Dolar 32,5004
%0.08
Euro 34,6901
%-0.12
Altın 2.496,860
%0.5
Bist-100 9.693,00
%1.77

Pzt

-8°

Sal

-12°

Çar

-3°
Kökkılınç’tan çarpıcı açıklama: Soyer’in cumhurbaşkanlığı adaylığında adı geçmiyor çünkü…

Kökkılınç’tan çarpıcı açıklama: Soyer’in cumhurbaşkanlığı adaylığında adı geçmiyor çünkü…

İzmir Büyükşehir Belediye Meclisi CHP Grup Sözcüsü Nilay Kökkılınç, TR35 ekranlarında yayınlanan Özgür Yorum programında ise İstanbul Büyükşehir Başkanı Ekrem İmamoğlu ve Ankara Büyükşehir Başkanı Mansur Yavaş’ın isimleri cumhurbaşkanlığı adaylığında geçerken neden İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in adının geçmediği oldu. Yerel seçim dönemi üzerinden konuyu değerlendiren Kökkılınç, Başkan Soyer’in adaylıkta adının neden geçmediğin açıkladı.

  • Ege Postası
  • 25.09.2021 - 18:24

EGEPOSTASI- İzmir Büyükşehir Belediye Meclisi CHP Grup Sözcüsü Nilay Kökkılınç, TR35 ekranlarında yayınlanan Özgür Yorum programında Doğan Beyazgül’ün gündem ilişkin sorularını yanıtladı.
Üniversite öğrencilerinin yaşadığı barınma krizine ilişkin sayısal verilerle mevcut iktidara yüklenen Kökkılınç, erken seçim tartışmalarına da değindi.
Kökkılınç ayrıca, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in cumhurbaşkanlığı adaylığında isinin geçmemesinin nedenlerine ilişkin de değerlendirmelerde bulundu. 

“POLİTİKADA 2X2 4 ETMİYOR”

Son günlerde ülke gündeminin en çok tartışılan ve ses getiren konusu olan üniversite öğrencilerinin barınma krizine ilişkin sayısal verilerle konuşan Kökkılınç, bu konuda yetkili makam olan Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın görevini yerine getirmediğini belirtti ve “Öncelikle yurt sorunu hiçbirimizin beklemediği bir anda çıktı. Ülkemizde öğrenciler parklarda, sokaklarda yattılar yurt olmadığı için. Bir geç kızın hikayesini okudum. O kadar emek vermiş ve üniversiteyi kazanmış. Fakat yatacak yer bulamıyor ve üniversite okumaktan vazgeçme noktasına gelmiş. Bir de parklarda kalan gençlerin gözaltına alınma süreci var. Protesto haklarını kullanırken kendilerini gözaltında buldular. Bugünlerde yurtsuz kalan çocuklar ve barınamayan üniversite öğrencileri çok büyük gündem oldu. Bu konuda yetkili bakanlık Gençlik ve Spor Bakanlığı. Onun da ilgili birimi Kredi Yurtlar Kurumu. Açıklamalar yapıyorlar ve ‘Biz 2002 senesinde göreve geldiğimiz günden bugüne kadar yurtları 4 misli artırdık’ diyorlar. Biz yapmamız gerekeni yapıyoruz ve pandemi nedeniyle beklenmeyen bir durum ve sıkışıklık oldu deniliyor. Bu görünürdeki gerçek. 2x2=4. Ama politikada 2x2 4 etmiyor. Matematiksel gerçekliğine baktığımızda 2002 senesinde 190 yurdumuz ve 1,5 milyon öğrencimiz varmış. Bugün, 8 milyon üniversite öğrencimiz ve 720 bin yurt kapasitemiz var. Üniversite sayımız da artmış. Bunu biz yurt kapasitesini 4 katına çıkardık diye açıklamanız matematiksel olarak mümkün değil. 1,5 öğrenci ve 8 milyon öğrenciyi kıyaslamanız lazım. 5 kattan fazla artan bir öğrenci sayısı var. Oranlı matematiğe gittiğinizde 2002 yılında KYK yüzde 18 barınma ihtiyacını karşılarken bugün yüzde 9’u karşılıyor. Yani göreve gelinen tarihten itibaren barınma ihtiyacı yarı yarıya düşmüş. Demek ki yurt ihtiyacını karşılayamamışsınız. Ülkemizde ilk kez öğrenciler sokakta kaldılar. Dolayısıyla yapılan açıklamalar yeterli değil. Bunun derinini görmek lazım” dedi.

