Olgun Atila’dan ‘adaylık’ iddialarına yanıt: Herkes katkı sağlayacaksa…

EGEPOSTASI- Bornova Belediyesi önceki dönem Belediye Başkanı Olgun Atilla, Büyük İzmir’de yayınlanan 10. Köy programında Birol Soylu’nun gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.

İl başkanlığı ya da milletvekilliği adaylığına dair çıkan iddialara yanıt veren Atilla, kendi döneminden sonra iptal edilen projelerine ilişkin de değerlendirmelerde bulundu.

“YARIŞ İÇİNDE OLMAMALIYIZ”

Belediye başkanlığı döneminde takındığı tavır ve ortaya koyduğu projelerle hala adından bahsettiren Atilla2nı ismi son zamanlarda parti kulislerinde il başkanlığı ya da milletvekilliği adaylığında geçmeye başladı. İddialara yanıt veren Atilla, kimseyle yarışmak gibi bir niyetinin olmadığının altını çizerken görev verilmesi durumunda yapacağını belirtti ve dedi. “Bütün samimiyetimle söylüyorum. 32 yaşında meclis üyesi olduğunda bu görevin çok önemli olduğunun farkında değildim. Ama o da bir okul oldu. Meclis çatısı altında kendinizi geliştiriyorsunuz. Biz bunun devamında belediye başkanlığı yaptım. 10 yıl boyunca görevimi elimden geldiğince en iyi şekilde yapmaya çalıştım. Olunca iyi, olmayınca küsmek olmaz. Ben bu konuda bilgi, birikim ve tecrübemle hem partime hem ülkeme hizmet etme arzum var. Ama birinci arzumuz, Millet İttifakı’nı iktidara getirmek, Genel Başkanımızı cumhurbaşkanı yapmak ve ülkenin yarınlarına faydalı olabilmek. Ben bunun daha önemli olduğunu düşünüyorum. Şu an zaten görevini en iyi şekilde yapan başkanlarımız ve milletvekillerimiz var. Bizim buna katkı koymamız lazım. Yarış içinde olmamız değil. Siyasetin bu şekilde de olabileceğinim göstermek lazım. Şu an bir yarış ve seçim yok. Bir seçim kararı da alınmış değil.  Ben kimseyi kırmak istemiyorum. Katkı koymak istiyorum. Şu anda şuraya adayım ya da değilim demek… Bir de ölçmek lazım. Ben ayrıca hiçbir şeyin tek başına yapılabileceğini düşünmüyorum. Burada herkesin samimi katkı sunması lazım. Bu konuda da herkes katkı sağlayacak ve hem İzmir hem partimiz için oybirliğiyle bir şey olacaksa ben hayır demem. Ama kendim için siyaset yapıp zaten ülkenin bu kadar bölündüğü bir dönemde ikbal bekleyerek siyaset yapmam doğru olmaz” dedi.

“ELLERİNDEN GELEN ÇABAYI GÖSTERİYORLAR”

Bornova Belediye Başkanı Mustafa İduğ ve İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in performansını da değerlendiren Atilla, olumlu yorumlarda bulundu ve “Biz 7 seçim atlattık. Bu dönemde seçim olmadı ama pandemi patladı. Belediye başkanlarımız en iyi hizmeti vermeye çalışıyorlar ve bunun için ellerinden geleni yapıyorlar. Pandemi koşullarından dolayı belki birlikte çalışma koşulları olmadı ama yine e buna uyum sağlıyorlar bu kısımda Millet İttifakı desteği de çok önemli. Bunun yanından yarınlara dair umut vermemiz gereken Cumhur İttifakı’nda kalan ya da HDP’ye oy veren seçmenler var. Bizim onları da buraya getirmemiz lazım. Bornova’da belediye başkanımız elinden gelen çabayı gösteriyorlar.  Büyükşehir Belediye Başkanımız zaten öncesinde Seferihisar’da belediye başkanıydı. Oradan gelen bir tecrübesi var. Oturmuş bir meclis ve bürokrasi olduğunu düşmüyorum. Ben her şeyin güzel olduğuna ve daha da güzel olacağına inanıyorum” diye konuştu. 

