Dolar 32,6001
%0.39
Euro 34,7172
%-0.04
Altın 2.517,810
%1.34
Bist-100 9.525,00
%0

Pzt

-8°

Sal

-12°

Çar

-3°
Kılıçdaroğlu: Bir dava daha açmazsan namertsin

Kılıçdaroğlu: Bir dava daha açmazsan namertsin

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın açtığı 1 milyon liralık tazminat davası ile ilgili, “Ben bunlara beşli çete dediğim için beyefendi üzülmüş, incinmiş, gücenmiş. Evet sen ‘beşli çeteye’ hizmet ediyorsun. Bir daha söylüyorum. Bir daha aç dava. Bir daha açmazsan namertsin… Benim parayla pulla korkum yok. Paradan korkan sensin. Paraya tamah eden sensin” diye konuştu. Kılıçdaroğlu, "Diyorlar ki, ‘fedakarlık yapın, az kaldı.’ Çiftçi kardeşlerime sesleniyorum. Siz tarlarınızı feda etmeyin ama saraylı kafasına veda edebilirsiniz. Esnaf kardeşim dükkanını feda etme, niye ediyorsun? O dükkan çoluk çocuğunun rızkı. ‘Sandık gelirse veda edeceğim senden, bundan sonra seninle işim yok’ diyeceksin" dedi.

  • Ege Postası
  • 05.04.2022 - 16:26

CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, TBMM’de partisinin grup toplantısında konuştu. CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, “Söz savunmanın” diyerek Kemal Kılıçdaroğlu’nu kürsüye davet etti. Kemal Kılıçdaroğlu’nun konuşmasından öne çıkanlar şöyle:

“HALKIN SÖZCÜLÜĞÜNÜ YAPIYORUM

Aslında ben halk adına konuşuyorum. Dolayısıyla ‘söz halkın’ dese daha mutlu olacağım. 84 milyonun derdi var. Herkes perişan vaziyette. Ben onların sözcülüğünü yapıyorum, onların dertlerini dile getiriyorum. Dertlerini dile getirirken çözümünü de dile getiriyorum. Çözümsüz eleştiri doğru değildir. Çözümü de söyleyeceksiniz. Sizim çözümlerinize halk da destek veriyor. Belediye başkanlarımız bütün engellemelere rağmen çalışıyorlar. Şikayet etmeyeceksiniz, engelleri aşıp halka ulaşacaksınız. Bulunduğunuz beldede bir tek çocuk bile yatağa aç girmeyecek. Bulunduğunuz beldede milletin güvencesi belediye başkanlarımız olacak. Valisi, kaymakamı, cumhurbaşkanı, bakanı, bakanları değil, belediye başkanlarımız olacak. Çünkü az önce saydıklarımda adalet duygusu yok. Onlara zaten ulaşamazsınız. Ama muhtarlarla iş birliği yaparak her vatandaşa rahatlıkla ulaşabilir belediye başkanlarımız.

BAKALIM İKTİDAR VE KÜÇÜK ORTAĞI NE SÖYLÜYOR

5 Nisan Avukatlar Günü. Hakim var, iddia makamı var ve savunma var. Yargı üçlü. Dolayısıyla avukatların çok sorunları var. Yargı bağımsızlığı, çoklu baro, serbest çalışan avukatların ücretleri konusunda endişe taşıyorlar. Bugün grup başkanvekillerimiz Meclis Genel Kurulu’nda bu konuyu gündeme getirecekler, bunu dillendirecekler. Bakalım iktidar ve küçük ortağa ne söylüyor avukatlar konusunda, bizler ne söylüyoruz?

