Dolar 32,5645
%0.28
Euro 34,7240
%-0.02
Altın 2.487,200
%0.11
Bist-100 9.525,00
%-0.06

Pzt

-8°

Sal

-12°

Çar

-3°
Büyükşehir’de ‘faaliyet’ maratonu: Hızal’dan ‘Narlıdere’ iddiası Soyer’den ‘aramalı’ yanıt

Büyükşehir’de ‘faaliyet’ maratonu: Hızal’dan ‘Narlıdere’ iddiası Soyer’den ‘aramalı’ yanıt

İzmir Büyükşehir Belediyesi Nisan ayı Olağan Meclis Toplantısı ikinci bileşiminde Büyükşehir ve ESHOT Genel Müdürlüğü’nün 2021 yılı faaliyet raporları görüşüldü. Büyükşehir’in 2021 yılı faaliyetlerine ilişkin muhalefetten set eleştiriler gelirken AK Parti Grup Başkanvekili Özgür Hızal, Narlıdere Metro inşaatının maddi yetersizlik nedeniyle durdurulduğunu ifade etti. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer ise; iddialara yüklenici firma Gülermak A.Ş. Proje Müdür Yardımcısı Serhan Arda’yı görüntülü arayarak yanıt verdi. Öte yandan Arda, inşaat çalışmalarının 611 işçiyle devam ettiğini söyledi. Şantiyedeki çalışma görüntüleri ise canlı yayında meclis salonuna yansıtıldı.

  • Ege Postası
  • 13.04.2022 - 19:55

TENZİLE AŞÇI/EGEPOSTASI- İzmir Büyükşehir Belediyesi Nisan ayı Olağan Meclis Toplantısı ikinci bileşimi, meclis yönetmeliği gereği Meclis Birinci Başkan Vekili Mustafa Özuslu idaresinde gerçekleştirildi. Oturumun ana gündem maddeleri ise Büyükşehir ve ESHOT Genel Müdürlüğü’nün 2021 yılı faaliyet raporları oldu. 

5 saat süren oturumda, Büyükşehir’in 2021 yılı faaliyetleri muhalefet tarafından kalem kalem eleştirildi. Yapılan eleştiriler ise metro yapım çalışmaları, kentsel dönüşüm faaliyetleri ve İZBETON ile altyapı sorunları olurken İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, oturum sonunda tüm eleştirilere yanıt verdi. 

Yapılan tüm konuşmaların ardından oylanan İBB ve ESHOT 2021 yılı faaliyet raporları, Cumhur İttifakı’nın ‘ret’ oylarına karşılık Millet İttifakı’nın ‘kabul’ oyları ile oyçokluğuyla meclisten geçti. 

AYDIN: EKONOMİK KRİZE RAĞMEN TÜM ALANLARDA İYİ İLERLİYORUZ

Kentleşme ve değişim üzerinden İzmir’in sorunlarının çevre illeri de etkilediğini belirterek konuşmasına başlayan CHP Grup Başkanvekili Murat Aydın, “Dünya değişiyor. Nüfus hızla kırsaldan kentlere akıyor. Türkiye daha kentleşmesini sağlayamadan metropolleşmeyle karşı karşıya kaldı ve bu da toplumumuzu daha karmaşık bir hale getirdi. Metropoller artık sadece kendi yerleşim alanını değil bulunduğu bölgeyi de etkiliyor. Bu nedenle İzmir sorunlarının çözümünü İzmir sınırlarında aramanın imkanı kalmadı. İzmir Körfezi’nin temizliğini, tarımsal sulamayı ulaşım ve ticaret kanallarını bölgedeki diğer kentlerden bağımsız düşünmek mümkün değil. Bölgenin en büyük su kaynağı olan Gediz Nehri hepimizi etkiliyor. Artık kent merkezlerin tamamı birbirine benzemeye başladı. Kentlerin kimliğini korumak sadece çarpık yapılaşmayı önlemekten daha fazlasını ifade ediyor. Tüm bunların ışığında yönetim yapı ve anlayışının da değişmesi gerekiyor. Belediyenin yaptığı her faaliyete karar veren ve kentin her sokağını bilen bir belediye reisi anlayışıyla metropollerin yönetilmesi mümkün değil. Bu nedenle kentler için en büyük güvence kendisini kente ait hisseden ve kente sahip çıkan insanların birlikte yaşamalarıdır. Bu nedenle insanların birlikte yaşama koşulları geliştirilmeli. İzmir bu açıdan şanslı. Şehirde yaşayan insanlar nereden gelmiş olurlarsa olsunlar kendilerini İzmir’e ait hissediyorlar. Bizim, İzmir için kendine has bir kimlik oluşturmamız gerekiyor. Sanat ve kültür de bundan bağımsız düşünülemez. Bazıları heykel sayma işini eleştirse de… İBB, metropol yönetimindeki bu değişimi çok önceden fark etti ve stratejik planını bu hedefler doğrultusunda oluşturuldu. 2019-2024 yılları için ortaya koyduğu stratejik planını bir adım daha ilerletti. Bizim bu hedeflere ulaşma yolundaki ilerleyişimiz devam ediyor. Deprem, salgın, afetler ve derin ekonomik krize rağmen tüm alanlarda iyi ilerliyoruz. İzmir halkı şunu bilmelidir: Guru duyacağı bir belediye yönetimine sahiptir. Stratejik hedeflerimizden biri altyapı çalışmaları. Bunun için bütçeden 2 milyar 236 milyon lira ayrılmıştı ayrılmıştı. 2 milyar 196 milyon lira harcama yapıldı ve bunun gerçekleşme oranı yüzde 98 oldu. Metropollerdeki sorunlar bize altyapı sorunu olarak görünüyor. Bunlardan biri de otopark sorunu. İBB, bunun için İzmir adliyesinin orada 639 araç kapasiteli tam otomatik katlı otopark inşa etti. Biz, İzmir’i yaşam kalitesi yüksek ve ulaşım ağı geniş bir kent olması için çalışıyoruz. Toplu ulaşımı yaygınlaştırmak için birçok yatırım yaptık. Yaşanan tüm sorunlara, ekonomik krize, döviz ve akaryakıt fiyatlarındaki artışa rağmen toplu ulaşım faaliyetlerimizi aksatmadık sürdürdük ve yeni yatırımlara başladık” dedi.

