
Özel'den Bahçeli'ye 'Serdar Öktem' tepkisi: 'Konuşmayan bir tek sensin MHP'li!'
CHP lideri Özgür Özel partisinin grup toplantısında "Yeniden Meclis çatısı altındayız. 3 büyük krizi yaşamaya devam ettik. Demokrasi krizi, adalet krizi, ekonomik kriz" ifadelerini kullandı. Özgür Özel, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin öldürülen avukat Serdar Öktem'e ilişkin soruya yanıt vermemesine ilişkin "Bütün Türkiye konuşuyor, birileri susuyor. Ankara'nın ortasında vurulan MHP'li. Vurup da yargılananlar MHP'li. Azmettirenler MHP'li. Serbest bırakıldıktan sonra susturulan MHP'li. Susturtanlar MHP'li. Konuşmayan bir tek sensin MHP'li. Hak ettiğini duyarsın" ifadelerini kullandı.
- Ege Postası
- 07.10.2025 - 13:44
- Güncelleme: 07.10.2025 - 15:54
CHP Lideri Özgür Özel yeni yasama yılının ilk grup toplantısını gerçekleştiriyor. CHP, Meclis'in açılışına AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan nedeniyle katılmamıştı.
Özel'in konuşmasından satır başları şu şekilde:
"Yeniden Meclis çatısı altındayız. 3 büyük krizi yaşamaya devam ettik. Demokrasi krizi, adalet krizi, ekonomik kriz.
70 günde ülkenin sorunları büyürken biz de mücadelemizi büyüttük. 70 günde 20 büyük eylem yaptık. Meydanları doldururken, bizimle rekabet edemeyenler saldırılarına devam ettiler. Milletinden gönlünden düşmüşlerdi, gözünden de düştüler.
1 Ekim'de Meclis'e gelip poz kestiler. İktidarın başındaki zatın açılış konuşması yapıp, demokrasiden söz edip dönüp gidip zulmüne devam edecek olan 200 güne tanıklık etmek istemedik. Bunu Meclis'e saygısızlık diye nitelendirmek istediler.
"KİMSE 'ERDOĞAN'I DİNLEMEK MİLLİ İRADEYE SAYGIDIR' DEMESİN"
15 Temmuz gecesi darbe gerçekleştiğinde ki bütün darbeler doğası gereği iktidara yapılır. O güne kadar olanca haksızlığa, hukuksuzluğa, çelişkilere kavgalara rağmen o gece bir karar verdik. Düşünmeden genel merkezimizde toplanıp muhataplarımızı aradık. Meclis'i açın beraber direnelim dedik.
Tayyip Erdoğan'a karşı yapılan darbede demokrasinin safında yer aldık. Sandıkla geldiği halde sandıktan kaçanlara karşı yani 19 Mart darbecilerine karşı 15 Temmuz darbecisine nasıl yüz vermediysek onlara da vermedik, karşılarına dikildik.
Kimse bana Erdoğan'ı dinlemek milli iradeye saygıdır demesin. Sıkıştığında milli iradeye sarılıp, birinci olunca milli iradeye sarılıp İstanbul'u kaybedince mundar oldu diyeceksin. Ey Erdoğan, 202. günündeyiz darbenin. Türkiye'nin en büyük ilçesini kazanan başkanımın koltuğu boş. Beylikdüzü Belediye Başkanı'nın koltuğu da boş hücresi de.
Kimse neyle suçlandığını bilmemektedir, iddianame hala yok.
"HADİ ORADAN BAŞKA KAPIYA"
Millet verdiği oylarla doldurduğu koltukları senin yargı kolları başkanın senin talimatından boşaltacak. Ondan sonra Cumhuriyet Halk Partisi'nin milletin oylarıyla doldurduğu o koltuklar sana ikiyüzlülük yapmayasın diye, özün darbeci sözde demokrat numarası yapmasın diye boş kalınca sinirleneceksin. Hadi oradan sende başka kapıya. Hala ortada bir iddianame yoktur. Kimse ne ile suçlandığını bilmemektedir. Bir tane delil, bir tane kanıt yokken yargısız infaz yapılmakta açıktan haysiyet cellatları tarafından arkadaşlarımızın onuruyla, şerefiyle, namusuyla oynanmaktadır. Bugüne kadar bunu Anadolu Ajansı'ndan yaptıkları yalan servislerle boş bir kasa yerine içinden eurolar çıkarılan kasa. Tutanakta kasa boş diyorsun, stok görüntü servis ettik diyorlar. Ve kendi kalemşörleriyle yargıdaki köşeleri dağıttığı ve kendinin bütün yanlışlarını savunanlarla televizyonda yandaş televizyonlardaki her türlü haksızlığa gözünü yummuş vicdanını saraya vermiş yorumcularla haysiyet cellatlığı yapıyordu.
