Dolar 32,4801
%-0.18
Euro 34,9530
%0.36
Altın 2.438,120
%0.62
Bist-100 9.717,00
%-0.05

Pzt

-8°

Sal

-12°

Çar

-3°
Soyer’den A’dan Z’ye İzmir değerlendirmesi

Soyer’den A’dan Z’ye İzmir değerlendirmesi

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer katıldığı bir canlı yayında İktisat Kongresi’nin bir İzmir markası olacağını belirtti. Öte yandan İzmir İktisat Kongresi ve 6lı masanın ortak noktasından bahseden Soyer, ‘’ Biz hepimiz aynı gemideyiz. Bizi ayıran farklılıklardan çok daha fazla birleştiren sebep var. Genel başkanımızda aynı şeyi yapıyor. Yüzde 1 oyun diğerinden farkı yok. Önemli olan farklı perspektiflerin aynı masada buluşup Türkiye’nin geleceğini inşa etmek’’ dedi.

  • Ege Postası
  • 24.03.2023 - 11:11
  • Güncelleme: 24.03.2023 - 11:24

EGEPOSTASI-  İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, Halk TV’de İsmail Küçükkaya’nın programında İzmir'e dair önemli açıklamalarda bulundu. 

İKTİSAT KONGRESİ İZMİR’İN MARKASI OLUYOR

İkinci Yüzyılın İktisat Kongresi’ne ilişkin önemli açıklamalarda bulunan Başkan Soyer, ‘’ Deprem sonrasına bağlanması da enterasan bir sonuç çıkardı. Yüz sene önce  Mustafa Kemal Atatürk İktisat Kongresi’ni toplarken tablo şu, İstanbul işgal altında, Lozan müzakereleri yarıda kalmış heyeti geri çağırmışlar akıbeti belli değil. 3.5 yıl işgal altında kalmış bir ülke, on binlerce insanımız Kurtuluş Savaşı’nda hayatını kaybetmiş. 1135 delegeyi o günkü koşullarda topluyor ve yeni bir cumhuriyet kuracağız ve iktisat politikalarını siz belirleyin diyor. Halkın taleplerini alıp oradan iktisat politikalarını belirlemek için yola çıkıyor. Biz de Atatürk’ün yolunu, izini takip ettik. Bugünün koşullarına  bakalım. On binlerce insanımız enkaz altında kaldı, çok büyük bir yıkım. İkinci olarak hayat pahalılığı, yüksek enflasyon, derinleşen yoksulluk ve herkes umudunu kaybetmiş… 100 yıl öncesiyle  çok paralellik görmek mümkün. İzmir 100 sene önce buna ev sahipliği yapmış, Cumhuriyetin temel taşlarını oluşturmuş. Biz de Türkiye’nin her yerinden STK’ları, vakıfları davet ettik. 180 dernek, vakıf, sendika ve 500 delege 8 ay boyunca bir araya geldiler ve müzakere ettiler. Bugünün siyasal sorunlarına çözüm bulmak için değil, geleceğin Türkiye’sini inşa etmek için çalıştılar. Biz bu kararların takipçisi olacağız. Kararlar içinde en çok eğitim, istihdam, kadın ve üretim var. Orada alınan kararların hayata geçirilmesinin takipçisi olacağız. Arkasında Van’da üretim yapan kadının da, kavramsallaştıran akademisyenin de emeği var.  İzmir Enternasyonal Fuar’dan sonra İzmir’in yeni markasının İktisat Kongresi olacak’’ dedi.

