Erdoğan: Bay Kemal, sen hiçbir şey yapamazsın

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Balıkesir Kuva-yı Milliye Meydanı’nda; Organize Sanayi Bölgesi, Çamlık Millet Bahçesi, Ardıçtepe Barajı ile yapımı tamamlanan diğer projelerin toplu açılış töreninde konuştu. “357 ayrı yatırım kaleminin açılışını yapıyoruz” diyen Erdoğan, şunları söyledi:

“SANDIKLARI PATLATMAYA VAR MIYIZ?: Karşımdaki topluluğa bakıyorum, bu ne muhteşem bir katılım. Balıkesir bugün bir başka. Gümbür gümbür… Nereye yürüyor, 2023’e yürüyor. Rabbim; eliniz, diliniz dert görmesin diyorum. Ana kademe, kadın kolları, gençlik kolları; inşallah sandıkları patlatmaya var mıyız? Sandıklardan Cumhur İttifakı ile geleceğe yürümeye var mıyız?

BURASI KASABA DEVLETİ DEĞİL: Türkiye… Burası kasaba devleti değil, Türkiye. Altılı masa bundan anlamaz. Onlar daha adaylarını tespit edemediler… Son 20 yılda, Balıkesir’e 50 milyar lira tutarında yatırım yaptık. Şehrimize ikinci devlet üniversitesi olarak Bandırma 17 Eylül Üniversitesi’ni kurduk. Biz vatandaşımızı sokakta bırakmadık. Her zaman yanında olduk, bundan sonra da yanında olacağız.

BEN RESMİ RAKAM VERİYORUM. MASADA ALDATMACA DEĞİL BU: Balıkesirli çiftçilerimize 4,6 milyar lira tarımsal destek verdik. Bay Kemal diyor ki, ‘Çiftçiler aç, çiftçilere bir şey verilmedi.’ İşte buyur. Ben resmi rakam veriyorum. Masada aldatmaca değil bu… Her zaman bir lafım var, ne diyorum? ‘Kale içeriden fethedilir.’ AK Kadınlar, dimdik ayakta durdukça, bu kale düşmez.

ŞİMDİ BİR BAŞLIK ATIYORUM: Ne kadar özetlersek özetleyelim, anlatmakla bitmeyen eser ve hizmetlerimiz var. Türkiye’yi 81 vilayetinin her birini, nasıl bugüne eser ve hizmet siyasetimizle taşımışsak… İnşallah; şimdi bir başlık atıyorum, ‘Türkiye Yüzyılına’ giden yolu da aynı şekilde inşa edeceğiz. Bu seçimlerin başlığı ‘Türkiye Yüzyılı.’ Sizler Türkiye’yi eski istikrarsız, özgüvensiz, yoklukların ve zulümlerin dönemlerine çevirmek isteyenleri de biliyorsunuz. Türkiye Yüzyılı için mücadele edenleri de biliyorsunuz. Balıkesir’in tercihi ne olursa olsun, başımızın üzerindedir. Çünkü biz bu ülkeyi, tüm insanlarımızı Allah için seviyoruz.

20 ŞEHİR HASTANEMİZ DÜNYAYA ÖRNEK: Dünya İkinci Cihan Harbi sonrasındaki en zorlu dönemini yaşıyor. Küresel siyasi ve ekonomik güç dengeleri temellerinden sarsılıyor. Salgının ve savaşın tetiklediği ekonomik ve sosyal sıkıntılar, giderek daha köklü değişimlerin habercisi haline dönüşmeye başladı. Bu tablo ister istemez, ülkemizi de etkiliyor. Türkiye’nin farkı son 8-9 yıldır ardı ardına maruz kaldığı saldırılar ve mücadele ettiği sıkıntılar sebebiyle bu süreci çok önceden görebilmesidir. Biz bunu gördük. Kurduğumuz altyapı, aldığımız tedbirler, hayata geçirdiğimiz mekanizmalar sayesinde; küresel krizlerin ülkemize etkilerini en alt düzeyde tutuyoruz. Hatta ön alarak pek çok alanda dünyaya örnek olacak adımlar atıyoruz. Salgın döneminde böyle bir misyon üstlendik. Sağlıkta dünya ile yarıştayız. 20 şehir hastanemiz, şu anda dünyaya örnek.