SABREDİN, AZ KALDI

Gittiğim her yerde, emin olun ceplerim kağıtlarla doluyor. Ya iş istiyorlar ya da dertlerini dile getiriyorlar. Manisa’da şöyle küçük bir kağıt iliştirildi, arabaya bindikten sonra okudum, dedim ki bunu grupta okuyacağız. Şöyle diyor, ‘Biz ne şartlarla çocuklarımızı nasıl okuttuğumuzu bir Allah bilir bir de biz biliriz, ailelerimizin desteği ile bir öğretmen ailesi olarak, 15 yıl Sivas köyünde nohut ekip biçerek kız çocuklarımız ayakta dursun diye elimizden gelen mücadeleyi verdik, sonuç olarak atanamadılar, çok yıprandık, umudumuzu kaybetmek istemiyoruz, bu notu sadece kendimiz için değil bizim gibi mağdur olan aileler adına iletmek istiyorum’ diyor Yıldız Doğan kardeşimiz. Aynı şekilde atama bekleyen sağlıkçılar da var. Onların da hakkı hukuku var. Buradan atama bekleyen öğretmenlere, atama bekleyen sağlıkçılara, şunu söylüyorum; biraz sabredin az kaldı, hiç kimseyi aç ve açıkta bırakmayacağız. Herkesin işi herkesin gücü olacak.

AK PARTİ’YE GİTTİNİZ KAPIDAN KOVDULAR

Aramızda İzmir’den gelen deprem mağdurları var. Güzel bir dernek kurmuşlar. Önce dernek kurduğunuz için, haklarınıza sahip çıktığınız için teşekkür ederim. Siz bütün partileri davet ettiniz, bütün siyasi partiler bir araya gelsinler, deprem mağdurlarının sorunları var beraber çözelim diye ama oraya AK Parti ve MHP’nin il başkanları katılmadı. Neden? Kendilerini suçlu görüyorlar. Suçlu adam, sizin yanınıza gelmek istemiyor. Ama biz geldik yanınıza, yanınızda durduk, her zaman yanınızda durmaya da devam ediyoruz. Belediye başkanlarımız ellerinden gelen çabayı gösteriyorlar. Bunu da bilin isterim. AK Parti’ye gittiniz sizi kapıdan kovdular. Hakaretler yaptılar. Onları da bu vesileyle kınamak da benim boynumun borcudur. Deprem mağdurunu kınayacağına deprem mağdurunu dinle, derdin ne? Sen eleştiriyi soğuk kanlı dinlemelisin eğer bunları yapmıyor da derdini anlatmak için kapını çalan kişiyi polisleri çağırıp kapı dışarı ediyorsan, sen İzmir’i de yönetemezsin Türkiye’yi de yönetemezsin. Zaten yönetemedikleri de ortada. Bizim hedefimiz, uzun vadeli düşük faizli kredi verirlerse pek çok sorununuz da aşılmış olacaktır.

EMNİYETTE YASA DIŞI TALİMATLARI KİM VERİRSE DEVRİ İKTİDARIMIZDA ONUN HESABINI VERECEKTİR

Emekli polisler aramızdalar. Sizin dertlerinizi çok iyi biliyorum. Bütün polis kardeşlerimin dertlerini çok iyi biliyorum. Bunlarda mesai kavramının olmadığını da biliyorum. İkinci emre kadar polis bekler, ikinci emrin ne zaman geleceği belli değil. 8, 10, 24 saat çalışan polis kardeşlerimi de biliyorum. Hiç merak etmeyin. Emniyette yasa dışı talimatları kim verirse devr-i iktidarımızda onun hesabını verecektir. Sizden sadece şunu isteyeceğim. Hakkın, hukukun, adaletin yanında olun. Bunların gereğini yapın. Hiçbir güç, bu üç sorunu çözmenize engel olamayacaktır. Angarya işler de size verilmeyecektir.

