Dolar 32,3579
%0.13
Euro 35,1782
%0.32
Altın 2.324,570
%0.18
Bist-100 9,08
%3.1

Pzt

-8°

Sal

-12°

Çar

-3°
Devlet Bahçeli: İzmir Büyükşehir Belediyesi devlet içinde devlet değildir

Devlet Bahçeli: İzmir Büyükşehir Belediyesi devlet içinde devlet değildir

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Çiğli Tramvayı temel atma töreninde İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin metro inşaatı için yaptığı düşük faizli borçlanma ile bakanlık tarafından yapıldığı iddia edilen yüksek faizli borçlanma konusu üzerinden yaptığı açıklamalara tepki gösterdi. Bahçeli, “İzmir Büyükşehir Belediyesi, devlet içinde devlet değildir. Tek devlet vardır, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'dir. İzmir, özerktir de bizim mi haberimiz yok'"dedi.

  • Ege Postası
  • 09.02.2021 - 11:14

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli partisinin grup toplantısında konuştu.. Bahçeli açıklamalarında CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun geçtiğimiz hafta sonu İzmir'de Çiğli Tramvayı temel atma töreninde İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin yüzde 3 ile Hazine ve Maliye Bakanlığı'nın 5-6 civarında borçlandığı kıyaslamasına tepki gösterdi.

Bahçeli'nin açıklamaları şöyle:

Türk Milliyetçileri olmasaydı, devrilen bir imparatorluğun altından yeni bir devlet nasıl çıkard? Bugün bol keseden sallayan siyasetçilerin buna bir cevabı var mıdı? MHP, Türkiye'nin lehine ve yararına olmadığını düşündüğü her konuda sonuna kadar direnmiştir. Bu direniş ve mücadele sonuna kadar bundan sonra da korunacaktır. Demokrasi dışı arayışlara heves edenler, dış güçlerden medet umanlar, alayınızı uyarıyorum. Girdiğiniz yolun sonu uçurumdur. Cumhur İttifakı düşmeden, MHP teslim alınmadan bu milleti parçalayamaz, yıkamaz, karanlığa çekemezsiniz. Yaparız diyen varsa hodri meydan. Vallahi buradayız.

İkaz ile hatırlatıyorum, Türkiye düşmanlarının dolduruşuna gelip maşalık yapanla, mahşeri vicdan karşısında hesap vereceklerini unutmasınlar.

"BAYRAM DEĞİL, SEYRAN DEĞİL, KULAĞINIZA KİM NE FISILDADI DA YOLLARA DÜŞTÜNÜZ'"

MHP ve AK Parti dışındaki partiler Türk siyasetinde çölleşme, hatta çürümenin failleridir. Bunların akılları kiralıktır. Ne dedikleri bellidir, ne duruşları berraktır. Siyasete hakim olan dağınıklıklar, ani kopuşlar, derin çatlaklar, gün aşırı değişen ilişkiler, demokrasi kültürümüz açısından endişe vericidir. Mlum partilerin tutuşmuş gibi kapı kapı dolaşmaları, kameralar karşısında zoraki gülümsemeleri oldukça sıklaştı. Bayram değil, seyran değil, kulaklarına kim ne fısıldadı da bunlar yola düştüler'

CHP-HDP GÖRÜŞMESİ SONRASI BİRLİKTE GÖRÜNTÜ VERİLEMEMESİNE TEPKİ: YAN YANA DURAMAYANLARA TÜRKİYE EMANET EDİLİR Mİ'

Siyasetin zillet ayağı toz duman içindedir. CHP ile HDP arasındaki görüşme trafiği ve sonrasındaki sisli ve sinsi manzara gözümüzden kaçmamıştır. Aşina olduğumuz görüşme sonrası ortak basın toplantısı CHP'nin kurnazlığı ile yapılamamıştır. CHP siyasi korona nedeni ile sanırım HDP ile arasına sosyal mesafe koymuştur. Bu ne yaman çelişki, nasıl bir ittifak ortaklığıdı? İçeride can ciğer kuzu sarması, dışarıda ne sen beni tanı ne ben seni! Madem basının, milletin karşısına çıkma cesaretiniz yok, nasıl görüşüyorsunuz! O zaman neden yürek yemiş gibi konuşuyorsunuz! Birbirinin yanında duramayanlara Türkiye emanet edilir m? Türkiye bu orta oyununa izin verir m? Çıkın sahneye de boyunuzu görelim, kaç kilo olduğunuzu görelim!

