Dolar 32,5666
%0.25
Euro 34,9544
%-0.05
Altın 2.445,000
%0.36
Bist-100 9.717,00
%0

Pzt

-8°

Sal

-12°

Çar

-3°
4 partinin genel başkan yardımcıları 'Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem'i anlattı

4 partinin genel başkan yardımcıları 'Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem'i anlattı

Sosyal Demokrat Avukatlar Derneği’nin düzenlediği Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem panelinde konuşan CHP Genel Başkan Yardımcısı Muharrem Erkek, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne ilişkin, “Suiistimalci bir anayasa değişikliğiyle anayasayı araç olarak kullanıp bu tek adam sistemini inşa etti” dedi. Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Ayhan Sefer Üstün, mevcut sistemde hakimlerin güvencesi olmadığını belirterek, “İnanın hakimlerin mesleki teminatı Çankaya Belediyesi’nde bulunan zabıta memuru kadar yok” diye konuştu. DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Yeneroğlu ise altı siyasi partinin mutabakat metni sonrası Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem’in markalaştığını söyledi. Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Bülent Kaya da mevcut sistemde paralel kurumlar oluşturulduğunu kaydederek, “En son ekonomik krizden sonra Fiyat İstikrar Komitesi ve Ekonomi Koordinasyon Kurulu diye iki paralel yapı daha inşa edildi. Dolayısıyla yasama faaliyetlerini görmüyor ama sarayda yasama faaliyetleri hazırlanıyor” dedi.

  • Ege Postası
  • 06.04.2022 - 22:56

Sosyal Demokrat Avukatlar Derneği tarafından düzenlenen Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem konulu panel, Ankara Barosu Eğitim Merkezi’nde bugün yapıldı. Panele konuşmacı olarak CHP Genel Başkan Yardımcısı Muharrem Erkek, DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Yeneroğlu, Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Ayhan Sefer Üstün ve Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Bülent Kaya katıldı. Paneli, eski Adalet Bakanı Seyfi Oktay ve Türkiye Barolar Birliği Başkanı Erinç Sağkan da izledi.

Panelin açılış konuşmasını yapan Sosyal Demokrat Avukatlar Derneği Başkanı Onur Tatar, altı partinin açıkladığı mutabakat metninin gelecek açısından umut verici olduğunu söyleyerek, “Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem ile ilgili mutabakat metinde özellikle avukatlık mesleğiyle ilgili saptamalar var. Çoklu baro uygulamasının kaldırılacağından bahsediliyor. Bunların hepsi mesleğimizin geleceği açısından umut verici” dedi.

CHP Genel Başkan Yardımcısı Muharrem Erkek, “Neden bir araya geldik? Neden altı siyasi parti birlikte çalışıyoruz? Hepimizin bildiği gibi tek adam sistemleri çatışmadan beslenir. Ayrıştırmadan beslenir. Türkiye de son yıllarda bunu yaşıyor. Toplumun her kesimi, yeri geliyor ötekileştirilebiliyor. Onun için muhalefetin birlikte olması ve çalışması, ülkemizi kutuplaşma girdabından çıkarmak açısından çok değerli” diye konuştu.

“SUİSTİMALCİ ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ”

Erkek, 16 Nisan 2017’de, OHAL döneminde Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne geçildiğini anımsatarak, “Suiistimalci bir anayasa değişikliğiyle anayasayı araç olarak kullanıp bu tek adam sistemini inşa etti. O günle birlikte Türkiye bu tabloyu yaşadı. Örneğin 1995, 2001 anayasa değişiklikleri demokratikleşme yönünde anayasa değişiklikleriydi. Maalesef 2017’de öyle olmadı” dedi.

“Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi adı altında keyfilik, kural tanımazlık yaşanıyor. Ekonomik ve siyasi kriz de derinleşiyor. Cumhuriyet tarihimizin en önemli ekonomik ve siyasi krizini yaşıyoruz. Ülkemiz bu sistemle devam edemez” diyen Erkek, Türkiye’de tüm darbelere rağmen parlamenter sistem devam ederken mutlakiyete doğru dev bir adım atıldığını savundu. Erkek, “Oysa yapmamız gereken parlamenter sistemin eksikliklerini düzeltmekti” diye konuştu.

“84 MİLYON HER GEÇEN GÜN YOKSULLAŞACAĞIZ”

Erkek, Türkiye’nin yeni bir siyaset kültürüne ve demokratikleşmeye ihtiyacı olduğunu aktararak, “Bu sistemle devam ettiği sürece 84 milyon, her geçen gün daha da yoksullaşacağız. Önemli ekonomistlere bile sorulduğunda verdikleri ilk cevap, ‘sistem’ diyorlar. ‘Sistem, hukuk devleti ve özgürlükler’” dedi.

“AMACIMIZ YARINI İNŞA ETMEK”

Erkek, 12 Eylül Anayasa’sı ve darbe hukukunun zayıflatılmış bir parlamenter sistem yarattığını belirterek, “Parlamenter sistemlerde cumhurbaşkanı temsil noktasında görev yapar. 12 Eylül Anayasa’sı zayıflatılmış bir parlamenter sistem yarattığı için biz ‘Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem’ vurgusu yaptık… Amacımız, ilk seçimden sonra Türkiye tarihinde ilk kez normal dönemde, sağlıklı şekilde tartışarak, toplumsal uzlaşma ile toplumsal sistemi inşa etmek. Aslında yarını inşa etmek. Amacımız adaleti temsil etmek, farklılıklarımızı zenginlik kabul ederek özgürce yaşamak” diye konuştu.

Erkek, “Bir araya gelirken ‘biz ne olacağız’ kaygısıyla hareket etmedik. Uzlaşma içerisinde verimli toplantılar sonucunda bu mutabakat metni ortaya çıktı. Özlediğimiz tablo ortaya çıktı. Bu, demokratik hukuk devletini temsil etmek için, Türkiye için değerlidir” dedi.

DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Yeneroğlu, hayatının büyük bölümünün Almanya’da geçtiğini ve Sosyal Demokrat Parti’nin aktif üyesi olduğunu belirterek, “20 yıldır Sosyal Demokrat Parti’nin aktif üyesi sosyal demokrat avukatlarla birlikte de sosyal adaletin tesis edilmesi konusunda çok çalışmalarımız oldu” diye konuştu.

Yeneroğlu, sosyal demokrasi kültürünün Türkiye’de güçlenmesinin önemli olduğunu kaydederek, “Sosyal demokrasi deyince Türkiye’de ideolojik ayrıştırmalar, kamplaşmalar akla geliyor. Halbuki sosyal demokrasi düşüncesine haksızlık. Ülkemizin demokrasisinin ilerlememesinin en önemli nedenlerinden birisi” dedi.

“ADETA GÜÇLENDİRİLMİŞ PARLAMENTER SİSTEM MARKALAŞTI”

Yeneroğlu, Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem’den parlamentonun kendisinin akla geldiğini kaydederek, “Adete Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem kavramı markalaştı. Hukukun üstünlüğünü esas alan, toplumsal bütünlüğü sağlamayı amaçlayan metne dönüştü. Sadece yasama, yürütme değil, kendisini demokratik hukuk kabul eden, yargı bağımsızlığını intiba eden metin değil temel hak ve özgürlüklerin de üzerinde durduk” diye konuştu.

Yeneroğlu, kendisinin yasama konusunu üstlendiğini belirterek şunları söyledi:

“Özellikle yasamayı ele aldığımızda; etkili ve katılımcı yasama nasıl olmalı, nasıl olabilir, geçmişte sorunlarımız neydi? 2017 öncesinde de yasama etkisizdi, bugün çok daha etkisiz. O zaman da yürütmede problemler vardı, bugün de problemler var. Sorun sadece sistem sorunu değil, zihniyet sorunu… Şu anki uygulamaların önemli bölümü sistem değil sistemsizlik sorunu. Cumhurbaşkanı’nın ülkeyi anayasal düzen dışında yönetme iddiası. Gün geçtikçe ülkemiz daha kötü noktalara eviriliyor.  