BAYRAM GELİYOR, İNSANLAR GİDİP GİTMEMEKTE TEREDDÜTTELER

Zam haberleri bütün gazetelerde var, yandaş gazetelerde hariç, orada güller var, çiçekler var. Herkes biliyor; mutfakta, depolarda yangın var. Ankara milletvekilimiz; AŞTİ’yi geziyor. İki kişinin ne dediğini anlatacağım. ‘Hükümet yetkilileri çıkıp, esnafa yardım ettik diyorlar, bir kuruş aldıysam şuradaki insanların vebali üzerime, devlete vergimi düzenli ödüyorum, 10 kere talep ettim, bir kuruş alamadım, öyle anlattıkları gibi değil, insanlar gerçekten  perişan, cebimde 20 lira kalmış, öyle manda yoğurduyla falan olmuyor bu iş, biz evde simit yiyemiyoruz, Yozgat’a gideceğim, listeme bakın, üç yolcum var, benim sadece 2 bin 500 lira yakıtım var, harcırah, ikram masrafım hariç, otogardan çıkış param hariç, otogardan çıkış için 100 lira ödeyeceğim’ diyor. Bir diğeri, ‘50 kişilik otobüste 3 kişi var, cezası var, terminalden çıkmak zorundayım.’ Yağmur gibi zamlar gelecek. Eski tarifeden gidecek. Otobüs şoförleri ne yapacak? Bayram geliyor insanlar bayrama gidip gitmemekte tereddütteler. Uçağa, trene devlet desteği var; otobüse yok. Sen uçağa yardım yaparsan, otobüse kimse binmez. Binlerce otobüs var, on binlerce çalışan var. Şoföründen muavinine kadar…

ENFLASYON EN ACIMASIZ VERGİDİR

Zamlar yağmur gibi geliyor, ama TÜİK bir açıklama yaptı; yıllık tüketici fiyatları yüzde 61, üretici fiyatları da yüzde 115 arttı diyor. TÜİK doğruları söylemiyor. Nitekim ENAG, bağımsız bir grup; bunlara göre yıllık enflasyon yüzde 143. Gerçek mi? Gerçek. Diyeceksiniz ki ‘ey Kılıçdaroğlu nereden biliyorsun’ diye sorabilirler. Patatese yüzde 207 zam geldi, salatalığa yüzde 193, patlıcana yüzde 185, margarine yüzde 160, kabağa yüzde 153, karnabahara yüzde 146 zam geldi. Kömüre yüzde 221, mazota yüzde 210, LPG’ye yüzde 193, benzine yüzde 161, tüp gaza yüzde 137 zam geldi. Doğru rakam yüzde 143. Olağanüstü bir zam. Hükümet sadece ‘fedakarlıkta bulunun’ diyor. Enflasyon en haksız ve en acımasız vergidir. Bütün ekonomi kitapları yazar.

ZAM, ARTI ZAM, ARTI ZAM; EŞİTTİR RECEP TAYYİP ERDOĞAN

Antalya Borsası’nın rakamları var. Mart ayında domatese yüzde 33 zam geldi. TÜİK’e göre ise mart ayında domatesin fiyatı yüzde 9.9 düştü. Hangisi doğruyu söylüyor. Pazar mı, yoksa Saraydan gelen talimat üzerine rakamlar üzerinde oynayan bürokratlar mı? Zam, artı zam, artı zam eşittir Recep Tayyip Erdoğan. Bu işin sorumlusu kim? Sarayda oturan. Ben bakkalı, şoförü, minibüsçüyü sorumlu tutacak mıyım? Hayır. Kimi sorumlu tutacağız? Kim memleketi yönetiyor? Tek kişilik hükümette kim var en tepede, Erdoğan var. Onun için diyorum zam, zam, zam eşittir Recep Tayyip Erdoğan. Bunu artık herkesin ezberlemesi lazım. Hayatın gerçeği bu. 20 yıldır memleketi yönetiyorsun. Merkez Bankası’nın bir cent bile parası yok.

ÇAKMA EKONOMİST

‘Ekonomistim’ diyor, laf aramızda çakma ekonomist. Keşke ekonomist olsa. Bir yerden ekonomist lafını duymuş, nedir diye, demişlerdir, ‘ekonomist deyince akla Daron Acemoğlu geliyor, Nobel’e aday gösterilecek, o zaman o da öykünmüştür, ben de ekonomistim’ diye. Ne yaptın? Merkez Bankası’nı söğüşlediniz ya. Nereye gitti belli değil. Yabancı yatırımcılar Türkiye’yi terk etmeye devam ediyorlar.