“CHP BELEDİYELERİ YOKSULLARDAN NEMALANMAYI İSTEMİYOR”

Sağlık ve ulaşım yatırımlarına da değinen Aydın, merkezi hükümetin “hasta garantili hastanelerini” eleştirdi ve “Ayrıca raylı sistem yatırımlarımızı da sürdürdük. Narlıdere Metrosu, Buca Metrosu ve Çiğli Tramvayı bunlara örnek. Zaman zaman mecliste belediyelerin görevleri üzerinden tartışmalar yapıldı. O zaman gelişim çizgisi noktasında belediyenin görevi nedir diye sormak gerekir. Kentte yaşayanların yaşam kalitesini artırmak ve kişisel gelişimlerine katkı sağlamak belediyelerin hizmet görevlerinden değil midir? Artık belediyeler standart hizmetler veren birimler olmaktan çıkıyor, kentte yaşayanların yaşam kalitesini artırma, çevre ve doğayla uyumlu sürütülebilir kentler yaratmak için de çalışıyor. İnsan sağlığına verdiğimiz önem gereği faaliyetlerimizi sürdürdük. Türkiye’nin tek belediye hastanesi olan Eşrefpaşa Hastanemiz halkımıza hizmet vermeyi sürdürdü.  Büyükşehir, müşteri garantili olarak yapılan hastanelere daha çok müşteri gitsin diye Karşıyaka gibi nüfusu 400 bine yaklaşmış bir ilçenin hastanesinin kapatılmasına kayıtsız kalmadı ve sorunun biraz olsun hafiflemesi için Eşrefpaşa Hastanesinin hizmet birimi Karşıyaka’da hizmet birimi açtı. İBB ve belediyelerin görev tanımı gelişiyor ve değişiyor Yoksulluk derinleşiyor ve belediyeler bu kesimlere yardım etmeli. Ama CHP yönetimindeki büyükşehir belediyeleri, yoksullardan nemalanmayı istemiyor. Yoksulluğu bitirmek için elinden geldiğince çalışıyor. Yoksulluğu azaltmak da bizim için bir belediyecilik faaliyetidir. İBB, tarımı ve çiftçiyi desteklemeyi 2021 yılında da sürdürdü. Bunu sadece çiftçilerden ürün alarak yapmadı. Doğru tarım politikalarını uyguladı. Küçük üreticiyi; teknoloji, bilgi ve ürettiği ürünlerin pazarlanması konusunda destekledi.  Üretilen ürünlerin yöreye uyumlu olmasının su ve tarımsal ilaç kullanımını azaltması dikkate alınarak yerel çeşitlerin korunması ve geliştirilmesi çabaları devam ediyor” diye konuştu. 

“AŞKLA ÇALIŞMAYI SÜRDÜRÜYORUZ”

Muhalefet tarafından büyükşehirde çalışan personel sayısı ve personel giderlerine ilişkin eleştirilere de kısaca yanıt veren Aydın, sanat faaliyetlerine ilişkin eleştirilere de yanıt verdi ve şunları söyledi; “Zaman zaman meclisimizde yapılan tartışmada personel giderlerinin çokluğundan bahsedilir. Her defasında vurguladığımız gibi bizler kendimizi patron, belediye çalışanlarını işçimiz olarak görmeyiz. İşçinin, emekçinin hakkında, ücretinden kısıntı yaparak, onlara daha az ücret verip oluşan sermayeden “çılgın projeler” yapmayı, bunun üzerinden kendimize siyasi güç devşirmeyi doğru bulmayız. Zaman zaman çalışan sayımızın çokluğuna dair eleştiriler de yapılmaktadır. Yaptığımız işlerin kapsamı ve bu temel tercihimiz dikkate alındığında personel sayımızın çok olmadığı hatta bazı noktalarda eksiklerimizin bulunduğu görülecektir. İzmir halkının günlük sorunlarına, ihtiyaçlarına bütçe ayırmayı, onların daha müreffeh, daha mutlu, daha özgür ve daha huzurlu olması için canla, başla, aşkla çalışmayı sürdürüyoruz. Ne yaparsak yapalım yeterli olmayacağını, yaptığımız hiçbir şeyle yetinmeyip daha iyisini yapmak için hedeflerimizi biraz daha ileriye koymayı sürdüreceğiz.”

