Dolar 34,8384
%0.05
Euro 36,6449
%-0.33
Altın 3.012,360
%1.22
Bist-100 10.094,00
%0

Pzt

-8°

Sal

-12°

Çar

-3°

Algoritmaların gölgesinde siyaset: CHP'nin yapay zeka hamlesi ve nostalji kulübü

Bugün size Cumhuriyet Halk Partisi'nin (CHP) en son "yapay zeka" numarasından, pardon, "stratejisinden" bahsedeceğim.

Evet, doğru duydunuz.

CHP, bu sefer işi bilim kurgu romanlarına taşıdı ve Mahalli İdareler Seçimi'nde adaylarını belirlemek için yapay zekadan medet umdu. Özgür Özel, yapay zekanın mürekkep yalamış, pardon, algoritma yalamış bilgece kararlarıyla sahaya sürdükleri adayları duyurduğunda, hepimizin ağzı bir karış açık kaldı.

Ve işte, bu yapay zekanın eseri olarak, İzmir Büyükşehir Belediye Başkan adayı olarak Cemil Tugay'ı sahaya sürdüler. Ancak Tugay, parti içi demokrasiyi bir kenara bırakıp, il başkanı Şenol Aslanoğlu ve il yönetimini sanki bir futbol maçında kenara alınmış oyuncular gibi oyunun dışında bıraktı.

Yapay zeka demek, yapay demokrasi demek değil mi?

Daha da ilginç olanı, seçim koordinasyon merkezinin (SKM) başına kimlerin getirildiği. "32 yaşında belediye başkanı atadık" diye övünen partinin, SKM danışma kuruluna,Alaattin Yüksel, Hüseyin Saygılı, Aziz Kocaoğlu,Bülent Baratalı,Atilla Serteli Kamil Okyay Sındır, Hatice Tatlı, Gülseren Alçı, Semra Aksakal gibi, aktif siyasetin genç yıldızlarından ziyade, deneyimli isimleri tercih etmesi. Burada bir "gençlik kürsüsü" mü, yoksa "nostalji kulübü" mü kurulduğunu tam çözemedim.

Söz konusu bu isimlerin enerjisi ve tecrübesi tartışılmaz elbette, ancak "yapay zeka" bu sefer "yaşay zeka"dan biraz fazla ilham almış gibi görünüyor. Yapay zeka, acaba bu isimleri seçerken bir "nostalji algoritması" mı kullandı, yoksa "dinamizm" modülü mü çöktü, merak ediyor insan.

Şimdi, sevgili CHP, hepimiz biliyoruz ki seçimler sadece gençlerin heyecanıyla ya da deneyimli isimlerin bilgeliğiyle kazanılmıyor. Biraz da gerçek dünyadan bağlantı kurmak, halkın nabzını tutmak gerekiyor. Belki de yapay zekanın bir sonraki güncellemesinde "halkla iç içe olma" modülünü aktif etmek faydalı olabilir.

Ve son olarak, sevgili CHP, unutmayın ki yapay zeka ne kadar gelişmiş olursa olsun, siyasetin kalbi hâlâ insan zekasında atıyor.

 Ve tabii ki, biraz da ironide…

Yapay zekanın seçim stratejileri ve aday belirleme konusundaki "yenilikçi" yaklaşımlarını izlemek, bizlere hem şaşkınlık hem de kahkahalar sunuyor. Şimdi, yürümeye hacet olmayan isimlerle seçim kazanıp kazanamayacaklarını zaman gösterecek.

 Ama şunu unutmayalım ki, siyaset sahnesinde en iyi performansı sergilemek için hem gençliğin enerjisine hem de yaşlılığın bilgeliğine ihtiyaç var. Yoksa yapay zekanın seçim zaferleri, sadece algoritmaların rüyasında kalır.

Partinin İzmir Büyükşehir Belediye Başkan adayı Cemil Tugay, yapay zekanın bilgece kararlarına uyarak, SKM'yi kendi bildiği gibi doldururken, bir yerlerde unutulan bir şey var: İl yönetimi. Ah, o masum il yönetimi! Sanki seçim stratejilerinin ve yapay zeka algoritmalarının arasında, bir yerde zaman makinesinin dişlileri arasında sıkışıp kalmış gibi.

Bu durum, partililer arasında bir tür "Zaman Yolculuğu Paradoksu" yaratmış durumda. Herkes birbirine soruyor: "İl yönetimi nerede?"

 Cevap veren yok…

 Çünkü herkes, yapay zekanın parlak ışığında kamaşmış durumda. Yapay zekanın seçtiği adaylar ve stratejiler önünde, il yönetiminin sesi, bir zaman makinesinin uğultusunda kaybolup gidiyor.

Partililer, eleştirileriyle, sosyal medya duvarlarını doldururken, gerçek dünya ile bağlantı kurmanın önemini hatırlatıyorlar. "Biz de varız!" diyorlar.

 Ancak, zaman makinesinin kapıları onlara kapalı…

 İl yönetimi, bu yapay zeka destanında, adeta bir figüran rolüne itilmiş durumda...

Sevgili CHP, unutmayın ki siyaset, sadece algoritmalar ve yapay zeka projeksiyonlarıyla yürütülemez. İnsan dokunuşu, yerel dinamiklerin anlaşılması ve en önemlisi, parti içi demokrasinin yaşatılması gerekir. Belki de yapay zekanın bir sonraki güncellemesinde, "il yönetimi modülü"nü aktif etmek yerinde olur.

Ve sevgili il yönetimi, eğer bu yazıyı okuyorsanız, lütfen zaman makinesinden çıkın ve sesinizi yükseltin. Çünkü siyaset, geçmişin bilgeliği ve geleceğin heyecanı arasında bir köprü kurmakla en güzelidir. Ve bu köprünün temelleri, sizin gibi yerel dinamikleri en iyi bilenler tarafından atılır.

Son söz: Yapay zeka, siyasetin geleceği olabilir. Ama siyasetin kalbi, hâlâ insanların, özellikle de il yönetimlerinin emek ve katılımıyla atar. Unutmayalım, en iyi zaman yolculuğu, toplumun her kesimini kucaklayan, kapsayıcı bir siyasetle yapılır.

Ve böylece, zaman makinesinin tuhaf ve karmaşık dünyasında bir gün daha sona erer. Sizce il yönetimi, zaman yolculuğundan sağ salim dönebilecek mi?

Yoksa yapay zekanın parlak geleceğinde, onlara da bir yer bulunabilecek mi? Zaman gösterecek...