HANİ FAİZE KARŞIYDI

Özellikle ‘faiz haramdır’ diyen kardeşlerim dinlesinler. Erdoğan doğruyu yapıyor, faize karşı çıkıyor diyen kardeşlerim dinlesinler. Bankaların bir numaralı gelirleri nedir? Faizdir. Bu yılın ilk iki ayında bankaların karı yüzde 322.8 artmış. Kamu bankalarının geliri ise yüzde 540 oranında artmış. Demek ki faizcilere hizmet eden hükümet var. Hani faize karşıydı, hani faiz haramdı? Özel bankalarla ortalama aldığımız zaman yüzde 322 kar ediyor. Böyle olunca da kimse Türk lirasına güvenmiyor. Vatandaşın bankalardaki tasarruf mevduatının yüzde 64’ü dolar. İcradaki dosya sayısı 23 milyonu aştı.

‘BEŞLİ ÇETE’ DİYECEĞİM

‘Beşli çete’ diye eleştirdim. ‘Beşli çeteye’ hizmet ediyor diye eleştirdim. ‘Beşli çetenin’ tahsildarlığını yapıyor, diye eleştirdim. Bunun üzerine mahkemeden bir karar aldılar. Efendim, ben ihtiyatlı konuşacakmışım. ‘Beşli çete’ demeyecekmişim. Mahkeme böyle karar vermiş. Hangi mahkeme? Sarayın mahkemesi böyle karar vermiş. O hakime açık ve net söylüyorum. Ben beşli çete diyeceğim, bak bakalım sen ne yapacaksın? Ben vatandaşın hakkını hukukunu savunacağım, sen beşli çeteden yana tavır alacaksın. Ben sana hakim değil, sen de ‘beşli çetenin yandaşısın’ diyeceğim.

RÜŞVET OLAYLARININ ÜSTÜNE NİYE GİTMİYORSUNUZ

Bal gibi beşli çete. 18 yılda bu beş şirkete 203 milyar liralık ihale verildi ya, iş verildi, ihale demeyelim. Beş kişiye verilirse, beş firmaya verilirse, alan herhalde bunun bedelini verecektir. Yüzde 10’u ne yapar? 20 milyar lira yapar. Yüzde 10’a çalışmaz daha yükseğe çalışır. Ben de biliyorum. Her şeylerini finanse ediyorlar. Bu ülkenin savcılarına sesleneyim. Rüşvet olaylarının üstüne niye gitmiyorsunuz? Bu beş kişinin adı kamudan ihale alan en büyük beş şirket diye dünya literatürüne girecek. Görenler ne diyecek? ‘Malı götürenler’ diyecek. Sen bana kalkıyorsun. ‘Beşli çeteyi’ kullanma diyorsun. Söyleyeyim. Bunların hiçbirisi bildiğimiz ihale değil. Birinci kuralı bu, çağırdım sana verdim. Neden bana veriyorsun? Ali’ye değil de Veli’ye niye veriyorsun? Niçin onu tercih ediyorsun? Çünkü benim onunla özel ilişkim var. ‘O beni besleyecek, benim yandaşlarımı besleyecek.’ İki, çağırıp veriyorsun, adam diyor ki ‘Türk lirasıyla bir şey olmuyor’ senin ne yapacağın belli değil, işi dolara bağlıyorsun. Bu ülkenin onuru olan lirayı atıyorsun bir köşeye, ‘beşli çeteye’ hizmet için işi ‘dolarla vereceğim’ diyorsun.

BİR DAVA DAHA AÇMAZSAN NAMERTSİN

Ben bunlara beşli çete dediğim için beyefendi üzülmüş, incinmiş, gücenmiş beyefendi. Evet sen beşli çeteye hizmet ediyorsun. Bir daha söylüyorum. Bir daha aç dava. Bir daha açmazsan namertsin.

HAZİNE BUNLARIN ÇİFTLİĞİ Mİ

Yetiyor mu, yetmiyor. ‘Bizim bankalar bize kredi vermiyor, nereye gitsem ‘ya batarsan ne olur?’ Erdoğan ne diyor? ‘Hiçbir banka kredi vermiyorsa, devletin hazinesi emrindedir, ben sana hazineden garanti veriyorum.’ AK Parti ve MHP’ye oy veren kardeşlerim iyi dinleyin. Bu ‘beşli çeteye’ dolar bazında ihale vereceksin. Bir de bunların aldığı kredilere hazine olarak güvence vereceksin. Hazine bunların çiftliği mi? Sen de bu hazinenin reisi misin? Milletin parasını beş kişiye nasıl tahsil edersin.