AYAKLARI YERE SAĞLAM BASAN ORTAK AKIL

İkinci Yüzyılın İktisat Kongresi’nde bir mutabakat kültürü oluştuğunu belirten Soyer, ‘’Biz yola çıkarken Atamızın izinden yürümeye karar verdik. Ortaya ne çıkacağını bilmiyorduk. Delegeler 8 ay boyunca çalıştılar. Saatlerce süren toplantılar yaptılar. Bugünün siyasal ikliminde geleceğin Türkiye’sini inşa etmek için neler hayal ediyorlar onları koydular masaya. En önemlisi şu bir mutabakat kültürü oluştu. Ortak akıl ayakları yere basan bir modele dönüştü. Çiftçi temsilcileri, işçiler temsilcileri, iş dünyası bir araya geldi. 4 ayrı masada 200 akademisyenin çalıştığı bütün o aşağıdan gelen kararların kavramsallaştırıldığı metinleri son gün sonuç bildirgesi çıktı. Burada 303 karar var. 61 ilke tespit edildi. Mesele şu, geleceğin Türkiye’sini inşa etmek için işçileri, sanayiciler, tüccarlar, çiftçiler, esnaflar birbirlerinin kararlarına oy verdiler. İşçiler ve iş insanları Türkiye’de pek karşılaşmazlar ama burada bir araya geldiler ve birbirlerinin kararlarını oyladılar. Biz hepimiz aynı gemideyiz. Bizi ayıran farklılıklardan çok daha fazla birleştiren sebep var. Genel başkanımızda aynı şeyi yapıyor. Yüzde 1 oyun diğerinden farkı yok. Önemli olan farklı perspektiflerin aynı masada buluşup Türkiye’nin geleceğini inşa etmek. 6’lı masa dediğimiz çalışmada yüzyıllık tarihimizde ilk defa oluyor. Ben bunu Genel Başkanımızın 6lı masayla ilgili çalışmasına benzetiyorum. Genel Başkanımız 6lı masada Türkiye’nin farklı renk ve seslerini bir araya getirerek bir gelecek inşa ediyor. Türkiye tarihinde böyle bir örnek yok. Şimdi ortada koalisyon yokken Türkiye’ye demokrasiyi getirmek için çabaladı.  Demokrasi birlikte yaşamanın hukuku demek. Bizi birbirimizden ayıran sebepleri bir tarafa bırakıp , bizi buluşturanlar sebeplerin üzerinde kafa yormalıyız’’ dedi.

KIBRIS’TAN BAĞIŞ GELMEDİ!

Bir kira bir yuva kampanyasında son bilançoyu aktaran Soyer, ‘’330 milyon liralık bir taahhüt almıştık. Bunun 237 milyonu nakit olarak tahsil edildi. 18 milyon 360 bin liralık çadır. 41 milyon 630 milyon liralık konteyner, 30 milyon 176 bin liralık doğrudan şartsız bağış, 38 milyon 98 bin liralık yardım paketleri ve 109 milyon 70 bin liralık kira yardımı. Arada 93 milyonluk bir tahsil edilemeyen var. Hepimizi şaşırtan o Kıbrıs’tan arayan 50 milyonluk bağış gelmedi. Ne olduğu belli değil’’ dedi.

AĞIR FATURA

Kahramanmaraş depreminin ardından depreme dirençli kentlerin önemine vurgu yapan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Soyer, ‘’ Depremlere, afetlere dirençli kent çok mümkün. Yaşam hakkını tüm diğer konuların önüne taşıyor. İnsanın var olma, hayatını sürdürme hakkı… Şehirlerle ilgili bir çok ağlar var, yeşil şehirler, akıllı şehirler ama en önemlisi dirençli şehirler. Yani o şehirde yaşayan insanlar, yaşadıkları şehire güven duyacaklar. Hayatlarını sürdürebilecekleri konusunda bir kaygı taşımayacaklar, bir gün depremde enkaz altında kalacaklarını düşünmeyecekler. Sağlıklı ve huzurlu bir hayat sürebileceklerine inanacaklar. Bir kent yönetiminin asıl sunması gereken şey budur. Yunanistan kadar büyük bir memleket çöktü. Bir yıl içinde şu kadar bina yapacağız diye düzelecek bir iş değil. Bu uzun yıllara yayılacak ve çok ağır faturalar ödenecek bir tablo’’ dedi.

