30 Mart Yerel Seçimlerini iyisiyle kötüsüyle atlattık. Cumhuriyet Halk Partisi İzmir'de bir kaç ilçe dışında İzmir Büyükşehir Belediyesini ve bir çok ilçe belediyesini kazanırken, 6 ilçeyi AKP, 2 ilçeyi de MHP kazandı. Bunda ülke genelinde yaşanan bir takım siyasi gelişmelerin etkisi olduğu gibi aday belirleme sürecindeki belirsizlik ve bazı aday adaylarının başka partilerden aday gösterilmiş olması da etken oldu.
Nedir ülke genelindeki siyasi gelişmele?
Akp ve cemaat arasında yaşanan kavga ve özellikle 17 Aralık 2013 sonrasındaki süreç bir yandan Akp'nin yolsuzluklara bulaşmış bir parti imajını pekiştirirken, diğer yandan Akp'nin bunu her zaman olduğu gibi mağdur edebiyatına çevirmesi, seçmende bir algı yanılsaması yaratarak Akp'nin aleyhine olan konjonktürü kısmen de olsa lehine çevirmesine neden oldu.
30 Mart seçimlerinin ortaya koyduğu önemli bir sonuç da, Akp'nin yolsuzluklara bulaşmış bir parti olduğunun aleniyet kazanmasının kendi seçmeni nezdinde hiçbir önem taşımadığının ortaya çıkmış olmasıdır.17 Aralık'ta başlayan sürecin ardı arkası kesilmeden devam etmesi, ne yazık ki kararsız seçmende bir duyarsızlaşmaya neden olmuş, hatta yolsuzluk soruşturmalarının inandırıcılığını yitirmesine neden olmuştur.
Seçim öncesi izlenen siyaset ve vurgu Akp'nin yolsuzlukları üzerine ve cemaat ve Akp kavgası üzerine kurulduğundan CHP ülke genelinde beklenen oy patlamasını yapamadı.
CHP işçinin, emekçinin, memurun, dar gelirlinin haklarını savunan bir parti olmasına karşın dar gelirli vatandaşlarımızın yaşadığı bölgelerden yeterince oy alamadı. Gezi olaylarıyla başlayan tepki ne yazıkki sandığa yansımadı.
Cumhuriyet Halk Partisinin iktidarı kucaklamasının yolu, prensiplerinden taviz vermeden, her kesimden insanı kucaklayarak, halkın ihtiyaçlarını ve beklentilerini karşılayacak somut projeler üreterek halka dokunmaktan geçmektedir. İktidar partisi bir yandan din ve inanç istismarı yaparak diğer yandan da özgürlük, eşitlik ve adalet getireceği vaadleriyle iktidara gelmiş bir partidir. AKP'nin özgürlük anlayışının ne olduğu ortadadır. Kendi gibi düşünenlere özgürlük, kendisi gibi düşünmeyenlere Silivri Zindanları!
AKP iktidarı değil midir gezi olayları sırasında İzmir Kordon boyunda deniz kenarında oturan kadını coplayan polisi kollayan'
Gezi olaylarında Taksimde kaçmaya çalışan kadına pala ile vuran palalı saldırganı, minik Berkin Elvan'ı, Ethem Sarısülük'ü, Ali İsmail Korkmaz ve nicelerini öldüren katilleri koruyan ve kollayan AKP iktidarı değil midir'
Peki ya rüşvetin dibine batmış bakan, bakan çocukları ve iş adamlarını kurtarmak için savcıları ve polisleri değiştiren Akp iktidarı değil midi?
Önümüzde Cumhurbaşkanlığı seçimleri var. Türkiye'nin birleştirici ve bütünleştirici bir Cumhurbaşkanına ihtiyacı var. AKP iktidarının ve RTE'nin böldüğü ve kutuplaştırdığı Türk Ulusunu birleştirecek, kucaklayacak, hangi siyasi görüşten olursa olsun, hangi etnik kimlikten, hangi dinden, hangi mezhepten olursa olsun herkesi kucaklayacak bir cumhurbaşkanına ihtiyacımız var. Bu süreçte her bir birey olarak bize düşen görev Cumhurbaşkanlığı ve akabinde başkanlık sistemi hayali kuran RTE'nin ve AKP zihniyetinin, aslında toplumun bir kesiminin, aynı düşünce yapısına sahip olmayan, aydınlık bir Türkiye özlemi duyan diğer kesimi üzerinde tahakkümünü kurmayı amaçladığını, rantı ve talanı temsil ettiğini insanlara anlatmaktır. Bunu anlatırken aynı düşünceleri paylaşan, aydınlık bir Türkiye özlemi olan insanlara anlatmak değil, hangi sebeple olursa olsun Akp'ye oy veren, Akp'ye inanmış, güvenmiş insanlara anlatmaktır üzerimize düşen. Şunu asla unutmamak gerekir ki, seçim sonuçlarını belirleyen kararsız seçmendir. Aydınlık bir Türkiye'ye kavuşmak umuduyla....
Yorumlar