“YATIRIMI BÜYÜK BİNALARA DEĞİL GENÇLERE YAPALIM”

İzmir yerelinde de yaşanan sorunu değerlendiren Kökkılınç, “İzmir’e bakıldığında Türkiye’den farklı bir durumu olmadığını görüyoruz. 176 bin üniversite öğrencisi var İzmir’de. 15 bin kapasiteli KYK yurtları ve 20 bin kapasiteli özel yurtlar var. Yani sizin 15 bin öğrenciye yönelik bir barınma ihtiyacını karşılayan bir yapınız var. Burada yine barınma ihtiyacını karşılayamamış olduğunuzu görüyoruz. Baktığınızda acaba devletimiz yurtlarla ilgili nerelerde nasıl çalışmalar yapıyor? Son yıllarda TOKİ aracılığıyla yurt inşa ediliyor. Yetkili kurumların kendine dönüp bakması gerekiyor. Bu konuda takdiri milletimize bırakıyoruz. Vicdanlarımız oldukça etkilendi. Yurt sorunu çok büyük sorun olarak karşımızda. Yatırımı büyük binalara değil gençlere yapalım” diye konuştu. 

TUNÇ SOYER’İN ADI NEDEN CUMHURBAŞKANLIĞI ADAYI OLARAK GEÇMİYOR?

Son günlerde medyada tartışılan bir başka konu ise İstanbul Büyükşehir Başkanı Ekrem İmamoğlu ve Ankara Büyükşehir Başkanı Mansur Yavaş’ın isimleri cumhurbaşkanlığı adaylığında geçerken neden İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in adının geçmediği oldu. Yerel seçim dönemi üzerinden konuyu değerlendiren Kökkılınç, Başkan Soyer’in adının adaylıkta geçmemesine ilişkin şunları söyledi; “Nereye giderseniz gidilen İzmir Büyükşehir Beleyiye Başkanımızınİzmir’i çok güzle temsil ettiğini duyuyorsunuz. Dünya Belediyeler Birliği’nin kültür Zirvesi’ne ev sahipliği yaptı İzmir. Orada da Dünya Belediyeler Başkanı ‘keşke Türkiye ve dünyada da başka popüler kentler İzmir gibi olsa’ şeklinde bir deklarasyonu oldu. Büyükşehir beledi başkanımsın vizyonelliğinden bahsetti. Şöyle söylemek lazım: Burada da esasında İstanbul Büyükşehir beledi başkanımız çok büyük bir mücadelenin arkasından belediye başkanı oldu. Ankara Büyükşehir Belediye Başkanımız da çok uzun yıllar tek bir kişiyle yönetilen bir kenti aldı ve çok başka bir noktaya getirdi. İki başkanın isminin bu kadar çok anılmasının nedeni daha o zaman cumhurbaşkanı adayı kim olsun tartışmaları yokken Genel Başkanımız, ben bu işi ittifaka göre yürütüyorum kısmındayken İstanbul’u kazanan Ekrem İmamoğlu’nun ‘İstanbul’u kazanan Türkiye’yi kazanı’ ve ‘Ankara’yı kazanan Türkiye’yi kazanır’ gibi bir yaklaşım oldu. İki büyükşehir belediye başkanımızın isminin cumhurbaşkanlığı adaylığında geçmesinin tek sebebi buydu bence. Sayın Tunç Soyer hiçbir zaman böyle bir taleple ortaya çıkmadı. ‘Ben kent yönetmek için dünyaya gelmişim. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na talip oldum. Başka da hiçbir noktada bir iradem olmadı. Ben İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı olmaktan çok mutluyum’ dedi. Onun bu iradesi Türkiye genelinde de isminin telaffuz edilmemesi sonucunu ortaya koyuyor.” 

"İSTEDİĞİMZ KARARI ALABİLİRİZ"

İzmir Büyükşehir Belediye Meclisi’ndeki uyuma da değinen Kökkılınç, “Biz İzmir Büyükşehir Belediyesi’nde çoğunluktayız. İstediğimiz kararı alabiliriz. Ama biz demokrasinin yerleşmesini istiyoruz. AK Parti ve MHP’li meclis üyelerimiz de bir kesimi temsil ediyor Biz bu kesimin de temsil edilmesini istiyoruz. Onlardan gelen her önergeyi kabul ediyor muyuz? Hayır. İzmir yararına olanlar kabul ediliyor. İzmir’deki muhalif grup da bunun farkında. Bu nedenle meclis kararlarımızın yüzde 95’i oybirliğiyle geliyor. Oyçokluğuyla olanlarda da ya siyaseten ya da dünya görüşü olarak görüş farklılığımız vardır” dedi.