HIZAL: TEMEL KRİTERİMİZ SOYER’İN VAATLERİ

AK Parti Grubu adına söz alan AK Parti Grup Başkanvekili Özgür Hızal, faaliyet raporunun yanı sıra İBB’nin 3 yıllık performansının değerlendireileceğini ifade etti ve “Gönül isterdi ki Murat Bey İzmir’in sorunlarını ve sokaklarını daha fazla konuşsaydı. Az önce ‘Boş ve sığ’ konuşmalar dedi. Bu, herhalde kendi grubundaki arkadaşlarla ilgiliydi çünkü bizim hiçbir eleştirimiz boş ve sığ olmadı. Sizin 3. faaliyet raporunuzu konuşuyoruz. Yani sizin ve bizim değerlendireceğimiz ve oylayacağımız sondan bir önceki rapor. Bu açıdan kıymetli, çünkü karne notunun verilmesine çok yaklaşıldı. Biz burada sizin bir yılınız değil, 3 yılınızı değerlendireceğiz. Saatte 1.2, günde 27 milyon ve toplamda 36 milyar lira harcayıp ortaya hiçbir eser koyamayan İBB’yi konuşacağız. Bir şehrin reklam ve algılarla nasıl yönetilmediğini sizler tarafından seçim öncesinde verilen ve her yıl yenilenen vaatler ve sözlerin nasıl yerine getirilmediğini konuşacağız. Beceriksiz yönetim anlayışı nedeniyle her geçen gün yerel manada yaşam kalitesi ger geçen gün daha da aşağıya inen İzmirlileri konuşacağız. Bugün, umutlandırdığınız ama unuttuğunuz sizin tabirinizle ‘arka sıradakileri’ konuşacağız. Yönetenlerin liyakatsizlikleri ve beceriksizlikleri nedeniyle batma noktasına gelen İBB şirketlerini, milyonlarca lira harcanarak temel atma töreni yapılan ama temeli atılamayan, İzmirlinin 529 milyonunun heba edildiği Buca Metrosu’nu ve sizin ‘engelleniyoruz’ diyerek yaptığınız mazeret belediyeciliğinizi konuşacağız. İzmir ‘in yüzlerce sorunu var. Sizler de bunları çok iyi biliyorsunuz. Yapılamayan yollar, başlanamayan kentsel dönüşüm, ilerlemeyen ulaşımı ve her gün katlanarak artan belediye botçunu çok iyi biliyorsunuz. Bizim önümüzdeki en temel kriter Tunç Soyer’in seçim öncesinde önümüze koyduğu vaatler” dedi.

“GENEL BAŞKANINIZ İZMİR’E GELMEKTEN ÇEKİNİR HALE GELDİ”

İzmir’in sorunlarını başlıklar halinde değerlendiren Hızal, altyapı çalışmalarına değinirken altyapı faaliyetlerinin yüzde 90’ının gerçekleşmediğiniz söyledi ve “İzmir denilince akla gelen ilk sorun altyapı. Aklıma da şu geliyor. Genel Başkanınızın İzmir’i her ziyaretinde vatandaşların altyapı üzerinden sizleri nasıl eleştirdiğini hatırlıyorum. Üzülüyorum. İzmir milletvekili genel başkanınız İzmir’e gelmekten çekinir hale geldi. Bu sizin beceriksizliğiniz. Tunç Soyer raylı sistemi iki katına çıkaracaklarını, ana transfer merkezi yapılacağını, 3 kritik noktada trafik yerin altına alınacağını söylemişti.  Fahrettin Altay ve Narlıdere Metro hattının sizin stratejik planınıza göre bitmiş olması gerekiyordu. Buca metrosunun da yüzde 28’inin bitmiş olması gerekiyordu. Bu hedefleri sizler koydunuz. Bizler de defalarca eleştirdik. Verdiğiniz vaatlerin yüzde 90’ı gerçekleşmedi. Hedeflerin yüzde 90’ı gerçekleşmedi. Haksızlık da yapmak istemeyiz. İBB hiçbir şey yapmıyor dersek yalan olur. Buca ve Bornova’yı birleştirecek olan botanik bahçesine dönen tüneli soruyoruz. 3 yıl geçti hala ihale süreci diyorsunuz. Mürselpaşa Caddesi Zafer Payzın arasındaki kavşağın altgeçidi. İhaleyi verip yer teslimini yapmışsınız ama şunu unutmuşsunuz: O işi yapacağınız yerden raylı sistem geçiyor. Biri İZBAN diğeri de limana giden yol. Şimdi orada ne yapacağınızı bilemiyorsunuz. 1 koca yılda 4 adet yaya üstgeçidi yapmışsınız. İzmirliler sizden asgari düzeyde belediyecilik hizmeti bekliyor ve şu anda en büyük şikayet İzmir’in mevcut yollarının bakımsızlığı. Bunları yapak olan da İBB ve onun iştiraki İZBETON. Hedefiniz rekor asfaltlamaydı. İBB ve İZBETON İzmir’in sokaklarını safari merkezine çevirdi. Rekor asfaltlama dediniz, sonunculuk rekor kırdınız. ‘Girdi fiyatları arttı’ diyebilirsiniz. Onu 2022’nin faaliyet raporunda konuşuruz. Hiç 2021 yılı için bunu söylemeyin” ifadelerini kullandı.