O koltukları boş gördükten sonra çıktı dedi ki... rüşvet aldılar, belediyeleri soldular, açık açık kul hakkına girdiler." dedi. Bu sözle söylenmez. Bunun iddiası ispata muhtaçtır. Önce şahit lazım, delil lazım, bunlara dayanan namuslu bir iddianame lazım. Yetmez. Yargılama, savunma, delillerin tartışılması, karar lazım. Yetmez. İstinafta onay lazım. Yetmez. Yargıtay'da kesinleşme lazım ki birisine bu suçu söyleyesin. Daha sadece tutuklama kararı olup da bir satır iddianame ortada yokken arkadaşlarıma rüşvetçi, hırsız, dolandırıcı diyecek adamın alnını karışlarım, alnını karışlarım. Bu kadar iftira, bu kadar iftira ve kul hakkına girdikten sonra sana ne diyeyim?
Bu kadar iftira ve kul hakkına girdikten sonra ben sana bir şey demem. Rahmet Necmettin Erbakan sana demişti ki 'ömür boyu alnını secdeden kaldırmasan bu vebalden kurtulamazsın evladım'.
BAHÇELİ'YE SİNAN ATEŞLİ VE SERDAR ÖKTEMLİ YANIT
Bir yandan da, bir yandan da susuyoruz, sabrediyoruz, aylarca meclise gelinememiş, bir kelime etmemişiz. Yaşa hürmet ediyoruz ama dönüp dönüp haksızlıklar yapılıyor, dönüp dönüp haksızlıklar yapılıyor. Bana söylenenlere sustum, yuttum, bir sürü haksızlığı duymazdan geldim. Zaman zaman bazı önemli açıklamaları da kıymetlendirdim, iddianameler yazılsın dendi diye, tutuksuz yargılama esastır diye. Şimdi bugün çıkmış bu meclisin ilk grup toplantısında Sayın Bahçeli aynı, aynı promptra aynı metni kes kopyala yapıştır atmışlar.
Okuyor oradan. "Şikayet eden CHP'li, şikayet edilen CHP'li, itirafçılar CHP'li, rüşveti alan CHP'li, veren CHP'li." Külliyen yalan. Soruyorum buradan hangi hangi şahitler CHP'liymiş? Gizli tanık dediği odun isimleriyle Ladinler, Çınarlar söylediği çocuk tacizcisi olan gizli tanık mı CHP'li? Ya da 3 kuşak babasından kalan malına, mülküne çökülüp de geçmişte AKP'den ihale alıyordu. Şimdi İBB'den almış diye malına çökülen, şimdi de imza atarsan sana bunları geri veririm deyince iftiralere imza atan iş adamları mı CHP'li? Ya da, ya da insanları çoluğuyla, çocuğuyla tehdit eden, "Bu imzayı atmazsan evladının yüzünü 20 yıl göremezsin." diyen, 80 yaşında anasından 500 kilometre öteye evlatları yollayan hasta 26 yaşındaki çocuğu hücreye tıkıp babasına "at artık imzayı, çıkar oğlunu" diyen, kendini itirafname imzalamaya çağırıp yoldayken karısını, eşini gözaltına alıp onun çıkması senin atacağın imzaya bağlı diyenlerin kurduğu kumpasın ne tarafı CHP'li? Ama Sayın Bahçeli, Sayın Bahçeli buraya kadar, buraya kadar geldi. Öyle, o CHP'li, bu CHP'li, hırsıza CHP'li, yolsuza CHP'li. Kimle konuştuğunuzu, nasıl konuştuğunuzu bileceksiniz.
Bakın, bütün Türkiye konuşuyor, birileri susuyor. Ankara'nın ortasında vurulan MHP'li. Vurup da yargılanılanlar mahkemede söylüyorlar MHP'li. Azmettirenler MHP'li. Serbest bırakıldıktan hemen sonra susturulan MHP'li. Susturtanlar MHP'li. Azmettirenler MHP'li. Konuşmayan bir tek sensin, MHP'li! Bir tek sen MHP'li...
