İzmir'de on binler sokağa döküldü: Hem yas, hem mesaj var!
Ankara'da meydana gelen ve son resmi açıklamalara göre 98 kişinin yaşamını yitirdiği patlamanın ardından Türkiye'nin her yerinde olduğu gibi İzmir'de de Emek-Demokrasi ve Barış güçleri de patlamayı kınadı. Protestocular sloganlar, alkışlar ve ıslıklar eşliğinde Basmane Meydanı’ndan Gündoğdu’ya yürüdü. On binlerce kişi alanda yapılan basın açıklamasının ardından denize kırmızı karanfil bırakıldı. İzmir'de on binler sokağa döküldü
- Ege Postası
- 12.10.2015 - 11:32
FOTOĞRAFLAR TAŞINDI
'Katil, Hırsız Erdoğan', 'Saraylar yıkılacak halk kazanacak', 'Savaşa hayır, barış hemen şimdi', 'Hükümet istifa' gibi sloganların atıldığı eyleme katılanların çoğunun siyah giyindiği görüldü. Protestocular Gündoğdu Meydanı'ndaki alana ellerinde Ankara'daki saldırıda yaşamını yitirenlerin fotoğrafları taşıyarak girdi. Protestocuların yürüyüşü sırasında İzmirliler de evlerinin balkonuna, hem Türk bayrağını hem de matemi simgelemesi için siyah bayraklar astı.
'YANDAŞ GAZETELER' YERE
DİSK Ege Bölge Temsilcisi Memiş Sarı, hükümet yandaşı olarak nitelediği bazı gazetelerin terör saldırısını sayfalarına yansıtma şeklini protesto etti. Memiş Sarı, Yeni Asır, Yeni Akit, Sabah, Yeni Şafak gazetelerinin yandaş olduğunu belirterek, bu gazetelerin saldırı hakkında attıkları manşetleri eleştirdi. İzmirlilerin bu gazeteleri okumayacağını, almayacağını belirtti ve bu gazeteleri kürsüde gösterdikten sonra alana fırlattı.
CHP VE HDP MİLLETVEKİLLERİ TAM KADRO ALANDAYDI
CHP'li İzmir milletvekilleri Ali Yiğit, Zeynep Altıok, Mustafa Balbay, Özcan Purçu, Tuncay Özkan, Tacettin Bayır, Kamil Okyay Sındır'ın ve CHP İzmir İl Başkanı Bedri Serter'in de hazır bulunduğu eylemde, CHP İzmir Milletvekili Musa Çam'ın üzerinde 'Yastayız, 10 Ekim 2015, Unutma' yazılı siyah bir tişört giymesi dikkat çekti. HDP İzmir Milletvekilleri Müslüm Doğan ve Ertuğrul Kürkçü de katıldı.
YALÇIN: UYARIYORUZ
TMMOB İl Koordinasyon Kurulu Başkanı Merih Yalçın, "Bu gün yitirdiğimiz canlarımız için yastayız. Ancak korkmuyoruz, yılmıyoruz, öfkemizi diri tutuyor ve uyarıyoruz: Yoldaşlarımızı katledenlere talimatı verenin, bunun yolunu açanın sonu tarihteki diğer diktatörler gibi olacak. İsyanımızı dayanışmayla ve örgütlülüğümüzle büyüteceğiz. Daha fazla dostumuzun, yoldaşımızın hayatını gasp edemeyecek, padişahlık hevesi kursağında kalacak, yaptıklarının bedelini ödeyecek" dedi.
“KATİLİ TANIYORUZ, HESAP SORACAĞIZ”
Ankara'da gerçekleşen bombalı saldırının failinin belli olduğunu belirten Yalçın, "Katiller, sandıkta mutlak hâkimiyetini "400 vekil verin, bu iş huzur içinde çözülsün" tehdidiyle sağlamaya çalışan ve bu tehdide destek verenlerdir. Katiller, yalana, talana, hırsızlığa karşı sesini çıkaran Türkiye halklarına, temel demokratik haklarını talep eden Kürt halkına karşı savaş ilan edenlerdir. Katiller, yüzlerce insan yerlerde paramparça yatarken, vatandaşına yardım etmeyen, aksine onlara yardım etmeye çalışanlara copla biber gazıyla saldıran emniyet görevlileridir. Katiller “güvenlik zafiyeti yok” diyenler, “istifa edecek misiniz” sorusuna gülen Bakanlardır. Katiller, sarayda oturup 400 milletvekili hesabıyla entrikalar kuran, savaşlar, katliamlar tezgâhlayanlardır. Evet; katili tanıyoruz, unutmayacak, affetmeyecek, hesap soracağız. Hesap sorma gücünü örgütlendikçe arttıracak, bu topraklarda barışı hâkim kılana kadar bedeli her ne olursa olsun mücadele edeceğiz. Katiller, 7 Haziran 2015 seçim sonuçlarını hazmedemeyen, 1 Kasım'da hezimete uğramamak yolunda yüzlerce gencimizin ölümüne yol açan, şehirleri tanklarla, toplarla, keskin nişancılarla kuşattıran, çocuk yaşlı demeden sivil katliamı yapanlardır" şeklinde konuştu.
