Dolar 32,5356
%-0.01
Euro 34,9154
%0.25
Altın 2.426,680
%0.14
Bist-100 9.722,00
%0.8

Pzt

-8°

Sal

-12°

Çar

-3°
Kılıçdaroğlu, Hendek faciasında yaşamını yitirenlerin aileleri ile buluştu

Kılıçdaroğlu, Hendek faciasında yaşamını yitirenlerin aileleri ile buluştu

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Sakarya'nın Hendek ilçesindeki havai fişek fabrikasında meydana gelen patlamada hayatını kaybeden işçilerin aileleri ile buluştu. Kılıçdaroğlu, "Ben eminim, adalet mutlaka yerini bulacaktır. Bu devletin yetkilileri gelip, sizin sofranıza oturup sizden helallik istemek zorundalar. Çünkü devleti yönetenlerin, kendilerine düşen görevi yapması lazım. Vatandaşa karşı görevini yapması lazım" dedi. Patlamada oğlu Halis Yılmaz'ı kaybeden Muammer Yılmaz, "Sorumlu müdür, oynayarak çıktı duruşmadan. Nasıl bir şey bu ya. Nasıl dayanayım ben buna? Adalet yerini bulsun. Biz, kimseden bir şey istemiyoruz. Benim gözümde şu anda devletin bütün kamu kurumları gerekli şekilde yargılanmadığı sürece yine arkasındayım. İster beni PKK’lı ister FETÖ’cü ilan etsinler, devlet şu an katildir benim gözümde" diye konuştu.

  • Ege Postası
  • 13.09.2022 - 13:48

Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısı için bugün geldiği Sakarya'da, Hendek’teki Büyük Coşkunlar Havai Fişek Fabrikası’nda 3 Temmuz 2020 tarihinde meydana gelen patlamada yakınlarını kaybedenlerle bir araya geldi.

Adalet vurgusu yapan Kılıçdaroğlu, "Beni en çok üzen, canımı acıtan, olayın sıcaklığı dururken bir yemek verilmesi, sanki böyle bir şey olmamış gibi bir atmosferin yaratılması. Bu, doğru bir şey değil. Hepimiz insanız ya. Tamam eksiğin, kusurun olabilir ama ya en azından bekle ya. İnsanlar acılarını bir çeksinler. O da olmadı. Acımasız bir tablo çıktı ortaya. Bunun takipçisi olmak hepimizin görevi. İnsani olarak hepimizin görevi" dedi. 

Yetkililerin faciada yaşamını yitirenlerin aileleriyle helalleşmesi gerektiğini belirten Kılıçdaroğlu, şunları söyledi: 

“ADALETİN OLMADIĞI YERDE DÜNYA, KAİNAT OLMAZ: Mağduriyeti biliyorum, büyük bir mağduriyet. Büyük bir ihmal var, bunun da farkındayım. Çünkü ilk sefer olan bir patlama değil, yedinci sefer olan büyük bir patlama. İnsanlar hayatlarını kaybetti. Büyük bir dram yaşandı. Herkes 3-5 kuruş ekmek peşindeyken canını veriyorsa, o kaza olmasın diye gerekli tedbirlerin alınması gerekirken alınmıyorsa ortada büyük bir acı var demektir. Acıyı tamam sineye çekelim ama en azından adalet denilen bir kavram var. Bu adaletin de olması lazım. Adaletin olmadığı yerde dünya, kainat olmaz. Devletin dini adaletse adaletin bir şekliyle sağlanması lazım. Avukat arkadaşlar, sağ olsunlar, çalışıyorlar. Biz, milletvekili arkadaşlarımızı da olaydan hemen sonra görevlendirdik. Çünkü kişi adalet bekliyorsa ve kendisini güçlüler karşısında güçsüz hissediyorsa birilerinin ona destek vermesi lazım. Adalet için bu şart.

SİZDEN ÖZÜR DİLEMELERİ, SİZLERLE OTURUP HELALLEŞMELERİ LAZIM: Beni en çok üzen, canımı acıtan, olayın sıcaklığı dururken bir yemek verilmesi. Sanki böyle bir şey olmamış gibi bir atmosferin yaratılması. Bu, doğru bir şey değil. Hepimiz insanız ya. Tamam eksiğin, kusurun olabilir ama ya en azından bekle ya. İnsanlar acılarını bir çeksinler. O da olmadı. Acımasız bir tablo çıktı ortaya. Bunun takipçisi olmak hepimizin görevi. İnsani olarak hepimizin görevi. Bu acıyı telafi etmemiz lazım. Sizden özür dilemeleri, sizlerle oturup helalleşmeleri lazım. Böyle bir şey olmaz ya.

