesimizi daha fazla duyuracağız dedik. Bu hayatı bizi dar edenleri el ele verip o koltuğu dar edeceğiz dedik. Birilerinin ısrarla hakaret etmek için tehdit etmek için cümbüş evi dediği ibadethanedeyim. 1400 yıldır susuz olan bir halkın kutsal mekanındayım benim için bu şereftir. Bütün ezilen kimlikleri biz de kürtlüğümüzle Türklüğümüzle Aleviliğimizle Sünniliğimizle, bu siyaseti sürdüreceğiz. O koltuk kimsenin babasının malı değildir. Halk kendi başkanını seçecek. Şimdi panik halinde gittiği her yerde öfkesini kusmaya devam ediyor. Halkın kutuplaştırmaya kendisine oy vermeyenlere kışkırtmaya devam ediyor. Onun için önemli olan oyunu almak makamını korumak onun kimse bizler umurunda değiliz. Varsa yoksa kendi iktidarını sürdürmek. Eğer biz aday olmasaydık düşününüz ki karşınızda iki aday olacaktı. Asla bizi temsil edemeyecek iki aday kendi arasında devleti pay edeceklerdi. Devlet bizim kurduğumuz, bizim var ettiğimiz paramızla bizim beslediğimiz bize hizmet etsin bizim yarattığımız bir mekanizmadır devlet. Ama Öylesine şımarmış ki bu devlet, hükümet biz kurduğumuz devlet şımarmış, her akyam bize parmağını sallıyor, bize hakaret ediyor. Biz seni kurduk devlet. Hayatımızı kolaylaştır dile kurduk. Başımıza ağalık yapman için kurmadık. Medya, ordu, polis ben ne diyorsam o. Ezerim diyorsan biz halkız halk. Allahtan başka kimsenin önünde diz çökmeyiz. Para yine sende olsun, gaz, toma yine sende olsun, sana şunu hatırlatacağız er geç zulmün kalesi yıkılır. Bunu göstermek yoksa senin paranda gözümüz yok. Haram paran da çaldıkların da senin olsun." 

RİZE'DEKİ SALDIRIYA TEPKİ 
Türkiye'de halkların ele ele verdiğini ve artık Türkiye'nin her bölgesinden şehrinden selamlarına cevap aldıklarını da dile getiren Demirtaş, “Halklar olarak birbirimizden korkmadan, kaygı duymadan kim kimi hangi otele doldurup yakacak korkusu yaşamadan yaşamak istiyoruz. Birbirimizle dayanışma içinde olacağız. Bırakalım bunları kendi girdabında boğulsunlar. Göreceksiniz yeni yaşam teklifimiz daha büyük yankı bulacak. Biz eğer yıllardır özlemini, hasretini çektiğimiz yakaladığımız bu fırsatının arsasından koşmaya devam edersek kazanacağız. Seçim kampanyasının sonucu belli. Zaten halklar kazandı. Tayyip Erdoğan ve saz arkadaşları kaybetti" dedi. 

Rize'de kendi adına açılan standın tekmelenerek, stand görevlisinin dövülmesine de sert tepki gösteren Selahattin Demirtaş konuşmasını şöyle sürdürdü: "Bugün Rize'de yaşlı bir amcamız, tek başına Demirtaş standı açıyor. Tek başına orada yaşamın umudun mesajını vermeye çalışıyor. 65 yaşındaki emekli amcamıza, 5-6 kişilik genç bir grup, işte bu başbakanın öfke kin nefret kusan konuşmaları yüzünden saldırıyorlar. Yine Samsun'da da bildiri dağıtan arkadaşlara saldırıyorlar. Yeni yaşam o kadar güçlü ki bugün 65 yaşındaki amcamızın dövüldüğü Rize var ya kardeşliğin kenti olacak. Orada ırkçı rüzgarlar estirmeye çalışıyorsunuz. Zannediyorum Başbakan'a güveniyorsunuz, 'devlet arkamda' diyorsunuz. O amcamı döven beş gencin eminim cebinde 5 para yok. O tetikçiliğini yaptığınız Başbakan'ın evinde odalar dolusu dolarlar, eurolar var. İyi hesap yapın. Kime hizmet ettiğinize iyi bakın. O emekli amcam sizin de haklarını savunmak için cesurca, onurluca 'bedel de ödemek gerekirse, hazırım' diyor masasını koyuyor. Bu ülkede umut vardır. O umudun peşinden koşacağız. Necmettin amcanın Rize'de koyduğu masa barışın masası olacak. Onun ellerinden öpüyorum. Kendisini aradım kutladım, teşekkür ettim. O plastik masa var ya bizim için Çankaya'nın allı pullu masasından değerlidir." 

