Dolar 32,5622
%0.23
Euro 34,9852
%0.04
Altın 2.450,370
%0.58
Bist-100 9.717,00
%0

Pzt

-8°

Sal

-12°

Çar

-3°
RES için ağaç katliamına büyük öfke

RES için ağaç katliamına büyük öfke

​İzmir’in Urla ilçesi Ovacık Köyü’nde bölgenin oksijen deposu konumundaki bölge ormanı göz göre göre bir yatırıma kurban ediliyor. Sancak Grubu tarafından alanda yapılması planlanan Urla Rüzgar Enerji Santrali için bin 300 ağacın kesimine başlanması yeni bir çevre faciasına zemin hazırladı. Mahkemelik olan proje için yüz yıllık ağaçların kurban edilmesine karşı çıkan bir grup sivil toplum örgütü üyesinin başlattığı yeşil direniş kesimin önüne geçerken, gözler mahkemenin vereceği karara çevrildi.

  • Ege Postası
  • 08.12.2014 - 12:20
ERMAN ŞENTÜRK/HABER SERVİSİ- Geçtiğimiz haftalarda Soma’nın Yırca Köyü’nde termik santral projesi için binlerce ağacın kesilmesiyle başlayan yeşil katliamının bir benzeri de Urla’da yaşanıyor. Bölgede yapılması planlanan ve devletin de onay verdiği Urla Rüzgar Enerji Santrali yüz yıllık ağaçlar göz göre kesilmeye başlayınca halk ayağa kalktı. Başta sivil toplum örgütleri ve vatandaşlar olmak üzere Ovacık Köyü sırtlarında yer alan ve “Mersin Boğazı” olarak da adlandırılan orman alanına akın eden Urlalılar, RES Projesine kurban edilmek istenen bin 300 ağacın kesimini durdurdu.
 
 
HALK İSYAN ETTİ
Urla ilçesi Ovacık Köyü sakinleri, köy sınırları içerisindeki ormanlık alana rüzgar enerji santrali kurulması için başlayan ağaç katlinin şokunu yaşıyor. Geçtiğimiz aylarda başlattıkları çevre isyanı kapsamında hukuk mücadelesi başlatan köylüler, dün sabah ansızın başlayan çalışmalarla güne uyandı. Ağaçların kesildiğini öğrenen köy halkı ve çeşitli sivil toplum örgütlerinin kısa sürede bölgeye akın etmesi sonrasında kesime dur diyen vatandaşlar, jandarma kuvvetleri ve Orman Bölge Müdürlüğü yetkilileri ile yaptıkları görüşmeler sonrasında çalışmaları durdururken, ormanda iki gündür nöbet tutmaya devam ediyorlar. Dün gün boyunca ağaç nöbeti tutan başta Atatürkçü Düşünce Derneği Urla Şubesi üyeleri, EPEÇEP üyeleri ve Ovacık sakinleri tedirgin bir bekleyişe başladı.  

 

BİN 300 AĞAÇ KESİLECEK!
RES yapılacak alanda çalışmaların hafta içi başladığı öğrenilirken, proje sahibi Sancak Grubu’na bağlı olarak ağaç kesim işini üstlenecek taşeron firmanın ekipleri rüzgar tirbünlerinin kurulacağı alanda orman yolu üzerindeki yaklaşık 300 çam ağacını işaretledi. Dün kesimine başlayan yüz yıllık çam ağaçların yanı sıra, söz konusu alana ekipmanların taşınabilmesi amacıyla ormanın ortasından 6 metre genişliğinde ve 300 metre uzunluğunda yeni bir yol açılabilmesi için de bin ağaç daha kesilecek.
 
ORMAN BAKANLIĞI AĞAÇ KESİMİNE ONAY VERİRSE…
Başta Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile Orman Bakanlığı’nın tüm onayları verdiği proje, başlayacak ağaç kesiminin de önünü açtı. Ağustos ayında 1’inci derece SİT alanı durumunda bulunan ve devlet ormanı statüsündeki araziye “ÇED gerekli değildir” diyerek vize verilirken, Orman Bakanlığı da dahil olmak üzere proje kapsamında kurulacak rüzgar tribünleri ve bağlantı yolları için söz konusu proje alanı üzerinde yer alan ağaçların kesimine birçok bakanlık ve  resmi kurumdan onay geldi.
 
“ÇED GEREKLİ DEĞİLDİR” KARARI ÇIKTI
Diğer yandan, kararın bir başka dayanağı ise yaz aylarında büyük tartışmalara yol açan kanun hükmünde kararname oldu. Düzenleme kapsamında devletin sahibi olduğu araziler yatırıma açılırken, projeye de ÇED muafiyeti verildi ve yerel yönetim ve diğer resmi kurumların görüşleri dikkate alınmaksızın projenin imar planları bakanlıkça hazırlandı.
 