AİLENİN ACISI VARSA O ACIYI HEPİMİZİN PAYLAŞMASI LAZIM: Bütün bunlar yokmuş, olmamış gibi davranılması doğru bir şey değildir. Bir insan acı çekiyor ve biz onu hissetmiyorsak aslında o acı toplumu daha derinden sarsıyor. Bir vatandaşın, ailenin acısı varsa o acıyı hepimizin paylaşması lazım. Hepimiz biliriz yani, aynı apartmanda bir komşumuz vefat ederse televizyonu bile açmayız, saygı duyarız. Ona yemek götürürüz, acısını paylaşırız. Bu kadar büyük hasletimiz varken böyle bir tablo karşısında duyarsız davranılması hoş değil, doğru değil.

ADALET YERİNİ BULUNCAYA KADAR BİZ DE TAKİP EDECEĞİZ: Buraya geldim, beni kabul ettiniz, sağ olun. Sofranızda ağırladınız, sağ olun. Şundan emin olmanızı isterim; adalet yerini buluncaya kadar biz de takip edeceğiz. Milletvekili arkadaşlarımız takip edecekler. Avukat arkadaşlar zaten çalışıyorlar, takip ediyorlar. Sizin mahkeme sonrası feryatlarınızı duyduğum an, emin olun içim parçalandı. Ya insanlar, hele sizler kadınlar, adalet istiyorsunuz. Nasıl oluyor böyle. Zulmün olduğu yerde adalet olmaz, bu zulmü bitirmeniz lazım. Bunu yapacağız.

TOPLUM OLARAK BİZİM KUCAKLAŞMAYA İHTİYACIMIZ VAR: Zulmü de bitireceğiz, bu ülkeye adalet de gelecek. Hoşgörü gelecek. Toplum olarak bizim kucaklaşmaya ihtiyacımız var. O kadar çok kamplaştık, ayrıştık ki birbirimiz düşman olarak görmeye başladık. Bu memleket, hepimizin memleketi. Vatan, bayrak hepimizin. Oturur tartışabiliriz, anlaşamayabiliriz ama bu kavga nedeni olmamalı. Tartışmak; ‘daha doğru bir yol bulabilir miyiz’, bunun için tartışabiliriz. Dünya böyle yapıyor. Karamsar değilim, inşallah düzelir. Adalet yerini bulur.

SİZİNLE OTURUP KONUŞMALARI LAZIM: Ben eminim, adalet mutlaka yerini bulacaktır. Bu devletin yetkilileri gelip, sizin sofranıza oturup sizden helallik istemek zorundalar. Çünkü devleti yönetenlerin, kendilerine düşen görevi yapması lazım. Vatandaşa karşı görevini yapması lazım. O görev yerine geldiği zaman, elbette ölenleri geri getiremeyiz, Allah rahmet eylesin; evlatlar, acılar var, onlar herkesin yüreğinin bir yerinde duruyor ama ‘burada bir haksızlık, yanlışlık oldu; bir eksiğimiz, yanlışımız var, bunu telafi etmemiz lazım’ diye size gelmeleri lazım. Sizinle oturup konuşmaları lazım. İşin özeti bu."

BEN, ŞU AN ‘KANA KAN, CANA CAN’, BU DURUMA GELDİM”

Patlamada oğlu Halis Yılmaz'ı kaybeden Muammer Yılmaz, Kılıçdaroğlu’na, “Devlet yönetimi veya siyasi yönden en üst olarak bizleri dinlemeye geldiğiniz için herkese teşekkür ederiz. Benim çocuğum 26 yaşında. Siz, ‘Devlet yönetimi helallik istesin’ diyorsunuz. Ben, helal işini geçtim. Ben, şu an ‘kana kan, cana can’, bu duruma geldim. Bu adaletsiz düzelmediği sürece bu duruma geldim” dedi.

