Yargıtay'ın 'Man Adası' davası kararına mahkeme uymadı

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Man Adası belgeleriyle ilgili Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan ve yakınları hakkında yaptığı açıklamalar nedeniyle açılan davalarda, İstanbul’daki asliye hukuk mahkemeleri ayrı ayrı tazminat kararları açıklamıştı. Anadolu 9. Asliye Hukuk Mahkemesi’ndeki davada Kılıçdaroğlu’nun Erdoğan ve yakınlarına toplam 142 bin TL manevi tazminat ödemesine; Anadolu 20. Asliye Hukuk Mahkemesi’ndeki davada toplamda 359 bin lira ve yine Anadolu 20. Asliye Hukuk Mahkemesi 130 bin liralık tazminat ödemesine hükmetmişti.

Yargıtay 4. Hukuk Dairesi, Erdoğan’ın Kılıçdaroğlu’ndan tazminat kazandığı üç dosyada oyçokluğu ile bozma kararı vermiş ve davaların ortadan kaldırılmasına, ilk derece mahkemesi kararının da tamamen bozulmasına hükmetmişti.

“MAHKEME HAKİMİNİN VERECEĞİ KARAR NESNEL OLMAYACAKTIR. ÖNCEDEN VERECEĞİ KARAR BELLİDİR”

Yargıtay’ın bu kararının ardından “MAN Adası” ile ilgili olarak İstanbul Anadolu 20. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde bugün yeniden duruşma yapıldı. Kılıçdaroğlu’nun avukatı Celal Çelik de duruşmaya katılarak şunları söyledi:

“Önceki oturumlarda reddi hakim talebimiz, mahkemeniz tarafından hukuksuz bir şekilde geri çevrilmiştir. Mahkeme, hukuksuzluğa devam etmektedir. Bu durum mahkemenin nesnel davranmayacağını göstermektedir. Dolayısıyla önceki oturum mahkemeniz tarafından verilen geri çevirme kararından rücu edilmesini ve ret prosedürünün uygulanmasını talep ediyoruz. Mahkeme hakiminin vereceği karar nesnel olmayacaktır. Önceden vereceği karar bellidir. Hukuksuzluk iradesi altında direnme kararı verilecektir. Hakimin reddi ile ilgili işlemlerin yapılmasını talep ediyoruz.”

“TÜRK YARGI TARİHİNDE BU DAVA AÇILDIKTAN SONRA GÖRÜLMEMİŞ BİR HUKUKSUZLUK YAŞANMIŞTIR”

Mahkeme, Çelik’in geri çevirme kararından rücu edilme isteminin “yasal dayanağı bulunmadığı ve davanın uzatılmasına yönelik” olduğu gerekçesiyle reddine karar verdi. Çelik, bunun üzerine konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Türk Yargı tarihinde bu dava açıldıktan sonra görülmemiş bir hukuksuzluk yaşanmıştır. Öncesinde de defalarca belirttiğimiz ve ilettiğimiz gibi reddi hakim taleplerimiz geri çevrilmiştir. Hatta delillerimiz toplanmamıştır. Mahkeme hakimleri değiştirilerek adrese teslim yapılmıştır. Kararı kaldırılan istinaf mahkemesindeki hakimlerin de tamamı değiştirilmiştir. Nitekim yapmış olduğumuz temyiz dilekçemizde bu hususlara değinilmiş, Yargıtay bozma ilamında da açık bir şekilde usuli yönden yaptığımız davacısının Recep Tayyip Erdoğan, davalısının Ana Muhalefet Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu olması ve davanın da kamuoyunda yer etmiş olması gerekçeleri ile usule girmeksizin davanın esasına girildiği belirtilmiş. Dolayısıyla bu gerekçe dahi usul itirazlarımızın doğru olduğunu Yargıtay tarafından da kabul gördüğünü ortaya çıkarmıştır. Öte taraftan Yargıtay bozma ilamı, net bir şekilde dava konusu olguların doğru olduğunun açığa çıktığının ve bu eleştirilerin yapılmasında kamu yararı bulunduğu gerçekliğini hüküm altına alarak bozma kararı sonucunu doğurmuş dolayısıyla bu karar doğru ve yerinde nitelik taşımakla bozma kararına uyulmasını talep etmek durumundayız. Ne var ki duruşmanın başında ismini anımsamadığımız bir avukat tarafından beyan içerikli dilekçe sunulduğu ifade edilmiş olmakla bozma ilamı konusunda uyup uymamaya yönelik değerlendirme yapılmadan önce verilen dilekçenin tarafımıza tebliğini ve dilekçeye karşı beyanda bulunmamız açısında tarafımıza süre verilmesini talep ediyoruz.”

