İki cinayette Yargıtay'dan flaş karar

27 Ağustos 2012 tarihinde rastgele açılan ateş sonucu beline kurşun isabet etmesiyle ağır yaralanan 6 yaşındaki Umut Ceylan, tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybetti. Yapılan balistik incelemede çocuğun ölümüne neden olan kurşunun, olayın ardından başka bir suç kapsamında tutuklanarak cezaevine konulan, 'Uyuşturucu kullanma, yaralama, hırsızlık' gibi çeşitli suçlardan kaydı bulunan Can Kayı'dan ele geçirilen silahtan atıldığı belirlendi. 

Polisin ölümüne neden olan motosikletliye tahliye yok

Sanık Can Kayı, yargılama sürecinde bu suçtan tahliye edildi, 'Adam öldürmüye teşebbüs ve ruhsatsız silah bulundurmak' suçlarından yargılandığı başka bir davadan 7.5 yıl hapis cezasına çarptırılması nedeniyle cezaevinden çıkamadı. 

Kadınlar Günü cinayetinde karar yok

İzmir 5'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde üç yıl önce yapılan son duruşmaya, 'Çocuğu ya da beden ve ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiyi öldürmek' suçlamasıyla ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezası istemiyle tutuksuz yargılanan sanık Can Kayı, avukatları Ersin Gürsoy, Seyit Ahmet Akyüz ve Ceylan ailesinin avukatı Özge Eşsizhan Yavuz katıldı. Umut'un annesi Gülhan Ceylan ve babası Ufuk Ceylan ise gelmedi. 

Son savunmasını yapan Can Kayı, önceki duruşmalarda söylediklerini tekrarlayarak, silahı, bu olayın meydana geldiği tarihten sonra, başka kişilerden satın aldığını ve kargoyla kendisine gönderildiğini belirtip suçlamayı reddetti, beraatini istedi. Avukat Gülsoy da müvekkilinin suçsuz olduğunu savundu. 

Duruşma savcısı Fatih Genç de daha önceki mütaalasında olduğu gibi sanığın beraatini talep etti. Daha sonra kararı açıklayan Hüseyin Yaşar Özyavuz başkanlığındaki mahkeme heyeti, sanık Can Kayı'yı ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezasına mahkum etti. Ardından ceza, olası kasıt sebebiyle ömür boyu hapse indirildi. Karar, mahkeme heyeti tarafından oy çokluğuyla alındı. 

Daha önce Umut'un ölümüyle ilgili yargılandığı davada tahliye edilen sanık Can Kayı'nın tutuklanmasına, silah bulundurması ve sabıkalı olması sebebiyle cezada indirim uygulanmamasına da karar verildi. 

Gerekçeli kararın çıkmasının ardından, karar duruşmasındaki mütalaasında sanığın beraatini talep eden Cumhuriyet Savcısı Fatih Genç ile sanığın avukatı Ersin Gülsoy ve Seyit Ahmet Akyüz, kararın temyizi için Yargıtay'a başvurdu. 

KARAR BOZULDU

Yargıtay 1'inci Ceza Dairesi'nde geçen ay yapılan temyiz duruşmasına iki tarafın avukatları katıldı. Sanık avukatı Seyit Ahmet Akyüz, yaptığı savunmada müvekkilinin suçsuz olduğunu belirterek, tahliye ile birlikte beraat etmesi yönünde karar verilmesini talep etti. Yargıtay 1'inci Ceza Dairesi, beraat kararı verilmesi gerektiğini belirterek kararı bozdu. Can Kayı'yı Umut Ceylan'ı öldürme davasında tahliye etti. 

Yargıtay, tahliye yazısını, sanığın yargılandığı İzmir 5'inci Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderdi. Mahkeme de tahliye kararını Kayı'nın başka suçtan hükümlü olduğu Aydın E Tipi Cezaevi'ne gönderdi. Ancak Can Kayı, hükümlü olduğu diğer suçtan cezasını çektiği için cezaevinden çıkamadı. Yargıtay'ın bozma kararının ardından Can Kayı, tekrar hakim önüne çıkacak.

Sanığın beraat etmesi yönünde Yargıtay'a temyiz başvurusunda bulunan savcı Fatih Genç, FETÖ/PDY soruşturması kapsamında tutuklanmıştı.