“SAKARYA EMNİYETİ’NDEN BİR POLİS GÖRSEM, DÜŞMAN GÖRMÜŞ GİBİ OLUYORUM”

Duruşmalarda yaşananları anımsatan Muammer Yılmaz, şöyle konuştu:

“Sanıkların ifadesi -zabıtlarda var bu, güneş balçıkla sıvanmaz-; ‘Ankara’dan denetlemeciler gelecekti, geldiği zaman bizi arıyordu, şu evrakları hazırlayın diyorlardı, biz hazırlıyorduk. Onları İzmit’ten alıp getiriyorduk, ayarlıyorduk, yediriyorduk, içiyorduk, gönderiyorduk’. Büyük patronun, küçük patronun ifadesinde var. Burada emniyet benim, şu an buradaki polis arkadaşlar kusura bakmasın, Sakarya Emniyeti bir numaralı düşmanım gibi şu an. Ben o duruma geldim, o kadar psikolojim bozuldu. Sakarya Emniyeti’nden bir polis görsem, düşman görmüş gibi oluyorum. Bunların hizmetinde çalışan, korumalığını yapan bütün polisler Sakarya Emniyeti’nde.

“İKİ TANE SAVCININ HUZURUNDA İFADE VEREN İKİ TANE YALANCI TANIK HAKKINDA SUÇ DUYURUSUNDA BULUNMADI”

Patlama anında görevli, soruyoruz, ‘Ben onu bilmem, orayı bilmem’. Sen, koskoca fabrikanın güvenlik amirisin, fabrikanın A, B, C kapısını bilmez misin ya. Mahkeme heyeti, bunlar hakkında daha suç duyurusunda dahi bulunmadı. İki tane savcının huzurunda ifade veren iki tane yalancı tanık hakkında suç duyurusunda bulunmadı.

“300-500 TL MAAŞ ALMAK İÇİN O İMZAYI ATMAYACAKTI”

Bizim gözümüzün önündeki adamlara suç duyurusunda bulunulmuyor. Ruhsatsız binalar, kendileri söylüyor. ‘Risk arttı, riski azaltmak için biz bu binaları yaptık’ diyor sanıklardan biri. İş güvenliği uzmanı, sorumlu müdürler falan, 300-500 TL maaş almak için o imzayı atmayacaktı. Şu anki verilen cezalar, bize göre en alt seviyede verilecek cezalar. Daha yükselecek, yükselmesi lazım. Beni provokatör ettiler, şovmen ettiler, ‘Kes sesini lan’ dediler. 50 tane dava açsınlar. Bu istedikleri şey korkutmak, sindirmek, başka hiçbir şey değil.

“İSTER BENİ PKK’LI İSTER FETÖ’CÜ İLAN ETSİNLER, DEVLET ŞU AN KATİLDİR BENİM GÖZÜMDE”

Kadına parmak sallıyor. Karar verildi, adam oynayarak çıktı ya. Sorumlu müdür oynayarak çıktı duruşmadan. Nasıl bir şey bu ya. Nasıl dayanayım ben buna? Adalet yerini bulsun. Biz, kimseden bir şey istemiyoruz. Benim gözümde şu anda devletin bütün kamu kurumları gerekli şekilde yargılanmadığı sürece yine arkasındayım. İster beni PKK’lı ister FETÖ’cü ilan etsinler, devlet şu an katildir benim gözümde. Benim çocuğumun katilidir. En baştan sona kadar herkes sorumludur. Herkes gerekli şekilde yargılanıp gerekli şekilde cezasını almadığı sürece ben hakkımı yine helal etmem. Rahmetliyle helalleşecekler öbür tarafta.

“DURUŞMALARDA 6 SANDALYE, BİR MASA HESABI YAPILDI, CAN HESABI DEĞİL”

Bir avukat şunu söyleyebilir mi? ‘Soma’da 300 kişi öldü, burada 7 kişi.’ Ne ile kıyaslıyorsun sen bunu ya. ‘Burada 7 kişi.’ Duruşmalarda 6 sandalye, bir masa hesabı yapıldı, can hesabı değil.”

KILIÇDAROĞLU: KÜLTÜREL ZENGİNLİĞİMİZİ KAVGA İÇİN DEĞİL BARIŞ, HUZUR, KUCAKLAMA İÇİN KULLANMAK ZORUNDAYIZ

Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısını yapmak üzere bugün Sakarya'ya geldi. Kılıçdaroğlu, ilk olarak Hendek'te havai fişek fabrikasında iki yıl önce yaşanan patlamada yaşamını yitiren işçilerin aileleriyle bir araya geldi. Kılıçdaroğlu, daha sonra Sakarya Yerel Kültür Derneği'ni ziyaret etti. 

