Dolar 32,3787
%0.19
Euro 35,0430
%-0.06
Altın 2.325,750
%0.23
Bist-100 9,09
%0.09

Pzt

-8°

Sal

-12°

Çar

-3°
Umutoğulları’ndan ‘8. Gün’de dobra dobra açıklamalar

Umutoğulları’ndan ‘8. Gün’de dobra dobra açıklamalar

Gazeteci Mithat Umutoğulları, Büyükizmir TV'de yayınlanan 8. Gün programında CHP Bayraklı İlçe Gençlik Kolları Yönetimi’nin istifalarla düşmesine tepki gösterdi. Yaşanan krizden dolayı CHP Bayraklı İlçe Başkanı Didem Gültekin’i eleştiren Umutoğulları, “Serdar Sandal ilçe başkanına çok güveniyor ama ilçe başkanı kendisini Sandal’dan sonraki sürece hazırlıyor. İlçe başkanının sadece kendi iktidarını sağlamlaştırmak için harcadığı bu gençlerin hesabını kim ödeyecek?” dedi. Umutoğulları ayrıca Kadın Gücü Derneği’nin Bayraklı’daki Anneler Günü etkinliğinde ortaya atılan ‘arbede’ ve ‘haksız kazanç’ iddialarının araştırılması için de yetkilileri göreve davet etti.

  • Ege Postası
  • 09.05.2022 - 18:21

EGEPOSTASI - Gazeteci Mithat Umutoğulları, Büyükizmir TV'de yayınlanan 8. Gün programında Aydan Yalçın’la birlikte İzmir siyasetindeki son gelişmeleri değerlendirdi.

Umutoğulları CHP Bayraklı Gençlik Kolları Yönetimi'nin istifalarla düşmesinin yanı sıra Kadın Gücü Derneği’nin Bayraklı’da 'Anneler Günü' etkinlikleri kapsamında düzenlenen 'Anne Kalbi Festivali'ndeki ‘arbede’ ve ‘haksız kazanç’ iddialarıyla ilgili de çarpıcı açıklamalarda bulundu.

Umutoğulları’nın açıklamalarından öne çıkanlar şu şekilde:

“GÜLTEKİN’LE ÖRGÜT ARASINDA BİR GERİLİM VAR”

“Yeni seçilmiş bir ilçe başkanını konuşmak acımasızlık olabilir ama o kadar çok şikayet geliyor ki , 1,5-2 aya nasıl bu kadar şey sığdırır o da tarıtşma konusu. Didem Hanım 13 Mart’ta seçildiğinden beri Bayraklı’da Belediye Başkanı’yla gittiği etkinliklerde fotoğraflarda görüyoruz. Belediyeden ayrıldı ama anlaşılan Belediye Başkanı’ndan ayrılma gibi bir niyeti yok. Bir belediye başkanının ilçe başkanıyla özverili çalışmasında hiçbir sıkıntı yok. Fakat ilçe başkanının birinci görevi örgütle ilgilenmektir. Belediye Başkanı Serdar Sandal ile bir önceki ilçe başkanı Pınar Susmuş arasında bir gerilim vardı. 13 Mart’ta Bayraklı’da yeni bir pencere açıldı. Serdar Sandal kellesini ortaya koyarak bir seçim kazandı. Didem Gültekin kerameti kendinde aramasın. Sizi seçtirmiş bir belediye başkanına yapmanız gereken işini kolaylaştırmak. Örgütün belediyeden talepleri var. İlçe başkanının görevi kendi bulunduğu ilçedeki sorumuluğu alarak partiyi büyütmektir. Yaşadığınız bütün gerilimlerden dolayı herkesi küstürürseniz, genel seçimde CHP Bayraklı’da ikinci parti olursa ya da AK Parti’yle aranızdaki oy kapanırsa bunun hesabını nasıl vereceksiniz? Serdar Sandal’ın haberi var mıdır bilemem ama bu yaşananlar sonucunda örgütle ilçe başkanı arasında bir gerilim var. 1,5 ay önce seçilmiş bir ilçe başkanının daha kucaklayıcı olması gerekmez mi? 

