Dolar 32,5604
%0.04
Euro 34,8899
%0.07
Altın 2.428,950
%-0.05
Bist-100 9.645,00
%-0.5

Pzt

-8°

Sal

-12°

Çar

-3°
Başkan Yücel’den ‘pankart operasyonlarına’ sert tepki: Soru birilerini rahatsız etti

Başkan Yücel’den ‘pankart operasyonlarına’ sert tepki: Soru birilerini rahatsız etti

Cumhuriyet Halk Partisi(CHP) İzmir İl Başkanı Deniz Yücel, CHP İzmir İl Başkanlığı ve ilçe başkanlıklarına asılan “128 milyar dolar nerede” yazılı pankartların kaldırılmasına ilişkin sert açıklamalarda bulundu. Pankartların kaldırılmasının yasaya aykırı olduğuna dikkat çeken Başkan Yücel, “Bu pankartlarda düşünce özgürlüğünün ötesinde hiçbir şey yok ama bu soru, birilerini rahatsız etti” dedi.

  • Ege Postası
  • 15.04.2021 - 17:50

TENZİLE AŞÇI/EGEPOSTASI- Cumhuriyet Halk Partisi(CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun gündeme getirdiği Merkez Bankası rezervlerine ilişkin olarak gündeme getirdiği ve akıbetinin bilinmediğini ileri sürdüğü 128 milyar dolar üzerinden yaşanan krizler devam ediyor. 

Daha önce CHP tarafından billboardlara asılan “128 milyar dolar nerede” yazılı afişler kaldırılmıştı. Billboardlardaki afişlerin kaldıırlmaısnın ardından CHP il ve ilçe örgütleri başkanlık binalarına aynı sorunu yazılı olduğu pankartlar asmaya başladılar.

CHP İzmir İl Başkanlığı’na dün sabah saatlerinde asılan “128 milyar dolar nerede” yazılı pankart, akşam saatlerinde “halkta kin ve nefret duygusu uyandırabileceği, karşıt grupları karşı karşıya getirebileceği” gerekçesiyle İzmir İl Emniyet Müdürlüğünce kaldırılmıştı.

Konuya ilişkin Egepostası’na konulan CHP İzmir İl Başkanı Deniz Yücel, pankartlarda suç teşkil edecek herhangi bir ifade bulunmamasına dikkat çekerken bu denli tepki oluşturmasının muhalefetin doğru yolda olduğunu gösterdiğini söyledi.

“BU SORU, DOĞRU BİR SORU"

Başkan Yücel, pankartların kaldırılmasının CHP’yı durduramayacağını ve sorunun cevabını alana kadar sormaya devam edeceklerini belirterek, “Merkez bankası döviz rezervlerindeki azalma, bu paranın nereye gittiği, nereye kullanıldığı veya satıldıysa kime satıldığı bir süredir gündemi meşgul ediyor. Bunu Sayın Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu, defaatle gündeme getirdi.  Bu soruyu sordu ancak bugüne kadar tatminkar bir yanıt alınamadı. Biz de CHP örgütleri olarak Türkiye genelinde bu soruyu sormaya yönelik bir eylem yaptık. Geçtiğimiz hafta sonu billboardlarda bu soru soruldu ve o afişler de yasaya aykırı bir şekilde kaldırıldı. Hem ilçe başkanlıklarımız hem il başkanlığımız olarak bu pankartları astık. Neticede burada suç teşkil eden, cumhurbaşkanına hakaret veya herhangi bir yasanın herhangi bir mevzuat hükmüne aykırı bir ifade yok. Burada sadece bir soru var. Anayasa’nın 26. maddesine göre; düşünce özgürlüğü mevcut. Bu pankartlarda düşünce özgürlüğünün ötesinde hiçbir şey yok ama bu soru, birilerini rahatsız etti. Tamamen yasaya, mevzuata hatta ve hatta Anayasaya aykırı bir şekilde bu pankartlara polis müdahalesiyle karşılaştık. Pankartlar valilik talimatıyla polis marifetiyle vinçlerle kaldırıldı. Tabii sadece İzmir’de değil Türkiye genelinde bu yapıldı. Demek ki bu soru doğru bir soru. Yapılan açıklamalara baktığınızda AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hamza Dağ diyor ki; ‘Para kasada.’ Genel Başkan Yardımcısı Canikli diyor ki; ‘Para halkın evinde.’ Cumhurbaşkanı diyor ki; ‘Hazinede’ veya ‘Merkez Bankası’nda.’ Tamamen birbiriyle çelişen, tutarsız ve inandırıcı olmayan çelişkili açıklamalar yapıyorlar. Bu sorunun cevabını alana kadar soruyu sormaya devam edeceğiz. Bu halkın, yoksulun parası. Eğer ihtiyaç doğup da bu döviz satıldıysa bunun ne şekilde satıldığını, kime satıldığının ve hangi fiyattan satılığının açıklanması gerekiyor. Türkiye Cumhuriyeti, bir hukuk devleti ama bu prensiplerin kağıt üzerinde kalmaması gerekiyor. Tamamen demokratik bir hak olan bu soruyu sormanın karşında valiliklerin ve kolluk kuvvetlerinin bu işlemleri yapması yasaya aykırı. Ve biz CHP olarak bu konuda her türlü hukuki hakkımızı kullanacağız” dedi.