Kılıçdaroğlu, burada yaptığı konuşmada, Türkiye'nin kültürünün zengin olduğunu belirterek, "Hakkari’den Tekirdağ’a kadar veya Ardahan’dan alın İzmir’e kadar bakıldığı zaman, gezdiğiniz her köyde yemek adetlerinin, oyun havalarının değiştiğini görürsünüz. Bu, olağanüstü bir zenginlik. Bu olağanüstü zenginliği unutturmamak zorundayız" dedi. 

Kılıçdaroğlu'nun konuşmasından öne çıkan başlıklar şöyle:  

“TÜRKİYE, ÇOK ZENGİN BİR KÜLTÜRE SAHİP OLAN BİR DEVLETTİR: Bizi aslında kaynaştıran, dostlukları pekiştiren, oluşturduğumuz ortak kültürdür. Sizin, tarih boyunca edindiğiniz ve bugüne kadar yaşattığınız, bundan sonra da yaşatma azmiyle yola çıktığınız yerel kültürü yaşatma, unutturmama amacı hem sizin açınızdan hem de Türkiye Cumhuriyeti açısından son derece değerlidir. Şunun için; bir toplumun zenginliği, kültürünün zenginliği ile paraleldir. Eğer kültürü zenginse o toplum zaten zengindir. Dolasıyla Türkiye Cumhuriyeti Devleti, dünyanın pek çok ülkesine nazaran çok zengin kültüre sahip olan bir devlettir.

ZENGİNLİĞİMİZİ BARIŞ, HUZUR, KUCAKLAMA İÇİN KULLANMAK ZORUNDAYIZ: Biz, zenginliğimizi kavga nedeni değil, zenginliğimizi barış, huzur, kucaklama için kullanmak zorundayız. Ne kadar çok kültürümüz zengin olursa o kadar çok yaklaşırız, sohbet ederiz, espriler yaparız. Her birimiz bir kültür değeri içinde doğarız zaten. İlk kültürü anneden, babadan, kardeşlerden; biraz daha büyürüz mahalleden, akrabalardan; sonra yaşadığımız kentten, sonra Türkiye’den, sonra eğitimimizi artırırsak dünyadan da kendi kültürümüze katkı yaparız. Bizi toplumda saygın kılan bu kültürdür.

BU OLAĞANÜSTÜ ZENGİNLİĞİ UNUTTURMAMAK ZORUNDAYIZ: Elbette Manavların kendilerine özgü yemekleri var; hikayeleri, fıkraları, tarihleri var. Bütün bunlara baktığınız zaman, bunlar Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin temel zenginliklerinden birisidir. Bugün Türkiye’yi gezdiğinizde -ki ben politikacı olarak ben çok gezerim- başlayın Hakkari’den Tekirdağ’a kadar veya Ardahan’dan alın İzmir’e kadar bakıldığı zaman, gezdiğiniz her köyde yemek adetlerinin, oyun havalarının değiştiğini görürsünüz. Bu, olağanüstü bir zenginlik. Bu olağanüstü zenginliği unutturmamak zorundayız.

SİZE YÜREKTEN TEŞEKKÜR EDERİM: Kendi kültürümüzü yaşattığımız zaman; çocuklarımıza, evlatlarımıza o kültürü öğrettiğimiz zaman o kültür Türkiye’nin zenginliği olarak yazılacaktır, çizilecektir. Yeni zenginlikler katılacaktır. Dolasıyla Yerel Kültür Derneği Başkanı olarak İbrahim Bey, çok önemli bir görevi üstlenmişsiniz. Size yürekten teşekkür ederim, bu kültürü yaşatma konusunda azimle, kararlılıkla çalıştığınız için.

HER KÜLTÜRE, İNANCA, YAŞAM TARZINA SAYGI DUYMAK ZORUNDAYIZ: Zaman zaman belli güçler, kültürlerimizi çatışma alanı olarak ortaya koyabilirler. Ve bizler, bu zengin kültürü unutup zaman zaman dar kültür anlayışlarıyla birbirimizle kavga edebiliriz. Bundan Türkiye’nin süratle çıkması lazım. Kucaklaşmamız lazım. Elbette ki kültürler zenginliğimizdir; her kültüre, her inanca, her yaşam tarzına saygı duymak zorundayız. Kimlik üzerinden siyaset, inanç üzerinden siyaset, yaşam tarzı üzerinden siyaset doğru değil. Tam tersine, herkesin inancına, kimliğine, yaşam tarzına saygı göstermek bizim temel görevimiz olmalıdır.

