Dolar 32,2020
%-0.22
Euro 35,0069
%-0.22
Altın 2.498,740
%1.32
Bist-100 10.644,00
%3.14

Pzt

-8°

Sal

-12°

Çar

-3°
TZOB Başkanı Bayraktar: Su, ikamesi mümkün olmayan stratejik bir kaynak

TZOB Başkanı Bayraktar: Su, ikamesi mümkün olmayan stratejik bir kaynak

Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, Dünya Çölleşmeyle Mücadele Günü’nün ana teması olan suyun, gıda güvenliği ve gıda güvencesinin sağlanmasında kilit rol oynayan, ikamesi mümkün olmayan stratejik...

  • Ege Postası
  • 17.06.2013 - 11:27
Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, Dünya Çölleşmeyle Mücadele Günü’nün ana teması olan suyun, gıda güvenliği ve gıda güvencesinin sağlanmasında kilit rol oynayan, ikamesi mümkün olmayan stratejik bir doğal kaynak olduğunu söyledi.

        Birleşmiş Milletler (BM) tarafından 'Dünya Çölleşmeyle Mücadele Günü' olarak ilan edilen 17 Haziran nedeniyle yazılı bir açıklama yapan Şemsi Bayraktar, bu yıl 'Geleceğimizi kurutmayalım' sloganı ile su kıtlığına karşı konulması ve hazırlıklı olunması konusunda herkese çağrıda bulunulduğunu, suyun ve toprağın korunması ve sürdürülebilir şekilde kullanılmasından herkesin sorumlu olduğu mesajının verildiğini belirtti.

        110 ÜLKE ÇÖLLEŞME TEHDİDİ ALTINDA

        Çölleşmenin; iklim değişikliği, ormanların ve meraların tahribi, yanlış arazi kullanımı ve yanlış tarım uygulamaları ve yanlış sulama sonucu toprakların tuzlanması gibi nedenlerle meydana geldiğini belirten Bayraktar, "Dünyada her yıl çölleşmeye bağlı olarak 12 milyon hektar toprak kaybedilmektedir. Bugün dünyada 1,2 milyar insan, 4 milyar hektardan fazla arazi ve büyük çoğunluğu gelişmekte olan ülkelerden oluşan 110 ülke çölleşme tehdidi altındadır." bilgisini verdi.

        Suyun, gıda güvenliği ve gıda güvencesinin sağlanmasında kilit rol oynayan, ikamesi mümkün olmayan stratejik bir doğal kaynak olduğunu vurgulayan Bayraktar, "Su güvencesi ve su güvenliği sağlanamadığı takdirde gıda güvencesi ve gıda güvenliğinden söz etmek mümkün değildir. Dünya nüfusu son yüzyılda 3 kat artarken yaşam kalitesinin artması nedeniyle su kullanımı da 6 katına çıkmış, azalan su kaynakları artan nüfusun talebini karşılayamaz hale gelmiştir. Bazı araştırmalara göre 2025 yılından itibaren 3 milyardan fazla insan su kıtlığıyla karşı karşıya kalacak, 2050 yılında ise su sıkıntısı çeken ülkelerin sayısı 54’e yükselecektir." ifadelerini kullandı.

        2,3 MİLYAR İNSAN SAĞLIK SUYA HASRET

        Sanayileşme ve kentleşmenin de etkisiyle hızlı ve bilinçsiz bir şekilde tüketilen su kaynaklarının aynı hızla kirletildiği ve kirletilmeye devam ettiğine işaret eden Şemsi Bayraktar, şöyle devam etti: "Dünyada 1,4 milyar insan yeterli içme suyundan yoksun olup, 2,3 milyar kişi sağlıklı suya hasrettir. Dünya su rezervinin yalnızca yüzde 2,5’inin tatlı su formunda bulunduğu, bu miktarın ise sadece yüzde 0,3’ünün insanlar tarafından kullanılabilir ve içilebilir özellikte tatlı su olduğu dikkate alındığında, insanoğlunun kullanabileceği tatlı su miktarının ne kadar sınırlı olduğu ortaya çıkmaktadır. Nüfus artışı, bilinçsiz su kullanımı, yanlış uygulamalar ve küresel ısınmanın da etkisiyle doğal kaynaklarımız üzerindeki baskı gün geçtikçe artmaktadır. Araştırmalara göre iklim değişikliğine bağlı olarak sıcaklık artışı ve yağış miktarındaki azalma sonucu akarsulardaki su miktarı azalacaktır. Gediz ve Büyük Menderes havzalarındaki yüzey sularında 2030 yılına kadar yüzde 20, 2050 yılına kadar yüzde 35 ve 2100 yılına kadar yüzde 50 azalma öngörülmektedir."

TÜRKİYE SU ZENGİNİ

Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü verilerine göre, Türkiye’nin tüketilebilir yer üstü ve yer altı su potansiyeli yılda ortalama 112 milyar metreküp olduğunu, bunun 44 milyar metreküpünün kullanıldığını bildiren Bayraktar, "Ülkemiz su zengini bir ülke değildir. Kişi başına düşen yıllık kullanılabilir su miktarı 1519 metreküp civarındadır. Nüfus artışıyla birlikte bu rakam da sürekli düşmektedir. Bu bakımdan mevcut su kaynaklarımızın korunması ve etkin kullanımı son derece önemlidir.
Ülkemizde toplam su tüketimimizin yüzde 74’ü tarımda, yüzde 11’i sanayide ve yüzde 15’i içme ve kullanma amaçlı kullanılmaktadır. Su kaynaklarımız üzerindeki tehditler nedeniyle tarımda su tasarrufu sağlayan basınçlı sulama sistemlerinin kullanımı ve yaygınlaştırılması fevkalade önemlidir. Tarımsal üretimde; toprağın nemini koruyacak ve su tutma kapasitesini artıracak yöntemler tercih edilmeli, toprak işlemesiz tarım yaygınlaştırılmalı, kuraklığa dayanıklı tohum çeşitleri geliştirilmelidir." açıklamasını yaptı.


Yorum Yazın

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz

Yorum yazma kurallarını okudum ve kabul ediyorum.

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yorumlar
Yeniden eskiye
Eskiden yeniye
Öne çıkanlar

Bu habere hiç yorum yapılmamış... İlk yorum yapan sen ol.