RES PROJESİ MAHKEMELİK OLDU
Öte yandan, geçmişte yaptıkları eylemler ve çeşitli protesto gösterileri ile projeye karşı çıkan, her fırsatta bölgede RES istemediklerini dile getiren yöre halkı, sivil toplum kuruluşları ve çevre örgütleri ise taleplerinin dikkate alınmaması üzerine projeyi yargıya taşıdı. Binin üzerinde ağacın kesilmesi gereken santral için ÇED muafiyeti verilmesi nedeniyle, Ovacık köyü sakinleri ve Ege Çevre Platformu (EPEÇEP) İzmir 5’inci İdari Mahkemesi’ne yürütmeyi durdurma davası açtı. Davanın sonucu beklenirken, yargı kararı kesinleşmeden proje için ağaç kesimine başlanması hukuksuzluk olarak nitelenirken, geçtiğimiz ay Yırca köyünde yaşanan ve tüm Türkiye’yi ayağa kaldıran olayları akıllara getirdi.
 
GÖZLER YARGIDAN GELECEK KARARA ÇEVRİLDİ
Mahkemenin kararını açıklaması beklenirken, şirketin RES için gerekli ekipmanlar ve rüzgar türbinleri ile şaftların taşınabilmesi için yol genişletme maksadıyla 300 çam ağacının kesimine başlaması büyük tepki toplarken, gözler mahkemeden gelecek karara çevrildi.
 
YÖRE HALKININ İSTEMEDİĞİ RES’İ BAKANLIK ONAYLADI
Yaz aylarında bakanlık tarafından imar planları onaylanan rüzgar enerji santralini yapacak Sancak Grup’a ait Hassas Teknik Enerji’nin kurmayı planladığı tesis için geçmişte birçok eylem düzenleyen yöre halkı İzmir’in Urla ilçesi Ovacık Köyü ve Seferihisar ilçesi İhsaniye Köyü sınırlarındaki Urla Rüzgar Enerji Santrali’ne karşı çıkarak “Köyümüzde RES istemiyoruz” ve “Ormanlar halkın yaşam alanıdır” sloganı ile imza kampanyaları da düzenlemişti.
 
DEVLETTEN 49 YILLIĞINA LİSANS ALDI
Diğer yandan, ağaç kesimini başlatan Sancak Grup’un başında hükümete ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a yakınlığı ile bilinen Ethem Sancak’ın kardeşi Haydar Sancak bulunuyor. EPDK’dan 49 yıllığına lisans alan Sancak Grup’un ayrıca Urla’nın yanı sıra İstanbul Çatalca, Kayseri Yahyalı, Afyon Sultandağı’nda toplam 133,5 megavatlık rüzgar enerji santrali yatırımı bulunuyor.
 
DAVA KAZANILSA KESİLEN AĞAÇLAR GERİ GELECEK Mİ'
Vatandaşların yanı sıra, projeye bir dava da meslek odalarından geldiği öğrenilirken, projenin yer seçimine karşı çıkan TMMOB Şehir Plancıları Odası İzmir Şubesi’nin 24 Kasım’da imar planlarının iptali ve yürütmenin durdurulması talebiyle açılmış iki ayrı davası devam ediyor. Şube Başkanı Özlem Şenyol Kocaer, “Yaşanan durum, açıkça hukukun yok sayılmasıdır. Dava kazanılsa bile, yargıdan projeye durdurma çıksa bile kesilen ağaçlar geri gelmeyecektir. Davalar devam ederken, firmanın projeye başlaması ve ağaçların kesilmesi yanlıştır. Yapılanlar sadece hukukun çiğnenmesi değil, aynı zamanda Kyoto Sözleşmesi ve Avrupa Peyzaj Sözleşmesi’nin de ihlali demektir. Projenin kamuya hiçbir yararı olmadığı gibi, yer seçimi de oldukça yanlıştır” dedi.
 
ŞEHİR PLANCILARI DA İKİ AYRI DAVA AÇTI
Şube Başkanı Özlem Şenyol Kocaer ayrıca getirilen yeni düzenlemenin benzer durumların da önünü açtığına değinerek, “RES’lere verilen onaylarda yeni düzenleme sonrasında sadece megavat değerine bakılmaya başlandı. Yatırımın değeri 50 megavatın altındaysa, doğaya, çevreye, ekolojiye, halka, ekonomiye olan etkilerine hiçbir şekilde bakılmadan ÇED gerekli değildir diyerek onay veriliyor. Yaşananlar da bunun bir göstergesidir. Söz konusu proje 15 megavat değerinde 6 türbine sahip olduğundan onayı almış ve yer seçiminin yanlış olmasına rağmen hayata geçirilmeye başlanmıştır” diye konuştu.
 