KÜLTÜRÜNÜZÜ YAŞATIN, EVLATLARINIZA ÖĞRETİN: Siyasetçi, eğer kimlik, inanç ve yaşam tarzı üzerinden siyaset yapmaya kalkıyorsa toplumu ayrıştırıyor, bölüyordur. Kültür bizim kültürümüz; hangi inançtan olursa olsun bütün insanlar bizim insanlarımız, hangi kimlikten olursa olsun bu coğrafyada yaşadığı sürece vatanı ve bayrağı ile sorunu olmadığı sürece. Bayrak bizim bayrağımız, vatan bizim vatanımız. Bayrağımızın altında özgürce karnımızı doyurmak, yaşamak ve dünyaya sesimizi duyurmak isteriz. Bu mekanda beni ağırladığınız için size yürekten teşekkür ederim. Kültürünüzü yaşatın, evlatlarınıza öğretin. Çünkü onlar bizim evlatlarımız ve onlar bu kültürü yaşatacaklar. O kültür, aynı zamanda sadece sizin değil, aynı zamanda Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının da onurla taşıyacakları, dillendirecekleri bir kültürdür.

KILIÇDAROĞLU: “AHİ EVRAN’I, DOSTLUĞU, BARIŞI, BERABER YAŞAMAYI UNUTTURDULAR BİZE”

CHP Lideri Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısını yapmak üzere bugün Sakarya'ya geldi. İlk olarak Hendek'te havai fişek fabrikasında iki yıl önce yaşanan patlamada yaşamını yitiren işçilerin aileleriyle bir araya gelen Kılıçdaroğlu, daha sonra Sakarya Yerel Kültür Derneği'ni ziyaret etti. 

Grup Toplantısı'nın ardından esnafı ziyaret eden Kılıçdaroğlu, caddede kendisini bekleyen Sakaryalılar'a seslendi. Kılıçdaroğlu konuşmasında barış, dayanışma, helalleşme vurgusu yaptı. 

Kılıçdaroğlu'nun konuşması şöyle: 

“SİYASET, TÜRKİYE’NİN DÜNYADA SAYGINLIK KAZANMASI İÇİN YAPILIR: Siyaset, ahlak üzerine yapılır. Siyaset, inanarak yapılır. Siyaset, vatandaş için yapılır. Siyaset, hiçbir çocuğun yatağa aç girmeyeceği güzel bir Türkiye için yapılır. Siyaset, ülkenin onuru üzerine inşa edilir. Siyaset, barış üzerine yapılır. Siyaset, Türkiye’nin dünyada saygınlık kazanması için yapılır. Siyasetin gereği budur, siyasetçi de bunun için görev yapar.

EN BÜYÜK GÜVENCEM SİZSİNİZ: Ben diğer siyasetçiler gibi değilim. Benim saraylara falan ihtiyacım yok. Mütevazı halk gibi yaşarım ben. Benim siyaset anlayışımda siyasetçi değil, bu ülkenin esnafı, çiftçisi, balıkçısı, apartman görevlisi, emeklisi, işçisi, herkes kazanacak. Kaybeden asla olmayacak. Bu ülkenin çiftçisi alın teri döküyor. Çiftçiyi toprağa küstürmeyeceksiniz. Benim hedefim, amacım bu. Bunu gerçekleştirmek için de en büyük güvencem sizsiniz. Başka kimse değil.

BEŞLİ ÇETEYE DEĞİL, MİLLETE VERECEĞİM: Allah’ın izniyle iktidar olduğumuzda göreceksiniz. Bu ülkede barışı, huzuru, kalkınmayı, işsizlikle nasıl mücadele edilir göreceksiniz. Bu ülkede esnaf, çiftçi, balıkçı, taksici nasıl kazanıyor göreceksiniz. Beşli çeteye değil, millete vereceğim. Araya adam koyuyorlar, olur ya Kılıçdaroğlu gelirse ne yapar... Kılıçdaroğlu gelirse adaletsizlik yapmaz. Oy verir, vermez ayrı. Herkesin benim başımın üstünde yeri var. Ama kim haksızlığa uğradıysa kusura bakmasın hesabını sorarım.

ESNAF DA ÇİFTÇİ DE HUZUR İÇİNDE OLACAK: Umudum sizsiniz. Türkiye’nin geleceğini belirleyecek olan sizsiniz. Halka hesap veren siyasetçiye ihtiyacımız var. Bakın hepiniz vergi ödüyorsunuz, esnaf da vergi ödüyor. Esnaf kardeşlerim de duysunlar, iktidar olacağız, Allah nasip ederse sizlerin oylarıyla esnafın bankalardan, Esnaf Kefalet Kooperatifi’nden; çiftçilerin, balıkçıların bankalardan, Tarım Kredi Kooperatifi’nden aldıkları borçların faizlerini bir hafta içinde tamamını sileceğim. Esnaf da çiftçi de huzur içinde olacak. Onlar kazanacak.

