Dolar 32,5491
%0.03
Euro 34,8924
%0.18
Altın 2.435,360
%0.5
Bist-100 9.767,00
%0.46

Pzt

-8°

Sal

-12°

Çar

-3°
Gruplar arasında ‘kuşku’ polemiği: ‘Zehir gemisi’ gerginliği meclise sıçradı

Gruplar arasında ‘kuşku’ polemiği: ‘Zehir gemisi’ gerginliği meclise sıçradı

İzmir Büyükşehir Belediyesi Ağustos ayı Olağan Meclis Toplantısı birinci bileşimine kent gündeminin en çok tartışılan konusu olan NAe Sao Paulo gemisi oldu. CHP Grubu tarafından yapılan konuşmalarda, Aliağa’ya gelmek üzere yol acıkan gemi için Brezilya mahkemesinin verdiği ‘geri dön’ kararına uyulması gerektiği belirtilirken, Cumhur İttifakı tarafından yapılan açıklamalarda gemiye ilişkin Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum’un açıklamalarına itibar edilmesi gerektiği söylendi. Eleştirilere yanıt veren Başkan Soyer ise; “Siyaset kuşku ve merak üzerine kuruludur. Bir yöneticinin söylediğinden emin olmazsınız, kuşku duyarsınız. inanmamak için elinizde delil var mıdır bakarsınız. Bir vatandaş olarak bir hükümet yetkilisinin söylediğinin baştan yanlış olduğun düşünerek hareket edersiniz” dedi.

  • Ege Postası
  • 08.08.2022 - 21:05

TENZİLE AŞÇI/EGEPOSTASI- İzmir Büyükşehir Belediyesi Ağustos ayı Olağan Meclis Toplantısı birinci bileşimi İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer idaresinde gerçekleştirildi. Oturumda dikkat çeken husus ise depremzedeler için AK Parti tarafından verilen “trafo” önergesi oldu.

Oturuma damgasını vuran konu ise uzun süredir hem kent hem de ülke gündeminde tartışılan ve900 ton asbest barındırdığı iddia edilen Brezilya donanmasına ait uçak gemisinin Aliağa’da sökümünün yapılması kararı oldu.

AK PARTİ’DEN ‘TRAFO ALANI’ ÇÖZÜMÜ İÇİN ÖNERGE

Oturumda, AK Parti Grup Başkanvekili Özgür Hızal, AK Parti Grup Sözcüsü Hakan Yıldız ve AK Parti Meclis Üyesi Hüsnü Boztepe, 30 Ekim 2020 tarihinde yaşanan 6,9 büyüklüğündeki deprem sonrası Bayraklı’da başlayan dönüşüm çalışmalarında, 7 katlı binaların 5 kata düşürülmesiyle birlikte açıkta kalan 25 daire için yazılı önerge verdi. Sorunun çözülmesi ve vatandaşların da mahallelerinden ayrılmaması için gerek Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı gerekse İzmir Büyükşehir Belediyesi ile Bayraklı Belediyesi çalışmalarını sürdürürken, çözüm için en net adım Bayraklı ilçesi sınırları içerisinde yer alan ve trafo alanı olan alan yer aldı. Bakanlık yetkilileri İzmir Büyükşehir Belediyesi ve Bayraklı Belediyesi’nin TEİAŞ’a trafo yeri göstermesi halinde trafo alanına konut yapılabileceğini belirtmişti. Verilen önerge kapsamında süreç içinde bir gelişme yaşanmaması ile sonrası ise konuyla ilgili gerekli çalışmaların yapılması talep edildi.

Önergeye ilişkin söz alan Bayraklı Belediye Başkanı Serdar Sandal, “TEİAŞ ile ilgili kısım Büyükşehir’in öncülüğünde giden bir durum. Farklı anlarla gösterilmesine rağmen yetkililerin kabul etmemesine rağmen, vatandaş mağduriyetinden kaynaklı meseleye sıcak davrandık. Söz konusu alan ile ilgili dedik ki yeni bir yer gösterildiğinde orada konut yapılabileceğini söyledi. Sizin de bu konuda destek olabileceğimizi ilettik” dedi.