NİYE GÜCENİYORSUN, BUNU YAPIYORSUN ZATEN GÖREVİN BU

Yetiyor mu? Yetmiyor. ‘Bu Kılıçdaroğlu gelir iktidar olur, elimizden bunları alır, yetimin hakkı diyor bu adam, ya gelir bir bakalım ne yaptınız diye sorar, bizim mahkemelere gider, bizim mahkemelerin ne yaptığı belli olmaz, en iyisi biz İngiliz mahkemelere götürelim.’ Sen İngiliz mahkemeleri güvencesini veriyorsun, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin mahkemelerine güvenmiyorsun, ben sana ‘beşli çetenin tahsildarlığını yapıyor’ dediğim zaman da güceniyorsun. Niye güceniyorsun? Gücenme, bunu yapıyorsun zaten, görevin bu.

BANA SÖYLER MİSİN, BE ADAM… DÜNYADA BÖYLE BİR İHALE VAR MI?

Başka? Efendim diyorlar ki ‘parayı aldık, dolar var, hazine garantisi var, her şey tamam, sözleşmeleri de imzaladık, bir talebimiz daha var, dolar aldık ama Amerika’da, Almanya’da enflasyon olur, bu bizim sırtımızda olmasın, biz malı götürenlere para veriyoruz, bundan da bizden koruyun’ diyor. ‘Olur’ diyor. ‘Enflasyon kadar fark vereceğim’ diyor. Bana söyler misin, be adam? Dünyada böyle bir ihale var mı? Burası sömürge bir devlet midir? Hakimlerini, savcılarını devreye koyuyorsun, ‘Kılıçdaroğlu’nun sesini nasıl keseriz diye, mahkeme mahkeme dolaşıyorsun. Sen mahkeme mahkeme dolaşma. Yiğitsen, erkeksen, erdemliysen, güçlüysen, senin dünya kadar televizyonun var çık kardeşim; hesapsa hesaplaşalım. Çıkar mı? Ben de biliyorum çıkmaz. Bu hesabı kim yapar. Soygun düzeni.

PARAYA TAMAH EDEN SENSİN

Adamı çıkarıp ihale veriyorsun. Adımın hiçbir riski yok. Yapan kim? Erdoğan. Belgeleri imzalayan kim? Erdoğan. Farkı veren kim? Erdoğan. Milletin iliğini sömüren kim? O da Erdoğan. Başka kim sorumlu? Bakan desen bakanın yetkisi yok, bakan hükümet değil. Kabine diyorlar, oturmuşlar, hiçbir yetkisi yok bakanın. Beni, 1 milyarlık diyecektim, 1 milyonluk açmışlar, küçük açmışlar, 1 milyon liralık tazminat davası açmışlar. Benim parayla pulla işim yok, parayla korkan sensin. Paraya tamah eden sensin. Benim ne parayla ne sarayla hiçbir yok. Benim tek derdim var, bu ülkede herkes huzur içinde yaşasın.

BARİ HURMANIN GÜMRÜK VERGİSİNİ SIFIRLA

Bu arada Erdoğan’a söyleyeyim. Bir iyilik yapıyorsan, hurma murma işine girdin, hurmadan gümrük vergisi yüzde 25, bari bunu sıfırla. Bunu bile düşünmezler. Bu kardeşiniz düşünür. Beyefendi oturur manda yoğurdu bilmem ne falan filan. Her dört hurmanın birisini devlet olarak vergi olarak alıyorsun vatandaşın lokmasından.