“NARLIDERE METRO İNŞAATI DURDU”

Metro projelerine ilişkin çarpıcı iddialar ortaya atan Hızal, “Metro inşaatları… Bir tane çalışması devam eden bir metro hattı inşaatı var. Narlıdere Metrosu. Başkan her gün bir rakam veriyor. Biz bunların gerçekliği konusunda ciddi şüphelerimiz var. Kaldı ki siz bu rakamları yüzde 99.99 seviyesine de çıkarsanız o metroyu zamanında açmadıysanız hiçbir anlamı yok. Narlıdere Metrosu’nun şu ana kadar bitmiş olması gerekiyordu. Narlıdere Metrosu şu anda inşaat faaliyeti durmuş durumda. Buyurun gidelim diyorsanız gidelim. Ben hazırım. Ama Narlıdere Metrosu sizin finansal kriziniz yüzünden durmuş durumda. Narlıdere Metrosu’nu yapamayan İBB, Buca Metrosu’nda ‘engelleniyoruz’ algısıyla İzmirlilerin karşısına çıkıyor. Kimsenin sizi engellediği yok. Mahkeme bir karar verdi ve ‘Ey İBB, sen kafana göre İzmirlinin 529 milyonunu buradan alıp buraya vermezsin’ dedi. Mahkeme size bir hatadan dönme fırsatı verdi. Biz yolsuzluk var demiyoruz. Sayın başkanın öyle bir açıklaması var ama biz yolsuzluk demedik. Biz bir hatadan dönmenizi söyledik. Şu anda İzmir’de devam eden tek raylı sistem inşaatı Çiğli Tramvayı. İzmir’i demir ağlarla öreceğiz diyen İBB, mevcut hatlar üzerine 2 durak bile yapamadı” dedi.

“1 MİLYARLIK RANT VAR”

Kentsel dönüşüm faaliyetleri kapsamında, kentsel dönüşüm yetkisi verilen İZBETON A.Ş.’nin kooperatif formülünü eleştiren Hızal, “hukuksuzluk” vurgusu yaptı ve şunları söyledi; “Altyapıyla ilgili başka bir konumuz kentsel dönüşüm. Orada işler çok daha sıkıntı. Hukuki anlamda sıkıntılar var. İBB’ye kentsel dönüşüm yetki 10 yıl önce verildi. O dönemden beri 128 bin metrekarelik alanda bir şeyler yapıldı. Yetersiz. Sayın Başkan İzmir yenilenecek demişti ama 3 yıl boyunca daire başkanlığının yaptığı iki etap ihalesi dışında yapılan hiçbir şey olmadı. İZBETON’a vermiş olduğumuz kentsel dönüşüm yetkisi… Biz bunu neden verdik? Ekonomik kriz var, ihaleye girilmiyor dediniz. Biz de bu yetkisi verdik. Ne oldu? İZBETON kafasına göre, hukuk dışı nereden uydurduğunu anlayamadığımız saçma sapan bir yöntemle kooperatif kurdu. Bu işler kooperatife ne şekilde veriliyor hiçbirimiz bilmiyoruz. Yetkiyi biz veriyoruz denetimi biz yapamıyoruz. Kooperatifler kurdunuz ya… O kadar iyi niyetli insanlar var ki insanlar Ankara’dan kalkıp bu kooperatife üye oluyorlar. Son kurduğunuz kooperatife Ankara CHP’de siyaset yapan bir arkadaş üye oluyor. Bu insan geliyor burada kooperatif kuruyorlar ve İzmir’in kentsel dönüşüm sorunlarını çözecekler. Hadi oradan derler insana. 1 milyarlık rant var ortada. Bugüne kadar olan işleriniz vicdansız. Bundan sonrakiler en azından hukuksuz olmasın. Bu kooperatifleri kurarken birlerinin CHP’nin Genel Merkezi’nin yüksek katlarında tanıdıkları var mı bilemiyorum. İzmir’de ciddi bir kentsel dönüşüm sorunu var. İZBRTON kafasına göre iş yapıyor ve İzmirlilerin kafasını karıştırıyor. Karabağlar Belediye Başkanı bu konuyla iğli böyle bir yöntemle ilgili bilgimiz yok dedi. Olamaz zaten çünkü hukuki değil. Bu işi kooperatif diyerek masumlaştırmazsınız ve iş insanları diyerek legalleştiremezsiniz. Biz İBB’den kentsel dönüşüm konusunda çok şey bekliyoruz. Ama kendisi k1,5 yıldır kendi konutunun dönüşümü için bir şey yapamadı. Bizim bir salonumuz yok. Kentsel dönüşümden bahsedip şu kadar milyar lira harcanacağını söyleyen İBB, hala kendi binasının dönüşümünü yapamadı, bir salon dahi yapamadı.”

“VAATLERİNİZİ İNSANLARA UNTTURMAYA ÇALIŞSANIZ DA…”

Yıkım çalışmaları başlayan Buca Cezaevi alanının değerlendirilmesine ilişkin CHP kanadından yapılan çağrılara yanıt veren Hızal, Büyükşehir’in yeşil alan çalışmalarına kesilen ağaçlar üzerinden tepki gösterdi ve “Tunç Bey, Buca Cezaeviyle alakalı birtakım açıklamalar yaptı. O alanda İzmirlilere en iyi hizmet edecek bir proje üretilecek. O konuda hiçbir endişeniz olmasın. Bu açıklamayı yaparken her gün Fuar’da önünden geçtiğimiz ama neden kesildiğini sormadığınız ağaçlar var. Bu ağaçlar sizin döneminizde kesildi. Hastalık, böcek dendi. Siz bu ağaçları kurtaramadınız ve 50 yıllık ağaçları kestiniz. Bunun nedeni de İBB’nin gerekli ihaleyi yapmaması ve gereken bakımların yapılmamasıydı. Kent genlinde 2 bin civarında ağaç kesildi. Siz bir gram yeşil alan ortaya koyamıyorsunuz ama Bergama’daki Millet Bahçesi’nin hukuksuzluğundan bahsediyorsunuz. Yapamıyorsunuz tamam ama en azından yapılanlara mani olmayın” diye konuştu ve sözlerini şu şekilde sonlandırdı; “Özetle… Bir şeyler vaat edip bazı hedefler ortaya koymuşsunuz ama ortada hedefleriniz de faaliyetleriniz de ortada yok. Siz, yapmadıklarınızın tiyatrosunu yapıyorsunuz. Sizler vaatlerinizi insanlara unutturmaya çalışırsanız. ESHOT’la ilgili şunu söyleyeceğim. İzmirli 90 dakikasını geri istiyor ve siz bunu vereceksiniz. Sizlerle bizim aramızda hizmet belediyeciliği anlamında büyük farkınız var. Yatırım… Yatırım denince bizim aklımıza yapılıp faaliyete alınan Konak Tüneli, deprem konutları geliyor. Sizin aklınıza başlanan ama bitirilemeyen tüneller ve anıtlar geliyor. Bu anlattıklarım doğrultusunda AK Parti Grubu olarak size maalesef düşük not vereceğiz ve faaliyet raporuna ret oyu kullanacağız.”