“CUMHUR İTTİFAKI’NIN ERKEN SEÇİM DEMESİ HALİNDE MİLLET İTTİFAKI DESTEK VERECEK” 

Son olarak erken seçim tartışmalarına ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Kökkılınç, erken seçimin farklı açılardan hem Millet İttifakı hem de Cumhur İttifakı’nın lehine birtakım getirileri olduğunun altını çizdi ve “Millet İttifakı’ndan çok umutluyum. Çünkü bir önceki yerel seçimlerde CHP’li 11 büyükşehir belediye başkanı seçildi. Bu çok şey ifade ediyor. Halkın da büyük takdirini kazanıyorlar. Ben genel seçimlerde de 11 büyükşehir belediye başkanımızın yapmış olduğu çalışmaların önemli bir referans olacağını düşünüyorum ve Genel Seçimlerde Parlamento’nun Millet İttifakı’na kapısını açacağını düşünüyorum. Erken seçim Cumhurbaşkanının yeniden aday olması konusundaki bir istisna. TBMM’nin 5’te 3 oyuyla erken seçime gidilebiliyor. Bugün 600 milletvekili olan TBMM’de 5’te 3’ü 360 vekil eder. Cumhur İttifakı’nın milletvekili ayısı 336. Bu durumda erken seçime için Millet İttifakı’ndan oya ihtiyaç duyuluyor. Zaten Millet İttifakı erken seçimi telaffuz ediyor ve günün koşullarında mutlaka erken seçim olması gerekir diyor. Dolayısıyla Cumhur İttifakı’nın erken seçim demesi halinde Millet İttifakı destek verecek ve hemen erken seçime gidilecek. Çünkü konjonktür, ekonomik sistem isyan noktasında. Zeytinin pazarda 48 liraya satıldığı, vatandaşların çok yüksek ölçüde işsizlikle karşı karşıya kaldığı bir süreçteyiz. Asgari ücret 2 bin 800’lerde. İnsanlar düşük ücretlerle geçinmeye mecbur bırakılıyorlar. Dolayısıyla bugün erken seçim Millet İttifakı için seçim başarısında çok önemli. Cumhur İttifakı açısından da cumhurbaşkanının yeniden aday olması ihtimalini doğurduğu için oraya da göz kırpıyor. Ama Cumhur İttifakı bu süreçte seçim başarısında kendini ne durumda göreceği erken seçim olup olmayacağını belirleyecek. Erken seçim için diğer koşul da yeni bir anayasa yapılmasından geçiyor. Ama yeni anayasa yapabilmek için de Parlamento’da 400 milletvekili gerekiyor. Bunun için de Cumhur İttifakı ve Millet İttifakı’nın uzlaşması lazım. Uzlaşmazlık kendini nerede gösteriyor? Millet İttifakı güçlendirilmiş Parlamenter Sistem’den bahsediyor. Cumhur İttifakı da revize edilmiş Başkanlık Sistemi’nden bahsediyor. Dolayısıyla iki iradenin ortak anayasa için uzlaşması gerekiyor. Bu uzlaşı olur mu zaman içerisinde göreceğiz Çünkü vazgeçilmezler var. Eğer erken seçim için 360 oy bulunursa cumhurbaşkanının referanduma gitme hakkı var. Ya da diyelim ki anayasa değişikliğini gerçekleştirdiniz. Anayasanın yürürlüğe girmesinden sonra ilk 1 yıl içerisinde bu seçimi gerçekleştirmeniz gerekiyor. Dolayısıyla Haziran 2023 tarihini oradaki 1 yıla göre uyarlamanız lazım.  Yani anayasa tartışmaları çok boyutlu denklem. Referandum durumunu halka çok iyi anlatmanız gerekiyor. Eğer halkın işsizliğe, ekonomiye, barınma sorununa tepkisi varsa bu kendini referandumda gösterir. Referanduma gidilebilmesi için 360 bulunması lazım. Yani her şekilde Millet İttifakı’na ihtiyaç var” diye konuştu. 

Yorum Yazın

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz

Yorum yazma kurallarını okudum ve kabul ediyorum.

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yorumlar
Yeniden eskiye
Eskiden yeniye
Öne çıkanlar

Bu habere hiç yorum yapılmamış... İlk yorum yapan sen ol.