HALK KONUT OSMANİYE’DE

Deprem bölgesinde üretimin yeniden başlaması gerektiğini aktaran Soyer, ‘’Üretimin yeniden başlaması lazım ve o insanlar doğdukları şehirde kalmak istiyorlar. Siz üretimi yeniden başlatamazsınız o insanlar nasıl memleketlerine dönecekler? O şehrin tekrar ayağa kalkması lazım, orada üretim durdu. Biz meclisimizden 50 bin zeytin fidanı dağıtmak için karar çıkarttık. Osmaniye bir Akdeniz şehri gibi. İnanılmaz güzel bir şehir. Bizim öncelikle tarımsal hizmetler alanında yapmamız gereken çok iş var. Biz İzmir’de başka bir tarım mümkün şiarıya yola çıktık. Küçük üreticiyi destekleyen, küçük üreticiyi kooperatifler altında buluşturup, ürünlerini satın alarak onların hayatını sürdürmesine destek olan bir model. Osmaniye’de mandacılık var ve manda sütünü işleyen mandıra kuruyoruz. Zeytinyağı işleme fabrikası kuruyoruz. Orada tarımsal üretimin katma değerini arttıracak ve küçük üreticiyi koruyacak bir çok alan var. Biz sadece tarımsal üretimde değil kentsel dönüşümde de yanlarında olacağız. O binaların yeniden yapılmasında İzmir’de uyguladığımız modeli Halk Konut’u Osmaniye’de de uygulayacağız. Gittiğimde depremzede vatandaşlara Halk Konut’u anlattım, çok heyecanlandılar. İZBETON’u orada da kentsel dönüşüm için kullanacağız. İZBETON yüzde 1 karla yapan bir kamu şirketimiz. Biz Osmaniye’nin yeniden inşasına katkı vereceğiz’’ ifadelerine yer verdi.

4 ŞEHİRE MİNYATÜR BELEDİYE

Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından yapılan yardımları ve hizmetleri aktaran Başkan Soyer, ‘’4 şehirde İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin gölgelerini taşıdık, minyatürlerini kurduk. Depremzede vatandaşlarımızın en çok belediye hizmetlerine ihtiyaçları var. Çünkü belediyesi ve belediye çalışanları da enkaza altında kaldı. 2 binin üzerinde belediye çalışanları 4 şehirde hizmet vermeye devam ediyor. Bu 4 şehirde sahra hastanesi, mobil mutfak, veteriner hizmetlerini, mezarlık hizmetlerini, masal evlerini kurduk. Bu ilk andan itibaren yaptığımız çalışmanın sadece bir boyutu. İlk gün devleti görmedik. Polis, asker, ambulans yoktu. Vatandaş kendi gayretiyle enkaz altından yakınlarını kurtarmaya çalışıyordu. İkinci gidişimizde yol kenarlarında koliler gördük. Anladık ki bu yardımların koordinasyonuyla ilgili problem var. Hemen İzmir’de 350’nin üzerinde STK’yı topladık. STK’lar eliyle gönderilmek istenen yardımları İzmir Fuar’ında topladık ve onların adını koruyarak yardımları ulaştırdık. Böyle yaptığımız için bize doğru talep gelmeye başladı. Dernekler asıl ihtiyaçları biliyorlardı. Ne yardım gidiyorsa tam hedefe gitti. İkinci bir koordinasyonu da 11 büyükşehir belediyemizle yaptık. Hepimiz bir şehri üstlendik. Ben Osmaniye’ye talip oldum. Bizim Adıyaman’da da, Maraş’ta da, Hatay’da da konteyner, çadır kentlerimiz var ama bizim sorumlu ilimiz hangisiyse onun koordinasyonu altında çalışıyorlar. Osmaniye’de de gelen destek birimleri bizim koordinasyonumuz altında çalışıyorlar’’ dedi.