“DENİZ GEZMİŞ’İN ASILDIĞI GÜN OPERASYON YAPTINIZ”

Pınar Susmuş’a yakın İlçe Gençlik Kolları Başkanı Tolga Perişan’ın yönetimi, 6 ilçe yöneticisinin istifasıyla düşürüldü. Gencecik bir çocuğu Deniz Gezmiş’in 22 yaşında asıldığı gün gençlik kolları başkanlığı görevinden düşürdünüz. ‘6 Mayıs’ anması yapılırken operasyon yapıyorsunuz. 3 gün daha sabredemediniz mi? Bu nasıl bir hırstır? Daha sonra aynı ilçe başkanı, kadın kolları ilçe başkanını çağırıyor ve “İstifa et seni görevden almayalım. İtibarsızlaştırmayalım seni” diyor. Demek ki neymiş güç kimdeyse o zulmü yapmaya devam ediyor. Cem Köymen’in (CHP Bayraklı İlçe Gençlik Kolları Başkan Yardımcısı) Bayraklı Belediyesi Spor Kulübü Yönetim Kurulu Üyeliği’nden istifa açıklaması var. ‘Tek adam’lığı eleştiriyor. CHP’nin Cumhurbaşkanı Erdoğan ve AK Parti’yle ilgili yaptığı eleştirilerde tek adamlık var. Peki şimdi daha siyasetin başında, 23 yaşında bir arkadaşımız bir genç bir siyasetçiyi bütün inandığı ideolojik değerleri bir kenara bıraktırıp niye istifa ettiriyorsunuz? İlçe başkanının sadece kendi iktidarını sağlamlaştırmak için harcadığı bu gençlerin hesabını kim ödeyecek? 

“GENÇLERDEN NE İSTİYORSUNUZ?”

Bayraklı Belediye Başkanı hayatını çocuklara, gençlere adamış bir öğretmen. O belediye başkanının olduğu ilçede gençlerin bu hale sokulması o kadar acı bir şey ki…  İlk önce belediye başkanının bu işe karşı çıkması lazım. Bu kadar problemli bir dönemden sonra o koltuğa oturmuş bir ilçe başkanının görevi gidip bir ilçeyi kaosa sürüklemek midir? CHP’de parti içindeki iktidar, Türkiye içindeki iktidardan daha önemli. CHP’nin iktidar olamamasının tek sebebi budur. Şimdi başka planlar var gençlik kolları başkanı için kafalarında birisi var. Kadın kolları başkanını düşürüp eski bir meclis üyesi yapacaklar. Hesapları bunlar. Gençlerden ne istiyorsunuz? 

"GÜLTEKİN SANDAL'DAN SONRAKİ SÜRECE HAZIRLANIYOR"

İlçe başkanı biri kendisiyle ilgili bir şey söylediğinde ‘Senin dilin çok sivri’ der mi? Sen kimsin? 1,5 ay önce belediye çalışanıydın, sen kimsin bu gücü kimden alıyorsun? Senin il başkanın, belediye başkanın böyle bir cümle kurmazken sen kimsin? Bayraklı sahipsiz mi? CHP ona bir tokat atar nerden geldiğini şaşırır. Serdar Sandal ilçe başkanına çok güveniyor ama ilçe başkanı Sandal’dan sonraki sürece kendisini hazırlıyor. Bayraklı’da Didem Gültekin insanlara haksızlık yaptığı sürece ben bu stüdyoda konuşurum. Adalet vurgusu yapan bir partinin ilçe başkanı önce adaleti kendisi dağıtacak. Burada elini kolunu sallayarak siyaset yapamazsın. Genel Merkez’den eski arkadaşlarını toplayıp Bayraklı’da bir grop oluşturuyor şu an. Bu grupta belediyeden birkaç kişi de var. 

“FESTİVALDE 2 GÜN BOYUNCA GÜVENLİK YOKTU”

Bir güvenlik şirketiyle Anneler Günü için organizasyon yapan Kadın Gücü Derneği arasında arbede çıkıyor. Güvenlik şirketi para istiyor, parayı veremeyeceklerini söylüyorlar ve bu konuda bir anlaşmazlık çıkıyor. Güvenlik şirketi parayı alıyor, daha sonra güvenliği çekiyor. 2 gün boyunca festival alanında bulunan herkes güvenliği olmayan bir alanda gezdi. Bütün bunları yapan insanlar da pişkin pişkin hiç olmamış gibi organizsyona devam ettiler. Bu organizasyonu kim yapıyor? Kadın Gücü Derneği. Büyükşehir ve Bayraklı Belediyeleri de destek verminş. 