“YAPARKEN URLALIYA SORMADILAR”
Dün gündüz saatlerinden itibaren ormanda ağaç nöbetine başlayan Atatürkçü Düşünce Derneği Urla Şubesi, İzmir halkını başlattıkları çevre direnişine destek olmaya çağırdı. ADD Urla Şubesi Başkanı Ali Yanar, “Burası Urla’nın oksijen kaynağı, yarımadanın akciğerleri konumunda bir bölgedir. Burada çocuklarımızın geleceği tehlikededir. Projeyi yaparken, hiçbir şekilde Urla’ya, Urlalılara sormadılar. Biz projenin iptali için davayı açtık, sonucu beklerken, gelip ağaçları kesmeye başladılar. O zaman hukukun ne kıymeti var, ne gereği kalıyo? Biz sonuna kadar mücadelemizi sürdüreceğiz. Gerekirse her gün burada nöbet tutacağız ama o ağaçları kestirmeyeceğiz” dedi.
 
“ÇOCUKLARIMIZIN GELECEĞİ TEHLİKEDE”
ADD Şube Başkanı Yanar, bölgedeki yeşil dokunun tamamen tehlikede olduğunu belirterek, projenin yer seçiminin yanlış olduğuna vurgu yaptı ve, “Bu alanlar yıllar sonra ranta çevrilecek. Devlet nasıl olur da böyle bir projeye onay verdi, 49 yıllık lisans verdi, anlaşılır şey değil… EPEÇEV’in açtığı davaya tarım arazisi tehlikeye giren köylüler de müdahil oldu. Burada son sözü yargı söyleyecek. Umarız iptal kararı gelir. Diğer yandan, bu RES’lerin dünyadaki örneklerine baktığımız zaman, ne kadar yanlış seçimler yapıldığı ortadadır. Rüzgar bir tek burada mı va? Göz göre göre bin 300 ağaç kesilecek. Bizim geleceğimiz tehlikede” şeklinde açıklama yaptı.    
“RES’E DEĞİL TURİZME AÇILSIN”
Yanar ayrıca flaş bir öneride bulunarak şunları söyledi: “Burada ADD olarak bir mücadele başlattık ve lokomotif olduk. EPEÇEV, Urla Kent Konseyi ve yarımadadaki diğer çevre örgütlerinin yanı sıra İzmir’den de geniş desteğe ihtiyacımız var. Yarımada’daki bu RES yatırımları bize yaşayacak yer bırakmadı. Buraya RES’i kurup, alanı halkın kullanımına kapatıp yasaklı bölge ilan etmenin bir anlamı yok. Doğal güzellikleri ile ön plana çıkan, havası en temiz olan bu bölgenin çevre turizmine açılmasını istiyoruz. Esas ihtiyaç olan budur. Bu bir yıkımdır. Keşke Ankara’da masa başında bu projelere onay verenler buraları bir gelip görselerdi. Orman Bakanı bu kente daha yeni bir ziyaret gerçekleştirdi. Keşke gelip önce buraları bir görselerdi. Keşke halkın taleplerine ve isyanına bir kulak verselerdi.”
 
“RES YAPACAK BAŞKA ALAN MI YOK'”
Bölgelerinde RES istemediklerini ve ağaçların kesilmesine karşı sonuna kadar mücadele edeceklerini belirten Ovacık Köyü Muhtarı Veysel Erköse ise, “Bizim burasının doğal güzellikte ormanları var. Bir çam ağacı hemen yetişmez. Yüz yıllık ağaçlar var. Biz köylüler, ağaçlar zarar görmesin diye çok çaba gösterdik. Ama şimdi birileri geldi ve o güzelim ağaçları para için kesip atacaklar. Buradaki ağaçlar kesilecek, ormanın ortasından yeni yol açılacak. Bu vicdana sığar m? Burası turizm alanı, öyle kalsın. Sadece yürüyüş sporlarının yapıldığı alan olsun. Ama bu ağaçlar kurban gitmesin. RES'ler için başka boş alanlar mı yo? Gidip oralara, insanları rahatsız etmeyen yerlere yapsınlar. Biz bu işin sonuna kadar takipçisi olacağız. Ormanlarımızı bize bıraksınlar şeklinde  açıklama yaptı. 

Yorum Yazın

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz

Yorum yazma kurallarını okudum ve kabul ediyorum.

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yorumlar
Yeniden eskiye
Eskiden yeniye
Öne çıkanlar

Bu habere hiç yorum yapılmamış... İlk yorum yapan sen ol.