Üretim gücümüzle, geliştirdiğimiz kendi iktisadi büyüme modelimiz sayesinde ekonomik kriz döneminde, benzer bir rol oynuyoruz. Hatırlarsanız, bizim ekonomideki uygulamalarımızı daha birkaç ay öncesine kadar içeride ve dışarıda birileri yerden yere vuruyordu. Sonra, küresel ekonominin tüm önemli kurumları ve aktörleri bizim uyguladığımız ekonomi programını teyit ve tavsiye eden açıklamalar yapmaya başladı. Biz en başından beri ne yaptığımızı, neyi hedeflediğimizi biliyorduk.

GELİŞMİŞ ÜLKELERİ SIKINTILI BİR KIŞ BEKLİYOR. BİZİM ÖYLE BİR DERDİMİZ YOK: Enerji ve emtia krizi ile başlayıp, giderek genişleyen ekonomik sorunlar sebebiyle bilhassa gelişmiş ülkeleri gerçekten sıkıntılı bir kış bekliyor. Bizim böyle bir derdimiz var mı? Yok. Mesele sadece doğal gaz, sadece petrol, sadece elektrik değildir. Gelişmiş ülkelerin güvenlik ve refah kalelerini tehdit eden daha pek çok sorun, her an baş göstermek üzere pusuda bekliyor. Biz ise yatırım, istihdam, üretim, ihracat ve cari fazla yoluyla ülkemizi büyütme esasına dayanan programımızı kararlılıkla uyguluyoruz. Üretim tarafı oldukça iyi gidiyor. İstihdamda tarihimizin en yüksek seviyesi olan 31 milyona dayandık. İhracatta her ay rekor kırıyoruz. Dış ticaretimizde, enerji maliyetlerindeki aşırı artıştan ve sanayideki ara ürün ithalatından kaynaklanan bir sapma yaşanıyor. Ama bunu ileride fazlasıyla telafi edebilecek potansiyele sahibiz. Doğal gazımızı da çıkardığımız andan itibaren Türkiye’nin nereye vereceğini anlayın.

EN BÜYÜK SORUNUMUZ ENFLASYON: En büyük sorunumuz, geçtiğimiz aralık ayından itibaren yükselişe geçen enflasyonun, insanlarımızın günlük hayatlarında yol açtığı sıkıntılardır. Esasen yüksek enflasyon tüm dünyanın sorunudur. Bugün Avrupa’dan Amerika’ya dünyanın neresinde yaşayan bir yakınınız varsa lütfen telefon açıp kendilerine, enflasyonun günlük hayatlarına olan yansımalarını sorun. Gerçek tabloyu onlar size anlatacaktır. Ülkemizin farkı, bu tür tartışmaların yerli ve milli bir anlayıştan uzak bir şekilde, ideolojik saplantıların ürünü argümanlarla yürütülmesidir. İnsanlarımızın refah düzeylerinde yaşanan kayıpları en iyi biz biliyoruz. Ve bunu telafi edecek tedbirleri de yine biz alıyoruz, biz.

BİRİLERİ RESMEN DEVLETİ VE MİLLETİ SOYMA PEŞİNE DÜŞÜYOR: Ülkemizin ve milletimizin hiçbir meselesinde olmadığı gibi hayat pahalılığı hususunda da gözümüzü gerçeklere kapatmadık, kapatmayız. Burada önemli olan, ülkenin ve milletin meselesini; yapıcı yaklaşımla, yükü artıran değil yük paylaşan bir anlayışla tartışma erdemini ortaya koyabilmektir. Maalesef bu erdemden yoksun belli kesimler tamamen milletimizi karamsarlığa sürükleme gayesi ile pireyi deve yaparak ortalığı yaygaraya vermek için çalışıyor. Birileri de bu puslu havayı fırsat bilerek hak ettiğinin çok ötesinde kazançlar sağlama, hatta resmen devleti ve milleti soyma peşine düşüyor. Ne yaygaracılara, ne fırsatçılara meydanı bırakmadık, bırakmayız. Biz milletimizin derdi ile dertlenmeyi hayatının merkezine yerleştirmiş bir partiyiz.