SARAY DEVLETİN SAHİBİ DEĞİLLERDİR

Meşhur bir laf vardır. Hırsız içeriden olursa kapı kilit tutmaz. Devletin bütçesi, bürokrasi, devlet yönetimi darmadağın. Bu sistem, bu yapı böyle gitmez. Demokratik yollardan bunu düzelteceğiz. Bu ülkenin gerçek sahipleri bu ülkenin halkıdır. Yani biziz. Sarayda oturan şüreka ve sarayın kendileri, devletin sahibi değildir. Devleti yönetemiyorlar, çivisini çıkardılar. Saraylı kafasıyla bu iş olmaz. Sözleşmeyi yapıyorsun, bu söylediğim beş garantiyi de verdin, yine tatmin olmuyorlar, ‘bana ek süre ver’ diyor, ‘yoldan geçenlerden para alacağım’ diyor…

DOYMUYORLAR, AÇ KURTLAR BUNLAR

Yetmiyor, doymuyorlar, aç kurtlar bunlar. Saraylı kafasıyla devlet yönetilmez. Saraylı kafası dediğim, saray ve şürekası. Bir yerden değil, beş altı yerden maaş alanlar. Hakkı olmadığı halde devletin önemli makamlarına getirilenler. Beşli çeteler, beşli çeteden beslenenler. Televizyon ekranlarında saraylı kafasını bir partiliymiş gibi savunan gazeteciler.

BUNLARIN SEKİZ ÖZELLİĞİ VAR

Bunların sekiz özelliği var. Bir, saraylı kafası çıkarcıdır. Kendi çıkarı için feda etmeyeceği şey yoktur. Sadece kendisi ve yakın çevresinin çıkarını düşünür. Yolsuzluk yapanların üzerine gitmezler. Birisi rüşvet mi aldı onun arkasında dururlar. Bütün kutsal değerleri kendi çıkarları için kullanırlar. Mal varlıkları dolayısıyla en büyük korkuları budur. Trump’ı düşünün ne dedi, ‘beni kızdırma mal varlığını açıklarım, papazı teslim et.’ Ne diyordu, ‘bu can bu tende kaldığı müddetçe papazı benden alamazsın.’ Mal varlığı deyince papaz teslim edildi. Çıkarcılığın boyutunu görüyor musunuz? Çıkıp şu cümleyi kullanamadı. ‘Araştırmazsanız namertsiniz’ diyemedi, diyemez de. Suudi Konsolosluğu. Cinayet Türkiye’de işlendi, yer İstanbul, MİT görevini yaptı bunu tespit yaptı. Siz tespitin tamamını dünyaya servis ettiniz. Suudi Arabistan’a laflar etti, şimdi teslim olmuş vaziyette. Onlar baksınlar. Cinayet burada işlendi. Bu nedir? Türkiye’nin itibarını ayaklar altına almaktır. Saraylı kafasının özelliği budur. Bu ülkenin itibarı onlar için hiç önemli değildir. Mavi Marmara Gemisi. Filistin’e gidiyordu. Filistin halkının hakkını savunacaktı. Bir gece Meclis’e bir karar getirdiler. Özellikle gece 12’de görüştüler ki millet duymasın diye. ‘Tazminat ödeyeceksiniz’ dediler ‘tazminat ödemeyeceğiz’ dediler. ‘Özür dileyeceksiniz’ dediler, ‘özür dilemeyeceğiz’ dediler. Ne oldu gittiler teslim oldular. Bir de afra tafra yapıyorlar, ‘dünya lideri.’ Birilerinin arkasında gezen dünya lideri olur mu? Birisine yalvaran yakaran dünya lideri olur mu? Memleketi ayaklar altına alan dünya lideri olur mu? Saraylı kafasından dünya lideri olur mu?

MEMLEKETİN TEMİZ EVLATLARININ HAKKINI HUKUKUNU YERLER

Saraylı kafasının ikinci özelliği, bunlar torpilcidir. KPSS’ye girmiş birinci olmuş, torpilin yoksa ‘geç kardeşim.’ ‘TÜGVA’cıysan, seni devlete yerleştirelim.’ ‘Efendim ben güreşçiyim.’ ‘Olur seni bankanın yönetim kuruluna atıyorum.’ ‘Ben bankacılık okumadım…’ Yazıktır günahtır. Memleketin temiz evlatlarının hakkını hukukunu yerler.