İLK İŞİM ALEVİLERDEN ÖZÜR DİLEMEK OLACAK 
Seçimleri kazanıp cumhurbaşkanı olması durumda yapacaklarını da anlatan Selahattin Demirtaş, “Eğer siz kazanırsanız, sizin adınıza ben Çankaya'da olursam kesinlikle önce Maraş'ın, Sivas'ın, Çorum'un, Gazi'nin Gezi'nin hesabı sorulacak. İlk yapacağım işlerden birisi olacak. Kirli tezgahların ortaya çıkartılması için dönemin başbakanlarını, genelkurmay başkanlarını, bakanlarını emniyet müdürlerinin hepsini ortaya çıkarmak için ne yetkim varsa kullanacağım. Alevi halkından devlet adına özür dileyeceğim. Kim ki bu topraklarda devletinin zulmünü görmüşse o halklardan devlet adına özür dileyeceğim. Halklarınız kutsal mekanlarıyla alay edilmesine izin vermeyeceğim Cemevi ibadethanedir ve ve yasal statü kazanmalıdır. Alevi inanç merkezleri korunmalıdır. Diyanet İşleri Başkanlığı din hizmeti vermiyor, devlete köle yetiştiriyor. Herkes dinini kendi topluluğunda kendi cemaatinde yaşayabilir. Devlet bunlara eşit yaklaşabilirir. Devletin 8 bakanlığının bütçesinden fazla alıyor diyanet işleri başkanlığı. Kim veriyor bu paralar? Kendisiyle alay ettiğin aleviler vermiyor m? Çankaya'da bir halk başkanı olursa bunları hayata geçirmek kolay olur. Soma'da madencinin yanında değil, işçinin yanında olan cumhurbaşkanı olur. Kimse Roboskide katledilen çocukların arkasından genelkurmay başkanına teşekkür etmez. Biz 15 günde tavır değiştirecek birisi değiliz. Halkımızın bize emanet ettiği değerleri pazarlık unsuru kullansaydık defalarca iktidara gelirdik. Ucuz pazarlıkcı olsaydık 4 bin köyümüzü boşaltmazlar, 17 bin faili meçhulümüz olmazdı" diye konuştu. 



HDP İl Başkanlığı tarafından Tarihi Havagazı Fabrikası'nda Cumhurbaşkanı adayı HDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın katılımıyla iftar yemeği verildi. İftara, Sivili toplum kuruluşlarının temsilcileri ve çok sayıda partili katıldı. İftar sonrasında konuşan Demirtaş, "Söylediklerimin hepsini 'Ben yaparım' demiyorum. Ben seçilirsem demek ki siz zaten el ele vermişsinizdir. Benim kazanmam demem zaten sizin kazanmış olmanız demektir. Ama diğer iki adaydan hangi ikisi kazanırsa siz kazanmış olmayacaksınız. kendi saltanatını kurmaya çalışacaklar. Bir kez daha aynı kaşları çatık devletle yönetilmeye devam edeceğiz. Bizler ezilen emekçiler, biz artık yeni bir yaşamı yaratmaya karar vermişsek bunu kimse durdurmaz. Türkiye'de herkes artık bu kavganın bitmesini istiyor. Sorunlarımızın çözümü kavgasız çözülsün istiyor. Kimse alışveriş yaptığı bakkal Alevi mi Kürt mü Türk mü sorgulansın istemiyor. Kimse kimliğini sorgulanmasın istiyor. Bıktık artık bunlardan. Kürt, Türk, Ermeni, Zazayız, Alevi'yiz. Bize tek dil tek millet olmayı dayatanların da sanmayın yaptıkları fedakarlık, vatanseverliktir. Dillerimizin ayrı milletlerimizin, inançlarımızın ayrı olması bölüneceğimiz anlamına gelmez. Nar gibi olacağız. Kabuğumuz bir, içini açtığında bin tane olacağız. Türkiye ancak böyle olursa tadı güzel olur. İlla Türk Sunni olacaksın dersek asıl bölücülük o zaman olur" dedi. 

