
Prof. Dr. Akçığ İzmir'de beklediği en büyük depremi açıkladı!
TR35 ve EGEPOSTASI ortak yayınına katılan Jeofizik Mühendisi Prof. Dr. Zafer Akçığ Senen Gökdağ’ın sorularını yanıtladı. Son yaşanan Sındırgı depremi sonrası İzmir’deki fayların etkilenmediğini belirten Prof. Akçığ “İzmir'de oluşabilecek deprem büyüklüğünün 6.5 sınırını çok zorlayacağını düşünmüyorum. Ekstrem olabilir ama ortalama olarak benim düşüncem 6.5 civarında olur” diye konuştu.
- Ege Postası
- 12.08.2025 - 15:38
- Güncelleme: 12.08.2025 - 17:03
EGEPOSTASI - Senem Gökdağ’ın hazırlayıp sunduğu Manşet programında geçtiğimiz gün meydana gelen Balıkesir Sındırgı’dak 6,1’lik depremini değerlendiren Prof. “Akçığ “Biriken sıkışmaların, enerjilerin patlaması lazım. Nerede Türkiye bu hareketi gerçekleştirirken Batı Anadolu daha farklı bir yol izliyor. Bu hareketleri karşılayabilmek için Kuzey ve Güney açılmaya çalışılıyor. Açılmanın sonucunda hepimiz bildiği Gediz, Küçük Menderes ve Büyük Menderes grabenleri dediğimiz Aydın'a giderken ve Turgutlu ile Salihli yolunda geçtiğimiz grabenler, sağları solları fay olan oluşumlar oluşuyor. Güncel teknolojide hepimiz şunu biliyoruz ki Anadolu olarak bu bizim gerçeğimiz. Çok sık maruz kaldığımız sorulardan bir tanesi "Bu tekrardan olacak mı?" Şunu aklımızın bir köşesine yazmamız gerekiyor ki, bu hareketler olduğu sürece Türkiye'de deprem olmaya devam edecektir. Örneğin Batı Anadolu'da 1 ya da 1.5 yılda bir 6 nokta büyüklüğündeki deprem, değişik bölgeler de oluyor, ama mutlaka gerçekleşiyor. Deprem ile yaşamayı öğrenmemiz gerekiyor. Bu yaşananlar sonucunda da yine aynı şekilde "bu tekrardan olacak mı?" sorusu geliyor. "Bunlar öncü mü?" sorusuyla karşılaşıyoruz. Öncüleri daha öncesinde ayırt edebilme şansımız olsa erken uyarıyı faaliyete geçirebiliriz. Ama bunu yapamıyoruz.” diye konuştu.
HARİTALARDA KIVRIM KALMIYOR!
”Batı Anadolu'da 2025'e kadar olan 4'den büyük depremlerin bulunduğu dağılıma bakacak olursak 4'den küçük olan depremleri de eklersek haritada ki kıvrımları dahi göremeyiz” diyen Akçığ “Bu harita da görüldüğü üzere bize söylüyor ki ben buradayım, olacağım. Şöyle de bir olay var. Bu fayda olan deprem, diğer fayı etkiler mi? Tetikleye de bilir, tetiklemeye de bilir. Bunu tam olarak önceden kestirme şansımız olmuyor. Birçok sismolog bu konuda önemli çalışmalar gerçekleştiriyorlar. Enerji birikimlerini gündeme alıyorlar, onları hesaplıyorlar. Enerji birikimi yeterli seviyeye ulaşmadığı sürece fay üzerinde bir kırılma meydana gelmiyor. Deprem fırtınası olarak nitelendirilen bu yoğun depremsellikte herhangi bir kırılma olmadan belirli bir periyotta sürebiliyor ve bitiyor” diye konuştu.