Hak etmediğimi duyarsam, hak ettiğini duyarsın. Hak ettiğini duyarsın. Bu partinin evlatlarına, suçsuz evlatlarına hazımsızlıkla iftira atanların hak ettikleri sözü duymalarının vakti çoktan gelmişti. Bundan sonra da duyacaklar.
"HODRİ MEYDAN! ANLATACAĞIM KİMLER HANGİ SUÇ ÖRGÜTLERİYLE.."
Hodri meydan. Hodri meydan! Hadi bakalım. Bir daha, bir daha duyduğum anda hırsız CHP'li, bilmem ne CHP'li.. anlatacağım kimler hangi suç örgütleriyle birer birer ilişkili. Bu yüzden buradan sonra gösterdiğimiz sabrı, gösterdiğimiz sabrı anlayışı yaşa saygıyı, Türkiye'nin içinden geçtiği kritik süreçte üzerimize düşen hepimizin üstüne düşen görevi bundan dolayı duyup da duymadığımızı, sustukça sustuğumuzun sonunda geldiğimiz nokta sağlık dilediğimiz grup toplantısında çıktığınız ilk kürsüde arkadaşlarımın haysiyetiyle oynayan hak etmediğimi duyuran hak ettiğini duyacak bundan sonra.
Şimdi bazı yandaş kalemler 2.000 sayfa iddianame diyor. Hazır o kadar da güzel hemen manşete ver. "Tuğla gibi iddianame hazır" diyor. Dersiniz ben tuğla gibi iddianameyi bir Google'a yazın bakalım kim söylemiş? 2.500 sayfalık Zekeriya Öz'ün iddianamesi Çıkmazdan 10 gün önce devrin Zaman Gazetesi, Bugün Gazetesi ve bugünün iktidar yanlısı Yeni Şafağı, Sabahı hepsi birden Zekeriya Öz'ün iddianamesine "Tuğla gibi iddianame" demişlerdi. Şimdi bugünün Zekeriya Öz'lerinin yazdığı iddianameyi aynı kelime oyunuyla, aynı manşetlerle söylemeye çalışanlara söylüyorum: O tuğla gibi iddianamede Kuddusi Okkır'a örgüt kasası diyorlardı.
Cenazesini Silivri Belediyesi kaldırdı. Ali Tatar'a suikastçı dediler. Beylik silahıyla canına kıydı. Masumiyeti eninde sonunda ortaya çıktı. Türkan Saylan'a ajan diyorlardı o iddianamede tuğla gibi. Tuğla gibi iddianame İlhan Selçuk'a darbeci diyordu. Tuğla gibi iddianame Mustafa Balbay'ı, Mehmet Haberal'ı, Tuncay Özkan'ı müebbet hapisle cezalandırıyordu. Şimdi bu arkadaşlar, bu büyüklerimiz alınları açık, başları dik bu Meclis'in koridorlarında geziyorlar. Zekeriya Öz tuğla gibi iftiranameyi yazdı. Sıçan gibi kaçtı sonunda, sıçan gibi kaçtı! Şimdinin tuğla gibi iddianamesi Ekrem İmamoğlu'na örgüt lideri dese ne olur? Hapiste yatan arkadaşlarımıza iftira atsa ne olur?
Biz o tuğla gibi iftiranameyi bekliyoruz. Yargılanmak için değil, yazanları yargılamak için. Tuğla gibi iddianameyi bekliyoruz. Yıllardır aylardır yapılan haysiyet cellatlığına o iddianamede nasıl kılıf uydurmuşlar görmek için. Göremezsek sormak için yazdıklarını çürütmek için. Ve eninde sonunda herkes şunu bilsin. Cumhuriyet Halk Partisi yargıya saygılıdır. Savcılığı, hakimliği avukatlık gibi en kutsal meslektir. Bu mesleği yüreğine adalet dağıtmak düşenler. Ama kendilerini birilerinin siyasi operasyonuna alet edenler sabahleyin vicdanlarını evde askıda unutup gittikleri kürsülerden haksızlık edenler.