HIZAL: OLAYI POLİTİZE ETMEDEN…

Sandal’ın ardından söz alan AK Parti Grup Başkanvekili Özgür Hızal, konunun siyasallaştırılmaması gerektiğini belirti ve “Bu önergenin veriliş amacı zaten bu çalışmaların yapılması. Bununla alakalı depremzede vatandaşların sizinle ve Bakan Sandal’la yatığı görüşmeler var. Biz, olayı politize etmeksizin vatandaşlarımızın sorunlarının çözümü için bir önerge hazırladık. Komisyonlara gönderilir, çalışmalar yapılır ve vatandaşlarımızın yaşadığı birtakım sorunlar da çözülür diye düşünüyoruz” diye konuştu.

İlgili önerge görüşülmek üzere İmar ve Bayındırlık Komisyonu’na gönderildi.

GAZİEMİR MADDESİNDE ‘SOYER’ TALEBİ

Oturumda, komisyonlardan gelen önergeler kapsamında görüşülen ve Gaziemir ilçesi Sarnıç Mevkii, Atıfbey Mahallesi, 12080 ada, 1 parselin doğusunda kalan ve mevcut imar planında "Belediye Hizmet Alanı" olarak belirlenmiş yaklaşık 3725 m2'lik alanın "Rekreasyon Alanı" olarak düzenlenmesine yönelik, 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planı Değişiklik önerisine ilişkin komisyonların görüş farklılığı dikkat çekti.

İmar ve Bayındırlık Komisyonunda oybirliğiyle uygun bulunmayan önerge, Sağlık ve Çevre Komisyonunda oybirliğiyle uygun bulunurken, CHP grubu önergenin komisyonlara geri gönderilmesini talep etti.

Talebin üzerine söz alan AK Partili Hızal, “Bu konu komisyonlarda çok uzunca konuşuldu. Burada ciddi hukuki problemler var mülkiyet konusunda. İBB’ye ait bir gayrimenkulle ilgili herhangi bir vatandaşın Konak Belediyesi’nden ruhsat alması gibi bir şey. Yani bunun yeniden komisyonlara gönderilerek yeniden komisyona gitmesi doğru değil. Burada, büyük bir hukuki problem var. Bu problemi komisyonda nasıl aşacaklar çok merak ediyorum” dedi.

Hızal’a yanıt veren Başkan Soyer ise talebin kendisinden geldiğini belirtti ve “Ben çevre ve İmar komisyonumuz arasında çok büyük bir görüş farklılığı olduğunu gördüm. Talep benden geldi. Yani bu kadar büyük bir görüş farklılığı varsa bence yeniden değerlendirilmesi gereken bir karar” ifadelerini kullandı.

Önerge, oyçokluğuyla görüşülmek üzere komisyonlara havale edildi.