Tekrar ele alınması gereken Meclis İçtüzüğü var. Daha öncesinde TBMM’ye giden yolların demokratikleştirilmesi, siyasi partilerin demokrasi eksikliklerini dikkate alan, Anayasa’nın 69’uncu maddesinin gereği olan parti içi çalışmaların demokratikleştirilmesi, seçimlerle ilgili mevzuatın tekrar ele alınmasıyla ilgili ilkesel karar alındı.

Meclis’le ilgili yasama faaliyetlerinin etkinleştirilmesi konusu üzerinde durduk. TBMM ile ilgili en önemli üç başlık, temsil yeteneğinin arttırılması, kanun yapma süreçlerinin işlevsel kılınması ve denetlemenin gerçek anlamda işlevsel kılınması. Ülke barajı olarak yüzde 3 barajının önemli olduğunu düşündük.

“TORBA KANUN UYGULAMASINA SON VERİLMESİNDE MUTABIK KALDIK”

Yasama kültürü zayıftı. Yasama organı olarak milletvekillerinin çalışma bilincinin de güçlü olmadığını düşünüyorum. Bunun güçlü olması gerektiği kanaatindeyim. Siyasetin finansmanının tekrar gözden geçirilmesi, seçim kampanyasında yapılan harcamalarının kamuoyuna açıklanması, siyasi partilerin Hazine yardımından daha adil yararlanması konularının üzerinde durduk. Torba kanun yapım uygulamasına son verilmesi, sivil toplum uzmanlarının katılımının zorunlu kılınmasını, komisyon çalışmalarının etkin kılınması konularında mutabık kaldık.”

Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Ayhan Sefer Üstün, Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem’de yargının nasıl olacağına ilişkin, “Bu konuyu önceki hükümetler de ele almak istemiş. Tam bağımsız yargı nasıl yapılır sorusu sorulmuş. Maalesef tam bağımsız yargıya geçilememiş. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi metninde de tam bağımsız yargı vaadinde bulunulmuş ama tam bağımlı yargıya geçilmiş” dedi.

“ENDİŞE İLE KARAR VERME DURUMUNDA KALMAYACAK”

Üstün, en keskin ayrımın yargı konusunda olacağını kaydederek şunları söyledi:

“Yargı konusu, kuvvetler ayrılığının tam manasıyla hayata geçeceği alan olacaktır. HSK’dan başlamak lazım. HSK, yargının kalbidir. Burayı ele geçirilecek alan gibi gördü iktidarlar. ‘Burayı ele geçirirsek artık yargı elimizde’ diye gördü. Hakimler ve Savcılar Kurulu’nu ikiye ayıracağız. Hakimler Kurul ve Savcılar Kurulu olacak. Özellikle karar vericiler tam bağımsız olmalıdır. Bunun yollarını ve düzenlemelerini yapacağız. Bakan ve müsteşarı kurulda olmayacak. Seçim yöntemi kurulun bağımsızlığını temin edecek şekilde yarısı Meclis’te, ama nitelikli çoğunlukla Meclis uzlaşarak Hakimler Kurulu’nun üyelerini seçecek. Diğer yarısını ise hakimler kendileri seçecekler. Yürütmenin bağı tamamen kopmuş olacak. Bu sistem hayata geçerse bir hakim arkasına bakmak zorunda kalmayacak. Endişe ile karar verme durumunda kalmayacak. Tam bağımsız bir Hakimler Kurulu düşünüyoruz.”

