Dolar 32,3194
%0.21
Euro 35,1068
%-0.04
Altın 2.295,660
%0.8
Bist-100 9,05
%2.72

Pzt

-8°

Sal

-12°

Çar

-3°
Başkan Soyer, Erdoğan ile neler konuştuğunu canlı yayında anlattı!

Başkan Soyer, Erdoğan ile neler konuştuğunu canlı yayında anlattı!

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, KRT TV'de yayımlanan 'Şimdiki Zaman'a konuk oldu. Soyer, geçtiğimiz günlerde görüştüğü AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan ile neler konuştuğunu canlı yayında anlattı.

  • Ege Postası
  • 03.03.2021 - 02:36

KRT TV'de yayımlanan Gürkan Hacır'ın sunduğu 'Şimdiki Zaman'ın bu haftaki konukları gazeteciler Barış Yarkadaş, İsmail Saymaz, Elfin Tataroğlu, Uğur Dündar ve İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer oldu. Geçtiğimiz günlerde İzmir'e giden Erdoğan'ı havaalanında karşıladğını ve 10 dakika görüşmek istediğini söylediğini anlatan Soyer, aynı günün akşam saatlerinde Erdoğan ile görüştüğünü söyledi.  490 milyon Euro'luk bir kaynak bulduklarını ve bunun için Erdoğan'ın onayına gereksimim duyduklarını söyleyen Soyer onay talebinde bulunduklarını söyledi, durumun önemini de aktardığını ifade etti. Stüdyodaki konuklar Soyer'e Erdoğan'ın cevabını sorduğunda "İlgileneceğini söyledi, vücut dilinden anladığım kadarı ile de ilgilenecek" dedi.

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, KRT TV'de Gürkan Hacır'ın moderetörlüğünde gerçekleştirilen Şimdiki Zaman programına katılan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı TUnç Soyer Gazeteciler Uğur Dündar, Barış Yarkadaş, İsmail Saymaz ve Yazar Elfin Tataroğlu'nun sorularını yanıtladı.

YANLIŞ ANLAŞILMA OLDUĞUNU DÜŞÜNDÜĞÜM İÇİN AÇIKLAMA İHTİYACI DUYDUM

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın İzmir ziyaretinde 15 dakikalık baş başa görüşmeleri hakkında konuşan Başkan Soyer, "Birincisi İBB'nin iki buçuk kat borçlu olduğunu söylemişti, Gördes'ten suyun getirildi yönünde tespiti olmuştu, birde Buca metrosu için kaynakla ilgili bir tespiti vardı. Bende bunun yanlış anlaşılma olduğunu düşündüğüm için açıklama ihtiyacı duydum. Görüşmemizde Buca metrosu konusundaki hassasiyetimizi anlattık, bu Buca için çok önemli bir proje. Her yurtdışından gelen para gibi bununda Cumhurbaşkanlığı onayı gerekiyor ve bunun için onay vermesi yönünde ricamızı ilettik. Cumhurbaşkanımız bu konu ile ilgileneceğini söyledi. Ben vücut dilinden ilgileneceğini düşünüyorum. Bizim bulduğumu finansman kaynakları sadece onay gerektiriyor, bir hazine garantisi gerektirmiyor. Dünya bankasından deprem sonraki görüşmeler sonrası 250 milyonluk bir kaynak bulduk ve bunu çok hızlı çıkartabileceklerini söyledi dünya bankası. Bu görüşmeye hazine ve maliye bakanlığından da katılımcılar oldu. Eğer buna onay çıkarsa kentsel dönüşüm çalışmalarına başlayacağın bir an önce. Bu konu özellikle orta hasarlı binaları ilgilendiriyor. Bura 30 aylık vadeli çok düşük faizli bir tutar ile sanki kira öder gibi kendi binasının kentsel dönüşümü sağlayabiliriz diye kendisine illettim" diye konuştu.