AYDIN: BİRİLERİ PARA KAZANSIN DİYE…

Gündem dışı konuşmalarda söz alan CHP Grup Başkanvekili Murat Aydın Aliağa’da sökülmesi planlanan NAe Sao Paulo gemisi üzerinden birtakım eleştirilerde bulundu. Aydın, geminin sökümüne ilişkin duyarlılık çağrısında bulundu ve  “İnsanlık 100 yıldır bu sorunla boğuşuyor ve 50 yıldır ciddi mesafe alındı. Para kazanmak uğruna insanlarınızın sağlığı ve toprağınızı kirletiyorsanız buna para kazanmak denir mi? Şehrimizi ilgilendiren madde asbest. Oldukça güçlü bir yalıtım malzemesi. Gemi ve inşaat sektöründe ciddi şekilde kullanıldı. Zaman içerisinde asbestin kişi ve toplum sağlığında zararları konuşulmaya başlandı. 1983’te ise İzlanda asbest kullanımını tamamen yasakladı. 1993 yılında ise Fransa yasakladı. Bu kararda bizi ilgilendiren 2 kısım var. Birincisi, kendi topraklarında yasakladığı maddeyi başka topraklarda üretilmesini istemesiydi. Asıl büyük sorunda batı topraklarında asbestle üretilmiş ürünlerin bertarafının nasıl olacağıydı. Fransa 1957 ve 1959 yılında iki gemi yaptı. 1997 yılında bu gemileri artık kullanmayacağını söyledi bu iki gemi birbirinin ikiziydi. Bu gemilerden birinin parçalarıyla üretilen Nae Sao Paulo adlı gemi Brezilya’da üretildi. Şimdi o gemi bizim kentimizde sökülmek isteniyor. Bakan Kurum, iddia edildiği kadar asbest olmadığını, gelince kontrol edileceğini ve tehlike varsa gönderileceğini söyledi.  Bu geminin ikizi Clemen Sao da Aliağa’da sökülmek istendi ancak bu kadar karşı çıkıldı ve gemi İngiltere’de söküldü. Bu gemide 760 ton asbest çıktı. Yani bu gemiden 760 ton asbest çıkmışken Sao Paulo’dan sadece 9 ton asbest çıkacağının söylenmesinin değerlendirmesini size bırakıyorum. Bugün bütün dünya İzmir’i bu asbest yüklü gemiden kurtarmak için mücadele ediyor. Bugün öğrendiğimi habere göre Brezilya’daki mahkeme bu geminin geri dönmesi kararını verdi Geminin geri dönmesi lazım. Bakalım dönecek mi? İzmir’in taşı suyu toprağı hepimizindir. Şehrine değer veren herkesin bu konuta katkı koyması gerekir. İzmir’in doğasını, halkını ve sağlığını birileri para kazansın diye bir kenara bırakamayız” dedi.

HIZAL: MAHKEMENİN KARARININ GEREKÇESİ…

Aydın’ın sözlerine yanıt veren AK Parti Grup Başkanvekili Hızal, Norveç’te hazırlanan rapordan bahsederken Brezilya mahkemesinin karaırnın da tehlikeden kaynaklı olmadığını belirtti ve “Son zamanlarda bu tartışmalar üzerinden birtakım politik sonuçlar ortaya konuyor ve bunlar doğru değil. Tabii ki de İzmir’in toprağı suyu bizim için kıymetli. Elbette ki para kazanmak insan sağlığından ya da canlıların sağlığından önemli değil. Ama bazı gerçekler ve doğruları da görmemiz lazım. Evet bir gemi yola çıktı, geliyor. Gelip gelmeyeceğini bilmiyoruz. Ortada hukuki bir tedbir kararı var. Brezilya mahkemesinin o kararı vermesinin nedeni o geminin müze olarak kullanılmak istemesi. Yani tehlike arz etmesi değil. Gemide bir asbest var mı var. Bunu Sayın Bakanımız Murat Kurum açıkladı. En yetkili ağızdan yapılan bir açıklama: Sayın Bakan, ‘Bu gemi uluslararası kriterlerce akredite edilmiş bazı şirket ya da kurum ve kuruluşlarca incelenmiş ve o incelemeler neticesinde ortaya çıkan bir rapor var’ dedi. 9 ton asbest olduğundan bahsetti Sayın Bakan ayrıca gemi Türk karasularına geldiğinde söküm başlamadan bizler tarafından da inceleme yapılacağı ve aksi bir durum olduğu halde söküm işleminin yapılmayacağını söyledi. Bu açıklamalar sizin tarafınızdan da bilinmesine rağmen sizin tarafınızdan geminin sadece yüzde 12’sinin incelenmesi gibi bazı algı operasyonları yapılıyor ve ülkemizle ilgili yanlış imajlar ortaya çıkıyor. Altını çizerek söylüyorum. Bu gemiyle alakalı Norveçli bir firma ayın Bakanımızın da dediği gibi bir rapor düzenlemesi ve gemideki asbest miktarının 9 ton olduğunu söylemiş. Buna itibar etmiyorsunuz, Sayın Bakan’ın açıklamalarına inanmıyorsunuz. 900 ton asbest var dediniz. Geminin ikizinde 760 ton asbest var dediniz. Bununla ilgili elinizde bir rapor yok, sadece çevreci örgütlerin yaptığı açıklamalar var” diye konuştu.

HIZAL: GEMİNİN RAPORUNA İNANMIYORSUNUZ BİNALARIN RAPORUNA NASIL İNANIYORSUNUZ?