"ZİLLET İTTİFAKININ ORTAĞI PKK'DIR, SOROS'TUR, FAİZ LOBİSİDİR"

Allah'a şükür ki, bizim saklanacak, hiçbir zaafımız yoktur. Sayın Cumhurbaşkanımız ile ihtiyaç hasıl olduğunda görüşür, fikirlerimizi paylaşırız. Aramızda ihtilaf yok, utanacak bir konumuz yok, pazarlık yok. CHP Genel Başkanı şeffaf olmalıdır. PKK ile arasına duvar örmelidir. CHP'nin HDP ile görüşmesi, PKK ile teması demektir. Zillet ittifakının görünmeyen ortakları, PKK'dır, Soros'tur, faiz lobisidir. CHP ile HDP'yi ayırt etmekte zorlandığımızın altını çizmek istiyorum.

Buna üzülüyoruz. Bu gidişle CHP'nin sömürge partisine dönüştürülmesi kaçınılmazdır. CHP yönetiminin Kandil'e değil Anıtkabir'e bakması tavsiyemizdir.

"İZMİR'DE ÖZERK BİR YÖNETİM KURULDU DA BİZİM Mİ HABERİMİZ OLMADI'"

CHP Genel Başkanı geçen hafta İzmir'deki konuşma ile HDP'yi temsil ettiğini gıyaben de olsa ispatlamıştır. Uluslararası piyasaların İzmir belediyesine daha düşük faizle kredi verdiklerini söyleyerek cahil siyaset kavramına yeni bir boyut eklemiştir. Hazinenin tahvil ihracı ile uluslararası kuruluşlardan proje kredi sağlanması konusundaki ayrımı bilmediği ya da çarpıttığı ortaya çıkmıştır. Kılıçdaroğlu'nun ekonomiden anladığı buysa vay milletimizin haline. Bunlar martın sonuna bahar diyorlardı, kastettikleri meğerse karakışmış. İzmir Büyükşehir Belediyesi devlet içinde devlet değildir. Devlet tektir. Bu devlet Türkiye Cumhuriyeti'dir. Belediye dış finansman kullanacaksa bunun izin mercii Hazine ve Maliye Bakanlığı'dır. İzmir'de özerk bir yönetim kuruldu da bizim haberimiz mi olmad? Bu sorumsuz, sakat ve sorunlu açıklamayla Kılıçdaroğlu ne yapmaya çalışıyor Neyin kozasını örüyo? Nereye varmak istiyo? CHP'li belediye başkanları belediye işlerinden başka her şeye burunlarını sokmaktadır.

Kimisi 2023 yılında iktidar değişikliği olacak der, kimisi rektörlere mektup yazar. Bu devran böyle gitmeyecek, bu kervan bu şekilde ilerlemeyecek. Demokratik hesaplaşma döneminde kimin alnı ak milletimizin hakemliğinde herkes görecek.

BOĞAZİÇİ PROVOKASYONUNA TEPKİ

Boğaziçi Üniversitesi'ne ataması yapılan rektöre itiraz edenlerin ana dinamiği marjinal örgütlerdir. Bir öğrencinin DHKP-C'li ile ne işi olu? Bir gencimizin yasadışı sol örgütlerin yuvalandığı hücre evleri ile ne bağı olacaktı? Rektör atanması yasal olabilir ama demokratik değil diyenler, kendi fikir ve düşüncenizden başka her görüşe hazımsızlık göstermeniz demokrasinin neresiyle bağdaşmaktadır.

Katil polis demek, polis otolarını taşlamak, ifade ve düşünce hürriyetinin neresine sığmaktadır. Gözaltına alınanlardan 101'inin Boğaziçi Üniversitesi ile ilişiği yoktur. Evlatlarını üniversiteye gönderen muhterem analarımız, çocuğunuz bu örgütlerin eline düşerse bundan memnun olur musunu? Polislerle çatışmalarından mutluluk duyar mısınız'

Kılıçdaroğlu, 'Türkiye'nin evlatlarını serbest bırakın' diyor. Başkalarının sırtından kurban kesmesi kolay. Çağrımı tekrarlıyorum. Evlatlarınıza sahip çıkın. Ne Kılıçdaroğlu'nun eline, ne de onun bunun keyfine bırakmayın. Öğrenci başka terörist başkadır.