“BU BİR MESLEK DEĞİL”

Kendi döneminin ardından, bazı projelerinin iptal edilmesini de değerlendiren Atilla, esasın daha iyi ve üzeli ortaya koymak olduğunun altını çizdi ve  “Devlette devamlılık esastır. Mesela Belgem Dershane projesi Cengiz Bulut dönenimde gelen bir proje. Önemli olan güzel projelerin niteliğini ve kalitesin artırarak devam ettirmek. Biz yeni projeler de ortaya koyduk. Önceki projeleri de tamamdık. Mesela Bornova Aziz Kocaoğlu Stadyumu. O stat bizden önceki dönemlerde başladı ama biz bitirdik. İzmirli hemşerilerimizin vergileriyle Bornova Belediyesi’nin öz sermayesiyle yapıldı. Devlette devamlılık esastır. Tabii her belediye başkanının kendi üslubu ve tarzı vardır, saygı duymak gerekir. Baktığımızda Dost Market Projesi… Ankara ve Eskişehir Odunpazarı gibi belediyelere örnek oldu bu proje. Bence orada bunları değerlendirmek gerekir. Önemli olan daha iyisini ve güzelini ortaya koyabilmek. Ben hiçbir projemi kendi özel projem olarak ortaya koymadım. Ben mimarım. Siyasetin de çok uzun yılardır içindeyim. Vatandaşımızın ve STK’ların talepleri… Biz belediye başkanlığımızı ortak akılla, vatandaşlarımızın taleplerini alarak ve anketlerle yaptık.  Dolayısıyla bizim bütün projelerimiz şahsımıza ait değildir, bürokrat arkadaşlarımıza, muhatlarımıza aittir. Önemli olan katılımcı yönetimdir. Netice itibariyle hayat devam ediyor. Daha güzeli de ortaya konulabilir. Bu bir meslek değil. Ben hem meclis üyeliği hem de 5 yıl belediye başkanlığı yaptım. Yoğun çalışıyorum. Hiçbir zaman bu sorun Büyükşehir’e bu sorun merkezi idareye bağlı dememişimdir. Bizim işimiz hizmet ve karınca kararınca ne kadar destek verebiliyorsam veririm. Bu da bizim için önemli bir süre. 3 senedir bu kadar aktif bir hayatın ardında kalıp katkı sunmak da önemli. Hizmetin illa bir koltuk ve makamla yapılabileceğini düşünmüyorum. Neticede bu bir görevdir ve bize nasip olduğunda biz de hatalarımızla doğrularımızla karınca kararınca hizmet etmeye çalıştık” dedi. 

“ÜLKEDE BİR YÖNETİM KRİZİ VAR” 

Ülkenin içinde bulunduğu mevcut krize değinen Atilla, mevcut koşullara gelinmesindeki en önemli etkenin “tek adam rejimi” olduğunu ifade etti ve “Ülke zaten iyi yönetilmiyordu. Özellikle başkanlık sistemine geçtikten sonra bir kişinin vereceği kararların ne kadar doğru olmayacağını anlattık ve son zamanlarda bunun en büyük sıkıntısını gördük. Çünkü ekonomi tek başına yeterli değil, adalet de çok önemli. Biz şu an çok büyük bir ekonomik krizin içindeyiz bunun yanında Rusya-Ukrayna savaşı var gündemde. Bu koşullarda gelecek kaygısı daha çok arttı. Ekonomik kaygıları insanların evine ekmek götürememesi, yöneticilerin ‘Dolarla mı maaş alacağız’ söylerinin sonucunu görüyoruz. Faturaları ödeyemiyoruz, insanlar evinde battaniyeyle oturuyor. Bir an önce bu sistemden kurtulunması gerekiyor. Bütün bunların içinde seçim en geç 23 Haziran’da yapılacak. Bizim amacımız bu seçime hazırlanmak. Sadece ekonomik krizi değil, ülkede bir yönetim krizi var. Esnaf zaten pandemiden dolayı iş yapamaz hale gelmişti. Üstüne İzmir’de deprem meydana geldi. Ardından yine pandemi kısıtlamaları oldu. E destekler olması gerekirken geçiştirildi. İnsanlarımızın yaşam şartları son derece zorlaşmış durumda. Bu günleri hep birlikte atlatacağız” ifadelerini kullandı.