BUNLAR GÖRGÜSÜZDÜR, 50 BİN DOLARLIK ÇANTAYLA GEZİLİR Mİ

Üçüncü, bunlar görgüsüzdürler. 13 uçak tutar, ‘devletin itibarıdır’ der. Devletin itibarı hukukla olur, 84 milyonu beş kişiye peşkeş çekmemek ile olur. Dolayısıyla bunlar görgüsüzdür. 50 bin dolarlık çantayla gezilir mi? Çöp konteynerlerinden yiyecek toplayan insanlar var, sen 50 bin dolarlık çantayla gezersin.

UYUŞTURUCU BARONUNA DA MEŞRUİYET KAZANDIRACAK KADAR BUNLAR BOZULMUŞLARDIR

Saraylı kafasının dördüncü özelliği, bunlar kesinlikle temiz değil, bozulmuşlardır. Bütün insani değerlerini kaybetmişlerdir. Uyuşturucu baronları ile artık iç içedirler. ‘Beyaz pudra’ mıydı? Neydi? Pudra şekerini kullanan kuşak yetiştirmeye çalışıyorlar. Uyuşturucu baronları ile kol kola, ama yeri geldiğinde hapisten çıkarıyorlar. Uyuşturucu baronlarına da hizmet ediyorlar, tefeciler gibi. ‘Malı getir, sat, dünyanın parasını kazan.’ Hiçbir ülkede paranı tutamıyorsun. Kanun çıkıyor, Türkiye’ye getir paranı diyor. Uyuşturucu baronuna da meşruiyet kazandıracak kadar artık bunlar bozulmuşlardır. Bunların bu memlekete beş kuruşluk bir faydası yoktur Bozulma öyle bir noktaya gelmiştir ki bu ülkenin şehitlerine bile kelle diyecek noktaya gelmişlerdir.

BÖYLE BİR YÜZSÜZLÜĞÜ TARİH YAZMAMIŞTIR

Beşinci özelliği bunlar yüzsüzler. Bunlar 128 milyar doları hiç ettiler. Meydanda geziyorlar. Bizde bir kuruş bir şey olsa, utanırız sokağa çıkmayız. Bir de kitap yazmış. Hiç ettiğine göre kitapta yer vermemiş. Bu kadar yüzsüzlük olur mu? Ayda 10 bin dolar rüşvet alanı korudular. Her ay 10 bin dolar rüşvet vereceksiniz bir siyasetçiye, bunu söyleyecek olan İçişleri Bakanı koruyacak, Erdoğan koruyacak. 10 bin dolar alan yüzsüz ise beyler paşalar gibi gezecek. Böyle bir yüzsüzlüğü tarih yazmamıştır.

HANİ NAMUS HANİ ŞEREF

Daha da acı olanı, ‘ben tarafsız davranacağım’ diye geleceksin, namusun ve şerefin üzerine ant içeceksin. Ne namusu ne şerefi tamamen unutacaksın ve ortalıkta gezeceksin, ‘ben dünya lideriyim’ diye. Hani namus hani şeref?

BUNLARA GÖRE BU MEMLEKETTE SATIN ALINMAYACAK KİMSE YOKTUR

Altıncı, bunlar inkarcıdırlar. Bütün kabahatlerini birilerinin üzerine yıkma konusunda bunlar üzerine becerikli kimse yoktur. Bunlara göre bu memlekette satın alınmayacak kimse yoktur. Zamlar olur ‘efendim dış güçler yaptı.’ Yönetmiyor musun sen?

PROTOKOLÜN BAŞINDA BİLAL ERDOĞAN VAR. SENİN ORADA NE İŞİN VAR?