ESKİ EŞ CİNAYETİNDE KARAR BOZULDU 

Öte yandan yine İzmir'in Karabağlar İlçesi'nde, boşandıktan sonra barıştığı 2 çocuk annesi 41 yaşındaki Eda Okutgen'i, oturduğu apartmanın merdivenlerinde bıçaklayıp öldürmekten ömür boyu hapis cezasına mahkum olan 43 yaşındaki Uğur B. hakkındaki karar, Yargıtay tarafından bozuldu. Yargıtay, sanığın cezai ehliyetinin olup olmadığının tespiti için Adli Tıp Kurumu'ndan rapor alınmamasını bozmaya gerekçe gösterdi.

Olay, 30 Kasım 2014'te Fahrettin Altay Mahallesi'ndeki apartmanda meydana geldi. İlaç firmasında çalışan Eda Okutgen, organizasyon işiyle uğraşan Uğur B.'den, bir yıl önce, şiddetli geçimsizlik yüzünden boşandı. Yakınlarının araya girmesiyle barışan Eda Okutgen ve Uğur B., tekrar aynı evde yaşamaya başladı. Eda Okutgen, Uğur B. ile kavga edince evden ayrıldı. Uğur B., apartman çıkışında yakaladığı Eda Okutgen'i defalarca bıçakladı. Okutgen hastanede hayatını kaybederken, polis merkezine giderek teslim olan Uğur B. tutuklandı. Bıçaklama anı, apartmanın güvenlik kameralarınca da görüntülendi.

Cumhuriyet Savcısı Çetin Yağlı, sanık Uğur B. hakkında, Eda Okutgen'i 'kasten öldürmek' suçundan ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezası istemiyle dava açtı. İzmir 5'inci Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki karar duruşmasına tutuklu sanık Uğur B., avukatı Murat Eskici ile Eda Okutgen'in annesi Mukadder Okutgen, babası Abdullah Orhan Okutgen, avukatları İsmail Altun ile ayrıca Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Derneği temsilcisi Sanem Deniz Kural ve İzmir Barosu Yönetim Kurulu üyesi ve Kadın Hakları Merkezi adına avukatlar hazır bulundu. 

Mahkeme Başkanı Hüseyin Yaşar Özyavuz, sanığın Manisa Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesi'nde bir hafta müşahede altında tutularak verilen raporda, cezai ehliyetinin tam olduğunun belirtildiğini söyledi.

Anne Mukadder Okutgen, "Ben yavrumu kaybettim, en ağır cezayı almasını istiyorum" derken, baba Okutgen de en ağır cezanın verilmesini beklediğini ifade etti. Cumhuriyet Savcısı Fatih Genç sanığın, tasarlayarak öldürmediği için ömür boyu hapisle cezalandırılmasını istedi. Sanık Uğur B., "Çok pişmanım, her şey bir anda oldu, gözüm karardı. Karakola gidip teslim oldum, böyle olmasını istemezdim" dedi. Sanık avukatı Murat Eskici, müvekkilinin akıl sağlığına dair yeni rapor alınmasını istediklerini, cinayeti tasarlayarak işlemediğini ve savcının ömür boyu hapis talep ettiği mütalaasına katıldıklarını söyledi. Mahkeme heyeti, sanığa ömür boyu hapis cezası verdi. Sanığın avukatı kararı temyiz etti.

Temyiz istemini inceleyen Yargıtay 1'inci Ceza Dairesi, sanığın, avukatının talebi doğrultusunda İstanbul Adli Tıp Kurumu Gözlem İhtisas Dairesi'ne gönderilerek yeni rapor alınması gerektiğini belirtip, kararı bozdu. Bozma gerekçesinde, sanığın cezai ehliyetinini tam olduğuna ilişkin Manisa Ruh Salığı ve Hastalıkları Hastanesi'nin 3 Mart 2015 tarihinde verdiği rapor dosya içerisinde bulunmasına karşın, avukatının sunduğu dilekçelerin ekindeki tıbbi evraklar dikkate alındığını, cezai ehliyeti bulunup bulunmadığı konusunda tereddüt oluştuğu vurgulandı. Bu yüzden İstanbul Adli Tıp Kurumu Gözlem İhtisas Dairesi'ne gönderilerek cezai ehliyeti konusunda rapor aldırılması gerektiği belirtildi. Yargıtay'ın bozma kararının ardından sanık Uğur B. tekrar yargılanacak.(DHA)