ŞAHİN: İZMİR’İN KRONİKLEŞMİŞ SORUNLARINI ÇÖZECEK BİR AKIL YOK

MHP grubu adına konuşan MHP Grup Başkanvekili Selahattin Şahin, Başka Soyer’in verdiği vaatlerin yerme getirilmediğini ifade etti ve “Faaliyet raporunu hakkında görüşlerimizi bildirmeden önce 2019 yılı seçim öncesine göz atmak istiyoruz. Hepinizin malumu o dönemde aday olan bu günün belediye başkanları kentin sorunlarını ve çözüm önerilerini vaat olarak sıralamışlardı. Seçimleri kazandıktan sonra stratejik plan çerçevesinde bu tespitlerini kamuoyu ile paylaştılar. Alsancak Garı, Karşıyaka Vapur İskelesi önü ve Basmane Dokuz Eylül Meydanı’nda trafiği yer altına alma, 100 bin araçlık otopark kapasitesi, 470 km raylı sisten ağı, Körfez Dönüşüm Projesi, içilebilir musluk suyu… Seçim kazandıktan sonra başkanın hazırlattığı stratejik plandan bazı maddeler oldu. Herkesi kapsayan sürdürülebilir alt yapı oluşturmak, il genelinde iklim dostu yeşil alanlar ağı oluşturulacak. Ulaşım türleri arasında birbirinin hareket kabiliyetini kısıtlamayan ve farklı seçeneklere izin veren sürdürülebilir bir ulaşım sistemi oluşturmak… Maalesef İzmir bu konuda çok geride. İzmir’i doğayla uyumlu yaşamın dünyadaki örnek şehirlerinden biri haline getirmek… İzmir’i yeniden Ege, Akdeniz ve dünya kültürlerinin üretim alanlarından biri haline getirmek… Ancak İzmir’in kronikleşmiş sorunlarını çözecek bir öngörü ve aklın olmadığını İzmir’in makûs talihi ile baş başa bırakıldığını üzülerek arz ediyorum. Bizim İzmir ile ilgili tespitlerimiz şunlar; kentsel dönüşüm, deprem, trafik ve otopark sorunu, İzmir’in kronikleşmiş koku sorunu ve planlama sorunu” dedi.

“KOOPERATİF İŞİ SAKAT BİR İŞ”

Gaziemir Aktepe-Emrez alanındaki kentsel dönüşüme de değinen Şahin, dönüşümün kooperatif yoluyla değil vatandaşların kendileri tarafından yapılması çağrısında bulundu ve “Milli emlak arazisi olan 80 dönüm arsa Aktepe- Emrez mahalleleri eski pazaryeri mevki 12 milyon liraya alınmıştı Burası şu anda proje yapılan eski pazar yerinin olduğu alan 40 dönümüne toplam 600 konut yapılıyor Burada %50 ile İBB İZBETON iş insanları kooperatifine yapımını verdiği görülüyor. Şu anda ilk etapta başlanması söz konusu olan 276 konut 9 iş yeri yapılacak. Yapılan adalarınıza 3 emsal verdiniz. Yine Aktepe-Emrez yerleşim yerlerine uygulanacak kentsel dönüşüm insanlarımızın yerlerine 1,5 emsal üzerinden pay veriyorsunuz bu adil bir yaklaşım değildir İBB uhdesine buradan 300 konut kaldı. 40 dönüm İBB‘ye satın alma maliyeti 6 milyon olduğuna göre 300 konutun her birinin İBB’ye maliyetini 20 bin liradır. Kamuoyundan öğrendiğimiz kadarı ile 1+1 satış bedeli 620 bin lira. 2+1 satış bedeli 840 bin lira, 3+1 satış bedeli 1 milyon 200 bin lira yani ortalama konut satış bedeli 860 bin lira olduğu düşünülünce 20 bin lira arsa bedeli hariç buradan daire başına 840 bin lira kazanılmaktadır. Rantın büyüklüğü... 300 konut 840 bin TL’den 252 milyon yapar. Aktepe-Emrez mahallelerinin kentsel dönüşümü imar planlarını yapılsın. Burada boş arazi dönüşüyor şu anda. Burada yerleşim yeri olan yerlere imar planları yapılsın ve burada yaşayan kardeşlerimiz kentsel dönüşümü kendileri yaptırsın. Bu daha hızlı sonuç verecektir. Milli Emlak’tan alınana araziyle anca şimdi hareket ediliyor. Bu kooperatif işi biraz sakat bir iş” ifadelerini kullandı.  