AHİ EVRAN’I, DOSTLUĞU UNUTTURDULAR BİZE: Esnaf orta direk, orta direği yok ettiler. Bu hafta Ahi Evran Haftası. Ahi Evran, dostluk, barış, huzur içinde yaşamak, ahlak, komşusu açken tok yatan bizden değildir demektir. Ahi Evran, dayanışma demektir. Dayanışma kültürü demektir. Buradaki esnaf kazandı, yandaki esnaf siftah etmezse buradaki esnaf diyor ki önce onun da siftah etmesi lazım. O nedenle dayanışma demektir. Ahi Evran’ı, dostluğu unutturdular bize. Barışı, beraber yaşamayı unutturdular bize.

HEPİMİZ HELALLEŞECEĞİZ; HEPİMİZ BERABER, BİRLİKTE YAŞAYACAĞIZ: Öyle bir noktaya taşıdılar ki komşunun kimliği, inancı, yaşam tarzını sorgulamaya başladık. Ya bizim kültürümüzde, geleneğimizde, ahlakımızda komşu komşunun külüne muhtaçtır derdik. Niye unuttuk biz bu hasretlerimizi. Kazandıracağım. Ne yaparlarsa yapsınlar kazandıracağım. Bu ülkeyi barıştıracağım. Hepimiz helalleşeceğiz. Hepimiz beraber, birlikte yaşayacağız. Bizi ayırmak, bölmek isteyenlere karşı duracağız. Beraber, bir yürek duracağız. CHP olarak bizim iki kırmızı çizgimiz var. Vatanımız ve bayrağımız.”

KILIÇDAROĞLU’NUN SAKARYA’DA ZİYARET ETTİĞİ ESNAF: “SİZ KAZANIRSANIZ BİZ DE KAZANMIŞ OLACAĞIZ”

CHP Lideri Kılıçdaroğlu, Sakarya’da yaptığı Grup Toplantısının ardından esnafı ziyaret etti. Bir telefon bayiine giren Kılıçdaroğlu’nu esnaf, “Yağmurla, bereketle geldiniz” sözleriyle karşıladı. “İnşallah hayırlı uğurlu olur, hepimizin hakkında” diyen esnafa Kılıçdaroğlu da “İnşallah Türkiye için de güzel, huzurlu olur. Siz kazanırsınız, keyfiniz yerinde olur. Biz de mutlu oluruz” diye yanıt verdi. Bunun üzerine esnaf da “Siz kazanırsanız zaten biz de kazanmış olacağız” dedi.

KILIÇDAROĞLU’NA SAKARYASPOR ATKISI HEDİYE ETTİ

Daha sonra bir çay ocağına da uğrayan Kılıçdaroğlu’na esnaf, Sakaryaspor atkısı hediye etti. 13 yıldır çalıştığını belirten esnafa işlerin nasıl olduğunu soran Kılıçdaroğlu, “İyi” yanıtını aldı. “Hayırlı, bereketli işler diliyoruz. Daha çok kazanmanızı, daha çok mutlu olmanızı istiyoruz” diyen Kılıçdaroğlu’na esnaf da “Hepimiz, ülke olarak kazanalım” dedi.

KILIÇDAROĞLU: TEK LİMANIMDIR HALKIM...

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, bugün Sakarya'da yurttaşlara hitap ettiği konuşmasının fotoğrafını sosyal medya hesabından paylaştı. Kılıçdaroğlu, paylaşımını Giresun'da yine yurttaşlara hitap ederken fotoğrafının yer aldığı gönderiyi alıntıladı ve şu notu düştü:

“Birileri kime güvenirse güvensin, ne algı yaparlarsa yapsınlar, benim güvendiğim halktır. Tek limanımdır halkım. 5'li çeteler, varlıkçılar, çantacılar; bu ülkenin ikinci 100 yılında siz olmayacaksınız. Biz olacağız biz. Halk. Hep beraber, hep beraber. Teşekkür ederim Sakarya!”

Yorum Yazın

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz

Yorum yazma kurallarını okudum ve kabul ediyorum.

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yorumlar
Yeniden eskiye
Eskiden yeniye
Öne çıkanlar

Bu habere hiç yorum yapılmamış... İlk yorum yapan sen ol.