Dolar 34,8958
%0.09
Euro 36,5935
%-0.08
Altın 3.010,090
%-1.18
Bist-100 10.059,00
%0

Pzt

-8°

Sal

-12°

Çar

-3°

İzmir'de 'Tunç Çağı' başlıyor!

Türkiye aylar süren yerel seçim maratonunu geride bıraktı.

Tarihi seçimde bol sürprizli sonuçlar ortaya çıktı.

Resmi olmayan sonuçlara göre; CHP başta İzmir olmak üzere 25 yıldır kazanamadığı Ankara’yı ve birçok Büyükşehir’i kazandı. Merak edilen İstanbul’da ise sonuçlar henüz kesinleşmedi ancak YSK’nın açıkladığı verilere göre Ekrem İmamoğlu başkan. Süreç devam ediyor, İstanbul sonucunu herkes gibi ben de merak içinde bekliyorum.

Biz dönelim İzmir’e...

İzmir için çok da sürpriz olmayan sonuçlar çıktı.

Tunç Soyer yüzde 58.2 oy alırken, rakibi Cumhur İttifakı adayı AK Partili Nihat Zeybekci yüzde 38.6 aldı. Soyer yaklaşık 20 puan fark attı. Bu sonuçla AK Parti İzmir’de yine hüsrana uğradı.

Elindeki Torbalı, Menderes, Ödemiş, Kemalpaşa ve Selçuk’u CHP’ye kaptırırken, Bergama ve Bayındır’ı aldı. Kınık ve Kiraz’da da koltuğunu korudu. Büyük ehdeflerle ve iddialarla yola çıkmışlarıdı, yereldeki iktidarı daha da zayıfladı. Elinde yedi ilçe varken, sayı dörde düştü.

Buna karşılık CHP ise o kadar çalkantılı bir süreçten geçmesine rağmen sandıktan zaferle ayrıldı.

24 ilçeyi kazanarak, kalesini kordu.

15 yıllık Aziz Kocaoğlu döneminin ardından İzmir’de “Tunç Çağı” başladı.

Evet, Soyer, Seferihisar Belediye Başkanlığı görevinin ardından yıllardır hayalini kurduğu koltuğu sonunda alnının teriyle kazandı.

Tarihe biraz meraklı olanlar tarih öncesi dönemde çok önemli olan Tunç Devri’ni de bilirler.

Erken, Orta ve Son diye ayrılır.

İzmir’de "Tunç Çağı" kaç dönem sürer şimdiden bunun yanıtını vermek mümkün değil.

Kesintisiz 15 yıl görev yapan Aziz Kocaoğlu’nun rekorunu kırar m? Yoksa çağ erken mi kapanır bilinmez.

Ama bilinen birşey var o da; İzmir bu çağdan çok şey bekliyor.

Kentin öncelikli problemleri var.

Başta ulaşım olmak üzere kentin sorunlarını çözerken, yerel dinamiklerini harekete geçirip, yatırımcıların iştahını kabartacak bir yatırım bölgesi haline getirmek, merkezi hükümetin olduğu kadar yerel yönetimlerin de sorumluluğudur.

Bu açıdan Kocaoğlu’nun tüm Türkiye’ye örnek olan ve ‘İzmir Modeli’  adıyla markalaşan tarımsal kalkınma hamlesi büyüyerek devam etmeli mesala.

Aziz Kocaoğlu’nun yeniden aday olmayacağını söylediği dönemde, en büyük üzüntüyü, elinden tuttuğu, hayvan dağıtarak, soğuk hava depoları kurarak, eğitim programları düzünleyerek  desteklediği köylüler yaşamıştı.  

“Bizi bırakma” ortak haykırışları olmuştu.

Tunç Soyer şimdi İzmir çiftçisinin ‘yeni babası’ olabilir.

Umarız Kocaoğlu’nun tuttuğu eli Soyer havada bırakmaz.

Tabii ki sanayicinin de beklentisi fazla.

Benzersiz sahilleri, ören yerleri, kültürel değerleriyle hazine niteliğindeki İzmir, turizmde de hak ettiği yerde değil. Turizmci de atılım bekliyor. Esnafı, KOBİ’si de destek bekliyor. İşsiz genci  iş bekliyor. Vatandaşı hizmet bekliyor. Öyle sıradan yol, kaldırım değil üstelik.

“Aşkla İzmir” sloganıyla yola çıkan Tunç Soyer’in bu engebeli yolda aşkla ilerlemeye devam etmesi ona oy verenlerin de vermeyenlerin de beklentisi.

Burada tabii bir başka paragraf açmak gerekiyor.

İzmir AK Parti’nin kara sevdası. Her seçim döneminde CHP’li yerel yöneticileri “başarısızlıkla ve becerisizlikle” suçlayıp vaat yağdıran iktidar partisi seçim kaybettiğinde o vaatler havada kalıyor. İzmir bugüne kadar ülkeye kazandırdığının karşılığını hiçbir zaman tam anlamıyla alamadı.

Artık beklenti daha fazla.

Çünkü propaganda döneminde AK Parti’nin adayı Nihat Zeybekci İzmir’in röntgenini çok iyi çekmişti.

Neşter bekleyen sorunlarını ve çözümlerini görkemli bir lansmanla İzmirlilere duyurmuştu.

“İzmirliyim, işim burada” diyordu. Seçimi kaybettikten sonra da İzmirlilerin tercihini saygıyla selamlayıp, “İzmir’e hizmet etmek benim için şereftir” diyordu.

Şimdi seçimin kaybedeni Nihat Zeybekci ne yapacak'

Arkasını dönüp gidecek mi yoksa kalıp derman bulmaya mı çalışacak'

Bekleyip göreceğiz.