İZMİR HALKI OLAĞAN ÜSTÜ BİR DAYANIŞMA GÖSTERDİ

Yaşanan felaketler sonrası 'dirençli kent' vurgusunu bir kez daha yapan Başkan Soyer, "Bizim gündemimizde dirençli şehir olmak diye bir hedef var. Bu konuda göreve ilk geldiğimizde yaptığımız işler var. Deprem daire başkanlığı, toplumsal sağlık daire başkalığı ve iklim krizi dairesi kurduk. Depremle karşılaştığımızda onun yaralarını büyük ölçüde sarmaya hazırdır. 30'ncü günün sonunda son çadırı da sökmüştük. Herkesi başını sokacak ev il buluşturduk, ev bulamadıysak Hilton'un odalarına yerleştirdik. Depremde İzmir halkı olağan üstü bir dayanışma göstererek o yaraları sarmak için inanılmaz bir iş birliği yürüttük. Arkasından ise sel felaketi. Geçen sene aldığımız yağısın yüzde 24'ünü tek bir günde aldık. Ertesi gün sel hiç yaşanmamış gibi bir kent vardı. O yaraları sarmak için İzmir çok büyük başarı ortaya koydu ve el birliği ile vatandaşlarımızın yaralarını sarmak için çalıştık" dedi.

Tarım politikalar ile ilgili de konuşan Başkan Soyer, artık toprakların ithal tohumlar ile işgal edildiğini vurguladı. Soyer, "Eşime katılıyorum. Her başarılı erkeğin arkasında bir kadın vardır derler aslında ama İzmir'de aslında bu tam tersidir. Biz Seferihisar başınalığından itibaren aslında birlikte yol aldık. Tarım konusunda Seferihisar'dan başlayan bir yolculuğumuz var. Yerli tohumun değerini anlamak, küçük üreticinin üretimini sürdürmek hedefimiz vardı. Büyükşehir'e geldiğimizde de bu hedeflerimizin daha büyüğünü yapabileceğimizi gördük. Bizim iki ayağı var tarım politikamızın, biri kuraklığı karşı diğer yoksulluğa karşı mücadele. Bu iki mücadele aslında birbirini besleyen çalışmalar gerektiriyor. Biz tarım politikalarında çok plansız ve dikkatsiz yola çıktı ve kendi kendine yeten bir ekonomiyken, her şeye muhtaç bir ülke haline geldik. Bunları değiştirmenin mümkün olduğunu biliyoruz. Kuraklık ile mücadele ederken suyu daha ön tüketen tohumları kullanmaya yöneliyoruz. İBB geçen yıllarda hep üreticiden alım garantisi verdi. Üreticimizin üretmeye devam etmesi lazım. Tarım artık sadece toprakta başlayıp biten bir konu değil. Biz tarımın bütün süreçlerinde üreticinin yanında olacağız. Alım garantisinin yanında satış garantisi de veriyoruz üreticiye. Büyük bir iklim krizi yaşıyor dünya, bu da çok iyi yönetilmesi gereken bir tarım politikası gerekiyor. Biz bunu uygulamaya başladık. Küçükbaş hayvancılığı büyükbaşa göre daha fazla teşvik ediyoruz. Can Yücel Tohum Merkezi'ni açtık bugün. 600 yerli tohum topladı arkadaşlarımız. Köy hem köktür hem gelenektir, aynı zamanda gelecektik. Eskiden postallar ile topraklar işgal ediliyordu, şimdi ithal tohumlarla işgal ediliyor" diye konuştu.

ARKA MAHALLELERE ÖNCELİK OLARAK HİZMET GÖTÜRECEĞİMİZİN SÖZÜNÜ VERMİŞTİK

İzmir'de yapılan yardımlar üzerinden şehrin genel durumuna değinen Başkan Soyer, "İzmir Türkiye'nin bir şehri ve Türkiye'de yaşanan olumsuzluklardan İzmir'de payını alıyor. Özellikle yaşadığımız sıkıntılar bu süreci iyice büyütüyor. Biz bunu birlikte aşmaya çalışıyoruz. Burada belediye olarak aracı görevi görüyoruz. Acil çözüm ekiplerimiz var. İzmir'in arka mahallelerini öncelik olarak hizmet götüreceğimizin sözünü vermiştik. Bizde bunun için çalışıyoruz ve ne ihtiyaçları varsa öncelikli olarak çözülüyor. Biz daha o mahalleden çıkmadan iş makineleri o mahallelere giriliyor. Bütün Türkiye yoksul, ülkemiz git gide daha çok yoksullaşıyor" dedi.

