
DEM Parti silah bırakmayan teröristler için ayrıcalık istedi!
DEM Parti Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, “Silah bırakıldı; bir grup iyi niyet adımı olarak bunu ortaya koydu. Diğerlerinin de aynı şekilde bırakması için bir geçiş yasasının olması gerekiyor. Yasa yok, hukuk yok, yapılacaklar konusunda henüz bir yol haritası yok" diye konuştu. Geçtiğimiz aylarda gerçekleşen sembolik silah bırakma Türk toplumu tarafından kabul görmemiş büyük eleştirilere neden olmuştu. DEM'in başkanı Bakırhan TBMM'de kurulan komisyonun terörist başının ayağına gitmesi gerektiğini de vurguladı.
- Ege Postası
- 07.10.2025 - 10:21
DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan yaptığı açıklamada, terör örgütü PKK elebaşı Abdullah Öcalan'ın İmralı Heyeti’nin son ziyaretinde verdiği "Demokratik müzakerenin siyasi ve toplumsal tüm ilişkilere hakim kılınması" ve "Hukuki gerekliliklerin doğru ve bütüncül bir bakış açısıyla hayata geçirilmesinin son derece önemli olduğu" mesajlarına ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Meclis'te kurulan Milli Dayanışma Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu'nun asıl görevlerinden birinin hukuki zemin oluşturmak olduğunu belirterek, “Silah bırakıldı; bir grup iyi niyet adımı olarak bunu ortaya koydu. Diğerlerinin de aynı şekilde bırakması için bir geçiş yasasının olması gerekiyor. Yasa yok, hukuk yok, yapılacaklar konusunda henüz bir yol haritası yok. Sadece Meclis’te kurulan komisyon önemlidir tabii ve dinlemelerle şu ana kadar geldik. Bir yılı aslında bunlarla geçirdik. Daha iyi bir yerde olabilirdik” dedi.
Bakırhan, komisyonun mutlaka Abdullah Öcalan’ı dinlemesi gerektiğini belirterek, “Bu bir taviz değildir. Bu sürecin başarıyla yürümesi için gerekli bir adımdır. Sayın Öcalan'a gitmek kimseyi küçültmez. Sayın Öcalan'la konuşmak kimseye başka bir yük yüklemez. Aksine bu, meselenin çözümünü kolaylaştırır” ifadelerini kullandı.
"40 YILLIK PKK KENDİSİNİ FESHETTİ"
Bakırhan'ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
“Sayın Öcalan aslında ilk çağrıyı yaptığı zaman, hukuki ve siyasi zeminin oluşması halinde silahların bırakılması dahil olmak üzere kendi partisini feshedeceğini söylemişti. Şimdi aslında aradan geçen süreye rağmen yine aynı şeyler tekrar ediliyor. Bugüne kadar aslında negatif barış dediğimiz şeyin gerekleri yapıldı. Çağrı yapıldı, silahlar yakıldı, 40 yıllık PKK kendisini feshetti. Sayın Öcalan aslında ‘demokratik müzakere’ derken pozitif barıştan bahsediyor. Artık adımların atıldığı, halkın beklentilerinin karşılandığı sürecin başlangıcından bahsediyor."
"BİZCE ARTIK POZİTİF BARIŞ AŞAMASINA GEÇİLMELİ. DEMOKRATİK MÜZAKERELER BAŞLAMALI”
"Bunun için de öncelikle komisyonun bir an önce Sayın Öcalan'a gitmesi gerekiyor. Sonuçta bu işin çok önemli taraflarından birisidir. Süreci başlatan, büyük sorumluluk alan, dünyadaki hiçbir çözüm ve çatışma sürecinde olmayan adımları en öne koyan, silahı, partiyi feshetmeyi öne koyan bir aktörden bahsediyoruz. Bizce artık pozitif barış aşamasına geçilmeli. Demokratik müzakereler başlamalı.”
“BİR GEÇİŞ YASASI, ARA DÖNEM YASALARI DEDİĞİMİZ YASALARIN ARTIK TARTIŞILMASI, KONUŞULMASI GEREKİYOR”
“Hukuki gereklilikler” ile somut olarak ne kastedildiği sorusuna Bakırhan, şu yanıtı verdi:
“İşin siyasi boyutunu birlikte tartışıyoruz. Türkiye'de bugüne kadar eksik olan şey aslında hukuktu. Kürt meselesi iyi niyetle, güzel sözlerle bugüne kadar son sürecin başlamasıyla birlikte yapılan olumlu iyi tariflerle sonuçlanacak bir mesele değildir. Bunların tamamının bir hukuka kavuşması gerekiyor. Zaten sorunun ana kaynağı hukukun olmamasından kaynaklıdır. Meclis'te kurulan komisyonun asıl görevlerinden birisi bu hukuki zemini oluşturmaktır. Kürt meselesi siyasi olduğu kadar ekonomiktir, hukukidir. Bütün bu zeminlerin bir biçimiyle hayat bulması gerekiyor.
Biraz önce de söylediğim gibi bir geçiş yasası, ara dönem yasaları dediğimiz yasaların artık tartışılması, konuşulması gerekiyor. Silah bırakıldı; bir grup, iyi niyet adımı olarak bunu ortaya koydu. Diğerlerinin de aynı şekilde bırakması için bir geçiş yasasının olması gerekiyor. Yasa yok, hukuk yok, yapılacaklar konusunda henüz bir yol haritası yok. Sadece Meclis’te kurulan komisyon önemlidir tabii ve dinlemelerle şu ana kadar geldik. Bir yılı aslında bunlarla geçirdik. Daha iyi bir yerde olabilirdik.