ESKİ TÜRKİYE ENKAZ ALTINDA

Bu deprem fayları kırdı ama toplumdaki siyasetin faylarını da kırdı. MHP’nin yüzde 70’in üzerinde oy aldığı Osmaniye’de bambaşka bir iklim var. Biz İktisat Kongresi’nde o iklimin meyvelerini topladık. Dayanışmanın ve aynı gelecek hayali kurmanın çalışmasını yaptık. Sağlık, istihdam, dirençli kentler hepsi eğitimden geçiyor. Deprem kader, ölüm de mukadderat ama depremden ölmek kader değil, bu ya cehalettir, ya hıyanettir. Cehaleti ve hıyaneti yenecek olan eğitimdir. Eğitimi daha yüksek seviyede derinleştirerek bu ülkeye yaymak için demokrasiye ihtiyacımız var. Eğitimde fırsat eşitliğini tekrar ancak demokrasiyle tesis edebiliriz. 6’lı Masa bir devrildi sonra tekrar toparlandı çünkü toplum siyasetin önünde gitmeye başladı. Toplum siyasi aktörleri yola soktu. Gelecek Türkiye’si taşıyan bu toplum siyasilerin o hayali ertelemesine izin vermiyor. Toplum müthiş bir umut taşıyor ve bunun altından kalkacağımızı biliyor. 100 yıl önce o enkazın altından nasıl kaktıysak bu enkazın da altından kalkacağız. Yeter ki el ele verelim. Eski Türkiye enkaz altında kaldı, yepyeni bir Türkiye kuruluyor. Yeni Türkiye’de siyasiler toplumun sesine kulak vermek zorunda. Siyasetçiler ben yaptım oldu demeyecek, toplumun sesini dinleyerek karar alacaklar. Toplumun iradesi siyasetçinin önünde. Çok ağır bir  ekonomik tablo var ama umudumuz büyük. Biz kadim bir kültün evlatlarıyız, yeni bir ülkeyi kuracağız'' ifadelerine yer verdi. 

NARLIDERE METROSU BİTTİ, BİTECEK

Metro yatırımları hakkında açıklamalarda bulunan Soyer, ‘’Narlıdere Metrosu yüzde 95 seviyesinde tamamlandı. Nisan ayında deneme seferleri yapacağız. Bu yıl içinde hizmet vermeye başlayacak. Çiğli tramvayı da bu yıl hayata geçiyor. En büyük yatırımımız Buca Metrosu’nda 2 ay içinde tünel kazılmaya başlanacak’’ dedi.

ÇATILARDAN SU TOPLANIYOR

Sünger kent projesinden bahseden Soyer, ‘’Çatılarımızı ölçtük, aldığı yağmur miktarını tespit ettik. Çatılara düşen yağmur Tahtalı Barajı’ndaki sudan daha fazla. Biz yağmur suyunu toplamalıyız dedik ve yağmur toplayan köyler inşa etmeye karar verdik. Biz talep eden vatandaşlarımızın yağmur suyu tankını koyuyoruz. Bu suyu istediği yerde kullanıyor. Biz kenti itfaiye teşkilatımıza yaptık. Biz İzmir’deki çatılardan su toplamaya başladık. Bir de yağmur suyu bahçeleri yaptık. Sadece yağmur suyuyla büyüyen bahçeler yaptık. Bütün İzmir’i bir sünger kent yapacağız'' dedi. 

DEMORKRASİNİN ETE KEMİĞE BÜRÜNMÜŞ HALİ 

İzmir'de milletvekili aday adaylığı için İzmir'e yoğun bir talep olduğunu aktaran Soyer, ''İzmir’de 220 civarında başvuru olmuş. İzmir’e çok büyük bir teveccüh var. Kemal Kılıçdaroğlu tarihe yazılacak muaazam bir iş yaptı. 6lı masa çok kıymetli. Demokrasinin ete kemiğe bürünmüş hali. Birlikte yeni Türkiye’nin inşasında bu demokrasi sevdası ve bizi ayrıştıran uygulamaları bir tarafa bırakıp herkesi kucaklayan ve farklılıkları zenginlik yapan bir çalışma. Çok sayıda kadın var, gençler var. Umutlanmamız için çok sebep var'' dedi. 

Yorum Yazın

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz

Yorum yazma kurallarını okudum ve kabul ediyorum.

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yorumlar
Yeniden eskiye
Eskiden yeniye
Öne çıkanlar

Bu habere hiç yorum yapılmamış... İlk yorum yapan sen ol.