YARIŞ DEMOKRATİK DEĞİL, YARIŞ ADİL DEĞİL 
Başbakan ve Cumhurbaşkanı Adayı Recep Tayyip Erdoğan'a yüklenen Demirtaş şunları kaydetti: "Bu seçim vesilesiyle bir kez daha her birimiz nasıl bir gelecek özlediğimizi, geleceğin Türkiye'sini nasıl kuracağımızın anlatıyoruz, tartışıyoruz. Sadece cumhurbaşkanlığı seçimi olmadığının farkındayız. Tek bir kişinin bir numaralı koltuğa oturması yarışı değil. Halk başkanını seçiyoruz. Yarış demokratik değil, yarış adil değil. Zaten çok fazla aday da yok. Üç adayız ama AKP'nin adayının imkanları, devletin olanakları, kurumları şuanda seçim çalışması yürütüyor ve AKP'nin adayının tanıtımına yoğunlaşmış durumdalar. 12 yıldır Başbakanlık yapıyor. 12 yıldır kendini bu halka tanıtamadıysa şu 30 günde nasıl anlatacaksı? 12 yıldır zaten bu halk senin ne olduğunu iyi anladı. O yüzden panik yapmana gerek yok. Senin tanıtılmaya ihtiyacın yok sen asıl televizyonu kullanacaksan hesap vermek için kullan. Yaptığın eksikleri yanlışları düzeltmek için fırsattır. Bu yoksa üçümüz yasalar karşısında aynı haklara sahip olacağız, ama sen devletin özel uçak helikopteriyle hazineden verilen parayla TRT'yi de emrine alarak valilerle kaymakamlarla zorunlu bağış kampanyası yürütecek çalışma yürütüyorsan, bu senin demokrasi anlayışını gösterir. O zaman demokrasiye, eşitliğe adalete dair en küçük inancın yok. İkincisi korktuğunu gösterir. Korkmuyorsa eşit şartlarda seçim yarışı götürelim. Buyurun televizyonda aynı anda canlı yayında konuşalım. Halk bizi iyi tanısın. Sınıf başkanı bile seçilirken titizce davranır öğrenciler. Önce adayları tanımak isterler. Şimdi koskoca halk başkanını seçiyoruz, ama servetini bilmiyoruz açıklamıyor. Eşinin çocuğunun damadının üstüne kendisine ait ne var bilmiyoruz. Halktan saklıyor ama halkın başkanı olmak istiyor."

DEVLETİN DEVLETLİĞİNİ GÖRMEYENLERE İŞTE ŞİMDİ FIRSAT 
Devletten korkmayan kimsenin olmadığını belirten Selahattin Demirtaş, "Devletin malını soyup götürenler dışında devletten korkmayan kim va? Dün başkasını kelepçeleyenler bugün kendileri kelepçeleniyorlar. Bu devletin dayağını yemeyen var m? İstiyorlar ki bu devletten korkalım. Önümüzü ilikleyelim. Oysa devlet bu değildir. Bize böyle öğrettiler. Korkunç devlet yaratmak istediler çünkü korktuğumuz oranda biat ederiz. Korktuğumuz sürece devlet Kürt'ün köyünü mü yakmış, Kürt'ün dilini mi yasaklamış, işçinin sendika hakkını mı almış, Alevi'nin inancıyla alay mı edilmiş kimsenin umurunda olmaz. O yüzden bize sürekli parmak sallıyorlar. Bunu değiştirmediğimiz sürece devletten de birbirimizden de korkarız. Üstüme gideceksek de birlikte gideceğiz. 'Ben bu devletin devletliğini görmedim bana sadece korku verdiler' diyen kim varsa işte şimdi fırsattır. Yapacağınız tek şey mühürü alıp doğru yere basmak. Çünkü artık Çankaya'da doğru bir ilke halkı temsil etmeye başlayacak. O zaman asıl demokrasi özgürlük gerçek barışı o zaman hep birlikte yaratmış olacağız."

BENİM DİLİM FAŞİZM İÇİN KULLANILAMAZ 
Selahattin Demirtaş konuşmasını şöyle tamamladı: "Biri çıksa benim adıma Türklere Kürt olacaksınız dese ben buna isyan ederim. Sen benim kardeş olarak gördüğüm halkı zorla Kürtleştiremezsin demem lazım. Bu en çok bana hareket. Benim dilim faşizm için kullanılamaz. Benim etnik kimliğim faşizm için kullanılamaz. Sorun yok demiyorum, ama birbirimizi boğazlamadan bi vazgeçelim. İşsizlik sorunumuz var. Katledilen kadınların, mazot parası çıkarmayan çiftçiyiz. Dilini eğitim dili olarak kullanamayan Kürt'üz. İbadethanelerine cümbüş evi denmiş Alevi'yiz. Başörtüsü sorunu hala çözülememiştir. Ama bunları çözerken birbirimizle uğraşmamıza gerek yok. Sorunu yaratan Ankara'daki zihniyettir. Hep birlikte onu değiştirmeye çalışalım. AKP'nin adayı Diyarbakır'da bana satılmış diyor. Halk neyin ne olduğunu biliyor. Satılmış olan bensem paralar niye send? Allah seni ıslah etsin başka da bir şey demiyorum. Allah bu halkın tek kuruşunu çalandan hesap sorsun diyoruz. Kim satmışsa satılmışsa halk da hak da hesabı sorar inşallah." (DHA)


 

Yorum Yazın

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz

Yorum yazma kurallarını okudum ve kabul ediyorum.

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yorumlar
Yeniden eskiye
Eskiden yeniye
Öne çıkanlar

Bu habere hiç yorum yapılmamış... İlk yorum yapan sen ol.