Çelik’in bahsettiği dilekçe hakkında beyanlarda bulunmak için istediği süre talebi de mahkeme tarafından reddedildikten sonra Çelik, sözlerine şöyle devam etti:

“Tarafımızdan direnme kararı verileceğini bilmekle birlikte davacı tarafça toplamda beş dava açılmıştır. Bu beş davanın tamamı bozulmuştur. O kararlardan biri tarafımıza tebliğ edilmiş, orada da çok net bir şekilde tazminat miktarı yönünden kararın bozulduğu ifade edilmiştir. Dolayısıyla Yargıtay üyeleri arasında Man Adası özelindeki olgular yönünden kısmen farklılaşma bulunmakla birlikte tazminat miktarının fahişliği yönünden hiçbir biçimde mahkemenizce önceden de verildiği şekilde fahiş tazminatlara geçit verilmeyeceği bir anlamda oybirliği ile ortaya konulmuştur. Önceden de sunmuş olduğumuz Kılıçdaroğlu AİHM kararındaki 5 bin TL’ye yönelik tazminatın da fahiş olduğu değerlendirmesi hep birlikte değerlendirildiğinde mahkemenizce yapılacak direnme değerlendirmesinin hukuka uygun olmadığı, salt hukuksuzluk iradesi ile oluşturulmuş mahkeme hakim iradesinin devamı kapsamında değerlendirilecektir. Bozma ilamına uyulmasını talep ediyoruz.

ERDOĞAN’A 150 BİN TL TAZMİNAT

Çelik’in konuşmasının ardından mahkeme hakimi, Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin ocak ayında aldığı iki ayrı bozma kararına karşı, eski kararlarında direnme kararı verdi. 20 Asliye Hukuk Hakimi, konuşmanın yapıldığı 2017 ve 2018 yıllarından itibaren işleyecek yasal faizi hariç olmak üzere Kılıçdaroğlu’nun Erdoğan’a iki davada toplam  280 bin TL tazminat ödemesine hükmetti.

Mahkeme hakimi, direnme kararı ile Kılıçdaroğlu’nun toplam 11 kişiye tazminat ödemesi gerektiğine yeğniden hükmetti. Erdoğan dışındaki, söz konusu kişiler ve belirlenen tazminat miktarları şöyle:

-Özdemir Bayraktar adına Canan Bayraktar, Lütfü Haluk Bayraktar ve Selçuk Bayraktar’a 60 bin TL

-Esra Albayrak’a 22 bin TL

-Sümeyye Erdoğan Bayraktar’a 22 bin TL

-Necmeddin Bilal Erdoğan’a 20 bin TL

-Ahmet Burak Erdoğan’a 16 bin TL

-Mustafa Erdoğan’a 15 bin TL

-Sadık Albayrak’a 14 bin TL

-Ziya İlgen’a 14 bin TL

-Orhan Uzuner’e 13 bin TL

-Osman Ketenci’ye 13 bin TL”

“ERDOĞAN NE KADAR BASKILARSA BASKILASIN KAZANAN KILIÇDAROĞLU OLACAK”

Kılıçdaroğlu’nun avukat Celal Çelik, davanın ardından karara ilişkin sosyal medya hesabından şu açıklamayı yaptı:

“İstanbul Anadolu 20. Asliye Hukuk Mahkemesinde az önce görülen MAN Adası davalarında; Mahkeme Hakimi almış olduğu talimatlar ve hukuksuzluk yapma iradesi çerçevesinde Yargıtay'ın Bozma ilamlarına direndi! Erdoğan ne kadar baskılarsa baskılasın kazanan Kılıçdaroğlu olacak.” (ANKA)