“ÜZERİNİ ÖRTMEYE ÇALIŞTIKLARI ÇOK CİDDİ BİR ŞEY VAR” 

128 milyar doların nerede olduğunun sorulduğu pankartlara ilişkin bugün flaş bir gelişme daha yaşanmıştı. Aliağa İlçe Başkanı Özlem Şan Oğuzhan ve Gençlik Kolları Başkanı Ahmet Orhan, parti binalarına astıkları “128 milyar dolar nerede?” pankartının “Cumhurbaşkanlığına hakaret suçlaması olduğu” gerekçesiyle ifadeye çağrılmışlardı. Konuya ilişkin hukuk boyutunda değerlendirme yapan Başkan Yücel, suç teşkil etmeyen bir durum üzerinden kişilerin hedef gösterilmesinin Anayasaya göre suç olduğunun altını çizdi ve şunları söyledi; “Hukukun bu kadar zorlandığı, bu kadar çekiştirildiği bu kadar güvensizleştirildiği bir dönem herhalde Türkiye Cumhuriyeti’nde olmamıştır. Çünkü bir suç oluşması için her şeyden önce bir eylem olması lazım. O eylem nedir? Bir pankart asılmasının suç teşkil ettiğini iddia ediyorsanız o pankartta suç teşkil eden bir ifade olması lazım. Pankartlara baktığımızda öyle bir şey yok. Sadece bir soru var.  Bu pankartlardan dolayı ‘Cumhurbaşkanına hakaret’ soruşturması açılması, başlı başına bir suçtur. Çünkü insanları boşu boşuna hem suçluyorsunuz hem meşgul ediyorsunuz hem de hedef gösteriyorsunuz.  O pankartlarda cumhurbaşkanının ismi veya onunla ilgili bir ifade yok. Sadece bir soru var o sorudan suç çıkarmak da mümkün değil. Dolayısıyla yasaya, hukuka ve mevzuata aykırı yapılan bu işlemlerden dolayı biz de hukukun bize tanımış olduğu tüm haklarımızı kullanacağız.  Siyasi faaliyetin engellenmesi Türk Ceza Kanunu’na göre suçtur. Ortada bir suç olmadığını bile bile birini suçlamak hem iftira suçunu oluşturur hem de olmayan bir suçla ilgili bir suçlama yapıp soruşturma başlatıyorsunuz. Bunu da devletin belli organları yapıyor. Dolayısıyla bu işlemin herhangi bir noktasında olan kim varsa biz bu konuda hukuki haklarımızı arayacağız. Bir taraftan şu da yapılmaya çalışılıyor: CHP örgütlerini polisle karşı karşıya getirmeye çalışan bir çaba var. Ben polisin bu süreçte takındığı sağduyulu tavırdan dolayı emniyet mensuplarına teşekkür ediyorum. Onlar da kendilerine verilen talimatı uyguluyorlar ama konusu suç teşkil eden emir ve talimat hiçbir şekilde uygulanmamalı. Dolayısıyla burada hukuka aykırı bir talimat varsa onun da uygulanmaması gerekiyor. Biz bu soruyu sormaya devam edeceğiz. Bu kadar rahatsızlık verdiysek demek ki doğru yoldayız. Çekindikleri, üzerini örtmeye çalıştıkları çok ciddi bir şey var ortada. O yüzden bu sorudan bu kadar rahatsız oldular. Neticede hangi siyasi partiden olursa olsun bu sorunun neden iktidarı ya da iktidara yakın belli kesimleri bu kadar rahatsız ettiğini sorgulamaya başladı. O yüzden bu mücadeleye devam edeceğiz. Toplumun menfaatlerine aykırı, onların kaynaklarını çar-çur eden, kendi kişisel ihtiyaçları ya da belli kesimlerin ihtiyaçları ve beklentileri için kullanan kim varsa onların ensesinde olmaya devam edeceğiz.”