Saraylı kafası yalakadır. Bunların böyle bir ekibi de vardır. Hayatta hiç görmedim. 27 buçuk yıl devlete hizmet ettim. 8 saat, yeri geldi 18 saat 20 saat çalıştım. Arkamdan hiç kimse elle tutulur hiçbir şey söylemedi. İftiralara maruz kaldım, ama alnımız ak. Siyasete girdiğim gün malvarlığımı internet siteme koydum. Hesabını veremeyeceğimiz hiçbir şey yok, dedik. Bakınız, Özbekistan’a gidiliyor, heyet karşılayacak. Heyet, Cumhurbaşkanı ve saygıdeğer eşlerini karşılayacaklar. Güzel, karşılayabilirler. Protokolün başında Bilal Erdoğan var. Senin orada ne işin var, senin devlette ne işin var? Arkasında koca koca adamlar. Makamlarınızdan hiç utanmadınız mı? Bakanlıklarınızdan hiç utanmadınız mı? Böyle bir yalakalık olur mu, afedersiniz? Nasıl olur? Elbette oğlu da karşılayabilir. Oğlu babasıyla görüşür. Devlet protokolünde hiçbir şey yokken bir numaralı yere veriyorsun. Bunların milletvekilleri televizyona çıkıp kendilerini savunamıyorlar. Bunların yerine paralı gazetecileri çıkarıyorlar. Dişe diş savunuyorlar. Bunlar da utanmıyorlar. Bu kadar haksızlığı nasıl savunursun? Para uğruna nasıl savunursun?

FAİZDEN VERGİ ALMAZLAR EKMEKTEN ALIRLAR

Sekizinci özellikleri bunlar vicdansız. ‘Kuru ekmek yiyorsanız, karnınız toktur.’ 21. yüzyılda bir milletvekili bunu söylüyorsa, bunda vicdan yoktur. KHK’lılar için söylediler. ‘Ağaç kökü yesinler.’ Vicdan yok mu sizde? Ekmekten vergi alırlar, kur korumalı mevduat sahiplerine yüzde 90 faiz verirler, faizden vergi almazlar, ekmekten vergi alırlar. Bu vicdansızlık değil mi? Geçmişte AK Partiye ve MHP’ye oy veren kardeşlerim. Bunlar şekeri 280’den alıp, 800’e satarlar. Bunlarda vicdan var mıdır?

TARLANIZI FEDA ETMEYİN SARAYLI KAFASINA VEDA EDİN

Saraylı kafasının sekiz temel özelliğini saydım. Bütün kardeşlerim ezberlesinler. Söylediklerimin fazlası yok eksiği vardır. Tamamını saysam bir gün bile yetmez. Geçmişte AK Parti ve MHP’ye oy vermiş kardeşlerim. Saraylı kafası diye tanımladığım sizler değilsiniz. Onları sözümün başında belirledim. Saray ve şürekası, saraydan beslenenler, beşli çeteler, ihalesiz iş alanlar, yolsuzluk yapıp, üstü örtülenler; uyuşturucu baronlarına hizmet edenler, tefecilere faizcilere hizmet edenler saraylı kafası odur. Saraylı kafası sadece sarayda değil, onların gazetelerinde var. Onlar da devleti soyuyorlar. Onlar da buradan yararlanıyorlar.

Diyorlar ki, ‘fedakarlık yapın, az kaldı.’ Çiftçi kardeşlerime sesleniyorum. Siz tarlarınızı feda etmeyin ama saraylı kafasına veda edebilirsiniz. Esnaf kardeşim dükkanını feda etme, niye ediyorsun? O dükkan çoluk çocuğunun rızkı. ‘Sandık gelirse veda edeceğim senden, bundan sonra seninle işim yok’ diyeceksin.

ONLAR ÇALDI BİZ YERİNE KOYACAĞIZ

Son sözler… Onlar bozdu, biz düzelteceğiz. Onlar çaldı, biz yerine koyacağız. Onlar yıktı, biz yeniden inşa ereceğiz. Onlar bir yılda bu memleketi 20 yıl geriye götürdü, biz beş ayda memleketi beş yıl ileriye götüreceğiz. Onlar kavga ettirdi, biz barıştıracağız. Onlar ayrıştırdı, biz kucaklaşacağız. Onlar üzdü biz bu milleti sevineceğiz. Onlar bunattı, biz bu millete rahat bir nefes aldıracağız.”

Yorum Yazın

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz

Yorum yazma kurallarını okudum ve kabul ediyorum.

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yorumlar
Yeniden eskiye
Eskiden yeniye
Öne çıkanlar

Bu habere hiç yorum yapılmamış... İlk yorum yapan sen ol.