Raporlara inanılmaması hususunda depremde hasar gören ve sonrasında yıkılan binaların asbest raporlarını öne süren Hızal, şunları söyledi; “Gelelim başka bir konuya. Asbest sadece gemilerde mi olur? Asbest doğada bulunan çok da zehirli bir mineral. Asbest, havada asılı olması insan sağlığı için çok zararlı. Bunu biliyoruz. Eski gemilerde, eski uçaklarda, fren balatalarında, itfaiye elbiselerinde ve inşaat malzemelerinde kullanılmış. İzmir’de bir deprem yaşadık. Deprem neticesinde Bornova’da, Bayraklı’da ve Konak’ta ya da İzmir genlinde bu deprem sonrasında kaç binanın yıkıldığını bilmiyoruz net olarak. Yüzlerce binanın yıkıldığını bir İzmirli olarak biliyorum. Bu binaların yıkılması için ne olması gerekiyor? Bunun için belediyeden bir ruhsat veriliyor ve bun ruhsatta asbest raporu isteniyor. Bu raporu da uluslararası kriterlerce aktedite olmuş kurumlar çıkarıyor. Peki asbest çıkarsa bu bina yıkılmayacak mı? Hayır. Asbest varsa bertaraf edilir. Yıkılan binalarda da bu oldu. Gemideki asbest miktarıyla ilgili hazırlanmış rapora ve bakanın açıklamasına inanmıyorsunuz ama sizin belediyelerinize verilen rapora inanıyorsunuz. Yani çevre hassasiyeti sadece sizinle alakalı değil, tüm İzmirlilerle alakalı. Ancak bu hassasiyet üzerinden bir ülkenin ve şehrin itibarıyla bu kadar oynanmaz. 

ŞİMŞEK: O AÇIKLAMALARI SONUNA KADAR DOĞRU KABUL EDERİM

MHP’li Aliağa Meclis üyesi Hakan Şimşek ise Bakan Kurum’un sözlerine inanılması gerektiğini belirtti ve “Her siyasi kurum işe kendi tarafından bakıyor. Para kazanma, özel ticaret vs… Hepsinden önemlisi kim olursa olsun devletimi temsil eden bir ismin yaptığı açılmaya itibar ederim. Bu iletişim çağında şu anda ülkemi temsil eden kişilerin yapmış oluğu açıklamaları sonuna kadar doğru kabul ederim. Hiç kimsenin bu cennet ülkenin aleyhine çalışacağını düşünmek istemem. En bu gemi konusunu burada kapatıyorum. Önceden konuyla ilgili söylediklerim zaten mevcut. Daha geçen ay İZSU’nun bir haberi vardı ‘Dikili’de asbestli su borularını değiştiriyoruz’ diye. Ne güzel değil mi… Yıl 2022. Hala asbestli su borusu var. Yani bu konuşa siyasete alet edilmemeli” ifadelerini kullandı.

DERİNSU O İFADELERE AÇIKLIK GETİRDİ

Söz alan CHP’li meclis üyesi İzel Zenginobuz ise Gaziemir Belediye Meclis Oturumunda KPSS’nin iptal edilmesine ilişkin kendisinin sınava girdiği döneme ilişkin kullandığı ifadelere açıklık getirirken sonrasında kendisine yöneltilen eleştirilere yanıt verdi ve “Geçen hafta Türkiye'de büyük bir skandal yaşandı. Biz bunu duyunca şaşırdık mı? Hayır. Biz bunu ilk kez yaşamıyoruz. AK Parti iktidarında bu ve benzeri skandalları yaşadık. Neydi bu skandal? KPSS’de çıkacak soruların yandaşlara sızdırılmış olması. Sınavın iptaline ve ÖSYM başkanının görevden alınma nedeni soruların sızdırılmış olduğunun ortaya çıkması. 2010 yılından itibaren muhalefet partileri ÖSYM ve ÖSYM ‘de  yapılan usulsüzlüklerin araştırılması için önerge veriyor. 11 tanesi Cumhuriyet Halk Partisi’ne ait. Bu önergelerin tamamı AKP oyları ile reddediliyor. Bu denli ayyuka çıkmış mesele ısrarla örtbas ediliyor. KPSS’de yaşanan bu rezalet ile ilgili Gaziemir Belediyesi Meclisi’nde ben ne demişim? Avukat bir meclis üyesi olarak Meclis toplantısında yaptığımız konuşma sosyal medya hesabında duruyor. Ben bu olayı 18 yaşında ÖSYM önünde eylem yapmış biriyim. Buradan bir daha söylüyorum. Biz dershaneler tarafından yapılan son andaki ek derslerin şahidiyim. Bunu bugün de yarın da söyleyeceğim. CHP iktidarında bu şaibeli sınavların failler yargılanırken mahkeme salonunda şahit olarak olacağım. Yapılan bu cadı avı beni yıldıramaz” dedi.