“CHP’NİN UYARILARINI DİKKATE ALSALARDI BİZ 15 TEMMUZ'U YAŞAMAZDIK”

CHP’nin hakkında toplatma kararı verilen "21 Soruda FETÖ’nün Siyasi Ayağı" broşürü nedeniyle dün aralarında CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve CHP İzmir Milletvekili Tuncay Özkan’ın da aralarında bulunduğu toplamda 10 milletvekilinin dokunulmazlıklarının kaldırılması için Meclis Başkanlığı’na fezleke sunulmuştu. FETÖ’nün siyasi ayağının, devletin yönetim kademelerine mevcut iktidar döneminde getirildiğinin altını çizen Başkan Yücel, dokunulmazlıkların kaldırılması gibi hamlelerin sonuç vermeyeceğini söyledi ve “Fezlekelerle ne Sayın Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu’nu ne milletvekillerimizi ne MYK üyelerimizi ne de bizleri durduramazlar ve yıldıramazlar. FETÖ’nün siyasi ayağı sorgulandığı zaman şuna bakmak lazım: 15 Temmuz hain darbe girişimi yaşadık O hain darbe girişimini yapan kişiler CHP ya da muhalefet partilerinin kararıyla o görevlere gelmediler. Hem TSK olarak düşünülebilir hem de emniyetteki o FETÖ’nün sızdığı, kritik görevlere getirdiği kişileri düşünebilirsiniz hem de yargı mensuplarını düşünebilirsiniz. Çünkü 12 Eylül referandumundan sonra HSK’nın yapısı değişti. Hakim ve savcıların atmaması neredeyse tamamen iktidarın kontrolüne girdi. Dolayısıyla FETÖ’nün siyasi ayağının ortaya çıkarılması konusunda CHP’nin yaptığı bir çalışmaya karşı hukuki süreç başlatılması veya fezlekelerin meclis gündemine getirilmesi yaşanan bu gerçeklerin üzerinin örtülmesini sağlamıyor. NE olursa olsun FETÖ’nün siyasi ayağı da ortaya çıkarılıp önümüzdeki yıllarda adalet önüne çıkarılacak diye düşünüyorum. Bu çalışmalar Türkiye Cumhuriyeti devletinin bekası için yapılan çalışmalar. Türk milletinin geleceği için yapılan çalışmalar. Eğer o dönemde CHP’nin uyarılarını dikkate alsalardı biz 15 Temmuz'u yaşamazdık. O dönemde siyasi iktidar bu yapıya yol açtı ve bunların somut delilleriyle birlikte ortaya konulması suç teşkil etmez.  O yüzden o fezlekelerin de bu mücadeleyi durduracağını kimse düşünmesin. Somut delilleriyle birlikte ortaya konulması suç teşkil etmez” dedi.
 

Yorum Yazın

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz

Yorum yazma kurallarını okudum ve kabul ediyorum.

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yorumlar
Yeniden eskiye
Eskiden yeniye
Öne çıkanlar

Bu habere hiç yorum yapılmamış... İlk yorum yapan sen ol.