İktidarımızda hiçbir partinin de bir siyasinin talebini değil adalet talebini duyanlar namusuyla adalet dağıtacak olanlar tam bir yargı bağımsızlığına tam bir hakim güvencesine sahip olacaklar ve onlar adalet dağıtacaklar. O olsun diye Allah'ın izniyle iktidarımızın ilk başında bugünkü adalete yerleşmiş başta beyaz Toroslar, Ak Toroslar Çetesi olmak üzere bütün çeteleri dağıtacağız, adalet dağıtılmasının önünü açacağız.
CHP Lideri Özel, Açlık Sınırı'nın 26 bin 400 liradan 28 bin liraya, yoksulluk sınırının ise 89 bin liradan 91 bin liraya çıktığını hatırlatarak, “Bugün 5 asgari ücretli ya da 6 emekli maaşlarını birleştirseler ancak yoksulluktan altısı birden birini kurtarabiliyorlar” dedi.
AK Parti'nin geçmiş vaatleri hatırlatan Özel, “Siz 17.000 liralık asgari ücreti seçim döneminde ‘asgari ücret o zamanlar 14.000 liradayken gerekirse enflasyon tek haneli rakamlara ulaşana kadar yılda 4 kez güncelleyeceğiz’ demiştiniz” ifadelerini kullandı.
AK PARTİ'NİN ASGARİ ÜCRET ZAM ORANINI AÇIKLADI
Asgari ücrete sadece Aralık ayında zam yapıldığını belirten Özel, “Asgari ücreti utanmadan sıkılmadan yüzde 20 arttırmaya niyetleniyorlar. Bu yılın sonunda asgari ücreti 26.000 lira, 26.500 lira yapmaya 1 yıl boyunca da böyle tutmaya niyetleniyorlar” dedi.
BU BEŞ KİŞİ TOPLANSA ERDOĞAN'IN VERDİĞİ RAKAM ETMİYOR
Özel, Erdoğan’ın “Kişi başına gelirimiz 17.000 dolara yükseldi” sözlerini eleştirdi:
“Asgari ücret 22.000 lira, 1 yıllık asgari ücret 6.370 dolar. Emekli aylığı yıllık 4.860 dolar. Yetim aylığı yıllık 1.200 dolar. Yaşlılık aylığı 1.550 dolar. Engelli aylığı yıllık 1.240 dolar.”
Özel, 5 kişinin toplam geliri 15.220 dolar ederken Erdoğan’ın kişi başı 17.000 dolar açıklamasının gerçeği yansıtmadığını vurguladı:
“Beşi bir araya gelse emeklisi, asgari ücretlisi, dul yetimi, yaşlılık maaşı alanı Erdoğan'ın dediğinden halen daha 2.000 dolar kaybı var.”
Özel, halkın kredi kartı ve kredili mevduatla yaşadığını, toplam borcun 3.1 trilyon liraya ulaştığını belirterek, şu ifadeleri kullandı:
“Hiçbir şey yok kalmamış cepte, ayın sonu gelmiş. Gidiyor bankaya sokuyor kredili mevduatı çekiyor -5.000 lira oluyor. Yüzde 4,5 çıplak, üstüne yüzde 30 faizle yüzde 5,85’le bu kişilerden faiz kesiyorlar. Bileşik yılda yüzde 95. Yani düşmeye gör. Kelimenin tam anlamıyla düşmeye gör.”
"GARİBANIN SIRTINDAN BU KENELERİ SÖKÜP ATACAĞIZ"
Özel, kredi kartı borçlarındaki yüksek faiz oranlarına karşı Meclis zemininde ve meydanlarda mücadele edeceklerini açıkladı:
“Asgari ücrete yüzde 20 zammın hedeflendiği yerde… 10.000 liraya yüzde 95 faize savaş ilan ediyoruz. Garibanın sırtından bu keneleri söküp atacağız.”
"AÇ ÇOCUKLARIN YÜZ YILI MI?"
Konuşmasının sonunda çocuk yoksulluğuna da dikkat çeken Özel, “Türkiye'de 22 milyon çocuğumuz var. Bunların 8,5 milyonu yoksulluk sınırının altında yaşıyor. Neredeyse 10 çocuğumuzdan dördü yoksul ve sonra çıkıp Türkiye yüzyılı diyorlar. Hangi yüzle? Hangi yüzyıl? Aç kalan çocukların yüzyılı mı?” ifadelerini kullandı.
Yorum Yazın