SOYER: HÜKÜMET YETKİLİSİNİN SÖYLEDİĞİNİN BAŞTAN YANLIŞ OLDUĞUN DÜŞÜNEREK HAREKET EDERSİNİZ

Son olarak konuşan Başkan Soyer, hükümet temsilcisinin ifadelerinden kuşku duymanın normal olduğunu belirtti ve asbestli gemiyle ilgili eleştirilere ilişkin şunları söyledi; “Hakan Bey, hükümet temsilcimizin söylediğinin sonuna kadar doğru olduğunu düşünürüm dedi. Eğer böyle olsaydı ne seçime ne de iktidar değişikliğine ihtiyaç vardı. Sittin sene iktidarlar devam ederlerdi. Bu doğru değil, mümkün de değil. Siyaset kuşku ve merak üzerine kuruludur. Bir yöneticinin söylediğinden emin olmazsınız, kuşku duyarsınız. inanmamak için elinizde delil var mıdır bakarsınız. Bir vatandaş olarak bir hükümet yetkilisinin söylediğinin baştan yanlış olduğun düşünerek hareket edersiniz. Mesela baştan nelerden şüphe diyorum? Öncelikle Aliağa’da söküm için 8 tesisi alanı varken 22 tesis olması söküm konusunda bende kuşu uyanıyor. Ayrıca ikiz gemi… Bu aynı materyal demektir. Clemence gemisi ile ilgili rakamlar verildi: Yani ikizinden 760 ton çıkmışken bu gemiden 9 ton çıkma ihtimali yok. Ayrıca Özgür Bey Norveç’te yapılan rapordan bahsetti. O raporda yüzde 12’sinde inceleme yapıldığını söylüyor zaten. Yani Bangladeş gibi Hindistan gibi bir ülke muamelesi görmek bana ağır geliyor. Ben o şirketin yetkilileriyle de bir araya geldim ve dinledim. Söylediğim 4 başlık kuşku duymam için yeterli. En çok Aliağa meclis üyeleri ve Aliağa meclisi seferber olmalı. Eğer siz seferber olmazsanız istediğiniz kadar para harcayın. O zaman -mış gibi görünür. Asıl olan bir belediye başkanının görev yaptığı kente sahip çıkması lazım. Bunlar bizim babamızın malı değil. Hepimizin görev süresi sınırlı. 8 bin 500 yıldır pırıl pırıl gelen bir Aliağa var ama şu anda bambaşka bir yere gidiyor. Özetle, korumak… bu şehrin ağacını, denizini, körfezini, deresini korumak bizim asli görevimizdir.”

EXPO PLANLARI MECLİSTE

Oturumda ayrıca İzmir’in 2026 yılında ev sahipliği yapmaya hak kazandığı ve İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in “müjde” olarak duyurduğu Uluslararası Bahçe Bitkileri EXPO (Botanik EXPO) planlarına yapılan itirazlar da gündeme geldi.

Aralarında Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü’nün de itirazının bulunduğu toplamda 379 olan itirazlar, görüşülmek üzere “Acil” kaydıyla İmar ve Bayındırlık Komisyonuna gönderildi.

Yorum Yazın

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz

Yorum yazma kurallarını okudum ve kabul ediyorum.

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yorumlar
Yeniden eskiye
Eskiden yeniye
Öne çıkanlar

Bu habere hiç yorum yapılmamış... İlk yorum yapan sen ol.