İNLER TAMAMEN BOŞALTILDI: Hükümete geldiğimizden beri vesayet güçleri ile bu anlayışla mücadele etti. Terör örgütlerinin başını bu anlayışla ezdik. Gabar’da, Bestler Deresi’nde, Cudi’de, Tendürek’te artık inler tamamen boşaltıldı. Artık duyuyor musunuz bunların seslerini? Çünkü askerimiz, polisimiz, güvenlik güçlerimiz hep birlikte verdikleri bu mücadele ile terör örgütlerini çökerttik. Ve artık yaylalarda benim vatandaşım, çıkıp rahatlıkla pikniklerini yapabiliyor. Ne sıkıntılar yaşandı. Şimdi bunlar yok. Güneydoğu, Doğu; bütün bu illerde geceleri saat 12’lere kadar vatandaşım, sokaklarda…

YIL BAŞINDA REFAH KAYIPLARINI BİRAZ DAHA TELAFİ EDECEK ADIMLARI ATACAĞIZ: Yaptığımız yüksek ücret artışları ile herkesin yanında yer aldık. Yıl başında tüm bu kesimlerin durumlarını tekrar düzenleyerek, refah kayıplarını biraz daha telafi edecek adımları atacağız. Türkiye, güçlü bir ülkedir. Bizim bu ülkeye yaptığımız en büyük hizmetlerden biri eski Türkiye’nin hastalıkları arasında yer alan kamu mali dengesindeki bozulmalara izin vermememizdir.

SEN HİÇBİR ŞEY YAPAMAZSIN: Yurtlarımız şu anda ihtiyacı karşılayacak noktada. 850 bin öğrenci kapasiteli, Türkiye genelinde yurtlarımız var. Hani diyorlardı ya, ‘bir yılda yaparız.’ Bay Kemal, sen hiçbir şey yapamazsın. Sen; Sosyal Sigortalar Kurumu’nu duman ettin, mahvettin. Bundan bir şey olmaz, aman dikkatli olalım. Bu ülkeyi; 15 seçimdir seçim kazanamayan bu Bay Kemal’e inanmadığı için bu yolu açmıyor. Bundan sonra da Allah’ın izniyle açmayacak.

ÜLKEMİZ İÇİN KALICI BİR TEHDİT. İŞTE ONLAR BUNLAR: Bu adımları atarken, bir şeyi görüyoruz: Ülkemiz için kalıcı bir tehdit. İşte onlar bunlar. Bunlara bu tehdit imkanını vermeyeceğiz. Ve Cumhur İttifakı olarak 2023’ten itibaren de yeni bir döneme gireceğiz… Ülkemiz için kalıcı bir tehdit ve telafisi zor bir yıkım haline dönüşecek hiçbir adımı atmayacağız, attırmayacağız.

SORUNUMUZ DEVLETİN BATMASI DEĞİL, FİYATLARIN DALGALANMASI: Şimdi sadece fiyatlardaki dalgalanma ile mücadele ediyor, insanlarımızın gelirlerini yeni fiyat seviyesine göre yükseltmeye çalışıyoruz. Çünkü sorunumuz devletin batması değil, fiyatların dalgalanmasıdır. Bu basit gerçeği göremeyen sözde iktisatçılar, hala faiz lafı gevelemeye dursun. Biz kendi işimize bakarak, üretimi ve istihdamı desteklemeyi sürdüreceğiz. Bu kardeşiniz, bu görevde olduğu sürece, faiz her geçen gün, her geçen hafta, her geçen ay inmeye devam edecektir. Kimse bize bu konuda akıl vermesin. Yatırımcı gelsin bizim devlet bankalarından kredi talebinde bulunsun. Onları biz faize ezdirmeyeceğiz. Çünkü yatırım yüksek faizle olmaz. Onun için de düşük faiz… Başbakanlığım döneminde, biz enflasyonun 6,4’e düşürmüştük. Faizi de 4,6’ya… Yarın da Allah’ın izniyle, şu andaki bu gidişi biz düze çıkaracağız.”