SEVİNÇ: AKSAMALAR OLMUŞ OLABİLİR

Kısa bir konuşma yapan İYİ Parti Grup Başkanvekili Kemal Sevinç, “Salgın döneminde hizmetlerde bazı aksamalar olmuş olabilir bu mümkündür. Yine salgın döneminde ESHOT Genel Müdürlüğü de salgına rağmen gayet iyi bir performans sergiledi, tek kalemde büyük bir otobüs alımı yaptı. Tüm veriler ışığında biz faaliyet raporuna ‘kabul’ oyu kullanacağız” dedi.

SOYER: HUKUKA AYKIRI HİÇBİR ŞEY YOK

Amaçlarının İzmir’in refahını büyütmek olduğun söyleyen Soyer, kentsel dönüşüm ve altyapı alanında yapılan çalışmaları açıkladı. Kentsel dönüşüm üzerinden gelen eleştirilere yanıt veren Soyer, kooperatif konusunda yapılan “hukuksuzluk” iddialarının yanlış olduğunu belirtti ve “Altyapı stratejik amacımızın temel ayaklarından bir diğeri elbette kentsel dönüşüm. İzmir, elli yılı aşkın bir süre çarpık yapılaşmanın kurbanı olmuş şehirlerimizden biri. Ulaşım altyapısı düşünülmeden, imar aflarıyla büyüyen şehir dev bir beton yığınına dönüşmüş. Yüzde yüz uzlaşmaya dayalı yerinde dönüşüm ilkesiyle, 2021’de İzmir tarihinin en büyük kentsel dönüşüm hamlesini başlattık. Gaziemir, Ege Mahallesi, Uzundere, Ballıkuyu, Çiğli Güzeltepe ve Örnekköy’de olmak üzere altı bölgede dönüşüm aynı anda başladı ve devam ediyor. 3 bin 958 bağımsız birimin yapımına başladık, 2 bin 500 bağımsız birimi ise yapım ihalesine hazır hale getirdik. İnşaat sektörünün içinden geçtiğimi zorlu ekonomik koşullar altında kentsel dönüşüm için daha önce hiç uygulanmamış, yeni ve kalıcı çözümler üretiyoruz. Öncelikle bu projelerin yapımında belediye şirketimiz İZBETON’u devreye aldık. Ardından, kentsel dönüşüm için iş dünyamızla ortaklık kurduk ve yapı kooperatifleriyle çalışmaya başladık. Kimsenin hakkını ranta kurban etmeden, vatandaşlarımızla müteahhitleri karşı karşıya getirmeden, Belediyemiz garantörlüğü altında şehrimizin depreme dayanıklı, yepyeni mahallelerini kuruyoruz. Özgür Bey “hukuka uyguluk” vurgusu yaptı. Hukuka uygun olmayan bir yöntem olduğunu söylediler. Hiçbir endişeleri olmasın. Hukuka aykırı hiçbir şey yok. Teminat mektupları alınıyor. Ben daha önce bu projelere girecek arkadaşlara konsorsiyum oluşturarak girmelerini teklif ettim ama yapamadılar. Ondan sonra nihayet iş insanları bir anlaşmaya vararak sürece dahil oldular. Bu süreçler hukuka uygun yürüyor. Zaten Sayıştay denetimine açık. Şu da bilinmelidir ki… Biz tapuları inşaatın bitmesinin ışığını görmeden vermiyoruz. Asla belediyemizi zarara sokacak ya da sıkıntıya düşürecek noktaya gelmeyecek” diye konuştu.

“EXPO 2026, YEŞİLDERE’DE VÜCUT BULACAK” 

Yeşildere hattına ilişkin projenin bir sonraki oturumda gündeme geleceğini söyledi ve haberi “müjde olarak paylaşarak, “Yeşildere’yi çözüme kavuşturuyoruz. İzmir yeşil altyapı stratejisinin en önemli ayağını teşkil eden Expo 2026, Yeşildere’de vücut bulacak. Türkiye’nin ilk büyük yeşil dönüşüm projesi bu vadide başlayacak ve bölge 4yıl içinde Expo 2026 alanına dönüşecek. Kaderine terk edilmiş Yeşildere, Kültürpark’tan da büyük yeni yeşil alanımız olarak hizmet verecek. Bölgedeki hak sahipleriyle görüşmelerimizi de başlattık. Bu tasarımızı yarın bir önerge ile Meclisimizin de gündemine sunacağız” ifadelerini kullandı.

NARLIDERE İDDİALARINA GÖRÜNTÜLÜ ARAMA YANITI 

Raylı sistem çalışmalarına da değinen Soyer, Hızal’ın “Narlıdere Metro inşaatı durdu” iddialarına,yüklenici firma Gülermak A.Ş. Proje Müdür Yardımcısı Serhan Arda’ya görüntülü bağlanarak yanıt verdi. İnşaat alanındaki Arda, çalışmaların 611 işçiyle devam ettiğini söyledi. Şantiyedeki çalışma görüntüleri ise canlı yayında meclis salonuna yansıtıldı.