KARARLARIN YÜZDE 95'İNDEN FAZLASINI OY BİRLİĞİ İLE ALIYORUZ

İzmir Büyükşehir Belediyesi Meclisi'nde Millet İttifakı ile uyum içinde bir çalışma yürütüldüğünü belirten Başkan Soyer, sözleri şu ifadeler ile sürdürdü;

"Biz İBB Meclisinde aldığımız kararların yüzde 95'inden fazlasını oy birliği ile alıyoruz. Şunu biliyoruz ki Türkiye'de siyaset klişelere sıkıştırıldı. Ancak hizmet üzerinden siyaset yaptığınızda performans yarışıyor ve asıl siyaset o zaman yapılıyor. Ben bugüne sıkışmış siyasetten bahsetmiyorum, yerelden akan siyasetten bahsediyorum. Çünkü bu insanların hayatına dokunuyor ve insanların hayatını değiştiriyor. Tabii ki büyükşehir meclisinde tartışmalar yaşanıyor ancak çoğunluk olarak oy birliği ile geçiriyoruz. Depremden sonra bir öner çıkardık ve 4 komisyonda görüşüldü. Büyük oranda hazırdı ancak AK Partili üyeler bunu bakanlık ne diyecek diye söyledi bize. Bizde bakanı bekledik ve kendisiyle görüştük. 3 ay geçti üzerinden ancak sonuç olarak oy birliği ile kabul edildi. Hizmetin nerede nasıl olması gerektiğini konuşuyorsanız, hizmetin boyutu konusunda hizmet yapılması mümkün oluyor."

ARKADAŞLARIMIZ İLE MÜZAKERE EDEMEYECEĞİMİZ HİÇBİR ŞEY YOK

İzmir Büyükşehir Belediyesi'ndeki TİS süreci ile ilgili de bilgi veren Başkan Soyer, "Emekten ve emeğin örgütlü olmasından yanayız. Bizim en temel mottolarımızdan biri eşit işe eşit ücrettir. Hep bu motto ile hareket ettik. Ücret sendikacılığını doğru bulmayız, demokratik bir hak olduğunu düşünürüz. Bu bizim arkadaşlarımız ile oturup çözeceğimiz bir mesele. Biz tabii ki emekten yanayız. Bunu korumak için elimizden ne gelirse yaptık.B iz geçen sene toplu is sözleşmesi yaptığımızda hep birlikte halay geçtik. Bizim arkadaşlarımız ile müzakere edemeyeceğimiz hiçbir şey yok" dedi.

ORTAK BİR DİL YAKALADIK DEMEK ŞİMDİLİK ZOR

Başkanlığını yürüttüğü SODEMSEN sendikası hakkında yanlış bir algı olduğunun altını çizen Başkan Soyer, "Biz aslında birlikte hizmet üretiyoruz. Ben belediye bürokratları ile işçileri arasında vatandaşa hizmet götürme konusunda fark olmadığını söylemek isterim. Ben bir işveren değilim aslında. SODEMSEN SODEM olarak kurulmuş bir dernektik ancak bunu büyütmek için bir de sendika olarak faaliyete geçtik. Bizim yaptığımız çalışma sosyal belediyecilik kapsamında bir çalışma zemini yaratmak için ortak bir dil kullanımına fırsat vermekti. TİS sürecinde nasıl masaya oturulduğunu bilmeden masaya oturup kalıyordu belediyeler. Biz temel ilkeler koyduk. Mesela eşit işe eşit ücret. Emekten ve işçinin ürettiği işin hakkını almasını tabii ki savunuyoruz ancak bizim verdiğimiz para vatandaşın bize verdiği vara, onlarında hakkını savunmak zorundayız. SODEMSEN'in şimdilik kurumsal yapısından memnunun. Ortak bir dil yakaladık demek şimdilik zor ancak henüz birinci yılındayız" diye konuştu.