“KAFANIZ BOZULURSA ANKARA AĞIR CEZA BAŞKANINI ÇEMİZGEZEK’E GÖNDEREBİLİRSİNİZ”

Üstün, hakimlerin Çankaya Belediyesi’ndeki zabıtalar kadar teminatının olmadığını savunarak şöyle konuştu:

“Hakimlik teminatını kesin olarak sağlayacağız. Zaman zaman dışarıda derdimizi anlatmak için şöyle diyorum: ‘İnanın hakimlerin mesleki teminatı Çankaya Belediyesi’nde bulunan zabıta memuru kadar yok’. Bunu ironi olsun, insanlar anlasınlar diye söylüyorum. Zabıta memurunu alırsınız, zabıta müdürlüğü dışında çalıştıramazsınız. Yani fen işleri, temizlik müdürlüğüne gönderemezsiniz. Bizim Ankara ağır ceza mahkemesi başkanını kafanız bozulursa Çemişgezek, daha da zulmetmek isterseniz hiç yapmadığı savcılığa gönderebilirsiniz.”

Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Bülent Kaya ise kamu hukuku, kamuda işe alımlar ve kamu ihalelerinde neler yapılacağını anlattı. Kaya, “Kamu yönetiminde adil ve tarafsız bir kamu yönetimi nasıl oluşturabiliriz, şeffaf ve hesap verebilir kamu yönetimi nasıl oluşturabiliriz konuları üzerinde durduk. Kamunun dönem dönem siyasi iktidarda bulunan kişilere göre şekillendiği, kendisi dışındaki kişilerin öteki görüldüğü bir ülke yerine, kamu yönetiminde herkesin eşit olduğu, kamuya alımlarda herkesin eşit olduğu bir sistemi inşa edersek Cumhuriyet’in ikinci yüzyılında ileri medeniyetler seviyesine ulaşırız” diye konuştu.

“YASAMA FAALİYETİNİN SARAYDA YÜRÜTÜLDÜĞÜ SİSTEM”

Kaya, Türkiye’nin hangi il ve ilçesinde görev yapılırsa yapılsın insanların zül değil keyifle çalıştığı bir sistem dileğinde bulundu. Kaya, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nde kurum kültürünün askıya alındığını belirterek, “Bilim, teknoloji, yenilik, eğitim, güvenlik politikaları gibi birçok paralel yapıya Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde yer verildiğini görüyoruz. En son ekonomik krizden sonra Fiyat İstikrar Komitesi ve Ekonomi Koordinasyon Kurulu diye iki paralel yapı daha inşa edildi. Dolayısıyla yasama faaliyetlerini görmüyor ama sarayda yasama faaliyetleri hazırlanıyor. Sadece iktidar partisinin veya Cumhur İttifakı’nın grup başkanvekilleri eliyle Meclis’e getirilip onların milletvekilleri eliyle de yasalaştırılıyor. Yasama faaliyetinin de artık sarayda yürütüldüğü sistem ile karşı karşıyayız” dedi.

Kaya kamuya alımda liyakatin esas olacağını kaydederek, “Bizim, kamunun bir partinin ya da bir ideolojinin elinde değil bütün vatandaşların elinde olduğu, vatandaş hangi etnik köken, dini inanca mensup olursa olsun kamunun bunları görmediği tarafsız bir kamuya ihtiyacımız var. Kamuya alımlarda da bu yönüne dikkat etmek gerekiyor. Herkesin eşit şekilde yarıştığı, yazılı sınavın esas olduğu, mülakat gerekiyorsa kanunla tanımlandığı, kişinin kendisine haksızlık yapıldığını düşündüğü halde idare mahkemesine başvurduğu, mülakat ile verilen puanların doğru olup olmadığının denetlendiği bir sistemi inşa etmek zorundayız” diye konuştu. (ANKA)

Yorum Yazın

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz

Yorum yazma kurallarını okudum ve kabul ediyorum.

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yorumlar
Yeniden eskiye
Eskiden yeniye
Öne çıkanlar

Bu habere hiç yorum yapılmamış... İlk yorum yapan sen ol.