Haftaya şantiye alanını ziyaret edeceklerini söyleyen Soyer, “İki yıl içinde Narlıdere metro tüneli kazısını tamamladık ve beş yeni güzergahta daha yeni metro yatırımları başlattık. Narlıdere Metrosu ile birlikte Çiğli Tramvayı da yapım aşamasında. Cumhuriyetimizin 100. yılında her iki hattı da hizmete almış olacağız. 28 kilometrelik Karabağlar Gaziemir Metrosu, 27.5 kilometrelik Otogar Kemalpaşa Metrosu ve 5 kilometre uzunluğundaki Örnekköy Yeni Girne Tramvay Hattı İzmir’e kazandıracağımız yeni güzergahlar” dedi.

“İHALE KOMİSYONUNUN ALDIĞI KARARIN ARKASINDAYIM”

Tartışmaların odağında olan Buca Metrosu ve ihalesine ilişkin açıklamalarını bir kez daha tekrarlayan Soyer, şunları söyledi;  “Buca Metrosu için 490 milyon Euro'luk uluslararası yatırım kredisi temin ettik. Buca Metrosu dünyanın fizibilitesi en yüksek metro yatırımlarından biri. Dünya genelinde bir metronun kendi finansmanını karşılama süresi 30 yılken biz bunu yarı süresinden kısa zamanda gerçekleştireceğiz. Hepinizin bildiği gibi metromuzun ihalesini ikinci düşük teklifi veren konsorsiyum kazandı. Bu karar, Avrupa Kalkınma Bankası’nın aşırı düşük tekliflerle ilgili yönetmeliği harfiyen uygulanarak verildi ve doğruluğu Banka’nın atadığı bağımsız denetçi tarafından da teyit edildi. Buca Metrosu gibi büyük proje ihalelerinin aşırı düşük tekliflerle alınması Türkiye ve dünya genelinde iki sonuç doğuruyor. Proje öngörülen maliyetin çok üstüne ve çok daha uzun sürede tamamlanıyor. Bazen de yarım kalıyor. Avrupa Kalkınma Bankası’nın aşırı düşük tekliflerle ilgili yönetmeliği işte bu nedenle var. Banka bu yönetmeliği tüm yatırım kredilerinde uyguluyor ve ihale gerçekçi kabul edilen en düşük teklife veriliyor. Özetle, ihale komisyonumuzun aldığı karar kanunlarımız ve uluslararası kurallarla yüzde yüz uyumludur. Zaten açılan dava da ihalenin iptali talebini içermemektedir. Davada öne sürülen iddia, yapılan değerlendirmeye dair bilgilendirmenin yetersiz olduğudur. Bu iddia üzerine Avrupa Kalkınma Bankası 25 Mart tarihli açıklamasında kararın kurallara uygun olduğunu bir kere daha teyit etmiştir. Buca Metrosu ile ilgili olarak ihale komisyonumuzun verdiği kararın tümüyle arkasındayım. Komisyonumuz bu kararı vererek, yasal prosedürleri yerine getirmiş ama çok daha fazlasını başarmıştır. Metro inşaatının tam zamanında ve planlanan bütçe ile tamamlanması teminat altına alınmıştır. Kimsenin şüphesi olmasın. Hiç kapanmayacak bir şantiye alanı yerine, tam zamanında biten anıtsal bir Metro hattı bırakacağız. İzmirlileri vaktinde Buca Metrosuyla buluşturacağız.”

3 YILDA 5 BİN ARAÇ KAPASİTELİ OTOPARK

Otopark ve trafik eleştirilerine de rakamsal verilerle yanıt veren Soyer, “Göreve gelirken İzmir’in otopark sorununu çözmek için söz vermiştim. Geçtiğimiz birkaç yıl içinde bu hedefe doğru adım adım ilerledik. Son üç yılda İzmir’de 5 bin araç kapasitesinin üzerinde kapalı ve açık otoparkı, hemşerilerimizin hizmetine sunduk” dedi.

“İZETAŞ BELEDİYEYE YILDA 297 MİLYON KAZANDIRACAK”

Yenilenebilir enerji adına yaptıkları projelere de değinen Soyer, “Türkiye’de bir ilke imza atarak İZENERJİ bünyesinde kurduğumuz İZETAŞ ile yenilenebilir enerji kullanmaya başladık, aynı zamanda Belediye’nin enerji maliyetlerinde ciddi tasarruf sağladık. İZETAŞ ile büyükşehir belediyemizi enerji şirketlerinin fahiş kâr oranlarına karşı koruyarak elektrik bütçemizi yılda yüzde 22 oranında düşürdük. Projemiz tamamlandığında İZETAŞ’ın Belediyemize bir yılda sağladığı kazanç 297 milyon lira olacak. Bu rakam beş yılda 1 milyar 485 milyon demek. Yani İzmir için kilometrelerce yeni metro tüneli, yol, viyadük, tünel, arıtma ve yeşil alan yatırımı demek. Yenilikçi projelerimiz sayesinde çöp artık şehrimiz için bir enerji kaynağı. Harmandalı’nda 190 bin hanenin elektriğini üretecek kapasiteye sahip Biyogaz Tesisi’ni hizmete aldık. Bergama ve Ödemiş’te ise entegre atık yönetimi tesislerimizde atıklardan elektrik enerjisi üretmeye başladık. Bu konuda da tüm Türkiye’ye öncüyüz” diye konuştu.

“BİRİLERİNİN PATENTLİ TOHUMLARINA BOYUN EĞMEK YERİNE…” 

Başka Bir Tarım Mümkün vizyonu çerçevesinde oluşturulan İzmir Tarımı modeli kapsamında Bayındır’da yapılan çalışmaları örnek gösteren Soyer, “Biz İzmir’de tarımın başlangıç noktası olan tohumu değiştirerek hem köylümüzü kalkındırıyor, hem de su kaynaklarımızı koruyoruz.