İZMİR'DEKİ DEPREMİN 6,5'U ZORLAYACAĞINI TAHMİN ETMİYORUM
Senem: Bazı uzmanlar yaşanan 'Balıkesir depreminden sonra İstanbul'da yaşanabilecek bir depremden daha büyük bir risk İzmir'de yaşanacak' diyor. Siz bu durumu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Prof. Dr. Akçığ: İzmir'i yıkan önemli depremlerin hepsi İzmir fayı üzerinde gerçekleşmiştir. Bu Güzelbahçe'den başlar ve sahili takip ederek aynısını Asansör'den kuşbakışı gördüğümüz Alsancak limanına kadar gider. Oradan Tuzla fayıyla birlikte daha doğuda bulunan Tuzla fayıyla birleşip, daha sonra Turgutlu yönüne doğru giden bir fay. Düşey Atılımlı bir fay. Tarih boyunca bu fay İzmir'i 3 defa yıkmış. Tarihsel kayıtlara baktığımızda her yıkılışta İzmir ve Manisa birlikte yıkıldı ve 20 bin ölü bıraktı ardında. Arkeolog Ersin Doğer bu konuda, tarihte İzmir'in ilk yıkıcı depremi milattan sonra 17. yüzyılda gerçekleşti. Bu deprem de arkeolojik buluntulara baktığımızda İzmir yıkılmadı, Gediz grabeninin solunda bulunan Salihli ve Manisa yıkıldı. Tarihsel kayıtlara belirli bir oranda güveniyoruz ancak yapılan çalışmalar hâla devam ediyor. Bunun sonucunda İzmir fayının büyük bir deprem üretmesi için 350 yıl veriliyordu. İstatiksel olarak bakarsak oran bir noktada 75 yıla düşüyor. O dönem incelemeler gözlemlere dayalı yapılıyordu. Yapı durumu ve fay hatlarını o döneme göre değerlendirmek gerekiyor. Şu anda bilim insanları bu alanda farklı görüşler içerisinde. Ben diğer görüşün içerisindeyim. İzmir'de oluşabilecek deprem büyüklüğünün 6.5 sınırını çok zorlayacağını düşünmüyorum. Ekstrem olabilir ama ortalama olarak benim düşüncem 6.5 civarında olur.
MAVİŞEHİR’DEKİ BİNALAR YAN YATACAK YA DA GÖMÜLECEK!
”2005 depremlerine kadar Seferihisar fayı diye bir şey yoktu” diyen Prof. Akçığ Yanal geçiş olarak biliniyordu. Ne zaman Seferihisar oldu o zaman yukarı da faylar ile birleşip yeni bir fayımız oluştu. Seferihisar fayı, Güzelbahçe yoluna ve Gümüldür'e paraleldir ve yerleşimler genelde oluşumun üzerindedir. Manavkuyu ve Mavişehir 300 metrelik bir balçığın üzerine kurulu. Bu yapılar 88 yılında hazır betonlar. Yer altına da 300'e yakın fore kazıklar çakılmış, kısmen daha korunaklı olduğunu düşünüyoruz. O yüzden Mavişehir tarafındaki binalar yan yatabilirler ya da aşağıya doğru birkaç kat gömülebilir.
GELENBE BİZİ DEĞİL KUZEYİ ETKİLER
Senem: İzmir'in en büyük tehlike yaratan fayları?
Prof Dr. Akçığ: İzmir'in fay haritasına baktığımızda fay hatsız bir yer göremiyoruz.Daha önce bahsettiğim İzmir fay hattı için 6 ve 6.5 büyüklüğünü söylerken fay hatlarının boyutları hem çok uzun değil hem de derinliği çok fazla olmadığı için bu öngörüde bulundum. Dolayısıyla böyle bir fayın 7.5 nokta büyüklüğünde bir deprem üretmesini ben kişisel olarak beklemiyorum. Seferihisar fayı, deprem üretir mi evet üretir. Tuzla fayı en son 1928'de Torbalı depremini üretmiş. O zaman yerleşimin de günümüze nazaran daha az olması sebebiyle yaklaşık olarak 28 can kaybı verilmiştir. Karaburun ve Mordoğan faylarıda, Karaburun'u yıkan faydır. Tehlike o faylarda da beklenebiliyor lakin diğer fayda harekete geçebilir.
Senem: Balıkesir depreminden sonra Gelenbe fayının hareketlendiği söyleniyor bir bağlantısı var mı bu harita üzerinde ki faylarla?
Prof. Dr. Akçığ: Bizim üzerimizde yok. O kendi bölgesinde ki Kütahya ve Simav'ı da içine alacak alandaki fayları kuzey egeyi etkiler.
Yorum Yazın