“BARIŞ İSTEYENLERE YÖNELİK EN KANLI VE ALÇAK SALDIRI”
“10 Ekim 2015, dünya toplumsal mücadeleler tarihinde, barış isteyen kitlelere yönelik belki de en kanlı, en alçak saldırının gerçekleştirildiği gün olarak yerini alacak. Türkiye Cumhuriyeti devleti de tarih boyunca bu saldırının doğrudan ya da dolaylı faili olarak bilinecek" diyen Yalçın sözlerini şöyle tamamladı: "Emek ve demokrasi güçlerinin, onlara omuz veren yurttaşların bu talebi, kaybettikleri iktidarı savaş ve kaos ile geri almaya çalışanları rahatsız etti. Savaş politikalarına karşı geniş kitlelerin bir arada görülmesini, gür sesinin duyulmasını engellemek isteyenler daha mitingimiz başlamadan ortalığı kan gölüne çevirdiler. Barış talebiyle beraber yola çıktığımız 100’ün üzerinde canımızı Ankara’da bıraktık. Açık olan şudur: AKP, 13 yıllık baskı ve zulüm iktidarını Ankara katliamı ile taçlandırmıştır. Katilleri tanıyoruz. Katiller, saldırının gerçekleştiği alana sadece 5-6 kilometre mesafede bulunmaktadır. 9 yaşındaki Veysel’in gözlerini, Şebnem’in gülüşünü, Meryem ananın barış özlemiyle verdiği emeği, sınıf mücadelesinin en ön saflarındaki kardeşlerimizin çalışkanlığını, tüm yitirdiklerimizin insanlığa sevdasını unutmayalım, bu sevdaya var gücümüzle sahip çıkalım. Bize bu büyük acıyı yaşatanlara karşı öfkemizi diri tutalım. Unutmayalım, affetmeyelim. Geleceğimizi, bir avuç hırsızın, yalan ve talan iktidarından beslenenlerin elinden alalım."
MEMİŞ SARI: KENDİ GÜVENLİĞİMİZİ KENDİMİZ SAĞLAYACAĞIZ
Ankara'daki saldırıda güvenlik güçlerinin yeterli önlem almadığını savunan DİSK Ege Temsilcisi Memiş Sarı, bundan sonra tüm eylemlerde güvenlik tedbirlerini kendilerinin alacağını açıklayarak, “Biz bundan sonra devletin güvenlik güçlerini güvenmiyoruz. Kendi önlemlerimizi kendimiz alacağız. Gördüğünüz gibi görevli arkadaşlarımız kol kola girerek zincir oluşturuyor. Bütün gruplar kendi içlerinde güvenliği sağlıyor. Tanımadığımız bir insan görürsek üst araması yapıyoruz. Eğer MİT binasına 2 kilometre mesafede yüzlerce insanımız katlediliyorsa bundan sonra kendi güvenliğimiz kendimiz sağlayacağız” dedi.
PEKDAŞ: GÜN BİRLİK OLMA GÜNÜ
Basmane'den Gündoğdu Meydanı'na kadar yürüyenlere katılan Konak Belediye Başkanı Sema Pekdaş, Türkiye'ye barışın gelmesi için mücadeleye devam edeceklerini söyledi. “Gün birlik olma günüdür" diyen Başkan Pekdaş, “Biz bu ülkede özgürlük, demokrasi olsun, hukuk devleti olsun istiyoruz. İnsanların kendini ifade etmek hakkı, miting yapma hakları vardır. Bunlar en temel haklarıdır.
Ama cumartesi günü barış diye sokağa çıkan insanlara büyük bir tahammülsüzlük gösterildi ve pek çok insanımızı kaybettik. Bu yaşananlar ancak diktatörlüklerde olan manzaralardır. İnsanların barış diye haykırmalarından korkmamak gerekir. Eğer korkuyorlarsa bunun adı diktatörlüktür. Oysa Türkiye hedefini çağdaş medeniyet seviyesi olarak belirlemiş ve bütün uluslararası metinlere imza atmış, hukuk devletini kendisine temel almış bir devlettir. Bu zulme, bu diktatörlüğe geçit vermemek için dayanışmayı göstermemiz gerekiyor. Barış diye daha çok haykırmak gerekiyor. Barış kazanacak demek gerekiyor. Yastayız ama barışın kazanacağına inancımız tam" dedi.
Terör protestosu, katılımcılarını hayatlarını kaybedenler adına denize karanfil atmasıyla sona erdi.
YARIN DA ALSANCAK GARI'NDA
12-13 Ekim'de işyerlerine gitmeme kararı da alan Barış-Demokrasi ve Emek güçleri yarın saat 12.00'de de yine Gündoğdu Meydanı'nda buluşup Alsancak Tren Garı'na yürüyecek. Protestocular Ankara'da yaşamını yitirenlerin fotoğraflarını koyarak mum yakacak ve anma gerçekleştirecek.
Yorum Yazın