Yalnızca bir grup tarım şirketinin menfaati yerine ülkemizin ve vatandaşlarımızın menfaatini koruyoruz. İzmir Tarımı ile Türkiye’nin yerli ve milli tarım politikasını inşa ediyoruz. Yabancı ülkelere bağımlı olduğumuz silajlık mısırın dekarına 100 lira sübvansiyon vermek yerine atalık tohumlarımızı destekliyoruz. Yerli hayvan ırklarımızı koruyoruz. Küçükbaş hayvancılığı büyütüyoruz.  Her geçen gün boşalan köylerimize sahip çıkmak ve şehrimizdeki yoksulluk ve açlıkla mücadele etmek için çoban envanteri çıkarttık. Dahası yok edilen su kaynaklarımızı korumak için.  Silajlık mısır yerine, su istemeyen, yerli yem bitkileri ile hayvancılık yapan üreticileri belirledi. O çobanların ürettiği sütleri biz neredeyse iki kat bedelle satın alıyoruz. Piyasası 6 lira olan keçi sütüne 10, piyasası 8 lira olan koyun sütüne 11 lira veriyoruz. Bu sağlıklı sütleri, belediye şirketimiz İzTarım, Bayındır’da kurduğumuz günde 100 ton kapasiteli süt fabrikasında işleyecek. Bu ürünler, şehrimizin dört bir yanındaki yoksul mahallelere ulaşacak. Köylümüz kalkınacak, yoksulun karnı doyacak ve suyumuz, topraklarımız, milli servetimiz korunacak. Birilerinin patentli tohumlarına boyun eğmek yerine özümüze dönüyoruz” dedi.

“ŞEHRİMİZDEKİ DERİN YOKSULLUĞUN…”

Ekonomik krizin derinleşmesine vurgu yaparak Büyükşehir’in yardım projelerine de değinen Soyer, krizin yardım hedeflerini aştığını belirtti ve  “2021, sosyal yardımlarımızın da çığ gibi büyüdüğü bir dönem oldu. Yapılan nakdi yardım tutarı 79 milyon 150 bin 248 liraya ulaşarak hedeflediğimizin iki katından daha fazlası oldu. Yapılan nakdi yardımın ulaştığı kişi sayısı ise 107 bini aştı. Gıda paketi ulaştırdığımız vatandaşlarımızın sayısı ise 252 bin 243. Oysa bu faaliyet için hedefimiz 60 bindi. Sadece bu rakamlar bile şehrimizdeki derin yoksulluğun ne boyutlara geldiğini gösteriyor” ifadelerini kullandı.

“İBB BORÇ BATAĞINDA FALAN DEĞİL

İBB2nin borç batağında olduğu iddialarına da borçlanma verini paylaşarak yanıt veren Soyer, “İBB borç batağında dendi. Greve geldiğimizde olan 5 milyar lira olan borcumuz bugün 13.4 milyar lira. Bugüne kadar 5.4 milyar liralık iç ve dış borçlanma yaptık. Bu süre içinde 5 milyar lira da iç ve dış borç ödedik .Yani toplam borç miktarımız 400 milyon lira arttı.  Göreve geldiğimizde 790 milyon Euro olan dış borcumuz bugün 822 milyon Euro. Dolaysıyla İBB borç batağında falan değil. İBB, finansal kapasitesi son derece güçlü, bütün krizlere ve zorluklara rağmen hala yüzde 50’nin altında borçlanma kapasitesini doldurmuş durumda. Bütün bu tabloya rağmen şunu da söyleyeyim göreve geldiğimizde Euro 6 lira bandıydı şu anda 16 lira bandında. 2.6 kat artış var. Bunlar art arda eklenince ne olduğu anlaşılacak rakamlar. Biz bu süre içinde Narlıdere Metrosu için 192 milyon Euro dış borçlanma yaptık.” 

“PARTİSEL OLARAKSA BEN ONUN MUHATABI DEĞİLİM”

Yatırım, durak ve Buca Tüneli eleştirilerine de yanıt veren Soyer, “Özgür bey sizinle bizim aramızda fark var dedi. AK belediyecilikten bahsetti. Ben siz kim biz kim tam olarak anlamadım. Partisel olaraksa ben onun muhatabı değilim. İBB olarak bizim, asla mazeret belediyeciliği yapmadığımız söylemem lazım. Biz 40’a 1 oranı neden değişmiyor diye soruyoruz. Ben bunun hesabını sormak mecburiyetindeyim. Elektrik Fabrikası’nı sormak zorundayım. İzmir’in hakkı bu. Neden sormayayım? Biz mazeret belediyeciliği yapmadık, yapmıyoruz, yapmayacağız. Buca Tüneli… Orada en düşük teklife neden verilmediğini AK Partili arkadaşlarım sormuyor. 30 milyon daha yüksek verilene verildi. 30 milyon zayi mi edildi? Önemli olan işin yapılabil itesi. Buca Tüneli konusunda da 2 haftaya orada da yer telsimi yapılmış durumda. Yıl içinde bağlantılar yapılacak ve İzmir’in kullanımına açılacak. 2 durak yapılmadı dendi. İBB’ye o yetki verildi sonra geri alındı” dedi.

Yorum Yazın

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz

Yorum yazma kurallarını okudum ve kabul ediyorum.

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yorumlar
Yeniden eskiye
Eskiden yeniye
Öne çıkanlar

Bu habere hiç yorum yapılmamış... İlk yorum yapan sen ol.