Öğrencilerin haklı isteklerine kulak vermek elbette görevimizdir. Terörle irtibat ve iltisaklı olan öğrenci değil, suçludur. Öğrenci olmayanlar ne arıyor üniversite kapalarınd? Devlet buna izin mi versin'

Kalabalığı toplayıp sabah ilk gelen, üniversitelerde derebeylik mi ilan etsi? Kılıçdaroğlu, 'öğrenciler ne yaptı'' diyor. Toplantı anayasal haklarıdır diyor. Kılıçdaroğlu, ekonomiden anlamadığı gibi anayasayı da zahmet edip okumamış. Anayasada bu hakkın hangi hallerde sınırlandırılacağı bellidir. 14. Madde, kötüye kullanılmaması ile ilgili kuralları anlatmaktadır; "Hiçbiri, devletin ülkesi ve milleti ile bölünmez bütünlüğünü bozmayı, demokratik ve laik cumhuriyeti ortadan kaldırmayı amaçlayan faaliyetler biçiminde kullanılamaz."

Buradan bir halk hareketi çıkar mı diye bekleyen, bunu destekleyen kim varsa, alçak ve hain bir projenin figüranıdır.

İstanbul'da sokağa çıkan HDP milletvekillerinin eğitim ile, üniversite ile ne ilgisi var.

TWİTTER'A SERT TEPKİ: DEMEK Kİ DOĞRU YOLDAYIZ

ABD, AB ve BM'nin açıklamaları iç işlerimize müdahaledir. Gösterdiğimiz haklı tepkiler, terör örgütlerine yönelik sözlerimiz, okyanus ötesinden cevaplanıyor. Biz teröristlere yükleniyoruz, dijital faşizm oklarını bize yöneltiyor. Geçen hafta Twitter bazı paylaşımlarıma sansür uyguladı. Demek ki çok doğru yoldayız. Varsın kısıtlasınlar, isterse bütün mesajlarımı kaldırsınlar. Twitter'dan beğenmediği mesajımı tekrarlamakta fayda mülahaza ediyorum; Sırtlarını ajanlara, zalimlere dayamış olanlar evlat değil, başı ezilmesi gereken yılanlardır.

YENİ ANAYASA ÇALIŞMALARI

Yeni bir anayasa milletimize kazandırılmalıdır. Cumhur İttifakı olarak ilke birlikteliğimiz çok nettir. Anayasa yazılmasını 'ikinci cumhuriyet' olarak nitelendirenlerin ciddiye alınacak yanları olamayacaktır. 2 Şubat 2021'de yaptığımız yazılı açıklamamızla, yeni anayasa çalışmalarımıza bakışımız kamuoyu ile paylaşılmıştır. Sayın Cumhurbaşkanı ile görüşmemiz de verimli geçmiştir. Anayasalar yeniden yazılamayacak metinler değildir. Toplumun, değerlerinin, çağın, zamanın yönüne uygun olarak anayasaların yeniden yazılması doğaldır. Gelişmeler Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile yeni anayasanın mecburiyet olduğunu göstermektedir. Her parti yeni bir anayasadan bahsediyor, o zaman bütün partiler anayasanın ilk 4 maddesine bağlı olarak, bir araya gelmelidir. MHP yeni anayasa yazım sürecine vardır.

ENİS BERBEROĞLU KARARI

Yargıya saygımız var, mahkemenin davayı yeniden görmesini de uygun buluyoruz ancak infazın durdurulmasına karşıyız. Enis Berberoğlu ile ilgili dokunulmazlığın kaldırılmasıyla alakalı fezleke komisyon ve genel kurula geldiğinde de MHP daha önceki tutum ve davranışına uygun olarak dokunulmazlığın kaldırılması yönünde oy kullanacaktır.

Yorum Yazın

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz

Yorum yazma kurallarını okudum ve kabul ediyorum.

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yorumlar
Yeniden eskiye
Eskiden yeniye
Öne çıkanlar

Bu habere hiç yorum yapılmamış... İlk yorum yapan sen ol.