İZMİR'DE TEK BAŞINA HÜKÜMETİN YAPTIĞI TEK BİR METRE METRO TÜNELİ YOK

İzmir'in kredi notunun yüksekliğinin kendi öz gücünden kaynaklı olduğunu da belirten Başkan Soyer, "Disiplinli bir bütçe yönetmesine borçlu. Koşulların dayatması ile kendi öz gücüne güvenme kültürünü geliştirmiş durumda. Türkiye'nin hangi kentinde metro var diye bakarsanız hepsinde hükümetin yatırımını görürsünüz ancak İzmir'de tek bir metre metro tüneli yoktur hükümetin yaptığı. Narlıdere metrosunu pandemiye rağmen yapmaya devam ediyoruz. İBB İzmirliye güvenerek yoluna devam eden bir belediyedir" dedi.

KENTİN ORTASINDA BİR CENNET PARÇASI

Kültürpark ile ilgili hazırlanan 'Kültürpark anayasasının' sorulması üzerine konuşan Başkan Soye şu ifadeleri kullandı;

"Çok heyecanlıyız. Çok uzun süredir büyük belirsizlik olan alandı. Ben göreve geldiğimizde geldiğinde anıtlar kuruluna sunulmuş bir koruma amaçlı imar planı vardı. Ancak dedik ki İzmirliler bu konuda neler düşünüyor. Belki bir sene kaybettik ancak sonrasında büyük bir katılım ile ortaya bir rapor çıktı. Kurucu iradenin Kültürpark ile ilgili bir tespiti var 'Buras halk kütüphanesidir' diye. Sadece İzmirliler değil egeden bir çok kişi fuara gelirdi. Bir cennet bahçesidir Kültürpark. Kentin ortasında bir cennet parçasıdır. iki özelliği koruyarak asla yapılaşmaya açmayarak bu halini koruyacak bir anayasa oluşturduk."

SİZLERİN YAŞADIĞI ŞAŞKINLIĞI BENDE YAŞIYORUM

Menemen Belediyesi'nde CHP içinde yaşanan fire olaylarını değerlendiren Tunç Soyer, kapalı kapılar arkasında bir şeyler döndüğünü söyledi. Soyer, "Her ikisi de devam eden dava ve ikisi ile ilgili de bir karar yok. Meclis üyelerini seçim iradesi kimsideyse ona bakmak lazım. Her iki davada da , henüz ortada bir hüküm yok. Urla'da tahliye oldu dava devam ediyor. Menemen de yargı devam ediyor. Buradan bir algı yaratmak çok doğru gelmiyor bana. Bu tabii ki meclis üyeleri ilgili söylenenler anlaşılabilir savunabilir değil. Bizimde anlamadığımız, üzüldüğümüz bir tablo. Menemen halkının bir iradesi var ortada ve bu iradeye aykırı bir durum yapılıyor. Ben AK Partili bir meclis üyesi olsaydım, işi bu noktaya getirmek iradesi göstermezdim. Orada çok net bir tablo var ve Menemen halkı çok net bir tavrı ortaya koymuş. Sizin AK Partili meclis üyeleri olarak başkanı da seçtireceğiz ve bunun için ne yaptılarsa bilmiyoruz ancak bir şeyler yaptılarsa gizli oylamada bir şeyler oldu. Ne yaptıklarını bilmiyorum ancak gizli kapılar ardından bir şeyler döndü besbelli. Öyle oldu ki sonuç böyle oldu. Sizlerin yaşadığı şaşkınlığı bende yaşıyorum" dedi.

Yorum Yazın

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz

Yorum yazma kurallarını okudum ve kabul ediyorum.

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yorumlar
Yeniden eskiye
Eskiden yeniye
Öne çıkanlar

Bu habere hiç yorum yapılmamış... İlk yorum yapan sen ol.