Evet, eleştiriler var, bozucu yaklaşımlar var. ‘Bu süreç başlamadan bitsin’ ya da ‘Başladı ama bir biçimiyle muhakkak biter’ diyenler var. İşte bunların tamamına yanıt da aslında bu hukuki zeminin kendisidir. Yani Kürt meselesini bence öncelikle bir tarif etmek gerekiyor. Dil olmadığı için, kimlik olmadığı için, yok sayıldığı için tek bir kalıba sokulmaya çalışıldığı için, siyasi iradesi üç dönemdir gasbedildiği için... Ve bunları çoğaltabiliriz. Bölgedeki ekonomik uçurum, sanayisizlik; bölgedeki yoksulluk, bölgede uygulanan kimi özel politikalar... Aslında bölge bir laboratuvar olarak kullanılıyor. Daha sonra Türkiye'ye de ihraç ediliyor oradaki deneyimler."
"SORUN ÇÖZÜMÜ KONUSUNDA ATILACAK YASAL HUKUKİ ADIMLAR GÖRMEDİK, TEK TARAFLI BİR BİÇİMDE YÜRÜDÜ"
"Dolayısıyla hukuki zemin sorunu tanımlayan, sorunun çözümü konusunda atılması gereken adımları artık tartışan, komisyon tarafından yasa önerilerinin Meclis Genel Kurulu'na sunulması ve artık yavaş yavaş adımların atılması gereken bir süreçten bahsediyoruz. Şu ana kadar sadece karşılıklı, daha çok tek taraflı iyi niyetli adımlar atıldı.
Süreç başlarken iktidarın kendisi ve onun ortağı olan Milliyetçi Hareket Partisi'nin Genel Başkanı da yöneticileri de şunu söylemişti: 'Önce bir partisini feshetsin, sonra masada konuşmayacağımız şey yok' dediler. Feshedildi. 'Bir silah bırakma görüntüsü gelsin.' Görüntü geldi. Birçok şey peşine geldi ama henüz daha sorunun nasıl çözüleceğini ortaya koyan, sorun çözümü konusunda atılacak yasal hukuki adımlar görmedik. Tek taraflı bir biçimde yürüdü."
"CEZAEVLERİ, İNFAZ YASASI NE OLACAK, TMK NE OLACAK? BU UZUN TUTUKLULUK DURUMU, KEYFİ TUTUKLAMALAR ORTADAN KALKACAK MI"
"Tabii komisyonun kurulması önemlidir, değerlidir, kıymetlidir. Bir yıldır bütün bozucu yaklaşımlara rağmen devam etmesi de kıymetlidir ama artık toplumun ciddi beklentileri var. Cezaevleri ne olacak, infaz yasası ne olacak, Terörle Mücadele Kanunu ne olacak? Bu uzun tutukluluk durumu, işte keyfi tutuklamalar ortadan kalkacak mı? AİHM kararları uygulanacak mı? Atanan kayyumlar yerine halkın seçtiği gerçek iradeler kentleri tekrar yönetecek mi gibi sorular bizlere soruluyor ve bunların yanıtını vermekte biraz zorluk çekiyoruz. Dolayısıyla hukuk zemini tarif ederken aslında buralar da tarif ediliyor.
Artık 'negatif barış' dediğimiz barışın bir tarafı gerekli olan adımları attı, iyi de oldu. Biz de takdir ediyoruz. Çok basit gelişmeler değil. 50 yıllık şiddet, silah bir anda denklem dışında kalacak. İşte 40-50 yıllık, Türkiye'de hafızalara kazınmış bir parti, lideri tarafından feshediliyor. Bunların yapıldığı bir ortamda bence biraz daha adımları hızlandırmak gerekiyor. Şöyle yaklaşımlar var: 'Şunu da bunu da yapsın.' Artık ne yapılabilir konusunda, bir siyasetçi olarak ben bile daha ne yapılabilir sorusunu bazen sormuyor değilim."
"SİLAH OLAN BIRAKSIN GELSİN, SOSYAL SİYASAL YAŞAMA KATILSIN"
"İşte 'Hala elinde silahı olan güçler var' deniliyor. Tamam var ama yasal zemini oluşturulsun. Silah olan bıraksın gelsin, sosyal, siyasal yaşama katılsın. Bu konuda biraz elimizi hızlandırmamız gerekiyor. Komisyon artık daha hızlı, daha pratik çalışmalar içerisine yönelmeli. Dinlemeler aslında önemliydi, birçok taraf dinlenildi. Çok kıymetli öneriler sunuldu. Dinlemelerde aslında sorunun çözümüne dönük yapılan eleştiri ve önerilerin tamamı toplansa aslında Kürt meselesi büyük oranda çözülmüş olacak, eğer hayata geçirilirse.
Artık hukuki, siyasal zeminin de buna uygun hale getirilmesi gerekiyor. Bunun da adresi Meclis'tir. Sayın Öcalan'ın ısrarla Meclis Komisyonu ile görüşmek istemesinin bir sebebi odur. Meclisi önemsediği için, halkın iradesini önemsediği için, bu meselenin çözüm merkezini, adresini Meclis olarak gösterdiği içindir. Buna da bir kıymet biçmek gerekiyor. Sadece bir partiyi değil, aslında Meclis'in tamamını adres olarak göstermesi, oradaki halkı temsil eden bütün siyasi partileri de aynı zamanda işin merkezine koyuyor, tamamına da bir sorumluluk yüklüyor."(ANKA)
Yorum Yazın