Dolar 34,7517
%0.11
Euro 36,4619
%-0.07
Altın 2.950,240
%0.23
Bist-100 9.681,00
%-0.3

Pzt

-8°

Sal

-12°

Çar

-3°

Bayram değil, seyran değil, Hamza Dağ mal varlığını niye açıklıyor?

Şimdi, şu meşhur sözü hatırlayalım: “Bayram değil, seyran değil, eniştem beni niye öptü?” AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hamza Dağ, seçimlerden aylar sonra mal varlığını açıklıyor.

Tam da bu sözü hatırlatıyor bana. Peki, neymiş bu mal varlığı?

Bir bakalım:

Gümüşpala’da bir daire, 2010’da 110 bin TL’ye alınmış. Kayınbiraderi oturuyormuş orada.

Aile bağları güçlü Hamza Bey’in.

Mansuroğlu’nda depremde ağır hasar görmüş bir yer. Hissesi varmış ama yer yokmuş!

Yeni Girne’de 2017’de alınan bir ev…

Ankara’da milletvekili arkadaşlarıyla yaptığı ev… Arsa ile birlikte 1,5 milyon TL’ye mal olmuş.

 Ne kadar da mütevazı!

Pandemi döneminde Bayındır’da bir zeytinlik. 150 bin TL’ye alınmış, ama daha gidip görmemiş. Zeytinyağı üretimine meraklı olmalı.

Ankara’da hisseli 2 tane 1+1. 2026’da bitecekmiş. Yatırım geleceğe demek.

Araçlar?

Eşinin Peugeot 508’i varmış. Seçim kampanyası için alınan Audi, sonra Skoda Süper B ile değiştirilmiş. Seçim arabası bu kadar mı sade olur?

Hamza Dağ'ın açıklamaları inandırıcı mı?

Gelin, biraz "şeytanın avukatlığını" yapalım.

Ak Parti'nin pek çok adayı mal varlıklarını bir bir açıklarken, Hamza Dağ'ın sessizliğini koruması kafalarda soru işaretleri yaratmıştı. O dönem, Ak Parti içinde bu durum ciddi rahatsızlık yaratmıştı. Peki, Dağ'ın uzun süre sonra yaptığı bu açıklamalar gerçekten inandırıcı mı?

Hamza Dağ, Ak Parti içinde uzun zamandır etkili bir görevde bulunuyor.

Haliyle, partinin iç işleyişine dair pek çok detayla haşır neşir. Ak Parti’deki adaylarla konuştuğumuzda, Dağ’ın resmi olarak olmasa da "Üçgen" isimli bir şirkette etkin bir rol oynadığı ve bu şirket aracılığıyla adayları ve Ak Partili belediyeleri yönlendirdiği iddiaları sıkça dile getiriliyor.

Üstelik kendi seçim kampanyasını milyonlar tutarında bu şirket üzerinden yürüttüğü ve bu şirketin üzerine çok sayıda gayrimenkul alındığı da gelen iddialar arasında.

Şimdi, Dağ'ın bu açıklamaları aylar sonra yapması, insanın aklına "şeytanın avukatlığını" getirmiyor mu?

 Nereden bilelim, belki de mallarını başkalarının üzerine yapmadığını?

 Kafalar karışık, sorular cevap bekliyor.

Hamza Dağ’ın açıklamaları, bu şüpheleri ne derece giderir bilinmez.

Ancak, şeffaflık ve hesap verebilirlik siyasetin temel taşlarından biri olmalı değil mi?

Belki de Dağ, mal varlığını daha erken açıklasa bu kadar soru işareti yaratmazdı.

Evet, Hamza Dağ'ın açıklamalarını duyduk.

 Şimdi de somut adımlar görmeyi bekliyoruz. Gerçekler, eninde sonunda ortaya çıkmak gibi bir huyları vardır. Hamza Bey, bu açıklamalarıyla “bizi ikna etmeyi” başaramadı. Belki de “bayram değil, seyran değil, Hamza Dağ mal varlığını niye açıklıyor?” sorusunun cevabını vermek zorunda kalacak.