“SANATÇILARIN PARASI ÖDENMEMİŞ”

Fakat burada asıl skandal olan hikaye şu: Beni oradan arayan bir arkadaşım ‘Buraya geldiler bizden stant parası aldılar fakat bize hiç makbuz vermediler’ dedi. Oraya gittiğimde 4-5 kişiyle konuştum. 75 tane stant var. Kimisinden 25 bin, kimisinden 15 bin, kimisinden de 10 bin istemişler. Daha da vahimi, orada görev alan sanatçıların ve çalışanların parası ödenmemiş. Peki bu derneğin başkanı kim? Zehra Ongun. Zehra Hanım’ı tanırım, şerefli, haysiyetli, namuslu bir kadın. Hiç parayla işi olmaz. Ama orda gördüğü kadarıyla Zehra Hanım kullanılmış. Zehra Hanım ‘Hiç merak etmeyin paranızı ödeyeceğim, gerekirse bankadan kredi çekip borcunuzu ödeyeceğim’ demiş.

YETKİLİLERE ÇAĞRI

Songül Gök aynı zamanda bu derneğin kurucu ve onursal başkanı. Songül Hanım’ın para işleriyle ilgilendiğini söylediler. Ahmet Kandemir’le konuştuğumda ‘Siz ne güzel bir organizsyon yaptınız, ama akçeli işlerde neden makbuz yok’ diye sorduğumda ‘Ben bilmiyorum. Beni devre dışı bıraktılar’ dedi. Bir derneğin yapmış olduğu organizasyonda bir paranın kayıt altına alınmaması, makbuz verilmemesiyle ilgili bir araştırma yapılması gerekmez mi? Rica ediyorum lütfen bunu ihbar olarak kabul etsinler ve gerekeni yapsınlar. Bütün görüntüler mevcut. 

Bu işin yüklenicisi Bayraklı Belediyesi olsaydı, organizasyonun tamamını sahiplenseydi, oraya gelen esnafın bütün stantlarını ücretsiz verseydi, bugün Bayraklı Belediye Başkanı için ne düşünürlerdi? Şimdi belediye bu organizasyonu reddetmiş, herkes küfür ediyor.  Bu güzel şenliği belediyenin bunu sahiplenmesi gerekmez miydi? Esnaf ‘Param nereye gitti’ diye soruyor, güvenlik rezalet çıkarmış, sanatçılar parasını alamamış. Başkanı tenzih ederek söylüyorum, belediye çalışanları ‘2 yıl daha buradayız ondan sonra kaçarız’ diye düşünüyor.

"KENDİNİ BAŞKANIN ÜSTÜNDE GÖRÜYOR"

Siyasetçiler ile gazeteciler arasında ülke menfaatlerini koruma tarıtşmasında siyasetçi yolsuzluk yaparken, gazeteci onun peşine düşüp ‘Kamu parasını har vurup harman savuramazsın’ der. Vatandaşın hakkını savunur. Bizim meslektaşlarımız da masanın bu tarafındayken çok başka düşünüyorlar. Fakat sonra patron tarafına geçtiklerinde başka oluyorlar. Konak Belediye Başkanı Abdül Batur bugün İzmir’de medyayla iletişimi en iyi olan belediye başkanıdır. Her hafta herkesi arar. Hal hatır sorar, destek verir. Yerel medyanın yaşaması gerektiğine inanır. Ama şu an basın danışmanlığını yapan ekibin başında olan Ertan Sayın var. O da tam tersine medyada bulunan kendi arkadaşlarına belediyede zorluk çıkarmak için her şeyi yapıyor. Kendini başkanın üstünde görüyor. Böyle adamları bizim camiamızda masanın öbür tarafına geçirmemek lazım. Masanın öbür tarafına geçtiğinde sadece gazetecilik değil, başka faaliyetler de yapıyor bu arkadaşlar. Masanın öbür tarafına geçtiğinde geldiğin yeri unutmayacaksın. Beyefendi peşin satan gibi her gelene retçilik yapıyor, ‘onu yapmam, bunu yapmam’ diyerek. Kendin bu taraftayken belediye başkanlarının, danışmanların peşinden koşuyordun. Bu konuda şikayetçi olan en az 10 tane gazeteci ve gazete sahibi arkadaşlarım var. Bu sorun devam ettiği sürece Sayın Batur’la gazetecilerin de arasında sorun olacak. Ertan Sayın gibi admlar bir belediye başkanının vermiş olduğu talimatı kendisinin vermiş olduğu sadaka gibi pazarlıyor. Senin görevin belediye başkanı sana ne talimat verirse onu uygulamak.”

Yorum Yazın

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz

Yorum yazma kurallarını okudum ve kabul ediyorum.

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yorumlar
Yeniden eskiye
Eskiden yeniye
Öne çıkanlar

Bu habere hiç yorum yapılmamış... İlk yorum yapan sen ol.